bugün

vasat rus yönetmen. şişirilmiş balonun tekidir. o kadar parayı bana verseler film çek diye ben de çekerim. yazık.
o kadar da para vermediler aslında adama.
https://www.youtube.com/watch?v=7Aljq_hqU3A

maneviyatta zirve yaptığı filminde işlediği felsefesiyle yeri doldulamayacak olan kişi.

ünlü''bir delinin haykırışı''sahnesi.

''içimde hangi adam konuşuyor?
Hem aklımda, hem bedenimde aynı anda ayrılamam. Bu yüzden tek kişi olamıyorum.Kendimi aynı anda sayısız şey olarak hissedebiliyorum. Fazla büyük usta kalmadı. Zamanımızın gerçek kötülüğü budur. Kalbin yolları, gölgelerle kaplanmış.

Yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz.Okul duvarları, asfalt ve refah reklamlarının uzun kanalizasyon boruları ile dolu beyinlere, böceklerin vızıltıları girmeli. Her birimizin gözlerini ve kulaklarını, büyük bir rüyanın başlangıcı olan şeylerle doldurmalıyız.
Birileri pramitleri yapacağımızı haykırmalı. Yapamamamızın bir önemi yok, o isteği beslemeliyiz.Ve ruhun köşelerini esnetmeliyiz, sınırsız bir çarşaf gibi.

Dünyanın ilerlemesini istiyorsanız el ele vermeliyiz. Sözüm ona sağlıklıları, sözüm ona hastalarla karıştırmalıyız.
Siz sağlıklı olanlar, sağlığınız ne anlama gelir? insanoğlunun bütün gözleri, içine daldığımız çukura bakıyor.
Özgürlük faydasızdır eğer gözlerimizin içine bakmaya, yemeye, içmeye ve birbirimizle yatmaya cesaretiniz yoksa.
Dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler, sözüm ona sağlıklı olanlardır.

insanoğlu dinle !

Senin içinde su, ateş ve sonra kül ve küllerin içindeki kemikler...
Kemikler ve küller...

Gerçekliğin içinde veya hayalimde değilken ben neredeydim?

işte yeni anlaşmam:

Geceleri güneşli olmalı ve Ağustos da karlı. Büyük şeyler sona erer, küçük şeyler baki kalır.Toplum böyle parçalanmaktansa, yeniden bir araya gelmeli.Sadece doğaya bak, hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin. Bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz
Yanlış tarafa döndüğümüz noktaya.Hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz, suları kirletmeden.

Deli bir adam size, kendinizden utanmanızı söylüyorsa, ne biçim bir dünyadır burası?

Anne, başının etrafında dolaşan ve sen güldükçe berraklaşan o hafif şey havaymış..."
rus kurgu sinemasının en önemli modern zaman temsilcilerindendir. filmlerindeki görsel estetik kaygısı ve diyalogların ikinci plana atılması anlamında nuri bilge ile benzeşim gösterir. içe dönük ve kendine bir bakış atan filmler yapmakta usta bir yönetmendir. rus sinemasının gelişim çizgisine baktığımız zaman sergey eisenstein, kuleşov gibi kurguyu psikolojik bir öğre gibi kullanan ekol yönetmenlerden sonra tarkovski ve sokurov gibi çok değerli rus yönetmenleri görmek, film dili ve grameri açısından sinema tarihinde önemli bir başarıdır.
yönetmen, aktör, yazar.
Bir yönetmen ile muhabbet esnasında Tarkovsky için: "Sinema bir edebiyatsa, Tarkovsky bu edebiyatın şairidir, filmleri şiiridir." söyledikleri aklımda yer ettiklerimden.

Kadınlar ile ilgili bir röportajı vardı. Mükemmel ötesi bir şey.

Buyrun röportajı buldum: http://www.fakirane.org/tarkovski-roportaj/

Ayrıca sanat için:
‘’Sanatın asıl amacı; insanı ölüme hazırlamaktır!’’

“Sanat Yaratıcının aynadaki cilvesidir." demiştir ki bu aforizmalar beni bende almış, ölüme ram etmiştir.
"Hepimiz bir şey bekleriz. Mesela ben, hayatım boyunca bir şeyler bekleyip durdum, bütün hayatım boyunca sanki tren istasyonunda bekler gibiydim, bütün zaman boyunca sanki yaşadığım hayat gerçek değildi de bir tür bekleyişti."
Adam gibi adamdır.
Şiirsel sinema denilince akla gelecek ilk isim olan Andrei Tarkovsky, öldüğünde henüz 54 yaşındaydı. Akciğer kanserinden yaşamını yitiren Tarkovsky, bu hastalığa Stalker filmini çekerken yakalanmış. inanç, varoluş, aidiyet, aile, fedakarlık, tarih gibi kavramların altını çizen ve çoğu sinemaseverin sinemaya ve hayata bakışını değiştiren iz Sürücü (Stalker)’yü çekerek, bir anlamda kendini kurban etti Tarkovsky. Tıpkı Nostalji, Ayna, Solaris gibi filmleriyle yaşamı ve yaşamayı anlattıktan sonra, son filmi Kurban ile ölüme bir güzelleme sunarak, kendisini sinemaya/sinemayla kurban edişinin alt metnini dokuyarak ayrılır hayattan.”Başlangıçta söz vardı…” demeyi ihmal etmeden biter Tarkovsky Filmi.( 29.12.1986 )
"Sanatın amacı insanı ölüme hazırlamaktır."
mükemmel bir adamdır. edebiyatta dostoyevski sinemada tarkovski,bu ruslarda ne keramet varsa anlamadım. 'ilkelerine bir kez olsun ihanet eden insan hayatla olan saf ilişkisini yitirmiştir'
görsel
görsel
--spoiler--
''Modern sanatın seçtiği yol yanlıştır, çünkü hayatın anlamını arama adına salt kendini onaylama peşinde koşmaktadır. Bu yüzden bu yaratıcı uğraş, kendi bireyci eylemlerinin bir kerelik değerini haklı göstermeye çalışan egzantrik kişilerin garip bir çabasına dönüşmüştür. Ne var ki, bireyin kendini sanatta kanıtlaması imkânsızdır, çünkü sanat daha farklı, genel ve yüksek bir düşünceye hizmet eder. Sanatçı, kendisine neredeyse mucize sonucu bahşedilmiş sayabileceğimiz yeteneğinin bedelini ödemek zorunda olan bir hizmetkârdır. Günümüz insanı hiçbir şey feda etmeye yanaşmıyor; oysa gerçek bireyselliğe varmanın tek yolu özveriden geçer. Ne yazık ki, bu gerçeği giderek unutuyoruz, dolayısıyla insan olma duygusu da yitip gidiyor.''
--spoiler--

Andrey Tarkovski
şair babanın * oğlu, şiirsel sinema * dehası.

aynı filmini bilmem kaçıncı defa izlerken her defasında yeniden kendini keşfettiriyor.her defasında yeniden uyandırıyor öğretiyor.
izleyicisinin öğretilişine derin katkı sağlıyor.

gelip geçtiği ölümlü dünyada sonsuza dek yaşayacak isimlerden.

-“insan doğa tarafından kendi yollarıyla öğrenebildiği için yaratıldı. Gerçeğe doğru yürüyüşünde, insan bilgiyle mahkum edildi.”

-“insanlık kurtuluşunu utancında bulacak.”

- ''içinde bulunduğumuz bu durumda, sıradanlık da deha da aynı derecede yararsız.
Evreni fethetmekle ilgilenmedik.
Sadece yeryüzünü evrenin sınırlarına kadar genişletmek istedik.
Başka bir dünya istediğimiz yok.
Yalnızca, içinde kendimizi göreceğimiz bir ayna.
Bağlantı kurmak için çok çabaladık ama başarısızlığa mahkum olduk.
Korktuğumuz ve aslında gerek duymadığımız bir ereğin peşinden koşmakla komik görünüyoruz. insan insana lazım.''

Solaris filminden.
" Biri bir şeyden çok söz ediyorsa, onun yokluğundan muzdariptir. Bir insan paradan çok söz ediyorsa, demek ki parası yoktur. Şereften çok söz ediyorsa, demek ki, şeref ile bir sorunu vardır. "
en güzel varoluşçuluk temsilcisi yönetmenlerdendir. ciddi manada kafa açar. allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
"Bana göre, kitlelere yönelik sanat anlamsız. Sanat, âsil ve manevi olandır."
"ilkelerine bir kez olsun ihanet eden insan hayatla olan saf ilişkisini yitirir"

görsel
Rus film yönetmenidir. Ayrıca aktörlüğü ve yazarlığı da vardır.

Bir avuç filmiyle sinema dünyasını bir anlamda yeniden dönüştürmüştür. Filmleri görsel yönleriyle şiirsel bir havaya sahiptir.şiir demişken şiir sever bir abimizdir kendisi.belki de bu yönü bana onu bu kadar cazip kılmıştır.
Tarkovski, insanın ruhunu, iç dünyasını anlatmaya, Yaratıcı’ya daha yakın, O’nu ifade etmeye çalışan bir sanat peşinde koşmuştur. Filmlerine bir üst basamak olan sanat boyutundan bakarsak sanırım manzara az çok bu şekilde görünecektir.
Ayrıca filmlerini anlamayışımı,annemin cocukken beni merdivenlerden düşürmesiyle aldığım darbelere bağlıyorum. Yoksa bu kadar naif ve siirsel bir adamı anlamamak delilik!
tarkovski çağdaş yönetmenlerin en iyisidir, çünkü o hayati zahiri bir görünüş olarak değil, bir rüya gibi algılamasını mümkün kılan yeni bir dilin mucididir. tarkovski, bu yeni dili, kesin kuralları ve sınırları olan akılcı batı dünyasının değil, insanin doğasına, zaaflarına, korkularına ve duyarlılıklarına hitap eden doğu felsefesinin etkisinde şekillendirmiştir.

“imge, hakikatin suretidir” der. “körlüğümüzden aman bulup ufacık bir parıltısını yakalayabildiğimiz hakikatin sureti…”

edit: https://youtu.be/2KCvdLOHb20 andrey tarkovski, çocukluk yıllarını ve babasının onu terk etmesini anlatıyor.
insan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür.
18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar.20 yaşına geldiğinde hiçbir şey değiştiremeyeceğini anlar
25 yaşına geldiğinde ise dünyanın onu değiştirdiğini fark eder.
Ve insan 25 yaşında ölür,75 yaşında gömülür.
"Goethe, "Bir kitap okumak bir ki­tap yazmak kadar zordur," derken son derece haklıydı. Bir insan, ver­diği kararların, yaptığı değerlendirmelerin nesnel olduğunu hiçbir zaman ileri süremez. Bir kararın en görece nesnel olma ihtimali bile yorum çeşitliliğine bağlıdır. Şayet bir sanat eseri, kitlelerin, çoğunlu­ğun gözünde hiyerarşik bir değerlilik kazanırsa bu, genelde rastlantı­sal bir durumun, örneğin eserin, yorumcuları açısından şanslı olma­sının bir sonucudur. Ayrıca, bir insanın estetik beğenisi de sanat ese­rinden çok, o insanın kendisi hakkında ipuçları verir."

Mühürlenmiş Zaman/Andrey Tarkovski
görsel
Kısa ama vurucu cümlelerle, çok diyaloğa girmeden izini bırakır filme.
There is a very close relationship between art and spirituality in terms of philosophical, psychological, sociological and ethical aspects. This relationship is one of the topics discussed in
the cinema as well as in the fields of literature, theater and philosophy. Andrei Tarkovsky is an
important director who thought that there was an inseparable link between art and spirituality; and he succeeded to build this relationship through his own language and method. In
Andrei Rublev (1966), Tarkovsky discussed this relationship through the life of a famous painter who lived in the Middle Ages. Living in a period of despair, injustice, and poverty, Rublev
struggled to emphasize the purity of his art and faith and to create a high moral ideal. In this
study, Andrei Rublev analyzed philosophical, psychological and sociological aspects through
the method of cinematographic dramaturgy.
onun kadrajından dünyaya bakmak, evreni tanımak için küçük ipucudur.