gecenin bu saatinde insana geçmiş hatırlatılır mı dedirtir. Hele ki ilk sevgili için 20 yıl beklenilmiş taş kalbe ilk kez birisi girmiş oda bu boku yemişse durum daha vahimdir. Doğru insan yoktur yaşanılacak insan vardır insanlara doğru insan gözüyle bakmayın onunla zaman geçirmek ve oluruna bırakmak olarak bakın oluru varsa o zaten olur.
ister sevgili tarafından olsun, ister sevilen kişi tarafından; aşkı hızla ve geri dönüşümsüz bir şekilde nefrete çeviren şeydir. aldatmak sadece başka biriyle yakınlaşarak yapılan bir şey değildir. bazen kandırmış olmaktır türlü sebeplerle.
Bir kere yaşadım öfke krizleri geçirdim hatta kıza nefret kusup çenesini bile kırmıştım şimdi ise kadınlara güvenmiyorum ve hayatımda bir kadına bile yer yok.
karşıma geçip, bir şeyler söylemek istediği belliydi.
ben ise onun ne diyeceğini merak bile etmiyordum.
aklımda, dün gece harika vakit geçirdiğim kız vardı. seksten daha güzel bir şey varsa, o da aynı frekansa sahip biriyle sohbet etmektir. saatin akıp gidişinin farkına varamazsınız bile.
hata yapmaktan korktuğumuz için sonuna kadar savaştığımızı fark ettim.
kanımızın son damlasına kadar "yo yo ben hüsnü kuruntu ediyorumdur" diye kendinizi avuttuğunuz anlar çoğalınca sonun başlangıcının farkına varırsınız. ama dürüst olmanız gerekir. herkes bunu bekler sizden ama hiç kimse kaldıramaz...
aklımda başkası varken buna daha fazla devam edemezdim.
ne söyleyecekse söyleyecek ve arkasından ben diyeceklerimi diyecektim. ıkınıp sıkılmaya devam ediyordu ki baklayı çıkardı ağzından "ben bir şey yaptım. iş gezisinde tek değildim. hatta bu bir iş gezisi bile değildi" dedi.
beni aldattığını anlatmaya çalışıyordu.
"sorun değil" dedim. gülümseyerek. bu kadar rahat olmamam gerekiyordu ama "seni artık sevmiyorum" demek zorunda değildim. "seni anlamıyorum" dedi. bazen düşünüyorum da ne yapsak yaranamayabiliriz... bağırıp, çağırsam "şerefsiz" olacaktım. o ağlayacak ben ise vurdum duymaz, anlayışsız biri olacaktım. muhtemelen "sen bunları yapmadığın" için diye sıralamaya başlayacağı bir listesi de mutlaka vardı.
ama bunlar benim umurumda değildi.
"eve bırakmamı ister misin?" diye sordum. "ben taksiyle giderim" diyerek gereksiz gurur gösterisini yaptı. sanki dün gece başkasıyla çarşafları terleten o değilmiş gibi...
taksiye bindim ve biner binmez onu aradım.
uykulu bir ses tonuyla açtı telefonu. "efendim mert, bir şey mi oldu?" dedi.
"seni özledim" dedim... gülümseyişini telefondan bile hissedebiliyordum.
"uyu sen yarın görüşürüz" diye ekledim.. ve eve gidip yattım. sabah uyandığımda bambaşka biri olacak ve her şeye sıfırdan başlayacaktım...
Sevgiliniz tarafından yüzüstü bırakılacağınız durumdur. Ne kadar sevseniz de artık bütün nefreti o kişinin üstüne çekmeniz durumu ve o kişiye karşı kin beslemektir. Sizden mutlu olan birisi zaten aldatma gibi bir hataya düşmez ve mutlu olursunuz. ilişkilerin çoğu mutsuzluk ve aldatılma ile bitmektedir.
bazıları affedilebilir lakin bazıları o kadar kalitesiz yapılır ki affetmek istesen bile affedememen için bütün dünya haykırır bu aldatma değil başka bir şey.
ne özgüven ne söz ne değer ne sevgi... hiçbir şey bırakmaz aklında yüreğinde insanın. saçlarını okşadığın, öpmeye bile utandığın. denilmesi gerekenleri yutturur adama. değmez dersin geçersin. ama geçemezsin. aldatılmak, aptal yerine konmak...
Aldatılma duygusunu anlayabilmek için sanırım aldatmak gerekiyor. Aldatılmak, çok acı. Kafaları yer insan için için kanar ölürsün. Ama düşünmek lazım neden aldatır bir kadın/erkek sevdiğini? Sevmediğinden mi, değer vermediğinden mi, ilgiye aç olduğundan mı,yasak olduğundan mı cazip gelir yoksa sadece cinsel açlık mı? Bence tek nedeni ilgisizlik, sevgisizlik.
guvenin, sevginin ve Geçen zamanın boşa gittiğini anladigin, birlikte geçirdiğin anlardan nefret etmeye başlamani sağlayacak duygudur. geçmişte yaşamışligim vardır. çok acı bi duygu
sinir sistemi çalışan kas sistemi çalışmayan birisine defalarca bıçak sokmak gibidir. çok acı çeker avazı çıktığı kadar bağırmak ister tepinmek ister ancak yapamaz, içinde yaşar herşeyi.
verilen sözlerin kasıtlı olarak tersini yapmaktır.
bu arada söz vermek demek bir cümlenin sonuna "... söz veriyorum" diye eklemek değildir; bir insanın hayallerine ortak olup onları paylaşıp sonra size samimiyetini sunan kişiye hayallerini kullanarak zarar veriyorsanız, bilerek yalan söylüyorsanız, manüpile ediyorsanız, kendine olan güvenini yıpratıp hayata tutunmasına engel oluyorsanız -ve hatta hayata tutunduğu dalları kesiyorsanız- onu aldatmışsınız demektir.
yapmayın canlar, insanları bomboş bırakmayın, azıcık yüzünüzü kızartacak kadar ar damarınız olsun, olsun ki günü gelip başınız sıkıştığında en azından selamınızı alıp derdinizi dinleyecek insanlar bırakın arkanızda, temeli bile viran olmuş yıkıntılar değil.
yada yapın be, en azından (çok geç de olsa) insanlar nasıl karaktersiz olduğunuzu anlar. sadece buna hakkınız olmadığını bilin!
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
yıllar sonra yine başıma gelendir. şaşırdım mı tabiki hayır. ben gözümün önünde beni aldatan en yakın arkadaşımla sevgilimi farkedememişim. uzak ilişkide aldatanı mı farkedeceğim. o değil de hep bir şüphe vardı ki zamanında haberim de olmuştu ama ben inanmak istediğime inandım. şimdi dört sene ilişki üç sene evlilik Allah bilir kaç kere. çocuğu yapmayaydım iyiydi. g.t gibi kaldım mı ortada. ha bir de aldatmaktan iyidir , kendi kaybeder falan denilmiş. afedersin b.k öyledir. aldatan seni senin onu sevdiğin kadar sevse aldatmazdı zaten. bırakın kendinizi teselli etmeyi. yanlış ata oynadınız ve kaybettiniz bitti.