msn kullanmaya yakla$ik 4 hafta once kizi gittikten sonra ba$layan ve kizinin msn spacesine biraktigi cevapla kizini aglatabilen varlik.hani demi$ler ya daha önceki pek çok entryde oldugu degeri gurbetteyken anla$ilan diye, degeri istedigin zaman, saçma sapan bir $ey için arayamayacagini, anne gel, diyemecegini anladigin zaman anlasiliyormus meger. degeri onsuz hasta olmaktan korktugun zaman anlasiliyormus. en çok kavga ettigin ama aslinda en cok sevdiginmi$.
anneler günü için yazdigim mektup 1 hafta geç gitse de, msnde ben olmadigim halde "kizim, mektubunu $imdi aldim, aglamaktan okuyamadim, çok özledim seni" yazan. ama cevap olarak
ahh anne bilsen o mektubu yazmadan önce, yazarken, yazdıktan sonra ben ne kadar çok ağladım demedim, diyemedim. Son kez size baktığımda senin gözyaşlarını görünce kahroldum, o an aklıma geldikçe hala da ağlıyorum, boğazım öyle bir tıkanıyor ki görsen yumruğun büyüklüğünü, nefes alamıyorum. Giderek sana benzemekten korkarken aslında senin gibi bir anne olamamaktan korkuyorum da diyemedigim kadin.
Sen üzülme, notların ne olursa olsun, ne yaşarsan yaşa üzülme, ağlama, dayanamıyorum senin ağlamana, üzülmene, kendimi inanılmaz kötü ve çaresiz hissediyorum diyen aglamama sebebim.
baba, abi, sevgili, dost ya da arkada$ sevgisi onun sevgisinin yaninda ne kadar yalan ne kadar sönükmü$ meger. bazen arkadaslarimin benden daha cok sevdigi, en içten, en sicak, affedeci, bagislayici, her daim seven $ey.
yakinlik ayni olaya aglamakmi$ meger, uzakliksa farkli zamanlarda aglamak...
bu anneler gününde kalbimi yolladigim insan, cünkü biliyorum ki onsuz agir bana bu kalp ve kalbime ondan daha iyi kimse bakamaz. * 46 kromozom bu kadar mi güzel yanyana gelirin cevabi.
15 saat çalışan, eve henüz giren kızına, "bu pantolon epey dar durmuş üzerinde" diyen, kızın sinirlerini zıplatan insan. "hayır pantolon daralmadı ben kilo aldım" diye cevap vermek istediğim kişi...
yaratıcının mucizevi bir şekilde melekvari hisler verdiği kutsal varlıktır.siz söz konusu olduğunuzda mantığını ve gerekirse kendini bile ezer geçer.hisseder.müthiş kokar.merhametin son noktasındadır.
gurbette degerini daha cok anladiginiz, her zaman sevdiginiz fakat yaninda olamadiginiz bir anneler gununde ne kadar cok sevdiginizi daha bir anladiginiz, yaptigi yemekleri, sizi bagrina basip sevmesini, cocukken olan saciyla oynama aliskanliginizi, kizmasini, tatli-sert bagirip cagirmasini, kizinca banyoya kilitlemesini, kokusunu, "oglum" diye seslenmesini, yaptiginiz guzel bir iste gurur dolu gozlerle size bakmasini, hasta oldugunuzda basinizdan ayrilmamasini, kilometrelerce uzaktan sizi dusunmesini, internetten konusurken dolu gozlerle size bakmasini ve kendinizi onun kanatlari altinda hissetmenizi saglayan guzelim ses tonunu ozlediginiz, su an yaninizda olmasi icin cok seyler verebileceginiz cenneti ayaklarinin altina almis kutsal varlik.
ellerinden operim, anneler gunun kutlu olsun, seni seviyorum iyiki varsin denilesi...
gözünde büyütemediğin, küçükken rujlarını kırıp, incili kolyeni koparan, topuklu terliklerini giyerken bileğini burkup haftalarca yürümeye nazlanan kızın olarak huzurundayım yine. telefonda bile kahkahalarına heyecanlı nidalarla karşılık verdiğin küçük kızın. öpmeye, koklamaya kıyamadığın, işe gönderirken ben gözden kayboluncaya kadar ardından baktığın kızın...
çok hatırlamıyorum belki, eskisi çok puslu ama bildiğim bir şey var ki ben hep sana benzemek istedim. babamın hayranlıkla baktığı, bir gülümseyişiyle tüm kilitleri açan canım anneme...
çok yorucu, karanlık günler atlattık. dayanağımız, güvencemiz oldun. pes etmedin hastalığında. dedem bile ben artık annenden umudumu kestim dese de bizleri sensiz koymamak adına nasıl da baş ettin hastalıklarla?
büyük bir sabırla büyüttüğün 3 çocuğun adına:
annecim seni çok seviyoruz, iyi ki varsın...
bizi bağlayan bu kan değil yalnız
annem biz birbirimize kalanız...
her yeni güne sevgiyle başlarsın
annem sen benim yanıma kalansın...
hani geçen gün bana uzun uzun bakıp ne çabuk geçti dedin ya seneler, az kaldı dedin ya gitmene, o an anladım ben gitsem de içimden bir şeyler hep seninle, hep sende kalacak...
sen benim elim-kolumken nasıl yapacağım sen olmadan bilmiyorum. kime sarılıp, kimin omzunda ağlayacağım bilmiyorum. bildiğim tek bir şey var: kimse anne kokmayacak, kimse senin kadar yumuşak okşamayacak saçlarımı...
en çok da neden korkuyorum biliyor musun anne; senin gitmeden. ben gidince dönerim anne, ama sakın sen gitme. benle beraber büyüme anne, sadece beni içimde, benim için büyü.
defalarca yüzüstü bıraksan da, defalarca kalbini kırsan da, kimseye yapmadığın kötülüğü ona yapsan da bir güzel lafına hepsini unutup seni tekrar kucaklayacak yegane insan.
yazarların genelinin 1000 entry konusudur aynı zamanda...
ne kadar büyürsen büyü onun yanında küçük bir çocuk olarak kalmayı istersin, yaptığın şeylerin onun tarafından takdir edildiğini görmek en büyük ödül olur. Ateşler içinde yatarken onun gelip üstünü örtemesi saçlarına dokunması hastalandığına şükrettirir. işte bu kadar önemli olduğu için hayatında en çok ona kırılısın, bazen arandaki ilişkinin farklı olmasını hayal edersin anlatmayı denersin ama o annedir herşeyin doğrusunu bilir ve doğru olanı yapmaktadır, gözlerinin önünde dağılırsın görmek istemez gördüğü şey üzecektir onu sen de suç bulur. birbirinizin hayatından çıkmanın yolu yoktur her iki tarafda bilir hayat devam eder...
tüm küçük kızlar babalarına aşıktırlar.
hayran kaldıkları,babalarından kıskandıkları annelerine benzerler.
büyüdüklerinde tıpkı anneleri gibi olup,
babalarına benzeyen bir erkekle evlenirler.
Bir erkek çocugun kaleminden çikmis bu kadar olur yani, tam tarif !!!
1. ANNE, dünyada karsilik beklemeden börek yapan tek insandir. Karsiliksiz sevginin ete kemige bürünmüs halidir!
2. Ne kadar üzsen de 10 Dakika sonra seni affeden zarif bir memeli turudur,
3. Yagli bile olsa tiksinmeden saçini oksayan, kucagina yatiran, öpüp koklayan tek varliktir, melegin sut verebilenidir.
4. Yarasin diye muhallebinin içine ciger katarak çocuguna yediren manyaklik derecesinde yaraticidir.
5. Yemek yemeyen çocugun dikkatini çekmek için elindeki tencere ve tavalarla maymunluk yapabilen kisidir,
6. Kafayi çocuklariyla bozmus, göbek bagi kopsa da yürek bagi asla kopmayan, sevgi dolu fedakar Insan disisidir,
7. Bulasik, ütü, vb yaparken bile otomatik olarak çene çalan, kendi kendine konusan, kadin dirdiri denen mereti erkeklere daha küçükten belletendir .
8. Yemek uzmani, düzen insani, bilgili, kültürlü her seyi bilen sahsiyettir,
9. Yavrularini yol tarafindan degil, kaldirim tarafindan yürütendir,
10. Dizidizi incidir lakin gerektiğinde laf sokma dalında da birincidir,
11. Sevgiliden ayrılma haberi verildiğinde, "amaaan ben sana daha güzelini bulurum" diyebilen komik bir karakterdir.
12. 'Oglum aradim yoktun. Ben de mesaj atayim dedim sana. Gelince ara beni EMI aslan evladim. Sapkasiz çikma o karilarla. Kara börülcem benim öptüm annen , seklinde mesajlar atabilen, teknolojiyi israrla reddeden, kabullenemeyen, kafasina göre yorumlayan bilisim düsmanidir …
13. AMA ... AMA dünyanin en güzel kucagina sahip, en güzel kokan, harikulade bir varliktir , olmadik yerlerde iyi ki dogurmusum ülen seni!" diyen ve benim hatirima benimle Freddy Mercury dinleyen bir sabir agacidir,
14. Evlatlarini asla ayirmayan, ayni zamanda birbirinden koruyan güç abidesidir.
15. Evde bir yere uzandiginiz an orada temizlik yapacagi tutan, temizlik konusunda kayisi Kopardigindan temizlikçi gelecek diye evi temizleyen balans ayari kaçmis temizlik kaynagidir.
16. Mutfakta yasayan, evde herkesi idare eden bir tür canlidir.
17. Sevginin güçlerini birlestirdigi sonsuz bakiredir oglunun damat, kizinin gelin oldugunu görünce, çocugu mezun olunca, çocugu gol atinca, çocugu hasta olunca, çocugu askere gidince, asmali kabagi seyredince, dolar yükselince velhasil buna benzer bissuru seye aglayabilen, bu mesaji okurken duygulanip - Gözleri dolabilen, aglamaya meyilli bir yapisi olan duygu pinaridir,
18. son kiiii üç dört; Uzakta dursa da yakin hissedilen, cani hep istenen, asla vazgeçilmeyen, dizinin dibinde olmak istenen, evlatlarin varligini varligina armagan edebilecegi, islak - kuru AMA heeeep duygulu en önemlisi; kiçi basi oynamayan tek kadin modelidir...
dünyada karşılıksız tek seven ve sizi ondan daha fazla seven birini bulamayacağınız, sizi her defasında yürekten affeden tek gerçektir.başınızı göğsünüze yasladığınız zaman o sonsuz sevgiyi ve güveni başka hiçbir yerde bulamazsınız.
merhaba anne,
yine ben geldim.
merak etme okuldan çıktım da geldim.
anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
ali, okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder.
demişti de onun için söylüyorum.
geçen hafta öğretmen, sağ elimde sarımsak, sol elimde
soğan dedirte dedirte öğretti sağımı solumu.
ben biliyorum artık anne, sağım neresi, solum neresi
ağrıyan yanımın neresi olduğunu.
şimdi iyi biliyorum anne.
hani geçen geldiğimde:
şuram acıyor işte, şuram demiştim de
bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
bak şimdi söylüyorum. Şuram işte,
sol yanım çok acıyor anne.
hem de her gün acıyor anne her gün.
dün sabah annesi ayşe nin saçlarını örmüştü.
elinden tutup okula getirdi.
yakası da danteldi.
zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
ben de ağladım,
ağladım hiç de utanmadım.
öğretmen ne oldu dedi?
düştüm, dizim çok acıyor dedim.
yalan söyledim anne.
dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.
bugün ben de saçım örülsün istedim.
babam ördü ama onunki gibi olmadı.
bantel yaka istedim.
babam; Ben bilmem ki kızım. dedi.
bari okula sen götür dedim.
kızım, iş... dedi.
ben de bana ne dedim, ağladım.
kızım, ekmek. dedi babam.
sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
ha, bi de sol yanım yine çok acıdı anne.
herkesin çorapları bembeyaz,
benimkiler gri gibi.
zeynep, annem, beyazlara renkli çamaşır
katmadan yıkıyormuş dedi.
babam hepsini birlikte yıkıyor.
babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
uffff, babam, her gün domates
peynir koyuyor beslenmeme.
üzülmesin diye söylemiyorum ama
arkadaşlarım her gün kurabiye,
börek, pasta getiriyor.
biliyorum babam pasta yapmasını
bilmez anne.
hava kararıyor, ben gideyim anne.
habam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
kim bozuyor toprağını,
çiçeklerini kim koparıyor?
izin verme anne,
ne olur toprağına el sürdürme!
eve gidince aklıma geliyor bi de
bunun için ağlıyorum anne.
bak, kavanoz yanımda,
toprağından bir avuç daha alayım.
biliyor musun anne?
her gelişimde aldığım topraklarını
şu kavanozda biriktirdim.
üzerine de resmini yapıştırıp
başucuma koydum.
her sabah onu öpüyor kokluyorum.
kimseye söyleme ama anne
bazen de konuşuyorum onunla.
ne yapayım seni çok özlüyorum
anne.
ha unutmadan,
öğretmen yarın anneyi anlatan
bir yazı yazacaksınız dedi.
ben babama yazdıracağım.
öğretmen anlarsa çok kızar ama
bana ne kızarsa kızsın.
ben seni hiç görmedim ki neyi,
nasıl anlatacağım anne.
senin adın geçince sol yanım
acıyor anne.
hiç bir şey yutamıyorum.
bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
kağıda da böyle yazamam ya anne.
ben gidiyorum anne,
toprağını öpeyim, sen de rüyama gel beni öp.
mutlaka gel anne,
sen rüyama gelmeyince
sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne.
sol yanım acıyor anne.
işte tam şurası,
sol yanım çok acıyor anne.
seni çok özledim anne, çooook...