Her şeye rağmen kendi kalabilen ve kendi olmaktan asla ödün vermeyen bir nba efsanesi basketbolcudur. Nba e 1. sıradan seçilip jordan'la karşılaştığı ilk maçta birebirde jordan'ın üstünden sayı atan ama asla jordan ile karşılaştırılmaktan hoşlanmayan ben başkayım abi diyen mert adamdır!
maceramız jordan'ı karsısına alıp, dünyada kimsenin o hızda yapamayacağı o ünlü crossover ını yapıp, sayıyı atmasıyla başladı.
ondan sonra 2000'deki philadelphia-lakers serisi tabii ki.
'o' o zamana kadar izlemedegim, o zamandan sonra da izleyemeyeceğim şeyleri yapıyordu. hayran olmamak elde değildi.
basketbolu bambaşka tarafından göstermişti bana. ölümüne oynuyordu ama lafta değil, gerçekten ölümüne oynuyordu.
ne kafasındaki aşırı kanamayı oyundan cıkmamak icin taktığı bandıyla bastırıp kapatmadığı kalmıştı, ne de hastalıgı nedeniyle gelen kanı cok tehlikeli olmasına ragmen yutmadıgı kalmıstı.
insan bunları düsününce daha baska hayranı oluyordu. ai'dı o, 3 sayısının sözlükteki anlamı.
nba tv'nin yayın programında philadelphia 76ers yazısını görünce heyecandan uyuyamadım her zaman.
o çıksın sahaya, oynasın, hiç durmasın. günlerce izlerim.
onun için ne kobe, ne de jordan bir iverson olabilir gözümde.
şimdi çok küçük bir ihtimal olsa da seneye tekrar dönüp, önünde sixers arkasında 3 yazan formasıyla beni uykusuz bırakmasını bekliyorum.
şahsıma nbayi sevdiren superstar.kısa boyuna rağmen dev pivotların arasında balık gibi süzülen ve basketbol sporunun tarihte benzerini bi daha zor göreceği büyük yetenek.her zaman dediğim gibi önemli olan imkansızı başarmaktır.
küçükken ayakkabısı için annemi reebok mağazasına kadar sürüklediğim nba oyuncusudur. onu oynarken izlemek, insana büyük bi haz verir, şampiyonluğu hiçbir zaman tadamaması beni çok üzen meselelerden birisidir. keşke 76ers'ten hiç gitmeseydi...
elinde viski şişesi ile playoffları televizyondan izleyen eski süper yıldız. ne yazık ki bundan böyle sadece nba hardwood classics ten izlenebilecek olan hall of famer*.
ömrü boyunca yaşamadığı şanssızlıkları son iki ayda yaşayan eski nba efsanesi. önce basketbolu bırakan, sonrasında 76ers'ın verdiği şans ile yuvasıan geri dönen iverson çocuğunun hala teşhis edilemeyen hastalığından ötürü basketbolu tamamen bırakmak zorunda kaldı. ayrıca çıkarttığı sorunlardan ötürü new jersey ve detroit'deki casinolara girişi yasaklandı ve en sonunda da beş çocuğunun annesi tawanna iverson kendisine boşanma davası açtı. yaşadığı ciddi alkol sorununu ve karısının servetinin en az yarısını nafaka olarak alacağın da eklersek zor günler kendisini bekliyor.
nba all-star organizasyonuna duyduğum sempatiyi yerle bir ettiren basketbolcudur.
aralık ayında iverson basketbolu bıraktığını açıklıyor fakat işin aslında memphis grizzlies'ın kendisinin sözleşmesini feshetmek istemesi yatıyor. yani bir anlamda kovuluyor ve bunun sonunda da basketbola veda kararı alıyor. derken ani bir kararla philadelphia ile anlaşarak basketbola geri dönüyor. vasatın üstüne çıkamayan bir performasn sonrsında ocak ayında öğreniyoruz ki kendisi all-star doğu karmasının ilk beşinde. hem de hiç göstermediği performansına karşın. o andan itibaren de all-star organizasyonuna duyduğum ilgi fevkalade azalıyor.
sonrası kızının hastalık sorunu, alkol ve kumar tutukusu da derken bu yıl nba'de olamayacakmış artık. keşke diyorum, bırakma kararı sonrası tekrar dönmeseydi. daha iyi hatırlanacaktı.
an itibari ile tekrar eski takımına yani philadelphia 76ers' e dönen gördüğüm en iyi nba oyuncularından. üniversite yıllarında birçok kez hapse düşmüş ve çıktığında bazı kesim insanları tarafından aşağılanmış, tacize uğramış ve dövülmüştür. bunun sonucunda georgetown üniversitesi koç' u jhon thompson' ın kanatları altına girmiştir. çıktığı maçlardaki üstün performansı kendisine hakaret eden bu gruba karşı cevap niteliği taşıdığı için lakabı '' the answer '' olarak tarihe geçmiştir. 1996 da nba dünyasına katılmıştır. ayrıca denver ve detroit pistons takımlarında forma giymiştir.
nedim karakaş'ın söylediğine göre fenerbahçe ile anlaşmış, bir hafta süre istemiş fakat daha sonra philadelphia araya girince orayla anlaşan nba yıldızı. philadelphia 76ers sana laflar hazırlıyorum yavaş yavaş.
çok zor bir çocukluk geçirmiştir. doğduğunda annesi 15 yaşında, babası ise ortalarda yoktu. annesinin zoruyla basketbol antremanlarına giden Iverson çoğu kez idmanlardan kaçmak için saklanma yolunu seçermiş. (günümüzde de antremanları sevdiği söylenemez) ilk ayakkabısı Jordan'dır. okulunda hem basketbol hem de amerikan futbolu kaptanlığını yaparken (her ikisinde de yılın takımında yer almıştır) bir barda çıkan kavgaya karışır ve ardından hapsi boylar. çıktığında Georgetown'dan burs alır ve NBA'ya adım atar.
unutmamak gerekir ki bizim hafızalarımızda Majestelerine crossover yediren, 2001 finalinde çaylak Lue'nun üzerinden basketi attıktan sonra geriye dönüp alaycı bakış atan(http://reclinergm.files.w...s.com/2007/12/iverson.jpg ), denver formasıyla geri döndüğünde yere kapanıp 76ers armasını öpen, tekrar geldiğinde 76ers taraftarlarını yeniden heyecanlandıran NBA'in en büyük hücum oyuncularından biri olarak kalacaksın.. ayrıca Detroit'te takıma alışman için koyulan özel antremana katılmamanla. Tekrar hoşgeldin The Answer