Alparslan Türkeş, 1917-1997 yılları arasında yaşamış Türk bir asker ve siyasetçi olup Milliyetçi Hareket Partisi)'nin kurucusudur. Çeşitli sağlam kaynaklara göre gerçek adı Ali Arslan ya da Hüseyin Feyzullah olan Alparslan Türkeş, Kıbrıs'ta doğup büyüse de aslen Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesindendir. Alparslan Türkeş, lise eğitimini Kuleli Askeri Lisesi'nde tamamladıktan sonra Genelkurmay Başkanlığı tarafından açılan sınavları kazanarak bir dönem askerlik sıtajını Amerika Birleşik Devletleri'nde yapmış ve ardından Türkiye'ye dönmüştür. Sanıldığının aksine Türkeş, bir general değil albaydır.
Türkeş, 27 Mayıs 1960 Darbesi'nde bildiriyi radyodan naklen okumuştur ve Cemal Madanoğlu tarafından yurtdışına sürgün edilen Ondörtler'dendir. Alparslan Türkeş, kısa bir süre sonra yurda döndükten sonra 1965 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin genel başkanı olunca önce partinin oyları; yüzde 14'ten yüzde 2'ye düşer ardından 8 Şubat 1969 Adana Kongresi'nde CKMP'nin adı, MHP olarak değiştirilir. Bu olay, aynı zamanda Türkçülükten Türk-islam sentezine geçiştir. Bu olayı pırotesto eden Ali Balseven adlı Türkçü bir genç, Ankara'daki Kurtuluş Parkı'nda ülkücüler tarafından öldürülür. Türkeş'in 1970'li yıllarda Maraş, Çorum, Malatya, Bahçelievler, Piyangotepe olaylarına parmağı vardır.
Her kim ki Türk’e, Atatürk’e düşmandır; Biliniz ki onlar Malazgirt’te istanbul’un fethinde, Çanakkale’de, istiklal harbinde mağlup ettiklerimizin Anadolu’da kalmış tohumlarıdır...
(Alparslan Türkeş)
Kendisine büyük saygım ve sevgim vardı zamanında ama kadir mısıroğlu ile gerçekten ne işi varmış çözemedim. Yukarıdaki arkadaşlar gibi hakarete varan eleştiriler yapmayacağım ama gerçekten hayal kırıklığı her Türk milliyetçisi için.
Kitabını alıp mektup yazdığı kadir mısıroğlu basbayağı atatürk düşmanı ve cumhuriyet aleyhinde her fırsatta söylemde bulunan bir kişi. Siyasal islamcıların fantastik tarihçisi.
27 mayıs 1960 da askeriye içersinde talat aydemir ile kısa süreli ihtilal yapma girişiminde bulunan ve radyoda ihtilal bildirisini okuyan...
akabinde tabutlukta işkence gören, tırnakları çekilen.... hacca gitmesine rağmen 1997 de meydan gazetesine verdiği röportajda,
( gazete bu röportajı baş sayfada yayımlamıştır)
'' türkiyede en büyük tehlike şeriattır'' diye demeç veren ülkücü hareketin başbuğ olarak adlandırılan lideridir.
Türkeş, Askeri Mevki Hastanesi'nde kağıda şunları yazdı: "Kaçak arkadaşlarımızı iran'a göndereceğiz. Muhalefeti teşkilatlandıracağız. Şah Ailesi'nin geri dönüşünü sağlayacağız."
Şah Ailesi, bu iş için Ülkücülere 1 milyon dolar verecekti. Ancak, yapılan görüşmeler sonunda olayın Askeri yönetimin bir oyunu olduğu ortaya çıktı. 1 milyon dolarlık iran Operasyonu'ndan vazgeçildi.