bilime, bilimle, felsefeyle cevap verilir. Hala bazıları kurandan ayetler felan paylaşmış.
şu bir kanıt olabilir ; göz ! canlılarda oluşan bir duyu organı. bunun 2 sulhu var. 1. Si gözdeki tasarım.
2. Si bir olayın vuku edebilmesi için bir alana sahip olması gerek. Büyük patlamadan önce mukakkak bu patlama olabilmesi için o iki tanrı parçacığı kadar alan olması gerekiyor. Bu olanın nedeni bile bir yaratıcının, ra nın, odinin, zeusun, tengrinin, allahın ve türkçe olan tanrının varlığına delalettir.
Zaman ve maddenin başlangıcı evren ile başlamıştır. Zaman bunun için iyi bir savunma değildir. Kuzey kutbunun kuzeyinde ne var gibi saçma sorudur. Kuzeyi kuzey yapan kuzey kutbudur.
Ey inanmayan kardeşim, allah, kuran'da "Kaul-u bela" diye bir hadiseden bahseder ve der ki;
"biz ademoğulları'nın (bay-bayan tüm insanlar) bellerinden zürriyetlerini aldığımız zaman, onlardan "allah'ım ben senin varlığına inandım" diye yemin alırız, kendilerine kendilerini şahit tutarız.
şimdi sana bunu anlatayım da neden kanıt göstermediğimizi anla..
"Bay-bayan herkesin zürriyeti (döller ve yumurtalar) belimizde bulunan böbrek üstü bezlerinde üretilen sıvılar ile ergenlik çağında oluşur ve ergenlik çağına gelen bir insan, tabiat ayetlerini (anne sevgisi, baba şefkati, hava, su, çiçek, böcek, neyse..) okuyarak allah'ın varlığını tüm benliği ile idrak eder ve kendi kendine şahit olur bu idrakı ile.."
Diyeceksin ki "bu beni bağlamaz". Seni bağlamaz da bizi bağlıyor işte. Kuran'a göre yaşamak zorundayız biz.
şimdi çarpıcı noktaya gelelim..
Allah, kuranın hiçbir ayetinde "kendi varlığını ispat için uğraşmamıştır"
Hiçbir peygamber sözlerinde "allah'ın varlığını ispat için uğraşmamıştır"
Çünkü allah, kuran ve elçileri tam bir bütünlük içindedirler.
allah kuran'da her insan ergenlik çağında "varlığımı" idrak eder dedikten sonra ben sana niye kanıt göstereyim?
felsefenin neyle ilgilendiğini merak ettiren başlıktır. neyle ilgileniyor felsefe ; insanların kıyafetleriyle mi ? insanların daha çok nasıl para kazanacağıyla mı ? cıvık ve bayağı aşk konularıyla mı ? yıldız fallarıyla mı ?
felsefe hala bu konuyla sarmaş dolaştır. ve uzun yıllar da öyle olacaktır.
bir yaratıcı yoksa zaman çizgisi şöyle olur: sonsuz geçmiş(-) ---> şimdi ---> sonsuz gelecek(+)
sonsuz geçmiş, sonsuz kavramından dolayı, kaç yıl geçerse geçsin bitemeyeceği için asla "şimdiye" gelemezsin, yani mantık olarak sonsuz geçmiş olması imkansız, yani bu evrenin ya da var olan her şeyin bir başlangıcı, bir sıfır noktası olması gerekir. başka bir deyişle yaratılması gerekir. al sana kanıt.
(bkz: louis pasteurun deney sonuçları)
cansız maddelerin hayat oluşturamayacağı ilk hücrenin biri tarafından yapıldığına kanıttır ateizm açıklayamıyor malesef.
arkadaşlar kimsenin inancına, dinine, yaşayış tarzına karışmam asla. ama şunu paylaşmak isterim ki; bu tarz sorularla kendinizi zor durumda bırakmayın lütfen.
allaha kanıt göster sorusuna, evreni, dünyayı vs. göstermek tam anlamıyla doğru değildir. çünkü bilimsel anlamda her şeyin var oluşu ya da yok oluşu ulaşılan noktada açıklanabilmektedir. yani karşınıza birgün bu konulara hakim birisi çıkar sizi bozarsa şaşırmayın diye diyorum. hiçbir müdahaleye gerek kalmadan işleyen sistemler tespit edilmiştir. bu tarz argümanları size sundukları zaman gerçekten cevap veremez ve kendi kabuğunuza çekilip "ben olduğuna inanıyorum sana ne" demekle yetinirsiniz.
o yüzden demem o ki;
inanç ile bilim farklı kefelerdedir. ve hiç kimsenin hiç kimseye inancını ispat etmesine gerek yoktur. sadece inanırsın ya da inanmazsın bu vardır.
Ben namaz kılıyorum bundan bir zararım yok.
Ama sen namaz kılmıyorsun senin bir karın da yok. Hakkaniyet yarın Mahşerde belli olacaktır. Tembelliğe yatıpta Hakkı inkar etmeyiniz. ilk emir 'oku'dur. ilimdir irfandır
Allah'ın varlığını inkar edenlerin salaklıkları dahi bir kanıttır da neyse. Dinleyiniz!:
Allah istese herkesi ikna edecek kanıt göndermeyi ya da kendini göstermeyi bilmiyor muydu. Haşa! Öylesi inanmak olmazdı ki. Gördüğün ve şahit olduğun birşey artık inanç değil onu bilmektir.
Masaya inanıyorum demeyiz değil mi? Orda masa var biliyorum deriz.
inanmanın ve iman etmenin mantığına aykırı zaten kanıt .. Allah kendisini düşünerek bulmamızı ve ona güvenip var olan delillerden tümevarımla koşulsuz inanmamızı ister.
insanların 'bana bir çim tanesini yaratabilir misin?' diye sormalarına sebep olan kanıtlamadır.
bunu matematik ve bilim ile açıklayan şakirtlerinde evrene bakmalarını tavsiye ederim.
ne sizin ispatınıza ne de sizin atesitliğinize ihtiyacım var, laik biriyim ve ben allah'a inanmayı kendim seçtim. böyle insanları anlayamıyorsunuz işte, sıkıntı orda.
bana bir şey ispatlamanıza ya da göstermenize gerek olmadığını, bir dini lideri bu yüzden kabul etmeyeceğimi, hurafelerin cahil halkın üzerinde binlerce yıldır etkili olduğunu gördüğümüz için din tüccarlarından, hocalardan uzak duruyoruz.
git kardeşim başkasına öğret sen sahih olmayan hadislerini. benim önümde kitab var o bana yeter. ama yetmez değil mi? islamın şartlarını, farzlarını yerine getirmem yetmez değil mi, senin hocanın senin tarikatının senin tekkenin dediğinide yapmak gerek ki o zaman kula kul olup hayatımı amip gibi yaşayayım değil mi?
hesabı ben vericem ulan sana ne oluyor? sözlükte dinden imandan bahsedip milletin en kutsalı annesine küfür edenlerden olmadığımız için oluyor zaten bunlar...
tesadüfler altına sığınan insanların beyanıdır. göt sıkışınca ''tesadüf'' demek Allah'ın yokluğuna kanıt değildir. bilimden dem vururlar ama onca yaratıcı inancına sahip bilim adamını da hiçe sayarlar. insanın kalbi kör olmasın aga.
yoktur a kanıt göstermek diye bir şey olmaz. bir şeyin yokluğuna yok olan bir şeyi göstermek çok saçma bir şeydir.
varlığına kanıt yoktur tanrının sadece var olan şeylerin tanrı varlığı ile bağdaştırılma durumu vardır.