bugün

islam'ın olmazsa olmazı.

hakkındaki kesin olan iki şeyden ilki arap mitolojisindeki ay tanrısı olması. iyimser ve spiritüalist bir bakış açısıyla bakarsak, dönemin arap önderlerinin "insanlığın evrensel bilinci"ne atıf yapmak için seçtiği bir isim olduğu düşünülebilir. benim düşüncem buna daha yakın.

hakkındaki diğer kesin şey ise, 7.yy civarlarında yahudi inancındaki unsurlarla ciddi şekilde harmanlanıp yhwh'nin yeni ve nispeten sakinleşmiş edisyonu olarak ortaya çıkarılmış olması. ama bu sakinliğe rağmen bugünkü inananları günümüz dünyasındaki en vahşi, en kadın-düşmanı ve en saldırgan sosyo-kültürel yapınının mümessilleri.

bu nedenle eğer allah çevresinde şekillenmiş inancı bir toplum mühendisliği projesi olarak düşünecek olursak, bu projenin oluşturduğu şartların insanlığın uygarlaşmasına çok da fazla yarar sağlamadığını görebiliriz. tabi bu şartlar, alakasız ve bambaşka bir amaç uğruna kasten yaratılmadıysa. bunun devamı da işin komplo teorisi kısmına girer.

ateistler arasında sıklıkla rastlanan bir görüşe göre, "insanlığın gerek doğa gerekse sosyal yapılar karşısındaki acizliğinden kurtulmak için antropolojik bir süreç içerisinde ortaya koyduğu koruyan-cezalandıran üstün varlık anlayışının biraz evrilmiş bir hali kendisi." tabi ateizmin, doğası gereği, her ateisti mutlak olarak bağlayan kesin kuralları ve tanımları olmadığı için buna da her türlü itiraz gelebilir ateist bireylerden. bu yüzden ben az itirazı alacak türden ortayollu bir tanım bulmaya çalıştım kendilerinin de affına sığınarak. hoşgörü göstereceklerinden eminim.

müslümanlar ise şöyle bir tanımı öne çıkarırlar: "varlığı ve birliği hak (gerçek) olan, yegâne mabud (ibadet edilen) ve yaratıcı. zamandan ve mekândan münezzeh (arı, uzak) olan, hazreti muhammed (s.a.v) i insanlara ve cinlere son peygamber olarak gönderen rabbimiz." bu da benim müslümanlığa kafayı takmış bir ergen olduğum zamanlardan kalma. bu entry'nin editlenmemiş hali. insanlığın inançsız olanlarını görmezden gelen ve onları da "biz"e dahil eden ileri demokrat müslüman tavrıma dikkatleri çekerim. bu tanım hem entry'nin ilk hali olduğu için, hem de çok tebrik almış olduğu için sözlükte takılmadığım yıllar içerisinde, müslümanların genel profiline mal etmekte bir sorun görmüyorum.

hasılı kelam, birkaç tasavvuf kıssasını sallarsak, tarih boyunca sadece bir kişiye dört başı mamur hitap etmiş olmasına (o da iddia tabi) rağmen, ortalığı en çok karıştıran kavramlardan birisi. adeta bir kuyuya atılan taş, adeta bir garajdaki ejderha.
yaşama bağlanma sebebi. olmasaydı "neden bu savaşlar, neden bu depremler, neden ölen bebekler, neden açlıktan-soğuktan ölen insanlar, neden bu adaletsiz dünya" ve benzeri milyonlarca soruyu kafamızda milyonlarca kez tekrarlayıp sonucta kafayı yiyerek ölecektik. ha şimdi kafamıza takıp üzülmüyor muyuz, ölen şehitlerimize dünyanın öbür ucunda depremden ölen insanlara ağlamıyor muyuz? üzülüyoruz, ağlıyoruz tabi ama aradaki farkın tek açıklaması olan allah a inanarak üzülüyoruz, ağlıyoruz.
kulların genelde başı dara, derde düştüğünde aklına gelendir.

emanet olduğumuzdur. gerçek anlamda tek dosttur.
iki kere söylendiğinde şaşkınlık belirtir, daha fazla söylendiğinde delilik...
" Ana rahminde size dilediği gibi şekil veren O'dur. Kendinden başka ilah olmayan, Aziz ve Hakim olan O'dur."
Al-i imran Suresi - 6.Ayet
ne güzel vekildir.

Dedim : Çok Yalnızım .
Dedi : Ben Sana Çok Yakınım (Bakara 186)
Dedim : Bunca günahım var, hangisinin tövbesini yapayım?
Dedi : Allah bütün günahları bağışlayandır. ( zümer 53 )
Dedim : Yine bağışlar mısın ?
Dedi : Allah'tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur. ( Ali imran 135 )
Dedim : Rabbim benim senden başka kimim var?
Dedi : Allah kuluna kâfi değil mi? ( zümer 36 )
onun akvaryumundayız.
Rahman ve Rahim olan tek rab.
"o kadar zahirdir ki zuhurunun şiddetinden gaiptir"
(necip fazıl)
Allah; kendi iradesiyle evreni yoktan var eden, ona belli bir düzen veren, gökleri ve yeri ve bunlarda en küçüğünden en büyüğüne kadar canlıları yaratan, onlara hayat ve rızık veren, öldüren-dirilten, dilediğini dilediği şekilde idare ve tasarrufu altında bulunduran, varlığı bir başka etkenle değil, kendinden olan, her şeyi bilen, gören, işiten, yarattıklarında en ufak bir çarpıklık ve dengesizlik bulunmayan, herşeye gücü yeten, bütün mülkün gerçek sahibi, emir ve hüküm koymaya tek yetkili; övülmeye, itaat edilmeye, şükredilmeye gerçek lâyık, bir benzeri daha bulunmayan, bütün varlıkların, güneşin, ayın, gök ve yer cisimlerinin itirazsız itaat ettiği, boyun eğdiği, ismini ululadığı, ibadet edilmeye lâyık Hak mabuttur.
Tek hakim.Tek güç sahibi.Boyun eğilecek tek varlık.Onun kulu olup cehennemde yanmak bile büyük bir şereftir,nimettir.Çünkü Allah'ın kulu olmak onun yüce varlığını kabul etmektir,imanlı olmaktır.Herkes Allah'ın kulu olamaz.Lakin herkes bir gün Allah'a dönecektir.
sürekli tanrı ile karıştırılan evrendeki her şeyin yaratıcısı, insana şah damarından bile yakın olan ilahi güç.
tanrı: Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan, insanüstü varlıklardan her biri, ilah.
oysaki allah tektir. karıştırılmaması gerekir.
şüphesiz seni inkar edenler eşsiz merhamet deryan da utançlarından boğulacaktır aşk. herkes bilir ki hayanın olmadığı yerde iman olmaz. ama olsun biz onlarıda seviyoruz sırf sen yarattın diye.
sevgilidir.
yolcu eden ve yolun sonunda karşılayandır.

bir ilüzyonun içinde yürüdüğümü bildiğim halde unuttum mu ne? eyvah! dedim ölecek miyim! apansız başlayan yaz yağmurlarını ve de kuru patlıcan dolmasını bu kadar severken hem de.

dünyanın baharları vardı gördüm. binbir çiçekli ve rengarenk. usta bir yönetmenin kuş cıvıltısı video klipleri gibi oynadılar gözlerimin önünde.

soğuktu kışların. ama hep erirdi kardan adamlarım. annemin gözlerinde sevgini gördüm ilkin, babamınkinde merhametini.
mevsimler yürüdükçe yollar azaldı. ve her kilometresinde içimizden biri geride kaldı.
prefabrik sevdalardan geçtim sonra. sevdim ve hak etmediğim kadar sevildim de.

dünyanın sapsarı yazları vardı. masmavi denizleri. sırılsıklam bir düştü içinde yüzdüğümüz. saçlarımızda tuzu kaldı sade.

ve bugün artık ölüyorum.
dünyanın sonbaharları da varmış gördüm. kimi zaman fazla kaptırdım kendimi bu oyuna. ve arkamda mahkemede aleyhime delil sözler bıraktım. ama bilirsin her akşamüstü ben, bu sonbaharı hatırlardım.
evet bugün kupkuru bir yaprak gibi eline düştüm.
ey sevgili!
taptaze bir tohum yap savur beni.
kendine inananların ve kendini arayanların ulaşacakları nihai ilah