kişilerin kendi kafalarının basmadıklarına mucize dediklerinden,
"oha uçağa bak anuna goyiim, havada gidiyo demek ki allah var" tarzı yaklaşımlar sergilediklerinden dolayı tükenmeyen kanıtlardır.
"insana bak tanrıyı gör, yok evrenin mükemmelliği yeter." oldu canım senin yeteneklerin için fazla iyi sırf ondan bir tanrı var, sırf sen kötü hissetme diye.
sonuç olarak, iddaa edilen tanrı için hiç bir kanıt bulunmamaktadır.
aksi iddaa edilmediği için inananlar ise bütün iddaa edilen tanrılara inanıyorlar demektir zaten.
aksi bile ispat edilse inanırım ben inandığıma, ispat yok diyenler varsa onlar tamam, genel olarak saçmalasalar bile bu konu hakkında saçmalamamış oluyorlar en azından.
edit: yoktur diyenler kanıt gösteremiyor diyenlere gelsin bu:
benim dalgama tapmazsanız cehenneme gideceksiniz, aksine kanıt yok, gelin tapın. beyninize sokayım sizin.
hayvanat bahçesindeki aslanın allah diye kükremesi, patlıcanı kesince 'allah' yazısının ortaya çıkması, bulutların zaman zaman coşagelip arapça 'allah' yazması vb. vb.
ha bir de geçen gün allah diye bağıran müezzin gördüm.
bir şeye "var" demek kanıtlanma gerektirmektedir. bu nedenle "inanıyorum" demekten çok daha farklıdır. sonuçta inanmak kişinin kendi "saf"lığıdır. oysa var demek ortaya bir iddia atmaktır. iddia sahibi kanıtlamakla yükümlüdür.
tutup da tanırının yokluğunu kanıtlamanızı ister bir de bazı mallar. lisede haftada bir saât mantık dersinin sonu bu işte. oysa ilkokuldan beri bu kişilere adam gibi mantık dersi verilseydi böyle saçmalamazlardı.
"allah yoktur" diyenlerin de kanıt gösterememesinden daha mantıklıdır.
iman gayba olur. allah kendini gösterse inanmayan kalır mı? onların allah yok demesiyle, *allah olmayacak değildir. baş ağrısı gibi. vardır bilirsin, ama ispatlayamazsın.
ayrıca;
a) beklenen değer (hedonizm)
b) beklenen değer (dini hayat)
varsayım...
a) 1. olasılık: ölümden sonra hayat yok.
2. olasılık: ölümden sonra hayat var, sonsuz lanetlenme
b) 1. olasılık: ölümden sonra hayat yok. dinden alınacak zevk ve ruhun rahatlaması
2. olasılık: ölümden sonra hayat var, sonsuz mutluluk.
a>b ise 70-80 sene rahat yaşanır.
b>a ise sonsuza kadar rahat yaşanır.
işin içine sonsuz girdiği anda olaylar değişiyor. sonsuzluk çok önemli bir faktör.**
aynaya bakmanın kafi olmasıdır. hatta gören bir göz, duyan bir kulak, hisseden bir ten, koklayan bir burundan birinin bile olması kafidir. " 'düşünüyorum, o halde varım' , varsam yoktan var olamam, o zaman bir yaratıcım olmalı. " ile sonuca ulaşılabilir.
edit: imla.
neden kanıt göstermeye ihtiyaç duyayım ki?
tamam yok. hepsi uydurulmuş.
ben yinede inanıyorum.
sen neden rahatsız oluyorsun?
ben sana zorla inan diyiyormuyum?
allah fizik, kimya ya da biyolojinin konusu değil ki labaratuar ortamında ele alınıp delil gösterilsin. tanrı teolojinin konusudur, ampirik bakış açısıyla ele alınamaz ve ampirik deliller beklenemez.
yani; önerme yazarın delilden neyi anladığına bağlı.
kafirin teki halka allahı görebiliyor musunuz demiş. onlar da hayır demişler. kafir ise yok ki göresiniz demiş. sonra halktan başka biri şu kafirin aklını görüyor musunuz demiş. halk ise hayır demiş. zeki adam yok ki göresiniz demiş. anlayana beyler.
hissediyor ve inanıyorsan kanıta gerek yoktur. illa kanıt istiyorsan kuran ve etrafındaki tüm varlıklar kanıttır.
ruhunun olduğunu biliyorsun, peki bunu kanıtlayabilir misin? aşkı, nefreti, acıyı gösterebilir misin? demek ki neymiş, hissetmek ve inanmakmış asıl mesele.
Berkeley'in, 1713 yılında yayımlanan "Hylas ile Philonous Arasında Üç Konusma" adlı eseri, maddenin var olmadığına, allah'ın varlığına başlı başına büyük bir delildir. Tavsiye ederim.
sen gördüğün bir şeye ne kadar tapabilirsin? Allah görülmediği müddetçe ona tapanları hiç eksik olmaz. ama bir gün olurda herkez o şansı yakalayıp onu görürse inancın da yaşamanın da bir anlamı kalmaz.