açıkça kendisinin ari ırktan olduğunu söyleyen ahmet hamdi tanpınar'ın siyahlara, çinlilere, japonlara, yahudilere yönelik ırkçı nefret söylemi içeren ve beyazlar dışında kalanlara küfredecek kadar düşmanca düşüncelerini özetleyen bu ifade, kendisinin mayıs 1953'te paris'ten adalet cimcoz ve mehmet ali cimcoz’a yazdığı mektupta şu şekilde geçiyor
“… sonra etrafımda bir yığın çinli, japon zevat. meğer ben ne kadar beyaz ırk taraftarıymışım. zerre kadar bir şey anlamıyorum avrupalı olmayandan, bana antropolojik tuhafiye eşyası gibi geliyor.”
şunlar da yine aynı mektuptan:
“…ingiliz santimantalitesinin bir tarafını bu imparatorluk kaygısı demeyeceğim, gururu yapıyor. ona güveniyor, seviyor. meşin gibi zencileri o yüzden kucaklıyor.”
“léopold lévy londra’daki sergisinden döndü. müdhiş kritikler almış. çok sevindim. namuslu, haysiyetli ressam. bilirsin ki yahudi sevmem. yahut mösyö moris’ten ve karısından başkasına tahammül etmem. fakat léopold lévy’yi seviyorum. baba adam. burada türk talebesine, türk ressamlarına nasıl dost, tasavvur edemezsin.”
“atillâ beni burada bir zenci romancı ile – baldwin bilmem neyin baldwin’i – tanıştırdı. bir romanını almış, henüz okuyamamıştım. benim tuhaf huylarımı bilirsiniz: öyle zenci, çinli filândan pek hoşlanmam. bana hilkatın acaiplikleri gibi gelir. ben âri ırkdanım. buna rağmen oğlan müdhiş sevimli. ecinni gibi bir şey. gayet tatlı el işaretleri var. bu işaretler ve güzel gözleriyle yamyam dişlerini unutturuyor.”
şu ise sabahattin eyuboğlu’na paris’ten yazdığı nisan 1953 tarihli mektuptan:
“quartier latin’den bir şey anlamadım. ucuz (ama kelimesi bu değil) daha doğrusu fazla edebiyatı yapılmış bir âlem. müdhiş zenci modası var. bu pezevenkleri biz harem ağası ederdik. avrupa fahrî damat yapmış. paris’te muaşaka için ya ingiliz ve amerikan bankalarından birine dayanmak, yahut kendisini zencileştirmek lâzım. mastarı bendeniz icat ettim. herifler, şehvetli ceylan bakışlarıyla beni kızdırıyorlar, bazen de çok hoşuma gidiyor.”