bugün

2005 yılında varlık dergisinin yaşar nabi nayır şiir ödülünü kazanmış şair.
doktor aynı zamanda. aynı zamanda sinemayla da ilgileniyormuş.

edebiyat, sinema ve düşünce yazıları ve şiirleri çeşitli dergilerde yayınlanmakta olan, görüldüğü anda ne kadar güzel bir insan olduğunu hemen hisettiren, güleryüzlü, samimi, dost insan.
bir tek "dinmeyen" isimli siiriyle bile siir dünyamizin taslarini yerinden oynatma kudretindeki sair..
ötesini varin siz düsünün..

(bkz: ah!)

"sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsın
uzatırım saçları, tırnakları, anları
beklesem büyür müsün sen çocuk?
ırmaklar genişliyor, dallanıp
budaklanıyor ağaç...

sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsın
gizime bir ilmek daha atarım ben
böylece bir kakül iner o çıplak alına
alın o ki saçtan kırışmaz zerresi
kırışır seni beklemekle geçen zaman
belki hiç
gelmezsin!

sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsın
bir yeti değil mi aradığımız ortak?
yangınlara alışma(!), eğimler seni bilsin(!)
ilk tılsıma vurulmuşuz seninle ikimiz
yağmura şaşıyorum hala bak
senelerdir yağıyor halbuki" *
derkenar dergisinde sıkça görmekte olduğuuz şair.
şiir yazmak zorunda olan adamlardan alper gencer. yepyeni bir şiiri var, ah muhsin ünlü'nün yine yepyeni şiiriyle kardeş duygularla yazılmış olan. muhteşem valla.

cevapsız bir çagrı olarak devlet

i.

bir gün bütün faşistler ölecek anne
yer yarılacak ve sonrası malum
tabiata son'suz güveniyorum
şartlar devrimci olmamı gerektiriyor
bu sözle sessizliğin kanına giriyorum
bu kedersiz suskunluğun kanını emip tükürmek
saltanat zehrinden iktidar sevdasına
devletin bekasını bombalamak istiyorum!

bir gemi de ben kaldıracağım buradan
bu yüzyıldan kendime merhamet yontacağım
bu zulmü ortasından gemilerle yaracağım
dağlardan hudutlardan vicdan kaçıracağım
devrimciler çok sever dağları denizleri
devrimci olmamdan en çok annem endişeli
ama BM beni kınasa annem buna aldırmaz
Ben BM'yi kınasam BM bana aldırmaz
ha birleşmiş milletler ha üçer üçer koşturan maymun sürüsü
ha tersine darwinizm ha "viva devletlûm!"
ha otoriteden müsaade ha aldanmak masivaya
kan alırken çatladı arzın ar damarı
hemşir'anım dünyaya az pansuman yapsana
haç gölgesinde kadrolaşan avrupa
ruhu şarampole yuvarlanan latinler
her hançerin yankısı ingiliz siyaseti
onun duygusuz piçi birleşik devletler
her zulmün altında israil hükümeti
sesi parçalı boğuk patetik sovyetler
biat farkı yüzünden gözleri hala yumuk
kendi kazanında uzak doğu milleti
komşusunun katlini izleyen kukla
yatacak yerin yok senin mısır medeniyeti
kral diye bir arap okumadım kitapta
o halkından kopuk bir ortaçağ obezi
kendi milletimin bile kendi devleti
ile husumeti, kan davası var
ölmez isen zorlarlar seni ötenaziye
öpecekmişçesine parçalarlar sineni
inerek dil köküne şarkını yasaklarlar
destanların şehirlerden geçmez olur böylece
tövbe haşa Allah'la senin arana girip
yaptığın ibadeti ha bire zapt ederler
eleğimsağma misali açılan
inançları yek renge raptederler
karşı koysan bir punduna getirip
yasayla, imzayla darp ederler
asırlardır duvara asılı resimleri
değiştirme isteğinle harp ederler
kahrolsun meşruiyet!
kahrolsun meşruiyet!
ve böyle kamu vicdanı
ve yersiz öten yönsüz uçan hukuk kuşları
ve mazluma durmadan suç isnat eden
zalimi aklayan o meşru yalan
bilmez ki senin mabedini yıkarak
kendi Mabut'una kast etmektedir
bilmez ki kast ettiği o güzel Mabut
güneş sistemine emretmektedir
devlet soluk aldıkça faşist doğurur
çocuk mahpus düşerse devlet vurulur
hayaletler ve putlar ve çuvalla para
babamı devletin tabutuna koydurur

ii.

babam ters ters bakarken onu çok seviyorum
babamdan devletle geçinmeyi öğrendim
babalar hiç durmadan devleti çok seviyor
babam ters ters bakarken bana
doğru yaptığıma inancım artıyor
babam ama yağız delikanlıyken
rest çekmiş devlete, sürmüşler onu
gül eğmiş boynunu, yaraya merhem
sürdü mü bülbül, bülbül olur mu?
babam orta yoldan gitmemi arzuluyor
Resulullah öyle buyurmuş diyor
babam Resulullah lafzının beni
en zayıf noktamdan vurduğunu biliyor

iii.

ifrata yetecek itidalim kalmadı
bir yolun ortası tam olarak bazen
bir gemiye atlamak ve bir daha dönmemektir
mazlumun feryadı yankılanınca
çölsüz sesin hükmü düşer
cayar gövdesinden kelle
güverteler kana bulanır, kan denize
bu mesela biraz da şöyledir anne
artık mağara kapılarını örümcekler örtmese de
Sevr'de yuva yapmasa da güvercinler
en devesiz zamanında yeryüzünün
bu muhataralı çölü bir defada geçecek
bulunur yine bir gemi dolusu yürek
ve Sıddık ayağıyla gelip kapatır bilânçoyu
çünkü Sıddık'ın ayağını yılan soktuğu zaman
devesizdi ve yanında Peygamber vardı
malı mülkü ömrüne yetecek kadardı
benim böyle zengin arkadaşım olmadı
hayat müşterek dedim, kaçıp gitti her biri
çok parası olanın benle işi yok
benle işi olanın çok parası yok
on binlerce lirayı apansız borçlanınca
babamdan "Allah Kerim!" söylemeyi öğrendim
babamdan islam'ın beş şartını öğrendim
babamdan zalimlere sabretmeyi öğrendim
babamdan taksit yapıp borçlanmayı öğrendim
babam ömrü boyunca bana dua etmiştir
ben oğluma ömrümce dualar edeceğim
oğlum benim kabrime gelip bir tas su dökse
"babacım" dese bana "günahların affolsun"
Allah duysa oğlumu duayı kabul etse
maaile kavuşsak orda cennet ehline
bağıra bağıra yahut kısık sesle her neyse;
darphaneler yıkılsın! tersaneler kurulsun!
denizler mazlum için gemilerle donansın
babam geçsin dümene annem balık pişirsin
gemi varsın Gazze'ye, dünyada savaş bitsin



iv.

bir gün bütün faşistler ölecek anne
son düdük çalınacak ve müsabaka bitecek
sana sil baştan anlatmak istiyorum
bir ucu uzasın gitsin uzaklara
söylersen göremezsin, görürsen söyleme
sen yaşarken seni seviyor olmak
kavgada tutarlılık zerk ediyor gövdeme
putlaştıkça puştlaşan faşist imalat evi
sürtündükçe yanına karası bulaşan devlet
ağlayan bebelere sağır kaldıkça
ne bekası kardeşim, kimin bekası!
dünyada iktidar denilen köpek
israil devleti ve yardakçı şürekâsı!

çok sıcak bir çöl sahnesi düşleyin
çok kızıl bir çöl sahnesi düşleyin
ya da bir güverte bir helikopter
öncesinde her taraf yeşil ve serin
kendini üreten merhamet var önce
vicdan parasız yatılı ve hikmet
bütün sokaklarda işporta
yani bir sokağa saptığınızda o sıra
neredeyse imkânsız hakikate değmemek
sorulacaksa bir gün o gün sorulacak
o gün anlaşılsın diye bir daha
adaletin filmini çekti ihanet
ayrılmamışsa insan nazarında akla kara
o vakte dek derişmemişse hala beyaz
Kerbela'dan büyük trajediye
tanık olmamıştır olamaz bu arz
ve dönüp bakınca, tam olarak orada
iki omzu üstünde yoksa hala kellesi
güzeller güzeli Peygamber torununun
sizin boynunuz da, iyi bilesiniz
hiçbir başla gövdeyi birbirine bağlamaz!
ben öyle bilirim ki dünyadaki dehlizimiz
o dehlizse bizi cennete vardıracak
gidip yezidin yakasına yapışıp
mazlumun hakkını söke söke almaz isek
vay halimize ki, vay halimize!
işte bu yüzden açıldık Akdeniz'e
korkak yuvalardan düğmeye basanları
ibretiâlem için gemilerle faş ettik
şairi devletinden kovmuş Eflatun,
devlette gözü olan şair namerttir
ne kovulması ulan, biz istifa ettik!

v.

devletin bekasından bana ne anne
şaka yaptım üzülme zaten bombam da yok
bombam yok ama bu şiir infilak edebilir
ben elimde bir pimle dünyaya geldim
ve itiraf ediyorum şimdi burada
zalime atılan her bombada pimim var
benim evde aslında pim koleksiyonum var
hiç bombam olmadı hiç silah kullanmadım
ama mazlumlara atılan her mermiyle vuruldum
evet, tamam doğrudur dünyanın en iyi
filarmoni orkestrası belki israil'dedir
ama toplasan bütün o notaları sesleri
bir Hatayi yahut bir Veysel eder midir!?
bizi yalnız sevgi alt edebilir
şimdi mesela yani Peygamber
yağmurun altında kim bilir ne güzeldir
Peygamber yağmurda ıslanırken ne güzeldir
Peygamber ıslanırken yağmur ne güzeldir
Peygamber'i çay içerken keşke görebilseydim
Peygamber'le oturup çay içebilseydim
Peygamber'le birlikte zeytin yiyebilseydim
Peygamber'le oturup kalkmak ne güzeldir
Peygamber'le oturup kalkmak en güzeldir

Alper Gencer
gazze kafe şiiri ile ününe ün katan güzel insan. pratik ve sade güzel bir internet sitesi de var, http://www.alpergencer.com/index.html

twitter' ını da vereyim tam olsun: http://twitter.com/alper_gencer

(bkz: cevapsız bir çağrı olarak devlet)

ak edit: bkz düzeltidi.
'' şimdi unuttuğumuz bir rüyadan uyandık
şimdi düşman belliyoruz bu yüzden uykuları
şimdi bütün görüntüler acayip karıncalı
şimdi karım olarak sonsuza dek kalmalısın
beni zor bellemen senin kolay olmandan değildir
aslında ben çekilecek bir adam da değilimdir
yol üstünde aksamak güzergâhın şerrinden değildir
soyunmuş bir kral artık kral değildir
rüyayla düpedüz dalaşıyor gerçeklik
biz dünyayı rüyamızla donatalım sevgilim
gerçek dediğin devlet kadar puşt bir yalancıdır
seni benden ayıran her şey yalancıdır
görünen görenin körlüğüyle müttefik
kral çıplak değil,
kral pornografik. ''
rakımı yüksek bir yerden deniz seviyesine indiğinde zorluk yaşadiğini ifade etmiştir. herşeye rağmen uzun saçlari ve doktorluğu bırakması sevimli gelmektedir. ama ah muhsin ünlü den öğreneceği ne kadar çok şey vardir bir bilseniz.
Milli görüşçüymüş efenim kendileri
son bir şiir yazmıştır, okunulasıdır.

DEVRiMiÇi SOSYAL PAYLAŞIM

bir etkinlik daveti:
alper gencer seni
yeni bir okuma etkinliğine davet etti.

başlıca haberler:
dünya ortadoğudan gelen ayak sesleriyle uyandı
devrilen domino taşlarına benziyor diktatörler
aradığı ümidi devrimde bulan insanlar mutlu
afrika’da devrimcilik kazandırıyor, kabileler şokta

haber kaynağı:
tunus, mısır, libya
yemen, cezayir, ve fas bekliyor sırada

bildirimler:
libya halkı büyük bir devrim yapmak istiyor
onayla

kaddafi halkı tarafından zalim bir diktatör olarak etiketlendi
altı buçuk milyon libyalı bunu beğendi.

mısır'dan giden gönderiyi gör:
hüsnü mübarek

grup kur:
devrim ve çay

uygulamalar:
zalime hakkı göstermek
mazluma omuz vermek
durmadan dua etmek

oyunlar:
is ra il ve a be de

fotoğraflar:
Muhammed Buazizi kendisiyle birlikte
ortadoğu ve dünyayı ateşe veriyorken...
yorum yap

durumum:
çok şükür

ne düşünüyorsun? :
çocukları...
tümünü gör

devrim dalgası bütün dünyayı sarıyor.
alper gencer bu bağlantıyı beğendi.

mesajlar:
sakın ümidinizi kesmeyin.
paylaş

arkadaşlarınla sohbet etmek için devrimiçi ol

ortadoğu profil resmini değiştirdi.
bütün devrimciler bunu beğendi.

http://alpergencer.blogsp...al-paylasim.html?spref=fb
başörtülü bir kadının resmi

sen başörtülü bir kadının resmini yapabilir misin ey mümin?
işin kolayına kaçmadan ama
anaların ayakları altında cennet kuyruğuna girmenin değil
ne de kuran okuyan erkek bir ağzın bir türlü kalbe duramayışının
ne de sünnete hiç benzemeyen sözde bir peygamber taklidinin
sen başörtülü bir kadının resmini yapabilir misin ey mümin?
2011 senesinin başlarında kolları kesilen bir kadının resmini yapabilir misin?
çok yazık çok yazık bugünü de gördük
alnımız secdeyle kırılsa cennete giremeyizin resmini yapabilir misin kardeşim?
kendisi mi demiş, alıntı mı yapmış bilmiyorum ama iyi demiş şair, cerrah, mütefekkir, çaykolik.

"tövbe müslüman bir reflekstir, ateist için bir kod. ateistin tövbesini el değmemiş özü verir, nefis o tövbenin vücuda/dile gelmesini önler."
"benim sevgilim vagonlarını deviren bir şimendiferdir
her devrilen vagon için bir öküz infilak eder böylece
böylece seni sayıklamış olurum müslüman bir gece
bir müslüman tek başına abartısız bir tamlamadır
çünkü bir müslüman kelime-i şehadet ile
iç içe bir lisandır"
'' biliyorum seni sevmem beni de yırtıcı kılıyor
ama sen beyazsın diye ben zenci değilim
sen varsın diye kara bir deriyle kaplandım
hatta sen
bu çağa tüfek sevkiyatını yaparken
benden bir zenci olarak iltihaplandın. ''
--spoiler--
sen meryem olursan bana göre bir rol yok
--spoiler--
alper gencer : hakları elinden alınmış bütün insanlar acı çeker.
--spoiler--
sevgilim şart değil bir silahın
ateş aldığını ispat etmek için tetiğe basmak
işte avuçlarımı seyret
ve kabzanın üzerine yonttuğum niyet
sana bir şeyler çağrıştırıyor olması lazım
sevgilim uyan bu çöle yoksa
gözyaşından vahalar dikeceğim ki murattır
ayrılık
kalbime dokunduğun an gerilen bir susta
ve kavuşmak çok kanlı bir seraptır!
--spoiler--

(bkz: deklarasyon)
--spoiler--
sevgilim, sana rağmen çok soğuk dışarısı
tanrı vergisi bu yıl ücrete bağlanacak
bütçe görüşmeleri açık bilânço der ki
bütün parklara büyük punto çakılsın
“banklarda uyumak yasaktır!” uyarısı
sevgilim bankta ölmek alnımızın yazısı
yeni yılın kutlu olsun, allah kerim ve azim
kahrolsun vahşi kapitalizm!
--spoiler--

(bkz: ayazdakilerin türküsü)
--spoiler--

ey gözümü göz yapanın dostu damadı
çok günah işledim belki seni göremem
seni görmek günahla ilişiksiz olmalı

--spoiler--

diyebilmiş bir insan.
gazze kafe şiiriyle takdir, hayranlık ve muhabbetlerin en hasını kazanmış insan. böyle meşum bir olay karşısında da böyle metanetli, metanet'in şiiri yazılmalı idi zaten. sağolsun var olsun.
favori içeceği anladığım kadarıyla " çay" olan adam. benim favori şiirim ise " boya içen adamlar" dır. kelimelerle müthiş oynar, kulağa çok hoş gelen dizeler yazar ve yine anladığım kadarıyla anti- emperyalisttir. ve bunu şiirlerine çok güzel yansıtır.

--spoiler--
bir insan ne için boya içer bilir misin?
ellerini gergedan sürüsü ezip geçmiştir
kaptırmıştır fırçayı hayat külli renksizdir
renk katacak bir ölüm kalmıştır yani elde
--spoiler--
Hz. Ali’ye Mektup
sen belki tanımazsın ama ben senin için ölürüm!
sen beni tanımazsan ben zaten ölüyüm!
bir Allah’a bir anneme sonsuz itimadım var
herkes beni yarı yolda bırakıyor ya Ali
herkes beni yarı yolda bırakıyor bu çok zor!

sana bu mektubu pişirilmiş çamurun içerisinden yazıyorum
ağaçların otların ortasında yaşıyorum
cayır cayır yanan bir orman ne kadar uzun yaşar?
Allah’ım benim yanmayan yerlerimden yangın çıkar
yanan öd ağacının külü olmak istiyorum
yanan bir öd ağacı gibi yanmak istiyorum
çakmağın varsa çak tutuştur kalbimi
kılıcın varsa çek yatıştır nefsimi
sebebin varsa çık karıştır derdimi
bir kez yüzün görmeye bu can kurban ya Ali

yürüdün kınında kılıç yüreğinde aşk
dünya atlıların hışmına uğramış gibi toz ve duman
ortalık putlarla dolu ibrahim yorgun düşmüş olmalı
ve bu açıdan bakınca Yakup
kör olmakta son derece haklı
Yusuf doğuran bir kuyum yok
Davudi bir sesim yok Zebur söylemek için
isa’nın yakışıklı alnından
kilise duvarlarına çakılan
grotesk bir çarmıh kaldı geriye
ve onca hikmetinden Musa’nın
kekemelik, israil’e…
Musa kekelerken oysa
söze şarkılar bahşeden bir sesi vardı
bunlar kekelerken havada
kurşun sesleri ve çocuk çığlıkları…
demem o ki Zülfikar’a davranan elin
eksikliği hissediliyor şu an dünyada

seni sırtından hançerlediler çünkü başka şansları yoktu!
risk almayı gerektirir seninle göz göze gelmek
seni sevmek bir insanı sevmenin iskelesidir
bugün ne dünden bir sonraki gündür ne yarından bir önceki…
bugün hem dünkü gündür hem yarın ve sonraki
yani mütemadiyen seninle yaşıyor olabilmek gibi bir bahtım var
mesela bir akşam Resul’ün evine giderken beni de uykumdan al

insan önce annesini sever, sen önce O’nu sevdin
O’nu sen kırıp çıkardın insanın kendini seyrettiği aksinden
şimdi bazıları mübalağalı buluyor beni
bazıları gülüp geçiyor ki senin
vurduğunu cehenneme postalayan bir kılıcın vardı
ama onları görsen ağlardın merhametten
sen onlar için kendini ve evladını feda ettin onlar
kendileri için senin evladının her gün başını vuruyorlar
ben senden öğrendim ki oysa inanmak
mesela dost için ölüme yatıp orda
teslimiyet doğuran bir uykuya dalmaktır

dünyaya senin gözlerinle bakmak isterdim ya Ali
şurasında biraz vicdan olan herkesin seni sevmek borcu var
bir puta dahi inanmanın varsa inanmakla bir alakası ki var
insan senin Resul’e teslim oluşunla inanmayı tamamlar

sen bana dil oldun Rahman o dile ağız
sen bana göz oldun Mustafa göze yürek
sen bana söz oldun Kuran o söze ayet
bir kez yüzün görmeye bu can kurban ya Ali

seninle en sevdiğim müştereğimiz
ikimiz de en çok hep, hep O’nu seveceğiz
zannımca sonumuz tam da şöyle olacak
sen Hüseyn’in başını koyacaksın ortaya
paramparça olacak gönül zembereğimiz
sen Hasan’ın ağusundan taslarla sunacaksın
musallat olmayacak nefis en-gereğimiz
sen Fatma’nın gözlerini bizle paylaşacaksın
hakikat söyleyecek aşk ile yüreğimiz
senin kalbin bir abanın altında korunmuştur
benim kalbime de yer var mı orda ya Ali?

sen belki tanımazsın ama ben senin için ölürüm
sen beni tanımazsan ben zaten ölüyüm
işte gözyuvarlarımı boşalttım Zülfikar’ınla
bunca okudum senin gözlerinle bakmak için dünyaya
hep senin gözlerinle bakmak için ya Ali
Resul’e
ve Allah’a!
"şucuymuş bucuymuş yalan sevgilim, her insan ötekine zaten öteki."
arada sırada aklıma geliyor, geldiği gibi de açıp okuyorum, iyi oluyor.

--spoiler--
en eski kelimeleriyle yağıyor çocuk seslerinden bu yağmur
unutulmuş sözlerin üstünde çıkacak yangını bekliyoruz
köyler var kulakları paslı çoğul cümleler kurarken cesur
gök var onu bir türlü anlatamıyor olmaktan bütün yorgunluğumuz
seni seviyor oluşumu kutluyorum kendimle
dünya bir şamdansa güneşe
atlılar ölüp gitmişse
kendi omzunu benim omzumdan tanıyorsan eğer
hatırlamak pişmanlığı peşinen kabullenmek demektir
yola çıkmak erkekliği bir kenara bırakıp
göz yaşını namluya sürebilmektir

şehre saçlarından yapılmış bir rüzgar çıkıyor
garson adisyon açıyor sana bakar bakmaz masama
ve gözlerini ödeyecek kadar yaram çıkmıyor
tuz işine giren bir tabibe sürüyorlar kalbimi
öpsem iz bırakmak suç
sevişmek zatî surette yasak
elini tutsam
tabip bir kamyon tuzu üzerime boşaltacak
dünya biz için dönmüyorsa dursun
kalsın yaşamak
biri şu gazete kağıtlarından bize sofralar kursun
ölüme ramak...

yalan değil kalbim fena çarpıyor sana
şarabı açıyorum rakı dökülüyor zemzem sehpasına
birden haramcılar üşüşüyor helallerime
helalciler saldırıyor haramlarıma
beni zorla cennete kapatacaklar gibi cehennemlik bir ahval!
sanki yakub'un yusuf olmayan bir oğlu gibiyim
oysa hem ittim hem itildim kuyuya
her ihtimal dönüştüm babamı kör bırakan bir evlada
ama ne kadar yusuf'sam gömleğim de o kadar yusuf'tu
seni hiç görmeden bir karanlığa doğru alışarak sevdim
herkesin kalbinde kuruyan bir kuyudan çıkınca seni bildim
ismin belirdi diğer isimlerin yanı sıra

artık bu pişirilmiş çamurun içini ele veriyor gözlerin
baktıkça nefes alıyorum ormanların cennetinden
kokladıkça görüyorum gözeneklenen yolları
duydukça dokunur gibi oluyor sesin kulaklarıma
gayrı tadarsam yanarım
dokunursam
ölü sayarım kendimi bu diyarlarda
--spoiler--

bu sayılmaz ama, yine gel.
--spoiler--
BÜLBÜL GEÇTi GÜL ORALI OLMADI

özlem bacıma...

bülbül geçti gül oralı olmadı
çün özüne aynasında görünmez
yalan dünya hiç kimseye kalmadı
gül kokmasa bu bahçede yürünmez

hak çalabım beni dertten komadı
gam bağından mut çıkaran dirilmez
baykuş güne can gövdeye durmadı
rüstem okla yiğitçene yenilmez

kervan göçtü çöl deveyi sormadı
susuz dille suya medet çekilmez
kerbela da hüseynimi yormadı
ölüm candan başka yere ekilmez

ahi içti badesinde kalmadı
iman ağız ile elden dökülmez
kimse muhammed'i böyle bulmadı
ali bülbül olsa gülden geçilmez
--spoiler--
--spoiler--
merhametiyle meşhur insanlardan olalım, cezalandırmalarıyla meşhur olanlardan değil!
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar