nasıl kıydılar sana be oğlum.
yıllarca aynı şehrin farklı sokaklarında oynamışız. sen okuluna devam etseydin bir sene sonra mezun olup meslektaş olacaktık, aynı yaştaydık.
her ölümden etkileniyorum güçlü bir sinir sistemim yok ne yazık ki ama senin resmini her gördüğümde içim ilk günkü gibi sızlıyor. nasıl kıydılar sana ali ismail?
hiçbir düşünce için ölünmez deyip ardından neden gidip seni maşa olarak kullanacaklara malzeme olup bir hiç uğruna , bir kör kurşuna can verdin ?
sence seni o karmaşaya , keşmekeşe çağıran adamlar seni hatırlıyor mu , yoksa yine rakıları doldurup şerefe mi diyorlar ?
sen ordan görüyorsundur , söylesene seni o yangınlara , polisle çatışmaya çağıranlar seni hatırlıyormu ali ?
çok haklıydın bir düşünce için ölmeye değmez , ama sen düşüncelerin için değil birkaç orospu çocuğunun provokasyonuna gittin.
seni kurulan barikatlara atıp arka sokaktan kaçanları unutma ali.
seni inatla sokağa çağıranları unutma , hangi ideoloji hangi mevki senin annenin yüreğine düşmüş ateşi söndürecek ?
düşün 20 yıl sana yemek yapan , elbiseni yıkarken koklayan anneni düşün ve değer miydi kahrolası ideolojiler için anneni bundan mahrum bırakmak , değer miydi ali ?
Her şeyden evvel çok rezil bir cinayetin kurbanıdır. Diğer ölen gezicilere baktığımızda biri ne işler yaptığı meçhulken çatıdan düşmüş, birine araba çarpmış, biri daha kamyon devirmemişken devrim diye yüzünü kapatıp sapanla gerilla savaşı verirken ölmüş, bir başkası polisi linç ederken kendi ölmüş vs vs. Bunlar kazadır, yanlışlıkla olmuştur. Hatta son örnek nefsi müdafaaya bile alınabilir. Ama ismail'in ölümünde düpedüz nefret vardır. Döverek adam öldürmek!! En azından benim bildiğim kadarıyla radikal solculuğa bulaşmamış olması ölümünü daha da üzücü yapmaktadır. Ölen geziciler içinde tek üzüldüğüm kişidir. Işıklar içinde uyusun.
gezi olaylarında ölmüştür , esnaf tarafından saldırıya uğramış hayatını yitirmiştir. böyle olaylar devam ettikçe çok ali ismail gider daha , galeyana gelip gece vakti olaylara katılmayın gündüzde katılmayın hatta hiç katılmayın. hükumetler artık meydanlarda değil sandıklarda devriliyor o günler geride kaldı güzel dostlar.
19 yasinda alcakca bi sekilde katledilen kardesimiz ali ismail. ethemin berkinin yanina gezi parkina gomduk heryil her ay hergun katillerini aniyoruz kin biriktiriyoruz hesap gununu dusunuyoruz. bu duzenin ne kadar alcak oldugunu hatirlatiyo bize 19 yasinda onlarca tekmeyle katledilisi gaza getirilen esnafi dusunuyorz katil polisleri muayene etmeyen doktorlari hatirliyoruz hergun hesap gununu bekliyoruz.ethem ali ismail abdocan bu halkin ta kensiydi unutmak ihanettir. halki katledenler unutulurmu ?
Şöyle üç-beş entry gözüne çarpar başlık altında ve dersin ki; "ak trollsüz bir türkiye, fazla mutlu ve çok sıkıcı bir ülke olurdu". insanlığın öldüğü yer ak trolllerdir. Kanlı elleri, haram dolu cepleri ve zehir akıtan dilleriyle, gencecik kayıpların kanlarında pislik akan ellerini yıkamaya devam ederler. Ali ismail'ler ölür, hiçbir şey değişmez, değişemez. Çünkü bu ahlaksız ve aşağılıklar, ahlaksızlığı ve aşağılıklığı, dünyanın en ahlaksız ve aşağılık adamından öğrendiler, öğrenmeye de devam ediyorlar.
öldürülürken kemikleri kaç kez sızlamıştır tarifsiz fakat failleri hakkında alınan bir kararla bir kez daha sızladığı kesin olan çocuktur.
""Kameraları kapatın, hatta daha önceki saate gel, on dakika öncesine" şeklinde emir vererek sildiren polis memuru Hüseyin Engin ile bu emre uyup şalteri indirerek görüntülerin silinmesine yol açan otel sahibi Erdoğan Gözseçen beraat etti."
ne de güzel işliyor adalet sistemi. sizin vicdanınız çürümüş be!
türkiyede ki adaletsizliğin mağduru kim vurduya giden genç.Her şey ne kadar da kolay ört pas ediliyor güzel ülkemde.Hesabını elbet bir gün soracaklar bunu sana yapanlar rahat yatamayacaklar.
Gencecik yaşta aramızdan ayrılmış zalimce öldürülmüş güzel insan. Hakkında yazılmış en güzel şarkı tartışmasız uğur kafadar'a ait. Hem duygulandırıyor, hem düşündürüyor...
bugün ölüm yıl dönümü. acısı, ölümü, ailesi, verdiği mücadele unıutulmayacak olan çocuk.
hayat aynı akışına devam ediyor ali. hiç bir şey değişmedi senden sonra. verdiğin mücadelenin ardından maalesef değişen pek önemli şeyler olmadı. gönül isterdi ki bunlaru sıralayalım ama şunu bilmek sanırım seni rahatlatacaktır. gezi hala yemyeşil, hala ağaçlarının gölgelerinde birileri oturuyor, kuşlar ağaçların dallarında dans ediyor. bunları zaten biliyorsun ama bir de ben söylemek istedim. hiç tanımadığın birinden bunu duymak hoşuna gidebilir.
senden sonraki adaletsizliklere, haksızlıklara ve yine aynı sebepten canını veren insanların kayboluşuna değinip seni üzmek istemem. bir gün tüm bu adaletsizliklerin sonunda "ilahi" adaletin devreye gireceği günlerin geleceğine eminim. buna kalpten, gönülden inanıyorum.
bendeki yerin çok farklı ali. hiç tanımadığım bir insana haftalarca ağladım , yer , mekan, zaman fark etmeksizin. resmini her gördüğümde, göz yaşlarım küfürle birleşip isyan olarak çıktı vücudumdan. bilmiyorum belki de bir erkek kardeşim olduğu için bu derece etkilendim.etki çok sığ kaldı bu acıya kolaya kaçtım sanırım cümle kurarken.
neyse öyle işte ali, hepimizin gideceğe yere sen çok erken gittin, gençliğinin tadını çıkarmana fırsat vermeyen her canlının aynı acılara boğulması umudu ile..
O kadar acı o kadar zor ki senin ölümünü kabullenmek.
isyan ettik birlikte bu düzene. Yine edicez sen varmışçasına merak etme sadece seni değil,
kardeşlerin Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım, Hasan Ferit Gedik, Mustafa Sarı ve Berkin Elvan... Gezi Parkı direnişinde kaybettiğimiz canların sayısı 9 seninle birlikte. orda da kenetlendiniz dimi ? Unutmadık unutmadık da elden birşey gelmiyor size kıyanlar özgürce bu memlekette kan emmeye devam ediyor...
Cennete selamlar olsun. Hakka yürüyen güzel insanlar asla ama asla unutulmazlar.
Işığınız bol olsun...
zorunlu edit : O eksileyenler varya orospu çocuğusunuz !
kazım koyuncu'dan işte gidiyorum parçasını her dinlediğimde
içimde bir hüzün beliren çocuk.
hem kazım'a hem ali ismail'e hitafen..
işte gidiyorum
Birşey demeden
Arkamı dönmeden
Şikayet etmeden
Hiçbirşey almadan
Birşey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum
Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki senin yanında
Sesin uzaklaşır herbir Adımda
Ayak izim kalmadan gidiyorum
Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı
Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı
Bana kimse sen gibi sarılmadı
Işığımız sönmeden gidiyorum.....
gezicilerin ismini o pis agizlarina utanmadan sikilmadan hala alabildigi isim.
ulan bu cocugun olumunde sizin asiriliklarinizin hic mi payi yoktu? insan olan vicdani olan biraz utanir da susar. hala gezi ruhu falan diyerek olumunden bile faydalanmaya calisiyorsunuz. ne de olsa ates dustugu yeri yakiyo.
öyle zor ki kelimeler kullanarak anlatmak yaşadığım acıyı.
sadece ali ismail için değil, bütün kardeşlerim için aynı aslında durum.
aslında en güzel kelimeleri ahmed arif kullanmıştır belki de onlar için;
--spoiler--
Seni, anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamlardan,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...
Geçen sene doğum günümüz aynı olduğu için okulda doğum günümü kutlayan hocanın yanında ismini bağırdığım ve hocanın beni susturmak durumunda kaldığı güzel insan.. Unutmadık