texas'daki redneck ne kadar amerikan aşığı ve vatanseverse o kadar vatanseverim. bunca kaos kargaşa haricinde türkiye bana ne verdi aq... god bless america!
kendimi akp türkiye'sine ait hissetmiyorum. benim ülkem değil bu ülke.
bebelaklarin hakkinda konusmamasi gereken vatandasi oldugum dunya efendisi.
kac tane farkli dil din irki barindiran bir millet united states, dunya da boyle baska bir ulke daha varmidir? senin kullandigin teknolojik urunlerde eminim abdnindir. ulan insana deger var be deger. bi sorun oldu mu geliyo polis hallediyo. homelesslerin bile gordugu deger turkiyedeki asgari ucretlinin bin katidir.
Dünyadaki çoğu ülkenin yatırımlarını ve büyümesini teşvik ettiği, bu uğurda canla başta çalıştığı, yatırımlarının finansörü olmak için yoğun çaba harcadığı ülke. Biraz salağız galiba. Nasıl mı?
Misal; Çin'in döviz rezervleri 3 trilyon 859 trilyon dolar düzeyinde. Çin yukarıda söylediğim sürece karşı direnememekte, çünkü bu rezervin en büyük kaynağı da ABDye yaptığı ihracattan elde ettiği gelir. Ancak Çin daha fazla ihracat yapmak için Renbinmiyi aşırı değer yitirmiş tutup, daha fazla ihracat yaparak elde ettiği geliri, ABD tahviline yatırarak, tekrar ABDye transfer etmekte. Dolayısıyla Çin ve dolayasıyla küresel para sistemi bir anlamda ABDye çalışmakta.
Aynı durum Türkiye için de geçerli fakat bizim bir sorunumuz daha var; devasa cari açığımız.Bundan dolayı döviz rezervi Türkiye için daha kritik bir eşik. Ancak yukarıdaki mekanizma Türkiye içinde geçerli. Türkiye 128,3 milyar dolara ulaşan (Şubat ayı verisi) döviz rezervinin 100 milyar dolarlık kısmı döviz cinsinden menkul kıymetler olarak tutuyor, bunun da önemli kısmı ABD Hazine tahvilleri.
Sonuç olarak ABD kurduğu dünya para sistemi (sistemsizliği) ile dünyanın önemli bir kısmının kendisi için çalışmasının sağlamakta. Gelişmekte olan ülkelerin kimi iktisatçıları, politikacıları ve bürokratları da ne kadar çok rezervimiz var, ekonomi tıkırında masalını halka anlatmaya devam etmekteler. Bazıları şimdi milletvekili aday, hayırlı işler, bol güneşler, iyi uykular...
bu devlete laf atmadan önce birazcık düşünmemiz lazım:
ne katkılar yaptı dünyaya?
apple,intel,microsoft,coca cola,starbuck,mcdonalds,levis,converse,adidas,nike,facebook,twitter,youtube vs. vs. daha sayımmı?
adamlar uzaya çıkacak senin ülken daha duble yol yapmakla sevinsin ancak.
dünyadaki çoğu savaşın sorumlusu,yahudi silah tüccarlarının ve uluslararası şirketlerin yönettiği;insanlıktan nasiplenmemiş yöneticilerin bulunduğu şeytanın yeryüzündeki temsilcisi olan ülke.
maalesef dünyada halen süper güç konumundaki devlet.
dünya devletlerinin ve büyük firmalarının bedelleri, ciroları, karlılıkları-zararları, tüm sayısal değerleri bu devletin parası ile ölçülmektedir. bu bile halen yeterlidir süper gücün devamlılığını sağlamak için. zaman gerek zaman. insanlar çok değişik şeyler görecekler ileride ve şaşıracaklar. bizler göremeyiz belki ama elbet dengeler değişecek. geçmişte olduğu gibi..
Maryland eyaletine bağlı Baltimore kentinde, polis şiddeti sonucunda yaşamını yitiren 25 yaşındaki siyahi genç Freddie Gray'in cenaze töreninden sonra olaylar çıkmıştır.
hayaller ülkesidir efenim. mutlaka gidip görülmelidir. çöllerinde bile canınız sıkılmadan zevkle gidebilirsiniz uzun ve geniş yolları, gökdelenleri, ticaret merkezleri, ışıl ışıl geceleriyle özgürlükler ülkesidir. ömür boyu burada yaşamak istersiniz ama nedense anadolu'nun o kavruk toprağı belirli bir zaman sonra sizi çeker tekrar özlem duyar vatanınıza dönersiniz. ama new york, washington, boston, şikago, los angeles, miami, san diego, texas, new orleans, indiana ve new mexico tarafları mutlaka görülmelidir. geceleri gözünüz sürekli gökleri aramalı illaki bir tane ufo görebilirsiniz. ha birde new yorkta mutalaka bir frank sinatra şarkısı dinlenmelidir.
Amerika Birleşik Devletleri; doğuda Atlas Okyanusundan batıda Büyük Okyanusa kadar 4.500 km genişliğindedir. Kuzey sınırını Kanada, güneyini ise Meksika körfezi çevirmektedir. ABD Amerika kıtasında yer alır. Dünyanın en büyük ülkelerinden biridir.
Amerika Kıtası'nın 1492'de Avrupalılar tarafından keşfinden sonra ispanyollar, Portekizliler, Fransızlar ve ingilizler, buradaki yerli halkların aleyhine toprak sahibi oldular. Avrupalılar, Amerika'daki topraklarını genişlettikten sonra, ingiltere başta olmak üzere çeşitli ülkelerden göçmenler alıp buralara yerleştirerek koloniler kurdular.[7]
18. yüzyıl ortalarında, bu kolonilerin sayısı 13'e yükseldi ve bu Onüç Koloni, Amerika Birleşik Devletleri'nin temelini oluşturdu.
Amerika Kıtası, insanlar için yeni olanaklar ve yeni bir hayat sağladı. Daha sonra, bu koloni sistemi sömürgecilik politikasına dönüştü. ingiliz kolonileri, Birleşik Krallık'a endüstri konusunda hizmet ediyordu. ingilizler kolonilerden vergi alıyordu.[8] Koloniler zaman içinde ingiliz devletinden farklı bir kimlik geliştirmeye başladı. Nüfus hızla büyüyor, tarıma dayalı ekonomi gelişiyor, iş adamları ticari ataklarda bulunuyordu. Dinsel yapıda da farklılık vardı. Avrupa'dan gelenler tutucu bir protestanlık geliştirmişti.
Yönetimleri de ingilizlerden farklıydı. Kolonilerin her birinde (Pensilvanya dışında), iki yasama meclisi bulunuyordu. Kolonileri temsil eden alt meclisin üyeleri mal sahipleri tarafından seçiliyor, Krallığı temsil eden üst meclis üyeleri ise ingiliz Kralı tarafından tayin ediliyordu. Kolonilerde yaşayanlar aynı zamanda mahkemeler kurmuştu ve ingiliz hukuk sistemini uyguluyordu.
1756-1763 yılları arasında ingiltere'nin Avusturya, Fransa ve Rusya ittifakıyla yaptığı savaşlar (Yedi Yıl Savaşları), ingiliz maliyesi üzerinde ciddi bir yük oluşturmuştu. ingiltere'nin mali yükünü gidermek amacıyla yeni vergiler koyması, Amerika'da kolonilerin tepkisiyle karşılaştı. Koloniler yüksek vergiler ödeyip, karşılığında hiçbir şey alamamaktan rahatsızlardı. Çay ihracatına gelen yüksek ek vergiyle koloniler, 18. yüzyıl ortalarından beri hazır oldukları bağımsızlık mücadelesini hayata geçirdiler. Savaşın başlarında George Washington, Thomas Jefferson tarafından kaleme alınan ve özgürlük isteklerini dile getiren Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'ni yayınladı (4 Temmuz 1776). Sonradan 4 Temmuz günü ABD bağımsızlık günü olarak kabul edilmiştir.
Altı yıl süren savaş sonunda, George Washington komutasındaki koloni güçleri tarafından yenilgiye uğratılan ingiltere geri çekilmiş ve 1783 yılında Paris antlaşmasıyla 13 koloninin bağımsızlığını kabul etmiştir.[kaynak belirtilmeli] Bağımsızlıklarını ilan eden koloniler, içişlerinde serbest eyaletlerden oluşan Amerika Birleşik Devletleri'ni kurdular (1787). 1789'da Anayasanın tamamlanıp onaylanmasıyla yeni bir ulus ve Amerikan üst kimliği doğdu.
Manhattan, New York
Amerika Birleşik Devletleri, ülkeyi anayasayla yöneten bir Başkanın seçimle iş başına geldiği ilk modern demokratik cumhuriyettir. Bu manada Fransız Devrimi'nin de öncüsü olmuştur. Bu sistem 18. yüzyıl dünyasında eşitlik, insan hakları, adil yargılama ve kuvvetler ayrılığı gibi kavramların gündeme gelmesini sağlamıştır.
ABD'nin genişlemesi
ABD doğal kaynaklarının zenginliği, genç ve dinamik bir insan gücüne sahip olması nedeniyle 19. yüzyıl boyunca hızla sanayileşti. Ancak 1861-1865 yılları arasında çıkan Amerikan iç Savaşı ülkeyi parçalanma tehdidi altına soktu. Savaş kuzeydeki eyaletlerin başarısıyla sonuçlandı ve ABD tekrar hızlı bir gelişme dönemine girdi. 20. yüzyıl başlarında çıkan I. Dünya Savaşı'nın itilaf Devletleri tarafından kazanılmasında önemli bir rol oynadı. II. Dünya Savaşı'nda da Almanya, italya ve Japonya'ya karşı başarılar elde eden ABD artık bir süper güç hâline gelmişti.
Bu iki dünya savaşından sonra dünya ülkeleri iki kutba ayrıldı. Soğuk Savaş adıyla anılan bu dönemde ABD NATO örgütü çatısı altında Batı Bloğunun liderliğini üstlenirken Sovyetler Birliği Doğu Bloğu'nun (Varşova Paktı) lideri durumundaydı. Soğuk Savaş yılları boyunca ABD başta Kore Savaşı ve Vietnam Savaşı olmak üzere birçok savaşa katıldı. 1989 yılında Berlin Duvarı'nın yıkılışının ardından Soğuk Savaş sona erdi. 1990 yılında Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesi üzerine çıkan I. Körfez Savaşı'nda ABD Irak ordusunu yendi. ABD 1995 ve 1999 yıllarında NATO ülkelerinin yardımıyla Bosna Savaşı'na ve Kosova Savaşı'na müdahale etti. 2001 yılında New York ve Washington, DC gibi büyük ABD kentleri El-Kaide tarafından 11 Eylül 2001 Saldırıları'na sahne oldu. Bu saldırılara yanıt olarak ABD 2001 yılında Savaşı ve 2003 yılında da Irak Savaşı'nı başlattı. Bu savaşların amacı El-Kaide'nin lideri Usame bin Ladin'in öldürülmesiydi. Savaşlar karşılığını verdi ve 2 Mayıs 2011'de kendi evinde yakalanarak öldürüldü.
Orada 12 yıl yaşayam bir arkadaşım vardı. (Hatta geçenlerde çengelköydeydik, bi olay oldu yanlışıkla 911'i çeviriyordu. Öyle bir nayn van van'ı çevir dedi ki resmen birinin götünde esrar yakaladıkta fbi'ye bildiriyorduk.)
Bana şöyle demişti; "kanka şimdi biz parktayız saat 12, bir devriye gelse sen sikini bile kıpırdatmazsın dimi ?"
Evet dedim.
"Ama orda öyle değil, gece 12 de bir siren yapsalar herkes kaçıcak yer arar." dedi.
çoğu zaman haber başlıklarıda "a black person was killed by police officer" tadındaymış.
öyle bir devlet ki güce, paraya, zevke tapanların göz bebeği. bağımsız ülkelere 2000'den fazla askeri saldırı yapmış, 400 barış antlaşmasını ihlal etmiş, 50 milyon insanı öldürmüş bir devlet.
Dünya da kendi ülke çıkarı için, bütün dünya ülkelerini karşı karşıya getirip, onları birbirine düşürse de, her ne kadar her türlü eleştiriye maruz kalsa da herkes tarafından, hiç bir şey bu ülkenin gerçeğini ve tarihini değiştirmiyecekdir. Çünkü ; müziğini dinliyorsanız, tv programlarını takip ediyorsanız, sinema sektörünün ve aktör lerinin hayranıysanız, giyim markalarını tüketiyorsanız, müzik kanallarını izliyorsanız, onların mobil cihazlarını kullanıyorsanız, elektronik eşyalarını alıyorsanız, meşhur kahvelerini içip, reklamını yapıyorsanız ve bunun gibi daha birçok ürünlerini tüketip, ayağınıza kadar getirip, evlerinizin içine kadar sokuyorsanız ve bütün gerçeklerin farkındaysanız, üstüne üstlük, bunları aşağılayıcı sözlerle ifade ediyorsanız. Doğru olan siz, yanlış olan ise onlardır. Onların istediği de budur ve başarıyorlar da. Amerika yı amerika yapan da budur işte, onların istediği gibi davranıp, onların ürünlerini tüketmeniz.
dünya da manipülasyon nedir nasıl yapılır? dersini en iyi veren ülkedir. hem siyasi hem askeri anlamda bu işlemi en iyi yerine getiren özünde terörist olgu ile çalışan ama görünürde dünyanın en medeni ülkesidir. roma imparatorluğu ndan sonra bu geleneği sürdürendir. eğer tüm dünya bir olup abd yi yok etseler, bu dünya alplerdeki doğanın sessizliği gibi masum olur. ama medeniyet geri kalır. sanılanın aksine özgürlüğü getiren değil, buna en büyük taşı koyandır.