allah insanı ve iradeyi yaratmıştır, yani baştan inanan veya inanmayan yaratmamıştır, ondan sonrası insanın kendi bileceği iştir. allaha inanmayan insanlar, ekseri olarak kişisel menfaatlerini zedelediği için veya kendilerini çok büyük gördükleri için inanmamışlardır, yani safi duygularla inanmama olmamıştır, dolayısıyla inanmamaktan dolayı insan sorumlu tutulmuştur.
allah inanan insan yaratmadığı gibi inanmayan insan da yaratmamıştır. allah insanı ve iradeyi yaratmıştır, inanıp inanmamak yaradılış değil bir seçimdir.
Her birim yaradılış gayesi olan Allah'a kulluk etmek doğrultusunda hayatını sürdürür. Bu ister Hz. Ebu bekir gibi en mükemmel dost ve iman eden olsun, isterse Ebu cehil gibi en mükemmel düşman ve inkar eden olsun değişmez kuraldır. Bu bakış açısını kavramak zor gelsede yaratıştaki mükemmellik kavramı budur.
e hepsi inancak madem öyle yaratacak ne gerek var yaratmasına sonuç belli olur.
sağlıklı düşünen biz insanlara ibret,sabır,düşünme ve sorumluluk vermek için olabilir.*
allah bilinmek istedi ve onu bilmesi icin kainati yaratti ve onlara bilip bilmeme konusunda da bir irade verdi. zaman kavrami insanin beynindedir aslinda zaman kavrami yoktur. inanmak ve inanmamak gibi iki tavir sergileyen bir kisinin iki tavri ayni imaj kesitindedir. dolayisiyla kader denen seyde zamanin var olmamasindan ileri gelir cunku degisen seylerin kaderide olmaz. aslinda hicbirsey degismiyor, hersey duragan ve insan eger varsa aklinda zamani yasiyor. insan bir kesittir ve bu kesitin allaha inanip inanmamasi kesitin sahibine birsey kazandirmaz veya kaybettirmez ancak inanip inanmayana varolusun asil yapisini dusunebilenler icin cok sey vardir. allah onu bilelim diye bizi yaratti ve onu bilmek, kara gozlerle degil acik gozlerle bilmek gercekten guzel birseydir. iste o zaman yuzyillar once enel hak diyen adamin bilimsel bir teoremin temellerini fikri anlamda attigini anlarsin.
tanri vardir. asil soru insan var mi? kendisi olmayan sey asil varligi sorguluyor. bu gercekten buyuk bir komedi.