mutfak penceresinin kapanamaması ve bundan ötürü soğuk kış günlerinde mutfakta iken donmamak için pencerenin koli bantlarıyla yapıştırılıp soğuktan korunmaya çalışılması.
nargile yapma pahasına tüpü bitirip daha sonra yemek pişirmek için ısıtıcıyı yan yatırmak gibi eşyaları amaçları dışında hayalgücüne bağlı olarak kullanmak.
bardak ve tabak gibi eşyalardaki yemek artıklarının kendi başlarının çareine bakacak kadar büyüyen küf ve mantarlara dönüşmesi akabinde de evrilerek uzuv geliştirip o bölgeyi terk etmesidir.
Eğer ev arkadaşınız ısrarla köpek beslemek istiyorsa ve tüm para kumar masasında kaybedilmişse, kuru mama yerine, salçalı makarna yiyen bir köpek görülebilir. *
Öğrenci evinin stabil olmayan para akışından nasibini almış bir köpeğin, 3 günlük yumurtalı ekmeği koltuk minderinin altına zulalaması durumudur. zira kendisi de artık biliyor ki; ne kadar zula, o kadar tok geçen gün. Bazen neden sigara zulalamıyor diye düşünmüyorumda da değil. Adamsın shorty!
dibi yanmış ve atılmaya kıyılamamış tencere,
kimin olduğu asla bilinmeyen ayakkabı ve kıyafetler,
yığınla plastik poşet, kağıt, karton kutu vs.,
bir hevesle alınmış ama üşengeçlikten dolayı kullanılamamış cam sil,
evin herhangi bir bölümünde(genellikle balkonda) bir çöp yığını,
salonun ortasında duran tuvalet kağıdı,
en az 1 dilim küflenmiş ekmek yada bozulmuş bir şeyler de öğrenci evinin vazgeçilmezidir elbette.