Buralarda hiç yerdeki çöpü alan adamı gördün mü? Metrobüse hiç binmemişsindir ama düzgün bir sıra olduğuna şahit oldun mu? Herhalde karşı tarafın ırkına, dinine, fikirlerine saygı göstereni de görmemişsindir? En azından TV izliyorsan fark etmişsindir bu saygısızlığı.. Buralarda aslında futbolunda pek sevilmediğini aslolanın yenmekten, karşı tarafı yok etmekten ibaret olduğunu da anlamışsındır?
Ben o Lefter'leri, Metin Oktay'lari, Baba Hakkı'ları göremedim.. Anlatılanlar kadar var işte.. Futbol dersen hepimiz için ezilen teneke kutu ile başlar burada, benim için de öyleydi.. Futbol dersen, burada duyulan şey sadece azar işitmektir ufakken, ya cam kırdığınızdan, ya terlediğinizden, ya yere düştüğünüzden, ya da kavga ettiğinizden dolayı.. Ama yine de çıkıp oynardık.. Teneke kutulardan stadyumlara da çok geç transfer oldum.. Öyle çok maçı canlı da izleyemedim..
Futbol dendiğinde ise aklıma hep şu gelmiştir; Taraftar.. Belki de Premier League'i sırf bu sebepten sevmişimdir.. Basit bir köy takımının bile 20.000 seyircisi her hafta maçına gidiyorken bizde durumun nasıl olacağını az çok fark etmişsindir? işler iyiyse 50.000 kişilik stadın 35.000'i dolar.. Ezeli rakip ise tamamı.. işler kötüyse, 15.000 kişi.. Zaten 5.000'i de biletsizdir onların.. Dedim ya! Biz futbolu sevmiyoruz ki, sadece kazanmak istiyoruz!
Ama sen çok farklı bir şeyi gösterdin bize.. Oynamayı.. Her maç oynadın.. Sakatlanmadın.. Yensen de yenilsen de bunun bir oyun olduğunu gösterdin.. Yere düştüğünde kalktın, kıvranmadın.. Yeri geldi sert de girdin rakibine.. yeri geldi en sert darbede bile ayakta kaldın..
Sen nasıl işine bağlı kalınacağını gösterdin.. Geç gitmedin antrenmanlara.. Fazlasıyla çalıştığın bile oldu zaman zaman..
Bir takım kaptanı nasıl olmalıyı gösterdin.. Biz alışık değiliz öyle futbol takımının kaptanının gidip voleybol maçını izlemesine, hentbol maçında soyunma odasında moral vermesine..
Biz alışık değiliz öyle her yerde eşimizi öne çıkarmaya.. Eşimize söz hakkı vermeye.. Hatta karar mercii olmalarına.. Gollerden sonra köşene giderken eşine, çocuğuna gittiğini fark eden kaç taraftar vardır bilmiyorum..
Başka ülkeden gelip, bu ülkenin genel dini inancını okumak, ülkenin ciddi problemi olan terör eylemlerinde yas tutmak, hatta bağışlarda bulunmak.. Milli maçlarda bayraklı giyisilerde tribünde bulunmak.. Biz bunlara hiç alışık değiliz..
Biliyor musun? Yemişim kaç gol attığını, rekorları altüst etmeni.. Hiç de ilgilendirmiyor o rakamlar beni.. Sen Fenerbahçe'nin en kötü zamanında Avrupa kupalarına gönderilmemesi, belki de lig düşürülmesi gündemde olduğu zamanda takımda kaldın.. sahiplendin..
Sen santrada topu direk karşı rakibin sahasına atarak, takıma ''haydi saldırıyoruz!'' dedin..
Aslında çok güzel, açıklamışsın sen; Fenerbahçe bir futbolcu kaybetdi, ama bir taraftar kazandı..
Biz alışık değiliz Alex.. Demişsin ya; O heykel için ne yaptığımı bilmiyorum?
Sen olması gerekeni yaptın sadece.. ki bu dünyada, şu zamanda, ve özellikle bu ülkede..
Olması gerekeni yapabilmek bizim için büyük lüks..
Ama asıl sen bak buraya!
Sen sana bağıracak bir adamı kaybettin, ama seni çocuklarına ve torunlarına yıllarca anlatacak bir adam kazandın..
alex de souza; fenerbahçe'ye gönül vermiş, şampiyonluk yaşaması için elinden geleni yapmış, taraftarın gönlünde bir numara olmuş, gelmiş geçmiş en yetenekli futbolculardan biri.
aziz yıldırım, şikecinin teki. yalancı ve iki yüzlü. büyük kaptanı kovdu, sırf fenerbahçe'de kendisinden büyük bir şahıs olmasın diye. şimdi alex de souza'yı yıpratma çalışmaları hızla sürüyor.
alex de souza, atatürk gibi oldu. aziz yıldırım ise recep tayyip erdoğan.
heykel dikilir önce. sayılır sevilir. sonra vefasızlaşılır. kovulur gönderilir, yıpratılmaya çalışır. kötülemeye çalışılır dört bir yandan. *
kuyu kazmakta mahir olan bir sözde teknik direktör yüzünden takımdan gönderilmiş, fenerbahçe tarihinin en büyük futbolcusu ve efsanesi. çocuklarımıza seni anlatacağız alex kulübün başına bir karabasan gibi çöreklenenleri değil. kuyunu kazanlar gitmedikçe uefa kupası da alsa bu kulüp gözümde beş kuruş değeri yok.
gönderilmesine bir fenerbahçeli olarak üzüldüğüm ancak diğer takımları tutan bir çok insanın neden bu kadar üzüldüğünü ya da üzülmüş taklidi yaptığını anlayamadığım değerli futbolcu. acaba taraftarı bölme hedefine bir hizmet mi bu herkesin alex'ci olması?
"Alex halihazırda, yaşadığımız futbol iklimindetabelaya önce onun adı yazılıp etrafına takım kurulacağı tek adamdı. Bayrağı Hagi'den devralmıştı ve ne yazık ki devredeceği hiç kimse yoktu. Çünkü futbol artık o ve onun gibileri ortaya çıkaran bir oyun olmaktan uzaktı. Evet yaşlanmıştı, demodeleşmişti belki ama bu haliyle bile iş yapmaktaydı. Mesele onunla beraber yürümeyi başarmaktı, olmadı. Bari vedalaşmayı bilseydiler, onun da üstesinden gelemediler. Başkanı ne yazık ki en kötü finali yaşattı 'Alex the Great'ine' Mesele onunla beraber yürümeyi başarmaktı olmadı..."
En terbiyeli sesi çıkaran ağız, terbiyesiz bir şey söyledi mi büzülür.
En iyi topa vuran bacak, bacak bacak üstüne attı mı vurulur.
En iyi yazan kalem, iktidara kafa tuttu mu kırılır.
O yüzden burası, otorite tesisi uğruna harcanmış yetenekler atlasıdır.
Fenerbahçe Başkanı karşısında Türk gibi esas duruşta konuşmadığı için kovulan Alex, yalnız değildir.
o değil de adam müslüman olamadan gidiyor ya la... inşallah gittiği yerde de değişmez ve müslüman olur ve fenerbahçe ye teknik direktör veya yardımcı antrenör olarak gelmesini bekleriz ileride.
futbolun içindeki şikecilerin yanı sıra "aman ses çıkarma" cıların da varlığını açığa çıkarmıştır.
"aman camia birbirine düşmesin" diye terbiyesizlikten, haksızlıktan dem vurulmayacaksa yakalım bu futbolu.
alex fazla büyüyünce ezileceğini sanan birisi sırf egosunu tatmin etmek için demir yumrukla yönettiği fenerbahçeden bu futbolcuyu kovalamıştır ötesi yok.
sen gittikten sonra, takımın kazandığı iki maçta da sevinirken sana ihanet ediyormuşum gibi geldi. çok üzüyor bu durum beni.
içim buruk... asla sevinçlerim tam olmayacak. senin hakkın ödenmiş bir şekilde gittiğine, emin olmayana dek asla. fenerbahçem her şeyin önünde tabiki fakat adamlığınla bize öğrettiklerini kim yoksayabilir.
kiminle ne yaşadığın umrumda değil. ya da yaptıklarında çıkar var mıydı yok muydu bilemem.umrumda da değil.
ben senin sevinçlerini bilirim. öfkeni bilirim. ikisinde de ne adamdın ne alçakgönüllü..helal olsun sana kaptan...
aziz yıldırım ve aykut kocaman'ın olmadığı bir fenerbahçe'de teknik direktör&oyuncu olarak aykut kocaman'ın gol rekorunu geçebilir. 1-2 sene içinde olmayacak bir şey değil gibi görünüyor. temennim bu yönde, kendisine yeni hayatında başarılar.
ultrAslan internet sorumlusu yada fanatik Galatasaraylı biri olarak vedasında yine takdir ettiğim bir futbolcu, şimdilik dinliyorum. Ben bile üzüldüm gitmesine.