aile

entry302 galeri67
    140.
  1. Sevgili, dost, arkadaş, kanka en ufak bir menfaat catışmasında terkedip giderken aile (özellikle ana ve baba) asla gitmez, bil ki onlar ölünceye kadar hala çocuksundur.
    toplumun en küçük yapı taşıdır.
    0 ...
  2. 139.
  3. bir insan sahip olabileceği en yüce şey.
    1 ...
  4. 138.
  5. aile denildiğinde teyze, amca, dayı, yenge gibi her türlü kan bağı olan insan gelse de akla, benim için sadece annem ve babam oldu. belki bir çoğunuzun aklına gelen de budur. bir de halamın kocası var, eniştem. memlekette ufak bi köyde balıkçılık yapan bi adam bu. tutar balığını, yapar mangalını, açar bir büyük. toplasan bu adamla 1 saat sohbet etmişiğimiz yoktur. uzaktan uzaktan sevdiğin insanlar vardır ya, yakınlık duyarsın öyle işte.

    her neyse.

    annem ve babam -kısaca ailem işte- her ne kadar ayrı da olsalar, bi şekilde yanımda olmaya çalıştılar.
    biraz büyüyünce anlamaya başlıyorsun, hani şu '' eşşek sıpası '' modundan artık '' iş bul lan eşşek sıpası '' seviyesine geldiğinde. yoksa ben kim büyümek kim?

    aileme hep bir borcum varmış gibi büyüdüm. yaptıkları, destekleri, verdikleri harçlık dahi hep cebimi yaktı. iyi bişey değil tabi. ilkokulda aldığın 500 bin lira para -o zamanın parasıyla çiftli ekmek alınırdı- nasıl bi insanın gücüne gider lan?

    baba evden gidince, anne işe girmiş ayakların üstünde durmayı başarmış bi kadın. bu başarıya ulaşırken, elinde diplomasıyla az yer kovalamadı. akşam ayakları su toplamış halde gelmeler, yarım saat servise yürüyüp oradan servisle 1.5 saat daha yol yapması ne demek, bunların yanında çok şey anlatılır da uzatmanın anlamı yok. anneden öte nasıl bi yeri olduğunu nasıl anlatabilirim ki burada zaten.

    babam.
    ben daha ilk okuldayken gitmişti. ayda bir para bırakır, arkasına bakmadan giderdi. ne diyebilirsin ki o yaşta. hakkını yememek lazım, ne zaman bir şeye ihtiyacım olsa koştu. hoş, koşan parasıydı aslında da girmeyelim o mevzuya.
    etrafa biraz bakınca, benim yaşadığım normal bi çocukluk.
    çoluğunu çocuğunu siktir edenlerden tut neler görüyoruz.

    benim borcum tüm bu çabalarına rağmen, benim hala bi sik olamamam.
    o kadar iyi niyetle, efendi bi insan yetiştirsinler, bi kişinin ağzından kötü kelime getirmeyeyim aileme ama etrafımda kırılmadık kalp bırakmayayım. tuhaf. konu tabi ki kadınlar.

    etrafında bir erkek olmayınca büyüyorken, bazen bilmiyorsun ne yapacağını. kendin keşfetmek zorunda kalıyorsun. bu küçük kaşif rolündeyken de kırıyorsun. ya da ben böyle bi tuhafım. kırmayan adam kırmıyor amk.

    her boku anlatacak değilim, yediğim bokları kendime dahi dürüst şekilde açıp, kafamda ölçüp tartamıyorken buraya neden yazayım amk. her şeyi de özet geçtim mis gibi. edebiyatta nasıl kasılır ki bu başlıkta zaten.

    kısacası layık olamadığım bi kurum bu aile. öyle bi ufak rahatlama yaşadım yazınca lan. geçer ama şimdi.
    1 ...
  6. 137.
  7. her anınızda yanınızda olan, karşılıksız seven insanlar topluluğu. iyi ki varlar. anneye sarılıp dertleşmek gibisi yoktur.
    0 ...
  8. 136.
  9. "Aile kavramının içinde gelen başka bir sorun da ev işlerinin kız çocuklarına zorunlu bir görevmiş gibi öğretilmesi ve zorlanması; babalarına, dedelerine, abilerine hizmet etmenin bir görev olarak aşılanması. Yapmadıklarında kınanmaları veya evde kalmakla tehdit edilmeleri de cabası.Evi temizlemek, yemek yapmak, bulaşıkları yıkamak ve dağınıkları toplamak kadına adanmış bir görev olarak bakılmaktadır. Gerçek şu ki, bu eylemler aynı çatı altında yaşayan ve bu çatı altındaki alanları ortak kullanan her bireyin görevidir. Yani yemekten kalkarken tabağını alıp makineye atmak veya yıkayıp kaldırmak ne kadar zor olabilir? Ya da arada eve süpürge tutmak? Veya gömleğini ütülemek? Yahut kendi dağınıklığını toplamak? Hayatı boyunca sırtını bir kadına dayamayı normal gören erkekler sonunda yalnız kaldıklarında başlarının çaresine bakamıyorlar. Hayatı boyunca önüne hazır yemek konmuş, annesi tarafından arkası toplanmış adamlar kadınların yaşamlarında söz söyleme hakkı görüyor kendinde. Kendini kadınlardan üstün görüyor. Çünkü annesi doğduğundan beri onun arkasından koşuyor. Ona da öyle aşılanmış çünkü “erkeğine hizmet et.” Biraz büyümeye başladığında oynasın diye kız çocuklarının eline oyuncak ütüler, yemek takımları, bebekler tutuşturularak daha o yaşlarda görevleri zihinlerine aşılanıyor..."
    1 ...
  10. 135.
  11. Bazen her şeyi baltalayan güç. Olduğum kişi olmamın önündeki tek engel. Onlardan başkasından emin olamamak onları kaybetme fikrini dayanılmaz yapıyor dolayısıyla olduğu, istediği gibi hareket edemeyen korkak biri oluyorum günden güne.
    1 ...
  12. 134.
  13. ne yaşanırsa yaşansın hep bi araya gelen güzel insanlar.

    çokta özlenen ayrıca. (çok çok özledim olum ya)

    her yoğun zaman sonrasında ya da yıprandığın günlerde onları görmek, küçük kardeşin seni görünce yaptığı şebeklikler, gitme diye gözünün içine bakması hayatın hala güzel olduğunu gösteririr.
    1 ...
  14. 133.
  15. Anne baba ve çocuklardan oluşan topluluk.
    Diğer bir ifadeyle çekirdek aile de denilir bu topluluğa.
    0 ...
  16. 132.
  17. bir aileniz yoksa en iyisinden sevgiliniz olsa eksik kalıyorsunuz.
    0 ...
  18. 131.
  19. -o aylemin yanında şimdi
    * ne okumuştun sen?
    - ben metin yazarlığı okudum, ama işsizim şu an.
    *(isabet olmuş) allah kolaylık versin.
    0 ...
  20. 130.
  21. "Alexander, "Biz bir aileyiz" dedi çocuklarına. "Bir ailenin sadakatli her şeyden ve herkesten önce gelmelidir. Birbirimizden haberdar olmalı, birbirimizi korumalı ve en önemlisi de birbirimize bağlı olmalıyız. Çünkü eğer bu sorumluluğu şerefimizle yerine getirirsek, asla mağlup olmayız ama eğer bu sadakat konusunda bir an bile tereddüt edersek, her beraber mahvoluruz..."

    (bkz: mario puzo)
    0 ...
  22. 129.
  23. Masallarda ocakta yemeği pişen bacasında dumanı tüten sevimli mi sevimli gününü halay ve türkülerle geçiren tuğlalar arasındaki sıcak mekan. (Bu hangi masal?)
    Gerçeğine gelecek olursak 18 yıl sonra nerde nasıl ve kim olduklarını unutacağınız anne baba ve minnak çocuk ya da çocuklar topluluğu.
    0 ...
  24. 128.
  25. Gelenek, görenek ve dinine bağlı bir aile mensubu iseniz başkaları ne hayatlar yaşıyor allahım diyerek isyan edeceğiniz bir aileye sahipsiniz demektir. Fakat yine de sadece %20lik bir dilimdeki insanlar bu aileye karşı koyup tam anlamı ile karakterinin gerektirdiği bir hayatı yaşayabilmektedir. (bkz: prensesler gibiydim ben baba evinde)
    0 ...
  26. 127.
  27. Bana hep zor zamanlar yaşanmış destek değil köstek olmuş, şuan ki psikolojik rahatsızlıklarımın sebebi.
    3 ...
  28. 126.
  29. zaman geçtikçe daha bi değer kazanan ve içi dolan bir kurum benim için. çünkü en karşılıksızından en gerçeğinden seviliyorum onlar tarafından ve büyüyorum, değişiyorum düşüncelerimle, duygularımla hem de ve çoğu zaman çatışıyorum da ama onlar hala yanımda herşeyleriyle. babam kaşlarını çatsa da, annem hayata geçirmek istediğim düşüncelerimi güvenli bulmasa da benim yanımdalar. iyi ki varlar..
    2 ...
  30. 125.
  31. 124.
  32. Toplumun en değerli ve en büyük yapı taşıdır.
    1 ...
  33. 123.
  34. insanı tek anlayan, gerçekten tek değer veren. Gerisi boş, gerisi yalan.
    Bugün öksürdüğümde babam üzüldü, hiçbir sevgilinin üzülmeyeceği şekilde hem de.
    1 ...
  35. 122.
  36. tehlikeli bir oluşum. aile ve ırk ayrımcılığın temelini oluşturur zira. ayrımcılığın olduğu yerde de her türlü pislik olur. bu sebeple sevgili kardeşlerim, ailevi bağları fazla güçlendirmeyin. ne kadar çok güçlenirse o bağlar, aile dışındakilere o kadar yabancılaşırsınız.
    0 ...
  37. 121.
  38. François de singly'ye göre mahrem kolektif.
    1 ...
  39. 120.
  40. ne olursa olsun, siz ne yaparsanız yapın yine de yanınızda olan insanlar topluluğu. kıymetini bilin.
    0 ...
  41. 119.
  42. Soyun devamı için oluşması müteber topluluktur.
    0 ...
  43. 118.
  44. her şeydir. destekçidir, 9 köyden kovulan doğrucu davuttur, destekçidir, kandır, candır, canandır. gerisi de boştur.
    0 ...
  45. 118.
  46. ben kelimesinin benliği oluşturur... bendir.
    0 ...
  47. 117.
  48. aile nedir biliyor musun?

    kavga demektir, gürültü demektir. anne-babanın bir araya geldiklerinde her zaman kötü bir şeyler olacağını bilmektir. tartışmadır, yüksek sestir aile. seçim yapmak zorunda bırakır aile, anne mi baba mı? seçtirir sana.

    ergenlik hayatını zorluklarla geçirmiş, gençliğini yaşamaya çalışan biriyim. o kavga gürültünün içinde büyüdüm. ama bugün yıllar önce boşanmış olan aile bireylerime, gidin kiminle evlenirseniz evlenin, yeter ki mutlu olun dedim. aile; anne-babanın başkalarıyla yeni hayatlar kurup, mutlu olmasını beklemektir. ben nasılsa olur giderim. nasılsa yeterince büyüdüm, bir şekilde bir çaresini bulup yoluma bakarım, yeter ki onlar mutlu olsunlar.

    beni onca şeyin içinde fazladan en ufak bir çaba göstermeden bu kadar olgunlaştırdıkları için de teşekkürü borç bilirim ''aileme''.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük