zamanında pek çok samurayın karısı olmuş askerlerdir. devlet askerlerini samuray tecavüzlerinden kurtarmak için atom bombası kullanmak zorunda kalmıştır.
yurt dışındaki harekat operasyonlarda ne kadar fazla ölür iseler o kadar iyidir.
kayıp verdikçe abede bölgeden çekilmek durumunda kalır. ölü askerlerin aileleri, yönetimlere ve devlet başkanlarına karşı bu kayıpları sorgularlar. bizzat abdde yaşam, türkiyedeki kadar ucuz değildir. "vatan sağolsun, şu kadar oğlum var şu kadarı da feda olsun." diyenler yoktur.
1 Türk dünyaya bedeldir. Amerikan askeri geneli askerliği paralı yaptıkları için canları tehlikeye girince topuk nede olsa biri Çinli diğeri Afrikalı diğeri latin, toplama bir ordudan ne beklenebilir ki birde bakın Türk askerine bu toprakların bir karışı için bile canını tereddütsüz feda edebilecek askerdir... şüphesiz ki ülkesi, vatanı için canını feda edenler cennetin en üst katında yaşamlarına devam edeceklerdir... allah yüce milletimizi ve yüce askerlerimizi korusun.
holywood filimlerinde şişirilmiş balon bir ordudur usa ordusu...resmi olarak kazandıkları tek bir mübadele yoktur. türk ordusunun yanından geçemezler.
kaldı ki, mühimmat ve ekipmanları çok başarılı olduğu için korkulan bir ordudur, ama cesaret yoktur, milli benlik ve şuur yoktur...hepsi paralı asker sonuçta.
Doğu illerinden birinde avm içinde market reyonları arasında "kapi racır det" diye himayeli ilerleyen iki tane gundi çeşidine " diz iz nat bedılfiylt area diz iz only market, yu a' sevıty et hiya" deyip itin götüne soktuğum asker çeşidi. Koduğumun yankisi "kliır" çekmek ne la sebze reyonunda it.
türk askeri ile kıyaslanamayacak derecede disiplinsiz ve zihinsel olarak zayıf askerler...
Yok canım, Amerikan ordusunda askerlik yapmadım tabii, kitaplardan okuyup okuyup size satıyorum.
Amerikan ordusunda ikinci Dünya Savaşı'nda kadın askerler vardı, fakat komutan sekreterliği (Eisenhower'ın ünlü sekreteri Kay'i hatırlayalım), araba sürücülüğü gibi yan işlerde, geri hizmette çalışırlardı ve erkeklerle de sessiz sedasız yatıp kalkarlardı. Bugünkü bazı sapıklar gibi üniformanın orasını burasını açıp resim çektirmezler, esirlere sarkıntılık etmezler, çavuşlarla alem yapmazlardı.
Amerikalı kadın gazeteciler onlara nazaran daha pervasızdılar, ve ünlü Hemingway'in ünlü üçüncü eşi ünlü Martha Gellhorn, kocası Paris'te Ritz Oteli'nin barında kafayı çekerken ünlü General Gavin'in koynuna giriyordu...
1944 yılının dedikoduları efendim bunlar, olay garp cephesinde geçiyor;
Tarihçiler, daha o dönem bile, Amerikan askerinin bire bir çarpışmalarda son derece çekingen ve isteksiz davrandığını ("Alman'ı niçin öldüreyim, Japon değil ki bu" zihniyeti), ve Amerikan gücünün teknolojik üstünlüğe ve en önemlisi amansız bir lojistik desteğe dayandığını yazıp dururlar.
Yani, savaşı piyade değil, topçu ve aslında ordonat kazanmış! Levazım kurtarmış.
Piyade, düşman cephesi topçu atışıyla iyice dövülüp yumuşatılmadan, hele zırhlı araç ve tank desteği yoksa, saldırıya kalkmaya yanaşmıyormuş.
Normandiya'ya çıktıkları 6 Haziran 1944 gününden, savaşın bittiği 8 Mayıs 1945 gününe kadar Amerikan ordusunda korkunç bir israf varmış. Çavuşlar malzeme depolarını yağmalıyor, paraşüt bezi stokunu Fransız ve Belçikalı kadınlara ipek çorap niyetine dağıttıkları ya da sattıkları yetmiyormuş gibi tonlarca benzin, tonlarca erzak, tonlarca sigara yağmalayıp karaborsada okutuyorlarmış.
Bu o kadar böyleymiş ki, Amerikan ordusundan o 11 aylık dönemde araklanan cip sayısı, evet cip sayısı, günde ortalama yedi!
Evet, günde tam 7 adet cip kalkgidelim oluyormuş...
Hani, George Clooney'nin oynadığı "Three Kings" filmini, bizim Haluk Bilginer'in de oynadığı "Buffalo Soldiers" filmini hatırlayın, sonra da dönüp Bağdat Arkeoloji Müzesi'nden sallasırt edilen tarihi eserlere bakın, anlarsınız Amerikan askerini. Bir de Ben Gazzara'nın hırsız ve yağmacı bir çavuş tipi çizdiği "Remagen Köprüsü" vardır, meraklısı bilecektir.
Tarihçi Max Hastings, 10 sene önce yayınlanan ve harıl harıl, ama bitmesin diye de yavaş yavaş okuduğum "Armageddon" isimli son derece keyifli eserinde, normandiya çıkartmasının ardından cepheye giden Belçika yollarını şöyle anlatıyor; "Her yan döküntü ve pislik doluydu, iki kaşık alınıp atılmış et, peynir, haşlanmış yumurta ve kuru meyveden oluşan ünlü K kumanyası artıkları, patlamış kamyon lastikleri, terkedilmiş cipler, boş cephane sandıkları ve bol bol dışkı..."
Evet, her yere patır patır sıçıyorlarmış...
Yaralı ya da teslim olduğu halde takır takır vurdukları Alman askerlerini sayıp dökmeye kalksam herhalde çarşaf çarşaf entry girmem gerekecek...
Tarihin en onursuz askerleridir bir diğeri. (bkz: yahudi askeri)
Askerlik onurlu bir meslektir bir yeri aldığın zaman insanlara zulüm etmezssin bu şeytan ile anlaşanlar bütün pislikleri yapıyorlar allah belalarını versin.
yakinen tanımışlığım yok ama askere gittiğini belli eder öyle askerlik anılarıyla değil sanki komando adam hala hep bi kamuflajlı fotolar, silahlı-gözlüklü fotolar. bi de bazen sorunsal yaratır misal ıraktan, vietnam\'dan, afrika\'dan, afganistan\'dan gelir çocuğuna sarılır, eşini öper, ellen gibi kadın programlarında kucaklaşır, halkı için acı çektiğini söyler ama amerikan halkı bi sik elde etmiş midir ya da masum bir aileyi dağıtmamış mıdır? her asker mi böyle lan sözlük? sakın lan türk askeri, suriye\'ye girme lan! silah tüccarlarının bitmeyen, bitmeyecek savaşlarını bi kerede masa başında barışla çözelim, tüm dünya halkları için. (#mısır039 da o kadar kan döküldü de noldu lan hala dökülüyor)