Fenerbahçe yönetimi tarafından apartopar heykeli dikilip gönderilek istenen beceremeyince sebepsiz kadro dışı kalan ve sözleşmesi feshedilen futbolcudur.
matematiği yeniden öğrettin bize entellektüel adam... çok büyük futbolcuydun, çok büyük adammışsın... bize de biraz büyük geldin... güle güle... bu ülke seni hiç unutmayacak!
-bugüne kadar aldığı methiyeleri sapına kadar hakeden adamdır.
hem kişiliği hem de oynadığı oyun ve saha içinde yaptıklarıyla. buraya kadar tamam.
3 gündür herkes yazıyor, çiziyor, bir de biz yazalım ve çizelim. kendimizce ve görüp, sezinlediklerimizce. işin iç kısmında olmuş ve/veya olabilecek ekstra durumları da bilmeden ve bilemeden tabi. iyi okuyun ve analiz edin develer!
sonra da durumu gerçek bir fenerbahçe'li (kişileri değil takımını seven-tabi belli kişilere de farklı gönül bağları olabilen) gibi bir analiz edeyim:
-şimdi öncelikle bu işe tepkisini koyan taraftarlar kendilerince haklılar. 8 yıl bir sürü iyi işe imza atmış bir adam böyle gitmemeliydi, gidemezdi ve bize de yakışmazdı zaten, fakat gitti.
ki ben her türlü alex'i de çok sevmeme rağmen tıpkı aykut kocaman'da olduğu gibi bu konuya da temkinli yaklaştım. çünkü ben her ikisini de seviyorum ve her ikisini de defalarca tribünlerde izledim. ve her ikisine de gerçekten toz konduramıyorum. ama en çok toz konduramadığım kurum ise sevdalı olduğum sarı-lacivert çubuklu forması olan fenerbahçe'dir.
bu aslolandır benim için.
başa dönersek; onların gözden kaçırdığı bir husus var, yani bu arkadaşların % 75'i yaşı 20-26 arası insanlar. bu kısım sadece bir tahmin, az veya fazla da olabilir bu sayı.
bunu niçin yazdım!
bu arkadaşlar(yaş grubu 20-26 olan taraftarlar) aykut kocaman denilen adamın nasıl bir futbol efendisi, karakteri ve forması için uğraş veren ve aldığı parayı sonuna kadar hak eden bir adam ve fenerbahçe sevdalısı olduğunu bilmiyorlar, görmemişler ve anlatan da olmamış.
ezcümle//((kendisine yakışan bir uslübu bundan bilmem kaç sene evvel insan gibi dile getirdiği için, hem de şampiyonluk golünü attıktan hemen dakikalar sonra, sevdalı olduğu bu formadan koparılmıştır. her ne kadar bu konu ile ilgili yok sakarya çetesi, yok bilmem ne deseler de yıllardır ve bu işi kendi elleriyle bizzat yapan ve onu gönderen ali şen bile bu konuyu asla açamamış, üstünkörü geçiştirmiş ve asla netleştirememiştir.
ve tabi bunu da aykut kocaman hiç bir gün dillendirmemiştir-zamanın tasarrufuna sadece kendi içinde volkanlar patlasa da sessiz kalmayı tercih etmiştir))\\
onlara kızmıyorum çünkü bilmiyorlar. onlar sadece alex'i bildikleri için ve aykut kocaman'ı sadece teknik direktörlüğü ile yargıladıkları için aynı pencerelerden bakamıyorum olaylara kendileriyle. ki aykut kocaman'ın hocalığını her zaman tartışabilir ve eleştirebiliriz.
çünkü bizim alex'imiz de aykut kocaman idi o yıllarda ve onun gidişindeki iç burukluğunu bizim nesiller çok ama çok iyi bilirler ve asla o tozu ona kondurmazlar, kondurmadılar da. ilk çıktığı istanbulspor formalı maçında da gereken payeyi bu camianın gerçek sahiplerinden almıştır aykut kocaman.
tıpkı şimdi söylenen kuyu kazıyordu, kıskanç vs.vs.vs. söylemlerine aldırış etmediğim/etmediğimiz gibi. hele ki alex onu gol konusunda geçecekmiş vs.vs.vs., bunlar komediden ibarettir bana göre.
oysa biz ve bizim yaşıtlarımız gençlik yıllarımızı 103 golle rekorlar kıran takımın peşinden giderek geçirdik. onun öncesinde de ilk gençlik yıllarımızı bordeaux zaferini yaşatan (çakıroğlu)-hüseyin'li, ilyas'lı, selçuk'lu, erdoğan'lı (arıca)ve hatta kova kaleci yaşar'lı kadroları da çok iyi bilen insanlarız. ki o maçın patates tarlası gibi olan inönü stadı zemininde 0-0 biten rövanşı da dün gibi hatırlarım.*
aykut kocaman bu kararı verirken bu işi bu kadar uzatmış olmasının altında çok fazlaca empati yapışı yatmaktadır, çünkü gerçekleri ortaya koyarken de empati yapabilen bir adamdır aykut kocaman, çünkü çok benzer olmasa da farklı bakış açılarıyla aynı senaryoya maruz kalmış bir adamdır o.
yoksa adım gibi eminim aykut kocaman alex'i çok çok daha önce gönderme niyetindeydi, kafasındaki oyunda ona yer yoktu, ama bunu yani alex'siz bir oyunu uyguladı ve/veya uygulamadı, orası ayrı bir tartışma konusu. bu kadar basit. ya da bundan sonra ne kadar doğru hayata koyar, koyacak bunu da hep birlikte göreceğiz.
ister kızın, ister küfür edin ama bu da bir teknik adam tasarrufudur. fakat ligimize göre, olağanüstü işler başarmış ve tribünlerin sevgilisi olmuş bir adam ne bu topraklarda ne de başka topraklarda öyle bir kalemde silinecek adam olamaz, olmamıştır da. kolay bir hadise de değildir ve her adamın harcı da değildir böyle bir karar almak ve eyleme koymak. empatinin bitmek zorunda olduğu yerlere gelindiği için de bu karar alınmıştır. hayırlı olur veya olmaz. ama bu gerçekleşecekti zaten, yani alex gibi bir adam bu takımdan gidecekti. radikal karar alınması işin şekline farklı anlamlar yüklenmesini gerektirmez. ama yükleyenler olacaktır mutlaka. ve 2 ayrı döneme taraftarların yüreğinde damga vurmuş, aynı formaya hizmet etmiş, 2 ayrı adam üzerinden birileri fenerbahçe'yi eleştiricek ve bunu her türlü gündem yapacaktır. oysa amaç eylemlerin sahipleri için fenerbahçe'nin reçetesidir kendi kafalarında, her ne kadar biz kabul etmemeyi yeğlesek bile.
son raddede demem o ki, ne alex'e üzülün, ne aykut kocaman'a ne de başkan'a küfür edin. aslolan fenerbahçe'dir. vakti geldiğinde herkes gider, kalan fenerbahçe ve bizim ona farklı silüetler içerisinden baktığımız ve yolladığımız karşılıksız sevdamız olur.
not: yazar burada kimseye bir eleştiri getirmemiştir. sadece başka bir yerden bakmaya çalışmıştır. çünkü adı geçen her iki adamın da kendine göre egoları vardır mutlaka.
bundan sonra söylenecekleri belki alex'in kendi ağzından belki de yönetimin kendi ağzından duyup göreceğiz, en gerçek durumu doğru analiz etmek için. onca yazılan ve çizilenleri de bu söyleneceklere ekleyerek belki de.
vay be eskiden böyle tanımlardık. umur talu bu konuda noktayı koydu aslında. yazısında geçen "top yuvarlaktır ama o kadar da değil" cümlesi fazla söze gerek bırakmıyor.
8 yıldır fenerde oynayan, galatasaraylı olmama rağmen benim bile sevdiğim, daha 1 yıl önce heykeli dikilen ve aykut kocamanın dolayısıyla fenerbahçenin kazık attığı yıldız futbolcu.
gidişine ayrı, gidiş şekline ayrı dertlendiğim çubuklu efsanesi.
bunun böyle olmasının sorumlusu alex'in ta kendisidir. atarlı ergen tavırları hiç yakışmadı 10'a. hele aykut kocaman'ın gol rekoru mevzusu tam komedi. diyelim aykut kocaman bu yüzden alex'le arasını bozdu. o bahsedilen golleri atmasını istemedi. ligde 6 maçın 5'inde oynattı bu adamı aykut kocaman. iddia edildiği gibi olsa avrupa maçlarında oynatır, ligde oynatmazdı alex'i... işin o kısmı ile beni ikna edebilecek bir allah'ın kulu yok.
aykut kocaman'ın teknik direktörlüğü sabaha kadar tartışılabilir, alex'siz takımı hüsranlara gark edebilir insanları, hiç itirazım yok. ama alex'in yedek kalmayı kabullenemeyip, maçın gidişatına göre veya maçın kendisine göre oynamayı kabullenmemesi alex'i takımdan koparmıştır. bu duruma verdiği tepkiler, tavırlar kulüpten koparmıştır alex'i.
çok sevdik 10'u, hala içim kanıyor resmen, bir inansam bu işlerin suçlusunun aykut kocaman olduğuna nasıl rahatlarım aslında, ağız dolusu kusarım kinimi... ama bu işin sorumluluğunu aykut kocaman'a yıkmaya vicdanım el vermiyor.
Borussia Mönchengladbach ve sonraki 2 lig maçında fenerbahçenin galip gelmesi halinde fazla hatırlanmayacak futbolcu. tabiki bir sonraki mağlubiyete kadar. türkiye'de herşey çabuk unutuluyor maalesef.
bazılarının çıkıp "timsah gözyaşları" dediği oyuncu.. canını yerim lan senin türkiye'de kal bakarız biz sana.. fenerbahçe kurumdur doğru demiş başkan ve o yüzden kendisi de aykut kocamanda tez zamanda gidecektir.. sen hep türkiye'de futbolu sevenlerin sevdiği alex olarak kalacaksın..
aykut kocaman'ın çalışmamakla suçladığı, o yaşında hala fenerbahçe eski performansından çok bir şey kaybetmemiş, eski fenerbahçeli futbolcudur. ulan sezon başında madem iyiydi bu adam, planlarında vardı, son 1 ayda mı düştü performansı? yoksa takım olarak 60. dkkadan sonra tüm takım tam saha pres yaparken, alex mi ayakta duramıyordu sadece? ya da bu adam son dönemde mi saygısızlaştı, büyüklerinin yanında ayak ayak üstüne atar oldu? önceden büyüğünü gördüğü yerde elini öpüpü başına koyar sonra da hal hatır mı sorardı? aziz yıldırım böyle kek yapmayı nerden öğrendi? babam da böyle kek yapabilir mi? *
fenerbahçeden sekiz yıl boyunca milyonlarca euro para kazanıp, ayrılırken koca bir kulübü karıştırabildiği kadar karıştırıp başkanın ve aykut hocanın hedef haline gelmesini sağlamış, kariyerinde oynadığı en büyük kulüp fenerbahçe olan futbolcu.
sözleşmesinin son senesindeyse,sözleşme uzamadan oynamaz,huzursuzluk çıkarır.
yedek kalırsa huzursuzluk çıkarır.
oyundan alınırsa huzursuzluk çıkarır.
oyuna sonradan girerse oynamaz.
pışpışlanmazsa küser.
Fenerbahçe spor kulübü futbol takımının eski huzursuzu.
not: giderkenki yaptığı çirkefliklerden sonra bendeki tüm kredisini doldurduğu için, üzülerek yazdığım bu entryi eksileyin istediğiniz kadar.
sevgiler
şimdi bu adam takımın beyniydi. oynadığında fenerin yenemeyeceği takım azdı. böyle bir beyin varken neden desteklenmez de rahatsız olunur. amaç maç kazanmak değil mi. al karşına yanında kim oynasın, ilerde kim oynasın diye sor transferini ona göre yap. gocunmanın alemi ne. bir de fenerbahçe alex e bağlandı diye neden telaş ediyorsun. barcelona da messi ye bağlanmadı mı o olmasa daha zor kazanmıyor mu?
şöhret, alkış, para futbolcu için geçerli yönetici pozisyonundaki kişiler perde arkasında durur. gururunu yaşar.
Geçen hafta cumartesi günüydü. 8 yaşındaki fanatik galatasaraylı yeğenim ile birlikte Türk telekom arenada stad turu yaparken tarihimizi anlatıyordum kendisine. Birden duraksadı ve dedi ki ; mrtbl ağabey, babam sene sonunda alex'in fenerbahçeden ayrılacağını söyledi, artık feneri rahat rahat yenebilicez. Evet kurtulcaz diyerek onayladım bende, 8 yaşında ki bir galatasaraylı için daha da çok önemliydi 8 yıldır alex'in türkiyede olması , her maç bizi boş geçmemesi.
Bir kaç yıl önceydi, Ali sami yen'deki bir fenerbahçe maçında 1-0 öne geçmiştik, çılgıncasına sevinirken kameralar alex'i çektiğinde takım arkadaşlarına eliyle sakin olun işareti yaptığında o sevinç kendini yeniden tedirginliğe bırakmıştı.
Birde röportajını izlemiştim televizyonda, Genç futbolculara ne önerirsiniz sorusuna, boş zamanlarında kitap okusunlar demiştin.
Bizde böyle hatırlayacağız seni alex. Evet asla bir hagi değildin bizim gözümüzde, fakat türkiyeye gelmiş en karakterli , en saygılı profosyoneldin.
Hayatında başarılar büyük kaptan, ileride tekrar türk futboluna hizmet vermen dileğiyle.
--spoiler--
bu ülkeye her yıl bir sürü oyuncu, yorumcu, teknik direktör gelip giderken tam 8 yıldır aynı takımın lideri olduğun için ve buna rağmen başkanımızın 'istikrar' misyonuna yeteri kadar iyi bir örnek olamadığın için, herkesin pes ettiği yapayalnız ve çok zor bir sezonda bizi play-off'lara kadar taşıdığın için ve o sezonda bizi gerçek bir şampiyon gibi hissettirdiğin için ve kaybettiğimizde bunun bir spor olduğunu dünyanın sonunun gelmediğini hatırlattığın için, bununla da yetinmeyip ezeli rakibimizin elini sıkıp tebrik ettiğin için... çocuklarımıza mükemmel bir örnek olduğun için, iyi bir kaptan, iyi bir baba, iyi bir eş olduğun, unuttuğumuz aile değerlerimizi bize yeniden hatırlattığın için, heykelinin dikildiği gün yüzünde bir gülümseme olduğu için ve en çok da fenerbahçe için dökülen o gözyaşların için... sana tahammülümüz yok artık. git ve bu kulüp sana hazır oluncaya kadar geri gelme sakın!
--spoiler--
cami duvarına işemek diye bir deyim vardır bizde, işte onu gerçekleştirmiş adamdır. ve hazin sonu olmuştur maalesef.
kendisinin hizmetleri ve yaptıkları hakkında zaten görüşlerim ortadadır.
sonra buradan başka çıkarım yapmaya kalkan ergenler olur, onlara bu lafım da.
aslolan fenerbahçe'dir.
(bkz: alex de souza/#17065150)
bir lafım da hulusi bengü (ve diğer eski yöneticiler vs.vs.vs.)gibi adamlara camia içindeki:
eğer adam gibi fenerbahçeli iseniz bırakın bu ilan işlerini, geveleme işlerini, çıkın genel kurulda, televiyonlarda konuşun aziz yıldırım aleyhinde. muhalefetinizi adam gibi yapın ve gerekiyorsa da adamı indirin kardeşim!
acımayın ama gerçekten fenerbahçe sevginiz var ise yapın bunu, doğrularınıza inanarak.
yani o şimdi gitti. yani yok, yani bi daha olmayacak. bir daha golünü atıp o tribüne koşmayacak, en sıkıntılı anlarda bile insana güven ve mutluluk arasındaki o enteresan duyguyu yaşatan gülüşüyle selamlamayacak. en çaresiz anda "alex'ten umut kesilmez" diyerek yeşeren o ufacık umut kırıntısı bir daha hissedilmeyecek.
akşam ana haber bültenlerinde söylediler, "alex gitti" dediler. ne kolay söylediler. 8 yılın ağırlığı öyle bi anda çöktü ki omzuma kaldıramadım.. o gitti ve giderken; sergen ve ronaldo bi kez daha futbolu bıraktı, o dev gibi appiah gözümüzün önünde bi kez daha yığıldı kaldı, penny oyuna devam edemeyeceğini anlayınca rimellerini bi kere daha akıttı, teoman bi kez daha müziği bıraktı, harry potter bi kez daha biterken, lefter de bi kez daha uğurlandı..
şarkılar üstüme üstüme geliyor 2 gündür. en çok döneceksin diye söz ver diyen yüksek sadakat'i mi seviyorum, "hadi yoluna eyvallah mutlu ol gülüm inşallah sen biten günün ardında bi başına kalma inşallah" diyen deniz arcak'ı mı bilmiyorum. normalde hiç sevmediğim model'in "bitti mi hikayemiz bu ne biçim son böyle" diyen şarkısı bile nefesimi kesiyor. emel sayın'dan gitme sana muhtacım'ı çalsak hep beraber bi faydası olur mu diyorum.. alex gidiyor engel olamıyorum.
tahmini olarak 2025-2040'lı yıllar arasında yaşayan kişilerin 'lan fenerde Alex vardı bir zamanlar ne oyuncuydu be o zamanlar Aykut diye bir teknik direktör vardı adamı rekorunun geçmesin diye klüpten kovdu' diye konuşulacak kişi.