Yapı meselesi, aldatmak insanın karakterinden gelir, eğer karakterin bozuksa aldatmak sana yanlış gelmez, ama karakter sağlamsa, kendini bilen biriyse aldatmak yanlış gelir. Yani aldatmak kişiden kişiye göre değişen bir eylemdir.
insan denen canlının asla ve asla yapmaması gereken davranıştır. Vicdani muhasebesi gün geçtikçe adamı çürütür. Karşı tarafa verilen zararı hiçbir durum telâfi edemez, bütün hayatlarını etkiler.
Bir insanın hayatta yapacağı en son şey olmalı. Ben aldattım ve biraz öncede yakalandım. Aslında tam olarak bir aldatma denilemez sadece bir konuşmadan mesajlaşmadan ibaretti. Bu konuşmayı yapmakta haklıydım da bunun için geçerli sebeplerim vardı ancak sebep ne olursa olsun aldatmak konusunda haklıda olsanız savunulacak bir şey kalmıyor. Karşınızdaki size içinizi acıtacak şeyler söylerken ağzınızı açıp tek kelime edemiyorsunuz diyebildiğiniz tek şey '' haklısın'' oluyor. Biten ilişkinize üzülecek güç bile bulamıyorsunuz kendinizde. O duruma düşmenin verdiği boktan hissi yaşıyorsunuz. Sonra kimseye anlatamaıp gelip sözlüğe yazıyorsunuz. Sizlerde bunu okuyup benim için lanet yağdırabilirsiniz. Ne diyeyim sizde haklsınız.
bu konuda büyük konuşulmaması gerektiğini düşünürüm hep. "aldatılırsam asla yüzüne bakmam" diye keskin cümleler kurmanın ne kadar tehlikeli olduğuna inanıyorsam "ben asla aldatmam, aldatanlar bıdı bıdı.." demeyi de o kadar sakıncalı buluyorum. evet bir gün kendinizi hiç beklemeden o durumun içinde bulabilirsiniz, o güne kadar aldatmanın ne kadar iğrenç olduğunu düşünmenize rağmen hem de. sanmayın ki her bunu yapan "ahahahah sevgilim de ne salak" diye düşünüyor ya da sanmayın ki hepsinin içi huzur dolu. oluveriyor işte hayatın insanın önüne ne getireceği belli olmuyor bazen. belki senin aldatıldığını öğrendiğinde çektiğin acının 10 katını çekiyor hatta, inan bana. ama diyorum ya oluveriyor bazen, bazı şeylerin önünü alamıyorsun.
aslında acınası, hiçbir bahanenin aklayamayacağı, birilerini kırmamak adına sürdürülen ilişkilerin insan kadar eski gerçeğidir.
özellikle bizim gibi evliliklerini, ilişkilerini çoluk-çocuk-çevre için sürdüren ya da kadın erkek ilişkilerinde ''ayrılmak'' denen şeyi beceremeyen insanların ülkesinde, aslında çok yoğun yaşanıp ikiyüzlüce kınanandır.
Hatırladığım kadarıyla ilk kazık yediğimde 6 yaşındaydım ve bunu bana yapan dışarıdan bakınca yüzlerce varmış gibi gözüken ama içinden sadece 10 tane oyun çıkan atari kasetleriydi.Yani demek istediğim, hayat her kademesinde bizi aldatmaya programlanmışken insanlar birbirini aldatmış çok mu.