inanılmaz doğal güzelliklerinin bir kaç kilometre içlerinde dramlar yaşanan güzelim şehir.ucu yakalanamayan ekonomik gelişmelerin sonucu ititbariyle inanılmaz göç alır antalya.kuzeyden şehre inerken,güzelim ormanlık arazilerinin üzerin kurulmuş kepezaltı ve kütükçü mahalleleri görülür.buralar safi varoştur,çevre köylerden ve ülkenin diğer şehirlerinden kaçıp gelen insanlar bu mahallelerde gecekondularında yaşarlar.seçim vakti her parti bölge insanına tapu sözü verir.halbuki tapu sorunu 30 yıldır çözülememiştir.bir kaç asır daha da çözülebilecek gibi görünmez.büyük şehirlerden tatile gelen steril insanlar antalyaya inerken bu mahallelere tiksintiyle bakar.mahallelerin arasına kurulmuş ucube hayvanat bahçesinden gelen iğrenç koku da sanki varoş insanının tenindenmiş gibi gelir onlara.mahallelerin içinde ise bambaşka bir türkiye vardır.insanlar kesinlikle şehirli veya taşralı değildirler.hiç kimse onların köylü olduğunu da söyleyemez.bir sokağında komşu çocukları evlendirilir,düğüne katılmanız gerekir,ama siz öbür sokakta tamirhaneden ödünç aldığı motosikletiyle atatürk heykeline çarparak beynini asfalta bırakan bir mahalle abisinin cenazesinde tatsız bir şerbet içmektesinizdir.
.3 aylık gurbetin vermiş olduğu özlemle finallerin bitişinde kendimi direk kollarına atacağım yerdir.faka daha ne kadar içine sıçılabilir onu merak etmiyorda değilim hani.göç saçmalığımı,fiba 2010 rezilliğimi, chp-akp çatışması yüzünden gerikalmışlığım, yerli halkın vurdumduymazlığımı nedir anlayamadım dünyanın en güzel 10 şehrinden birisidir!klasik yok hem kış hem yaz, gece hayatı,kültürel zenginlikleri bik bik demiyeceğim gerçekten küfür etkisi yaratamay başladı artık bünyelerde.neden bu kadar başıboş bırakıldı antalya neden hakkı olan hizmeti tam olarak alamadı.zeki ve adil bir yönetim ve aklıbaşında bir yerlisi olsaydı kaç nice,kaç valnceia, kaç palermo ederdi bilinmez.umarım gelecekte birileri gözünü açıp da ''aaa bizim antalya diye bir memleketimiz vardı yea'' der.yoksa eskisi gibi sabah lara plajlarda yüzüp öğlen siesta yapıp akşama köfte piyaz yiyip ardından arkadaşlarla falezlerde keşfedilen sote yerlerde şarap/bira yudumlayıp(şimdilerde tinerci it uğursuzdan geçilmiyor) sabahı konyaaltı plajında yapmanın(şimdilerde beach park deniliyor,burasıda mootrlu yurdum apaçilerinden geçilmez olduğu için ben apaçi park diyorum) tadını mumla arıyacak duruma gelebiliriz.
içindeki eski sevgililer,ilkokul tirmiscimiz ve portakal çiçeği kokan sokaklara selam ederim ben bu şehrin.
Muhteşem doğa güzelliklerinin yanında büyük bir şehirde ne olması gerekiyorsa içinde barındırdığı için yaşanılması gereken bir şehir. Tabi gereksiz yere sürekli göç alarak garip bir kültür yapısı oluşmaya başlamıştır.
bu yıl ülke genelinde kış gibi geçmeyen kış mevsiminin bahar tadında yaşandığı şehir. fırtına olmadığı zamanlarda tarihin kış aylarını gösterdiğine inanamazsınız.
sözlüğün kimi zaman haber ajanslarından daha hızlı çalıştığını gösteren şehir. antalya'dan katılan sözlük muhabirleri, pardon üyeleri sayesinde yarınki haberleri bugünden alıyorsunuz.
orta şiddeti fırtına ve şiddetli yağışın uzun süredir devam ettiği ve elektriklerin bir gidip bir geldiği şehir..
çok güzel bir şehirdir ama kirlenmektedir gelen turistler biraz temiz tutsalar daha da güzel olacak ayrıca dağlarında eski yeşillik kalmammış beton yığınları sarmıştır her yanını ama yinede güzeldir adı var bi kere..
kız arkadaşımla gezerken en çok rahatsız olduğum şehir, Eğer biraz takıntılıysanız sürekli birileriyle ne bakıyorsun kardeşim dercesine bakışabilirsiniz. Mükemmel bir şehir değil sadece bu potansiyele sahip, Avrupa ülkesinde olsaydı işte o zaman dünyanın en mükemmel şehri olabilirdi.
eğer reşit iseniz her türlü mekan da, her türlü eğlenerek tatilinizi çok güzel bir şekil de geçirebilceğiniz güzel yurdumun güzel cenneti.
ayrıca
(bkz: dalga)
(bkz: kemer)
(bkz: toroslar)
(bkz: finike)
Aylar sonra yarın tekrar gideceğim memleketim.Yağmur damlaları arabanın camlarına patır kütür çarparken slowturk eşliğinde falezlerde içmeyi, neyzen meyhanesinde sadık amcanın süper fasılıyla içmeyi, konyaaltında sahilde oturup içmeyi, 15 yıllık arkadaşların evinde içmeyi; kısaca her halinle seni ve alkolün en çok yakıştığı şehir olduğun için; içmeyi özlemişim be antalyam.