bugün

ayıptır ayıp, edep yahu, sevmiyorsan defol git. (bkz: edep yahu)

dip not:intikam almak içinde yapılmamalı.
(bkz: aramaya inanmak)*
bi şahsa gösterilen davranışları,tepkileri esasen özümsemeden yapıp karşıdaki kişiyi mutlu etmek amacıyla bir eylemin yapılmamış gibi hissettirmektir, hiç olmamış gibi.
aldatan insan eğer yanlış olduğunu düşünmüyorsa zaten aldatma olgusu asla ortaya çıkmamış demektir,yani aldatma anında suçluluk duygusu ve farkındalık gereklidir. Olmasa bie aldatılan hep mağdur olduğunu düşünmeye devam edecektir aslında saplantıdır.
BU SORU CUMLESi ALDATiLDiGiNi BiLEN, AMA ALDATiLDiGiNi KABUL ETMEK iSTEMEYEN KiŞiNiN OLAYA FELSEFi BOYUT GETiREREK KENDi KENDiNE TELKiNDE BULUNMASINDA DA KULLANiLABiMEKTEDiR, TARiHTE BU TUR KULLANiMi COK GORULMUSTUR.*
kişinin vermeyen sevgilisinden ya da karısından bıkıp komşu kızına aç köpek gibi saldırmasına aldatmak denir. ayrıca cool adam'ın en iyi yaptığı şeylerden biridir.
kandırılmaktır.hayatın kendisidir..
her türlüsü * * * utanç verici ve karaktersizlik olan eylemdir.
aldatmak gayrıresmi, yasak bir yola çıkmaktır. ve kimse bilemez ki hangi kadın ya da adam gerçek, saf, duru, beklentisiz aşktır? bir görev ve sorumluluk yığınına dönüşen rutin ilişkilerden kaçıştır o ihanet. size koşulsuz gülümseyen, koşulsuz olarak kendini size sunan birine sığınmaktır. kendinden, tercihlerinden kaçmaktır. yani aslında bir hastalıktır aldatmak.
hem cinsel tatmin, hem ego tatmini sağlayan hem de birazcık yürek sızlatan bir olaydır eğer aldatan sizseniz.
bazen dayanamayıp itiraf edilir.
çok yürek burkan sözler işitilir fakat iş işten geçmiştir. ama yine de güzeldir be.
sürekli bir bıçak yarasına gülümser gibi gülümseyebilmektir vicdanınıza. ya bir de aldattığınıza karşı bencilliğiniz? bir ilişkiyi bitirmeden yaparsanız iki hayatı da mahvedersiniz. o yüzden aldatmadan bitirin şu ilişkilerinizi. biraz o lanet bencilliğinize dur demeyi öğrenin ve vicdanınıza dürüst olmayı, kendinize saygı duymayı...
(bkz: #7871889)
günümüz modasıdır.
asıl ilginci ve tuhafı ihanetle yıkılmışların kendilerini toparladıktan sonra ihanet etmeleridir.
ama suçlu bellidir efendim. kesinlikle ikinci şakradır.
--- valla aldatmazdım ben seni gülüüm, ama ikinci şakrada sorun var, şakrayı düzelteyim de gör sen beni.**
lan herif hayatına renk katmış ölümlü dünyada siktir et gitsin.
bağlanma lan bağlanma. öküz bunların hepsi. ve daha acısı var ya aldatan yine aldatır.
mevlananın şemsi gibi hayatına ışık getirmeyeni tutarsan olacağı budur zaten.
kriterler ağırlaşıyor efendim, kopenhag haltetmiş yanında. *
meyveyi olgunlaştıran, insanı yorgunlaştıran bir deneyimdir.

not: meyveyi olgunlaştırması sırf kafiyedendir, bakma..
aldatılan eşe, sevgiliye sahip olmaktır.
neden aldatır insan?
ya hayatında marjinalliklerden hoşlanan bir insandır aldatıp marjinalliğine + lar eklemek ister,
ya sevgilisinden belli bir konu yüzünden intikam almak ister,
ya sevmiyordur,
ya hakikaten maldır aldatmanın kötü bir şey olduğunu anlamıyordur,
ya kendine çok acı çektiren, geçmiş hayatına ait, zamanında çok sevdiği kişi karşısına çıkmıştır, dayanamamıştır.

bunların hepsini anlayabiliyorum. tamam ama ya ben? 6 ay sonra ilişkiden sıkılmak nedir? deli gibi sevmek, yukardakilerin hiçbirinin etkisi olmamasına rağmen sıkılmak; ama aldatmak niye? allah belamı versin emi. ölüyüm müsait bi' yerlerde.
(bkz: sevgili sözlük)
(bkz: bir günlük olarak sözlük)
açtır, dünyanın en güzel sofrasında bile yan masada ne var diye gözü kaçandır.
kimsenin gizliliğin insana inanılmaz haz verdiği, şahane, mükemmel, süper bir eylem diyemeyeceği eylemdir.
yahu bu haltı yiyen bundan zevk almıyorsa niye aldatıyor karısını/kocasını/sevgilisini? şimdi millet hep bi agızdan çalınan vuvuzela edasıyla 'aaa lafa bak! tuuu!... aldatmaya şahane dedi, edepsiz! aldatmak pistir, kakadır' lakırdıları yapacak. yemeyelim birbirimizi bunu yapan içten içe öyle bi haz duyuyor ki dünya umurunda değil! aldatılan acı çekmiş ağlamış zırlamış adamın umurunda sanki!
ahmet altan ın en çok satan kitabının ismi.
kaçınılmazdır. insan karşısındakini olmasa bile mutlaka kendini aldatır bir çok kez.
dayanılmaz bir haz, ancak her daim sonunda pişmanlıktır. yapılmamalıdır...
karşındakine sanırken; kendi benliğine, karakterine, kendi sözlerine ve yeminlerine ettiğin ihanettir.
Gözleri sana, başka birine dokunmuş gibi bakar, anlarsın.
kadınlarda pişmanlık sebebi erkeklerde ise ömürlük bir hastalık olarak adlandırılabilecek eylem. kadın aldatır. eğer aldatmakta haklılık kavramı geçerli sayılırsa haklıdır da. eğer aldatıyorsa haklı bir yanı vardır kadının kesinlikle.

fakat erkeğin aldatma sebebi değişkendir. haklı yönden aldatmaz çoğu zaman. bir erkek için genellikle alışkanlıktır. suçluluk duygusu hissetmezler. kaldı ki aldatmak kavramını veya aldattığı kişinin durumunu düşünecek yapıda bir insan değildir bu erkekler.

bazı erkekler için bir anlık hevestir ve bir ömür bunun pişmanlığını yaşar. bir de başarısız erkekler vardır. onlar daha yapmadan ya da tam iş üstündeyken yakalanır. aslında erkekler arasında en şanslı olanlar bu tip erkeklerdir.

ama en yaygını bunu hastalık haline getirmiş erkeklerdir. aslında aldatmak bir çeşit hastalıktır erkek için denebilir. erkek suçlu mudur? eğer hastalıksa hayır. fakat erkek pişmandır... bunu bir hastalık olarak yaşayan erkek için dünyanın en boktan hislerinden biridir aldatmak. dayanamaz aldatır. deliler gibi sevdiğini de aldatır. uğrunda ölüme koşacağına inandığı kadını da aldatır. öylesine zaman geçirdiği kadını da. akabinde müthiş bir pişmanlık, ne yaptım ben sorusunun ısrarla kendi kendine sorulması, ve tekrar olsa tekrar aldatacağını bilmenin verdiği kötü his takip eder bu eylemi.

özetle; bir erkek için basur, prostat ve kanserden daha önemli olan tek hastalıktır aldatmak denebilir.

(bkz: göze hitap etmek)
Bazen gereklidir sanki.Ama olaması daha bir hoş olur sanki.
arayış içindeki insanın bocalayıp daha çok kaybetmesi hali...
sadece fiziksel değildir. yani erkeğin veya kadının gidip bir başkasıyla birlikte olmasından ibaret değildir.

düşünce ile de yapılır. ve karşıdaki bunu hissetmez çünkü hissetmesine izin vermezsiniz. çıkmaza düşmektir.