2-3 gün önce fb tv'de röportaj yapıyordu. genç futbolculara ne tür tavsiyelerde bulunuyorsunuz antremanlarda diye bir soru sordu muhabir. alex de souza'nın verdiği yanıt;
"okan ve gökay şans verildiğinde neler yapabileceklerini ispatladılar. benim onlara tavsiyem sürekli kitap okumalarıdır. boş zamanlarında kitap okusunlar ve araştırma yapsınlar. kitap okumak insanı zenginleştiriyor."
bırak şimdi attığı golleri, asistleri falan. bu adam genç oyunculara "kitap okuyun" diyor. "zenginleşeceksiniz" diyor. o röportajı dinledikten sonra artık benim için büyük bir futbolcu değil, büyük bir insan. mustafa kemal atatürk'ün "ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim" sözüne cuk diye oturan bir oyuncu.
twitter'da "galatasaray kulübüne ve galatasaray taraftarı'na çok büyük saygım var" yazan adam gibi adam.
hagi'nin "alex kim? ben tanımıyorum, nerde oynamış?" demesi üzerine de "olsun. ben hagi'yi tanıyorum. büyük topçu" diyerek adam gibi adam olduğunu yine göstermişti geçen yıl.
müthiş bir yetenek, tamam.
yaratıcılığı üst düzeyde, tamam.
çok büyük futbolcu, tamam.
tüm istatistikleri alt üst etti, tamam.
her derbiyi çözüyor, tamam.
tek başına maç alıyor, tamam.
her şey tamam da bu amına kodumun takımı bu adamı neden bu kadar boş bırakıyor onu anlamıyorum arkadaş.
ropörtajında: "ilerleyen yaşım nedeniyle bir takım özelliklerimin zayıfladığı doğru değil. zaten önceden de çok güçlü ya da hızlı bir futbolcu değildim" demiş futbol insanı.
zaten bu kadar başarı ve istikrar ancak kendini çok iyi bilen, ifade edebilen ve tevazu gösteren birinden beklenirdi.
Hani insan gururlanır, türk bayrağı desenli t-shirt giydiğini veya şehitlerin adları anılırkenki hüznünü görünce ama bir de düşünür acaba tribünlere mi oynuyor diye.
Yukarıdaki haberi çok önceden duymuştum fenerbahçe muhabiri arkadaşlarımdan birinden. Ama gazetelerde falan çıkmadı. Neden diye sorduğumda istemiyor alex demişlerdi.
Evet adam olduğunu ben biliyorum. Ama galatasaraylısı, beşiktaşlısı tribüne oynuyor bu adam diyebilir. di..
Ama kalp nakli bekleyen çocuğun tüm masraflarını üstlendiği haberi bence herkesin çenesini kapatır.
Biliyor musunuz?
Alex ev sahibinin borçtan dolayı evini satacağını öğrenince 2 yıllık kira parasını Fenerbahçe'nin peşin ödemesini istemiş ve tutarı sözleşmesinden düşerek ev sahibini hacizden kurtarmıştır.
Alex ülkesindeki yetimlerin eğitimini üstlenmiştir.
Alex kim tarafından yapıldığı belli olan bir skandalla haksızlık yapılan Diana Taurasi'nin tekrar fenerbahçe'ye gelmesi için kampanya başlatmıştır.
Alex Türkiye'nin nabzını takip etmekte soyunma odası çıkışında gözlüklerini takıp kitabını eline alarak asla sadece bir futbolcu olmadığını aynı zamanda gerçek anlamda bir entellektüel olduğunu dünyaya göstermiştir.
Alex aile yaşantısıyla tüm türk spor camiasına örnek olmuştur.
Alex Fenerbahçe'nin en zor zamanında takım arkadaşlarına bir sene ücret almama teklifini sunmuş ve tüm arkadaşları tarafından bu teklif kabul görmüş ancak Aykut Kocaman ve Ali Koç tarafından şiddetle karşı çıkıldığı için hayata geçmemiştir.
rakip takımda oynamasına rağmen hiç bir zaman saçma sapan çirkeflikler ve şımarıklıklar yapmadığı için sevdiğim oyuncudur. hemde bu kadar kaliteli ve iyi bir futbolcu olmasına rağmen onunda havasına girmez.
asla şuna buna yaranayım diye bir düşüncesi de yok. geliyor topunu oynuyor, işini yapıyor gidiyor. mesela en yakın örneği bu sezon başındaki süper kupa maçından evvel "biz neden beşiktaş'la oynuyoruz ki zaten 2 kupayı onlar aldı" diyebilecek kadar takıntısız biri. işi fanatizme vurma gereği duymuyor bu adam.
herşeyden önce de süper lige gelmiş geçmiş en iyi yabancılardan biridir. istatistikleri de zaten bunu doğrular niteliktedir. nasıl yattara, kewell gibi oyuncuları izlemek hoşuma gidiyorsa alex'i de izlemek hep hoşuma gider.