kitabını okumayan biri için gayet iyi bir film. Ben kitabınıda okudum.. Nerden mi biliyorum ?
Filmi izlemek için bilinçli olarak 4 gün bekledim.. Eleştirileri gördükten sonra filmi objektif bir şekilde izledim. Ordan biliyorum..
Dediğim gibi filim, film olarak güzeldi evet. Lakin...
Kitabı okuyupta filmi izleyenler eminimki kitabın nasıl a.mına koyulduğunu farketmişlerdir. Bir kaç kişinin yorumunu gördüm üstlerde, 'bes yüz sayfalık kitabı filme sığdıramazlardı, e gayet normal' demişler. Alakası yok!
Abicim sen filmi kısaltmışşın ama en önemli noktalarını yok saymışsın.. Karşı maddeyi var eden viktorya'mın babası değilmiydi. Hani nerde ? Kitabın önemli kahramanı köhler amcayı n'aptın, yedin mi ? Kitabı okumayan biri karlamengo kardeşimizin papa'nın öz oğlu olduğunu nerden anlayacak ? Anlayamaz.. Çünkü yutmuşsun bu en önemli konuyu.. Rabırt landın abim o havuzda haşhaşın ile boğuşup yara almıyormuydu olm ? Aynı sahnede, su'ya atılan kardinal ölmüyormuydu ? Ateş ile cezalandırılan kardinali kurtarmaya çalışırken haşhaşın ile rabırt yine boğuşmuyormuydu. Rabırt o esnada mermere sıkışmıyormuydu? Karlamengo ibnesi helikoptere rabırt'ı da alıp sonradan ona tuzak kurmuyormuydu ? Onu helikopterde bırakıp tek olan paraşütle kendisi atlamıyormuydu? Yine filmin en önemli noktalarından biri olan haşhaşının vıktorya bacımız ile rabırt abimizle melekler şatosunda ölümüne oyun oynamadılar mı ? Haşhaşin ordan düşüp ölmüyormuydu ? Ne yaptın ank ? Haşhaşını arabasını patlatarak hangi akla hizmet etmeye çaliştın olm ?
Bana gelip kitabı kısaltılar demeyin. Bu saydıklarımı çekip filmde bir çok saçma şeyin yerine koyabilirlerdi...
an itibariyle imdb'de paunı 7 gözüken aynı isimli kitaptan uyarlanmış film. kitabını okumadan izlediğim da vinci code'a kıyasla daha iyi bulduğum bir çalışma olmuş, her ne kadar tom hanks'in robert langdon rolüne tam anlamıyla uymadığını, onun yerine george clooney ya da benzeri bir aktörün oynamasının daha inandırıcı olabileceğini düşünsem de genel olarak oyunculuklar başarılıydı.özellikle nedense fazla dikkat çekmeyen camerlengo patrick mckenna rolündeki ewan mcgregor ve gözlüklü katil rolündeki nikolaj lie kaas gerçekten iyi iş çıkarmışlar.
birçok kişinin de belirttiği gibi kitabı da okumuş birisi olarak bazı önemli detayların atlanmış olması ve izleyicinin ne olduğunu anlamasına fırsat vermeden filmin bir olaydan diğerine atlaması bazı kopuklukların ortaya çıkmasına sebep olmuş, ama yine de o sürede bu kadar toparlayabilmeleri de övgüyü hak ediyor.zira her detayın filmde ele alınabilineceğini düşünmek büyük bir hata olurdu, buna zaman da yetmezdi zaten.
son olarak filmin en güzel yanlarından birisi kitapta okurken gözünüzde pek canladıramadığınız özellikle patlama sahnelerinin başarıyla yansıtılarak kitaba göre daha somut hale getirilmesiydi. teknolojinin sayesinde böyle güzel sahneleri izlemek gerçekten zevkliydi.
not: tom hanks'in oyunculuğuna her zaman hayran kalmışımdır, ki filmi izlemek istememin en önemli sebebi onun da bu projede yer alıyor olmasıydı. demek istediğim iyi oynamış, bu rolde göze batmıyor, ama farklı bir oyuncu tercihi de yapılabilirdi.
kitabı okuyan biri olarak film beklentilerimin çok çok altında kaldı. Maximilian Kohler karakteri film de yok. filmi uzatmayalım diye ruhundan çok şey kaybettirmişler. kitaptaki çoğu sahne filme aktarılmamış, çoğuda değiştirilmiş.
--spoiler--
camerlengo'nun illimunati'yi sadece papa olmak için hortlattığı mantığı var filmde. kitapta olay tamamen farklı ve çok mantıklı. kitapta işin içindeki mucize filme aktarılmamış.
--spoiler--
muhtesem bir kitap ve kitapla hic alakasi olmayan berbat bir uyarlama.
tamam, bire bir aynisini yapmak imkansizdir kitap uyarlamalarinda ama en azindan da kitaba saygi duymak ve adinin hakkini vermek gerekir beyaz perdede, oysa son 20 dakika bambaska bir konu ile olusturulmus, bambaska bir film tadinda olmustur resmen.
kohler hic yok denilmis yukarida, peki izleyenlere soruyorum;
hem din, hem bilim adami olarak olaylarda kilit rol oynayan leonardo'yu gören oldu mu filmde?
olaylarin tam icinde, üzerinde mini sortuyla robert'in pesinden her yere kosturan vittoria'yi gören oldu mu filmde?
psikopatin önce gideni, amaci icin yapmadigi sey kalmayan,ha$a$in'i gören oldu mu filmde?
hadi onlari gectim;
herkesi inanilmaz etkileyen nutuklar atan, tanri'dan vahiy aldigini bile millete inandiran, ilahi bir varlik olarak, asla secilmesi mümkün olmadigi halde, papa secilen camerlengo'yu gören oldu mu filmde?
yoksa olaylardan alabildigine uzak, "ne isim var benim burda yaa, üfff!" seklinde takilan bir vittoria,
önüne gelen her polisi öldürmesine ragmen, robert ve vittoria'yi ne yapabileceklerini bildigi halde, serbest birakip, arabasini calistirmasiyla havaya ucan bir ha$a$in ve parasütle atlayip, "bizi kurtardi, onu papa secelim." diye resmen sadaka verilmesi varsayimlari üzerinde durulan bir camerlengo mu izledik biz?
leonarda olayina hic girmiyorum bile, adami vittoria'nin is ortagi yaptilar ya resmen, ne desem bos.
kac karakter oldu, olmalarina ragmen, aslinda hic olmayan, ucunu kacirdim ben...
olay inanilmaz derecede hizli akiyor zaten. robert abim bi bakiyor haritaya, "aha, burasi! yürüyün!". her seyi cok kolay buldu robert, hic kafa yormadi neredeyse.
bi de sonunda, su ile damgalanan kardinal mi papa secildi, ben mi yanlis anladim? biri beni aydinlatsin.
kardinallerin ölüm sahneleri mükemmel olmus ama, hakkini yemeyelim simdi...
ama hepsi de o kadar malesef...
--spoiler--
bi kere kohler diye bi karakter yok ki kitap için oldukça önemli bir karakter. önemli ayrıntıları atlamışlar. mesela son preferti yi kurtarırken çeşmede bi boğuşma sahnesi vardı. o yok . papanın biyolojik oğlu Camerlengo bunu öğrendiği için papayı öldürmüştür bu da öenli bir ayrıntıydı bunu da atlamışalr. ve son sahnelerde patlamadan sonra camerlengo çatıda beliriyodu onu da değiştirmişler. hatta bi ara korktum Camerlengo yu iyi olarak mı sunucaklar diye. sonuç olarak kitaba hayran kalmış biri olarak filmi çok beğenmediğimi söylemek istiyorum
--spoiler--
dan brown'ın kitaplarını okuyalı aradan uzun bir süre geçtiği için izlerken "burada bir şeyler eksik ama ne" diye kısık gözlerle aklımın tenha köşelerindeki anı kırıntılarını yokladığım film. birileri eksik evet, ama bir yandan da aklımda, acaba aradığım karakter öteki kitaplarından olabilir mi düşüncesinin dolaşmasından şüpheye düştüğüm ve etrafımdakilere de sonunda moraracağım endişesiyle fikrimi beyan edemediğim film.
sonra film bitti ve eve geldim, açtım yüce google sayfasını ve buldum aklımı kurcalayan şeyi:
he, film nasıldı peki? ehh...her, filme uyarlanan kitapların okuyucusu gibi kitabı tabii ki daha iyiydi, rezil ettiler kitabı vs. tavırlarına bürünmek istemem; lâkin kitaptaki önemli noktaların pek çoğu atlanmış ve sade bir şekilde işlenmiş film. fazla sade ve nasıl desem...ımmmm, filmden çok, dizi bölümüne benzemiş. o kadar şukela ve ağız sulandırıcı betimlemeleriyle okuyanı direkt vatikan'a gitmek istiyorum diye inleten kitabın aksine filmde görsellik kameranın kullanılışı açısından pek etkileyici olmamış. daha iyi sahneler bekliyordum açıkçası.
ben de güzel olmasını isterdim ama olmamış, napayım olmamış işte!!!
da vinci şifresinden çok daha mükkemmelin ötesinde kurgulanmış harika bir kitap. fakat da vinci şifresinin sinemaya uyarlanmış hali çokça basitleştirilmiş, pek çok ayrıntı atlanmıştı. melekler ve şeytanlarda da aynı şey yapıldıysa çok yazık olacak.
Kitaptan daha farklı bişey olmuş hatta yeni bir kitap yapmışlarda filmi o yeni kitaptan çekmişler..
--spoiler--
Bir kere Camerlengo nun ölen papanın biyolojik oğlu olduğu filmde yok!! Maximilian Kohler diye bir karakter filmde yok,yutmuşlar.Onun yerine Victor denen sarı adam var.Ayrıca filmdeki beşinci damga çift anahtar değil, diğer elementlerin bir arada yazılmış haliydi.Camerlengo tek başına binmedi helikoptere, Langdon la beraber bindi Langdon atladı ve şans eseri bir nehre düştü.Ama tabii film bunlardan bihaberdi.
Ayrıca Camerlengo , bilim ve din konulu konuşmayı kameralara yapacaktı,milyonlara seslenecekti,filmde kardinallere o konuşmayı yapıyor.
--spoiler--
Yani anlayacağınız yepyeni bir senaryo,daha doğrusu "melekler ve şeytanlar-mutasyon" adlı kitaptan uyarlanıp filmi çekildi desek daha hoş olur.
23.30 seansından döndüm sizler için paylaşıyorum gözlemlerimi.
--az biraz spoiler olabilir--
giriş yapmakta biraz zorlanmışlar. bu yüzden en çok kitabın baş tarafını kesmişler. inanılmaz bayık bir giriş var. bir an korktum film böyle devam edecek diye. neyse ilk göz muhabbeti ile ısınıyor etraf. yine de robert langdon ortaya çıkana kadar film, ne yapacağını bilemez bir halde ilerliyor. sonra rayına giriyor ve güzelleşiyor.
filmdeki ters köşeler iyi hazırlanmış. kitabı okuyalı o kadar sene geçtiği için zaman zaman ben yanlış mı hatırlıyorum yoksa dedim. ilk filmde olduğu gibi arabalı sahneler var. bol bol ateşli bölümler var. hem silah ateşi hem yakan ateş anlamında. çok fazla ölüm görüyoruz. yani yanmalar falan bir şey değil de, nasıl öldüğünü görmememize rağmen ilk kardinalin cesedi feciydi. bir de papa'nın ölüsüne bakmak için indiklerinde, adli tıpdan zehirle ölmüş ceset mi bulmuşlar artık ne yaptılarsa fazla gerçekçi olmuştu.
film sonuçta, kitap gibi olmasını beklemek yanlış. mesela ben ceketini paraşüt gibi yapma sahnesini merak etmiştim ama hiç öyle bir şey yok. yine de kurgu açık vermeden bir bütün halinde. filmin iki noktasıyla oynamak isterdim, birincisi girişteki cern ortamı sahnesi çok uzun, kablolar, protonlar, borular falan orayı kısaltırdım, oradan artan zamanla da büyük final ters köşesini daha vurucu ve etkileyici, her şeyden önemlisi ani yapardım. çünkü langdon videoyu izlemeye başladı an anlaşılıyor olacaklar.
ilk gün gece yarısı seanslarına genelde hayranlar gelir o yüzden onların fikri önemlidir. genel kanı şu yöndeydi, kitabı hayli bir kenara itmişler, ama bir film olarak bakıldığında iyi iş çıkartmışlar. otoparkta yanındaki arkadaşına o gözlüklünün araba niye patladı ben orayı anlamadım diyen, arkadaşın bütün çabalarına rağmen kardinalleri öldüren elemanı, kimin tuttuğunu anlamak istemeyen delikanlıya da saygılar, en azından arkadaşlarını kırmamış o saatte gelmiş filme.
--az biraz dedin okudum pişman oldum diyorsan özür--
da vinci code dan önce çıkan dan brown kitabıdır. din ile bilimin varoluşlarından beridir süregelen, bitmeyen, yalnızca biçim değiştiren savaşını, aslında bilimin Tanrı'nın gücünün bir yansıması olduğunu anlatır.
olayların vatikan da papa seçimleri sırasında geçmesine rağmen yalnızca hristiyanlığa yönelik değil, "inanç" kavramı üzerinden gitmesi hoşuma gitti.
edit: "filminin çıktığı gün koşa koşa gideceğim." = o gün bugünmüş ama feci hayal kırıklığına uğradığım bi film oldu. karakterler değiştirilmiş.
kurgunun iki önemli karakteri olan maximillian kohler ve leonardo vetra filmde yok.
Rocher ın adı sanı değişmiş richard gibi bişi olmuş, max in yaptığı işlerin ucundan azını ona yedirmişler.
leonardo vetra ve kızı vittoria vetra arasında bir sır olan - ki zaten kitap boyu merak uyandıran en önemli konulardan biride leonardo vetranın karşı maddeyi kime anlattığı idi- karşı maddeyi bütün Cern cümbür cemaat birlikte meydana getiriyolar falan.
ayrıca eğer yanılmıyosam en sonunda bütün preferi ölüyordu ve kardinal Mortati papa oluyodu ama filmde seçilmiş dört kardinalin arasında olan ve "water" ambigramıyla dağlanan kardinal papa oluyor.
dört ırmak çeşmesinde deli gibi haşhaşin ve robert langdon boğuşması oluyordu fakat filmde bunu göremiyoruz öyle bişey yok, kardinal Baggia boğuluyodu ama filmde kurtuluyor hemide bide papa oluyo yuh çarpıtılmanın bu kadarı!
haşhaşini zaten filmde göremedim hani arap haşhaşin? onun yerine gözlüklü,fit, takım elbiseli, ingiliz tipli bir erkek gördük.
hani robert ın kitapta kafayı takmışcasına vurgulanıp duran harris tüvit çeketi?
hani en sondaki helikopter sahnesi? kitapta camerlengo ve robert birlikte helikoptere biniyolardı, camerlango paraşütle atlayıp robertı döt gibi karşı maddeyle helikopterde bırakıyodu.
hani robert tiber nehrine düşüyodu?
hani filmde yer almamış olan max kohler dedenin verdiği kaset?
camerlengonun delirdiği ve vahiy aldım, tanrı benimle konuşuyor, kilisemi bu kayanın üstüne kurucam diye bağırıp çıldırdığı sahneler, gerçek babası olduğunu ve bunun nasıl olduğunu öğrendiği sanhe?
kitabın sonunda robert ın tiber nehrine düşüşünden sonra eriyip giden diagramma sayfasının da filmin sonunda robert a ödünç verilmesi olayı da yuh diyerek kahkaha atmama neden olmuştur.
daha da bi ton şey.
yani kısaca, muhteşem bi kitabın gayet yavan, basit, düz hatta vasat bi film uyarlaması olmuş bu.
hem yukarda sövdüğüm nedenlerden dolayı hem de çekimlerden dolayı. vatikan gibi sanat harilarıyla dolu olan bi şehrin ve zaten romanında kilit noktaları olan eserlerin daha iyi çekimlerle bize görsellik sunmalarını beklemiştim.
bugün ülkemiz sinemalarında gösterime girmiş, yönetmenliğini ron howard'ın yaptığı, da vinci şifresinin devamı niteliğindeki film.
da vinci şifresi'ni okuduktan sonra, sinemaya gidip izlediğimde birebir hayalimde canlandırdığımla ekranda izlediğim aynıydı. tom hanks'in oyunculuğuna zaten artık yorum yapmamıza gerek bile yok. kendisine forrest gump ile başlayıp yeşil yol ile devam eden ve babamla izleyip de gözyaşlarına boğulduğum azap yolu ile tavan yapmış bi hayranlığım söz konusu.
--spoiler--
langdon illuminati olarak bilinen ve tarihteki en güçlü organizasyon olan- kadim ve gizli bir kardeşliğin tekrar ortaya çıktığına dair kanıtlar bulduğunda, bu gizli organizasyonun en büyük düşmanı olan katolik kilisesinin varlığına yönelik ölümcül bir tehditle yüzyüze gelir.
illuminatinin geriye sayan, durdurulması olanaksız bir saatli bombaya benzediğini öğrenen langdon roma’ya giderek orada güzel ve gizemli bir italyan bilim insanı olan vittoria vetra ile güçlerini birleştirir. mühürlü lahitler, tehlikeli mezarlar, terk edilmiş katedraller ve hatta yeryüzündeki en gizli mahzenin kalbinde geçen durmak bilmez, aksiyon dolu bir ava çıkan langdon ve vetra, vatikan'ın hayatta kalmak için sahip olduğu tek umudu gösteren 400 yıllık aydınlanma yolu'nu izlerler.
--spoiler--
kitabını okuduysanız ve serinin ilk filmini de izlediyseniz kaçırmamanız gerekir.
dünya ile aynı anda, türkiye sinemalarında da izleme imkanına eriştiğimiz, merakla beklediğimiz film. izlensin ilk fırsatta, sonra tekrar yazılsın buraya...