dürüstlüğüyle, insanlığıyla bile, adı zikredilen pek çok şahsiyeti ezen, gelmiş geçmiş en iyi cumhurbaşkanlarından biridir.
gidişatı frenleyen, şu anki çatışmayı, kutuplaşmayı erteleyen kilit isimdir. istediği gibi at koşturanlara dur demesiyle, bildiğinden şaşmaması ve aydın düşünceleriyle, özlenendir. memleketinin selameti doğrultusunda hareket ettiği aşikar bu insanın hakkını vermek bu kadar mı zor?
kritik zamanlarda ölçülü tepkisiyle, görevinin hakkını vererek kayırmadan çalışmasıyla, koltuğunu değil ülkesini seven profiliyle umut olması bile yeter aslında. gel gör ki çok nasıra bastı, çok yarayı gocundurdu satın alınamadığı için. bazıları sevmiyor işte...
tabii ki birinci cumhurbaşkanına göre oldukça silik! ancak türkiyenin son dönemlerinde ortaya çıkarmış gerek tarafsızlığı gerekse aldığı kararlar bakımından oldukça başarılı eski cumhurbaşkanı. (bkz: gelen gideni aratır)
iyi bir insan olduğu konusunda zerre şüphe duymadığım kişi. amma velakin devlet büyüğü olarak bu ülkeye çok şey verdi derseniz orda dur derim. devlet adamlığı mevcut aksak düzenin işleyişine göz yummak değil gerektiğinde cesaretle karşı çıkıp mücadele etmek demektir. peki sayın sezer ne yapmıştır onca yıl görevdeyken, söyleyeyim koca bir hiç. sorgulanamaz denilen hiç bir şeyi kurcalamamış kokuşmuş devlet düzenini koruma adına halkın istek ve taleplerini görmezden gelmiştir. her yasayı reddetip, bir iki süslü kafatasçı açıklama bu adamı büyük lider yapıyorsa varsın olsun. tarih devrin sıradan adamlarını değil gelecek için mücadele edip risk alanları yazar. adnan menderes, tayyip erdogan gibi.
edit: ben politika yapsın demiyorum ki, makamına uygun gerekli adımları atması yeterliydi. ama nerde.
hakkında bu kadar entry girilince 4. murat gibi kılık değiştirerek de olsa, halkın arasına karıştı sandığımdır, tamam emekli olmuş olabilir ama ne bileyim öyle umdum işte, öyle olmasını diledim.
yani bir insan evladı bu kadar mı halktan kopuk olabilir, bu kadar mı dar görüşlü olabilir, fazla masraf olmasın diye ankara'Dan dışarı çıkmayı düşünmez, hatta bırakın ankara'yı çankaya'dan dışarı adım atma zahmetine girmez, bu kadar mı devletin soğuk ve gri yüzünü yansıtabilir, inanılmaz, inanılmaz !
velhasıl-ı kelam, gitti de kurtulduk kişisidir kendileri.
ha çok arayanlar varsa, zat-ı muhteremin gölbaşı'ndaki evine ziyarete gidebilirler, yanlız ex reis-i cumhur içeri buyur eder mi orasını bilemem...
edit : ne çok arayan varmış kendisini be, anam harbiden coştu lan bunlar, inanılmaz inanılmaz !
merak edenler için; gölbaşı ilçesi, konya yolu 15. kilometrede.
ataturk'ten sonra gorevini layikiyla ifa eden cumhurbaskani. halktan kopukmus kendisi. mahalle bakkalimi lan bu her dakka vatandasin arasinda olacak. oldu olacak okeye 4. olmuyor diye veryansin edin bari. elinden geldigi kadar memleket menfaatleri dogrultusunda gorevini yapmis ve emekliye ayrilmistir. ben hakkimi helal ediyorum kendisine.
son yıllarda memleketimin başına gelen en güzel şeydi. cumhurbaşkanlığını yüzde ve ten renginde arayanları tatmin etmemiş olması doğaldır fakat bu yine de ilk cümlede yazdıklarımı değiştirmez. çok gezmemesine gelince, cumhurbaşkanı bu seçim gezisi mi yapacak sağa sola!? yahu adam o makama kadar yükselebildiyse merak etme yeterince biliyordur memleketi. son yıllarda da pek değişen birşey olmadı, geçen yaz memlekete gittim otlar aynı otlar hayvanlar aynı hayvanlar. gösteriş adına halktan biri imajı vermek adına gezi yapan siyasetçilere alışan bünyelere garip gelmesi doğaldır. yurtdışına az çıkmasına gelince.. cumhurbaşkanı ülkenin sembolik lideridir ve ağırlığı büyük olan bir makamdır. bu sebepten dolayı cumhurbaşkanının diğer bazı şahsiyetler gibi * ülke ülke fink atıp diğer ülke liderlerinin ayağına gitmemesi gerekmektedir. atatürk cumhurbaşkanıyken hiç yurtdışına çıkmamıştır.
kendisine tahammül edilemeyen yedi yıldan sonra ikiye karşı dokuz olarak tekrar piyasa çıkmış eski çankaya chp ilçe başkanı yakıştırmaları yapılan kişidir.
cumhurbaşkanlığı sırasında köşkdeki gereksiz harcamaları kısarak 7 yılda yaşlaşık beş trilyon(eski para ile) tasarruf eden harika insan.
her babayiğidin harcı değildir. zira 2008 bütçesinde Cumhurbaşkanlığı ödeneği yüzde 63 artırılarak, tutar 55 milyon 561 bin YTL’ye çıkarıldı.
aradaki küçük fark(!) sezer'inde farkını ortaya koyuyor.
sürekli cumhurbaşkanlığı köşkündeki pasif görevde kalarak yaptığı para tasarrufları ile övülen fakat atatürkçü düşünce derneğine yaptığı finansal aktarımı gözden kaçırılmaya kaçırılan kişidir.
cumhurbaşkanının performansını beklemede kalarak para harcamaması ile ölçülecek ise ö köşke neden çıktığını sormak gerekir. alelade bir apartman dairesinde kanaltürk seyrederek, cumhuriyet gazetesi okuyarak pek tabi üste para bile biriktirebilirdi.
ama bazılarımıza göre nedir başarının kriteri;
1. devlet adamı kırmızı ışıkta durmalıdır.
2. para harcamamalıdır.
3. süpermarkette kuyruğa girmelidir.
işte ben başarılı bir devlet adamı profili diye buna derim.
bu perspektifi en iyi kim anlatır biliyor musunuz;
"Onlara kulak kabartıyorum, özellikle de CHP medyasında onlarla aynı kafada giden bazı dinozor fosillerine:
Devlet yöneticilerinin dış gezilere çıkmalarından hoşlanmıyorlar! Çünkü masraf olacak, döviz gidecek, saçı bitmedik yetim falan filan...
Dışişleri bakanının biryerlere gitmesine çok kızıyorlar örneğin.
Amerika'da hükümet nasıl olsa altı ay sonra değişecekmiş (aslında yılbaşından sonra değişecek), kalkıp da oralara gitmeye ne gerek varmış?
Bakan dediğin Atatürk'le birlikte trene biner, ertesi sabah Haydarpaşa'da iner!.. Zevat-ı mutade... Olağan kişiler... Otelde kalmaz, devlet konukevinde kalır... Oysa DP ilerigelenleri yeni açılmış olan Hilton'da kalırlardı, Menderes de Park Otel'de... Vay müsrifler vay!..
Şimdi de cumhurbaşkanının Japonya gezisine taktılar.
Çünkü elinde filesiyle Gima'da kuyruğa giren eski cumhurbaşkanı tam onların adamıydı.
Siz de meseleyi laiklik kavgası sanıyorsunuz, beyin türü fırtınasıdır."
engin ardıç'ın da dediği gibi; maliyet kavramını sevmiyor olabilirsiniz.
ancak maliyetsiz kar edemezsiniz; bu temel kuraldır.
ekleme;
bi de eklemek gerekirse çocuğunun düğünü başarısı var tabi ki.
ne kadar takdir etsek azdır ancak kamuoyunun naçizane bir üyesi olarak; bana ne ulan çocuğunun mutevazi düğününden.
bunun için cumhurbaşkanı olmaya ne gerek var diye soru işaretleri ile boğuşmama neden olmuş başarılı bir bürokrattır. yine de bu düğün olayının da faaliyet raporuna eklenmesinde fayda mülahaza addediyorum.
Türkiye Cumhuriyeti nin Mustafa Kemal Atatürk ten sonra gördügü en dürüst, çalışkan, laik, hukuka bağlı devlet adamı.Kendisiyle tanışılası, fikirleri alınasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasa Mahkemesi eski başkanı ve 10. cumhurbaşkanı...
-iyidir...
-neye göre...
-abdullah'a göre...
kıyaslamak bir insanı açıklamak için yeterli kıstas mıdır ? bir insanı zaten ne olduğu belli olan bir insan olmadan değerlendiremez miyiz ? asker kökenli cumhurbaşkanları , ve merkez sağ partilerin atadığı cumhurbaşkanlar ... bunlar olmasa diğerlerini neye göre değerlendireceğiz ?
ülkemizde laiklik kisvesini dinden daha yüce bir konuma getiren kurumlar anayasa mahkemesi ve add'lerdir . bu sisemin insanlara aktarımının başladığı yer ise okuldur . laikliği din kabul etmiş , dini insanların içinde yaşayan birşey olarak sanan insanlar için oluşturulan bu programın yürütücülerinden biridir ahmet necdet sezer . niye seveyim ki ?
ama şöyle birşey de yok değil hani . bildiğimiz gibi soğuk savaş döneminde ülkemiz belki isteyerek , belki istemeyerek abd'nin yanında olmuş , rusya'yı karşısına almıştır . fakat 68 kuşağıyla şahlanan ve sesini duyurmaya başlayan sosyalist akımı engellemek için kurulmuş (bkz: ülkü ocakları) (bkz: fethullah gülen cemaati) gibi oluşumlar bu ülkenin hala içinde olduğu bunalımlı günleri getiricek derecede önemli gelişmelerdir . dinsiz komünistleri ülkücülerle durdurmaya çalışan kısım başarısız olmuştur . en azından fikir bazında ülkücülük komünizmi bastıramamış , daha da ikilik çıkarmıştır . bunun üzerine kurdurulan fethullah gülen cemaati , komünizm tehlikesi bitmesine rağmen değişik güçlerin boyunduruğu altına girmiş , ülkemiz için , sistem için bir tehdit oluşturur hale gelmiştir . sistemi kurtarmaya çalışsan oluşum sistemin yegane düşmanı olmuştur .
bu da ülkemizdeki fikirlerin , ideolojilerin içlerinin ne kadar boş olduğunu kanıtlamaktadır . ülkemizde yeni insan grupları oluşturmak gerçekten çok kolaydır . sessiz sessiz büyür bu gruplar ve bir bakmışsın milyonlara hitap ediyor artık . (bkz: biz kaç kişiyiz) (bkz: ulusalcılık) fikirler içi boşaldıkça anlamsızlaşır . kendilerinin korunması için insanlara zorla dikte ettirilmesi lazımdır çünkü . insan düşünmeye başladığı anda bu fikrin mantıksızlığını kavrayacaktır çünkü . kemalizm ve laikliğin günümüzde düştüğü pozisyon budur . bunun da en büyük sağlayıcılarından biri anayasa mahkemesidir .
cumhurdan arındırılmış eski cumhurbaşkanı. kendisinden sonra 'halkı cumhurbaşkanı seçsin' gibi söylemler gelişmişti. inanmayanlar kaç sivil toplum kuruluşunu ziyaret ettiğine, kaç defa sanatçılarla veya halkın her hangi bir kesimiyle görüştüğüne bakarlarsa inanmalarına yetecektir. toplumun %80'i kendisinin gidişine sevinmiştir. ancak saygısızlık etmek doğru değildir, kendisi bir devlet büyüğü ve eski cumhurbaşkanımızdır.
eruygur: add'nin başkanı.
eruygur: 3 adet darbe girişimi resmen belgelenmiş kişi.
eruygur: yarın iddianamesi açıklanarak kanlı ergenekon çetesi kapsamında gözaltında.