ahmet hamdi tanpınar

entry340 galeri28
    65.
  1. bakırköyde bulunan bir ilk okul ismidir.
    0 ...
  2. 64.
  3. "psikanaliz çıktı çıkalı, herkes biraz hastalıklıdır." demiştir kendileri. ne de güzel demişlerdir.

    (bkz: şerefsizim benin aklıma geldiydi)
    1 ...
  4. 63.
  5. huzur isimli romanının türk televizyonlarında rezil edileceğini bilse mezarında fazlasıyla huzursuz olacak edebiyat üstadı.
    0 ...
  6. 62.
  7. ne içindeyim zamanın.
    Ne içindeyim zamanın,
    Ne de büsbütün dışında;
    Yekpare, geniş bir anın
    Parçalanmaz akışında.

    ahmet hamdi tanpınar.
    0 ...
  8. 61.
  9. ''kaybetmek için erken , sevmek için çok geç..''
    3 ...
  10. 60.
  11. "sen say ki
    ben hiç ağlamadım
    hiç ateşe tutmadım yüreğimi.."
    3 ...
  12. 59.
  13. Birden gülümseyen yüzün
    Sabahların aynasında
    Ve beni çıldırtan hüzün
    iki bakış arasında.
    1 ...
  14. 58.
  15. birden gülümseyen yüzün
    sabahların aynasında
    ve beni çıldırtan hüzün
    i̇ki bakış arasında.
    1 ...
  16. 57.
  17. birden gülümseyen yüzün sabahların aynasında
    ve beni çıldırtan hüzün iki bakış arasında
    kimbilir şimdi neredesin
    senindir yine akşamlar
    merdivende ayak sesin
    rıhtım taşında gölgen var...
    ahmet hamdi tanpınar
    2 ...
  18. 56.
  19. Yahya kemal'in yanı başına defnedilmiştir ve en önemlisi dikkatimi çeken mezar taşında bulunan kendisine ait mısralarıdır."Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında".

    Aşk dediğin nedir ki
    Tenden bedenden sıyrık
    Çocukların içinde
    Yaşadığı bir çığlık

    Aşk dediğin nedir ki
    Histen nefesten varlık
    Umutsuzluk içinde
    Karanlığa son ıslık
    0 ...
  20. 55.
  21. saatleri ayarlama enstitüsü romanıyla yarım yarım yarmış yazar. tabi onun zamanında böyle bi ifade yoktu, bilmez ama, cidden oğuz atay'ın ardından en önemli yazarımız.
    0 ...
  22. 54.
  23. "19. asır türk edebiyatı" kitabını yeni türk edebiyatı derslerinde mutlak surette kaynak gösterilmesi gereken edebiyatçı,şair.
    0 ...
  24. 53.
  25. BiR ADIN KALMALI

    bir adın kalmalı geriye
    bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
    aynaların ardında sır
    yalnızlığın peşinde kuvvet
    evet nihayet
    bir adın kalmalı geriye
    bir de o kahreden gurbet

    sen say ki
    ben hiç ağlamadım
    hiç ateşe tutmadım yüreğimi
    geceleri, koynuma almadım ihaneti
    ve say ki
    bütün şiirler gözlerini
    bütün şarkılar saçlarını söylemedi
    hele nihavent
    hele buselik hiç geçmedi fikrimden
    ve hiç gitmedi
    bir topak kan gibi adın
    içimin nehirlerinden
    evet yangın
    evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
    evet kaybetmenin o zehirli buğusu
    evet nisyan
    evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
    sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
    bu sevda biraz nadan
    biraz da hıçkırık tadı
    pencere önü menekşelerinde her akşam

    dağlar sonra oynadı yerinden
    ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
    sen say ki
    yerin dibine geçti
    geçmeyesi sevdam
    ve ben seni sevdiğim zaman
    bu şehre yağmurlar yağdı
    yani ben seni sevdiğim zaman
    ayrılık kurşun kadar ağır
    gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
    yine de bir adın kalmalı geriye
    bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
    aynaların ardında sır
    yalnızlığın peşinde kuvvet
    evet nihayet
    bir adın kalmalı geriye
    bir de o kahreden gurbet
    beni affet
    Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
    0 ...
  26. 52.
  27. yahya kemal beyatlı'nın öğrencisidir.erzurumda da öğretmenlik yapmıştır.
    1 ...
  28. 51.
  29. türk edebiyatının kategorize edlmesi zor ismidir Tanpınar. aynı soyadı gibidir ve bu pınarlardan herkes faydalanır. Bu nedenle tanpınar'a şair mi? edip mi? edebiyat tarihçisi mi? bilim adamı mı? ord prof tanpınar mı? yoksa milletvekili mi demek gerek? yoksa aydın mı? çünkü dikkatlice inclendiğinde ortaya birden fazla tanpınar çıkmakta.

    önceleyen girilerde tanpınar'ın bir aydın olduğundan bahsedilmiş. aydın kavramı derinden irdelendiğinde hiç bir şekilde tanpınar'ın bu sıfatı haketmediği ortaya çıkacaktır. aydın sadece okuyup-yazan, araştıran insan değildir. aydın aynı zamanda tavır koyan kişidir. kusura bakmayın ama tanpınar'da bu tavır koymanın zerresini göremeyiz. Cumhuriyet idolojisinin dümen suyunda gitmiş-ki fikrimce romanlarında savunguğu gerçeklikler ile siyasetçi kişiliğinde ifade ettikleri arasında bir çelişki vardır- aslında romanlarında kültürün süreklilik gerektirdiğini defalarca belirtmesine rağmen, yapılanlara sürekli sessiz kalmış hatta hatta 27 mayıs darbesinin goygoyculuğunu yapmıştır.

    Ama edebi kişiliği konusunda büyük bir övgüyü haketmiştir. yukarıda da belirtiğimiz gibi tanpınar kültürün sürekliliğini savunur ve bunu biraz da bergson'un yekpare zaman kavramı ile genişletir. bu kültürün ise belirli bir köke dayanması gerektiğini belirtir. bu kültür ise osmanlı kültürüdür, bu dayanak/tutamak tanpınar'ın sık sık sağcı olarak etiketlenmesine neden olmuştur. ama tanpınar'ın osmanlı'ya ilgisi ideolojik kaynakların belirttikleri gibi gerici ya da dini bağlamda ifade edilemez. zaten bu tip etiketler bu dönemde hemen hemen her yazarın üzerine yapıştırılmıiştır ki ahmet oktay'ın o dönemde yaptıkları yorumlar bile ideolojik çizgidedir. Onun osmanlı'ya ilgisi daha çok estetik bir temeldedir. Huzur'da göreceğimiz gibi boğaziçi'nin estetize edilmiş bir hali ortaya koyulur bunu ise daha çok aşk ile birlikte ifade eder.

    recaizade mahmut ya da ahmet mihat'tan beri edebiyatımızda yer eden doğu batı dualitesi peyami safa'daki gibi bir sentezcilik ile son bulmaz. farklı açılardan bakıp bunları bir "armoni" içersinde yansıtmayı bilir. romanlarının özellikle huzur romanının beethoven'in la minor quartet'i gibi kurulmasının mantığı da burada yatar. şunu da antparantez belirtmek gerekir ki, o dönemde alaya alınan alafranga tipler tanpınar'ın romanında abartılı şekilde yer almaz. Saatleri ayarlama enstitüsünde tanpınar bunu mizah ve hiciv ile ilginç bir noktaya taşımıştır. dr ramiz bunu için iyi bir örnektir. suat ise bunun başka bir boyutudur o daha çok batıyı kavrayamamış/krizdeki türk aydının temsil eder. ama suat tanpınar'ın halit ziya'nın aşk-ı memnu'sunun "bizden olmayan" şeklinde belirttiği karakteler gibi biraz yama bir karakter olarak durmaktadır.berna moran'ın belirttiği gibi ses sese karşı'nın spandrell'i ya da dostoyevski'nin ecinnilerdek Stavrogin'i gibi bir karakterdir. zaten ölümü de point to point'den büyük izler vardır.

    edebiyat tarihçiliği konusunda ise tanpınar ciddi anlamda incelenmelidir. çünkü tanpınar 19.yy türk edebiyatı isimli eserini yazana kadar-ondan önceki yazılan tarihler-örnek i. habib sevük'ün kitabı-yanlış ve hatalarla doludur doğru-düzgün bir edebiyat tarihi yazılamamıştır. milli eğitim bu konuda kendisini görevlendirmiş ve şuanda edebiyat tarihçilerinin ve öğrencilerin istimal ettikleri 19.yy türk edebiyat tarihi isimli eser çıkmıştır. kitap şeklen fransız bir yazarın yazdığı edebiyat tarihinin bir kopyası niteliğindedir ama içerik olarak tanpınarın çok yönlerden bakan ve karşılaştırmalı edebiyat alanında da önemli bilgiler içeren bu kitap edebiyatımız için çok önemli kaynaklardan biridir.

    Tanpınar'ın 1932'den önce savuduğu mekteplerde divan edebiyatı eğitiminin kaldırılmasına dair fikirleri ise daha sonra değişikliğe uğramış. batı şiiriyle karşılaştırmış hatta hatta divan edebiyatının en ince noktalarını yaklayarak batı şiiriyle kıyaslamıştır. bu noktadaki en önemli tespiti divan edebiyatının hayattan kopukluğuna dair iddiaya karşı verdiği yanıttır. Tanpınar'ın şair kişiliği ise ilk dönemlerde ahmet haşim'den izler taşımakta daha sonra ise Boudelaire ve Verlain'den etkilenecektir. Şiirlerinden ziyade romanları ile bilinen tanpınar için aslında öncelikli olan şiirleridir. bir çok türde eser veren tanpınar şiirlerinda sakladıklarını şiirlerinde söyler. Yahya kemal'in belirttiği gibi "Bizim romanlarımız şarkılarımızdır".
    3 ...
  30. 50.
  31. oğuz atay ve yusuf atılgan ile edebiyat için mahşer'in üç atlısı ilan edildiğini duymuşluğum var. evet.
    1 ...
  32. 49.
  33. edebiyat dersinde yazılıda çıkması muhtemel olan yazardır.**
    0 ...
  34. 48.
  35. "aşk dediğin nedir ki
    tenden bedenden sıyrık
    çocukların içinde
    yaşadığı bir çığlık

    aşk dediğin nedir ki
    histen nefesten bir varlık
    umutsuzluk içinde
    karanlığa son ıslık"
    1 ...
  36. 47.
  37. 46.
  38. türk edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. kesinlikle hak ettiği yerde değil. hala onu anlamayanlar var. saatleri ayarlama enstitüsü türk edebiyatının en iyi romanıdır. son dönemde gençlik arasında tanpınar'ın eserlerine büyük bir ilgi olduğu da başka bir gerçek.
    1 ...
  39. 45.
  40. 44.
  41. bir adın kalmalı geriye
    bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
    aynaların ardında sır
    yalnızlığın peşinde kuvvet
    evet nihayet
    bir adın kalmalı geriye
    bir de o kahreden gurbet

    sen say ki
    ben hiç ağlamadım
    hiç ateşe tutmadım yüreğimi
    geceleri, koynuma almadım ihaneti
    ve say ki
    bütün şiirler gözlerini
    bütün şarkılar saçlarını söylemedi
    hele nihavent
    hele buselik hiç geçmedi fikrimden
    ve hiç gitmedi
    bir topak kan gibi adın
    içimin nehirlerinden
    evet yangın
    evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
    evet kaybetmenin o zehirli buğusu
    evet nisyan
    evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
    sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
    bu sevda biraz nadan
    biraz da hıçkırık tadı
    pencere önü menekşelerinde her akşam

    dağlar sonra oynadı yerinden
    ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
    sen say ki
    yerin dibine geçti
    geçmeyesi sevdam
    ve ben seni sevdiğim zaman
    bu şehre yağmurlar yağdı
    yani ben seni sevdiğim zaman
    ayrılık kurşun kadar ağır
    gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
    yine de bir adın kalmalı geriye
    bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
    aynaların ardında sır
    yalnızlığın peşinde kuvvet
    evet nihayet
    bir adın kalmalı geriye
    bir de o kahreden gurbet
    beni affet
    Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
    4 ...
  42. 43.
  43. saatleri ayarlama enstitusu ile işte bir hikaye ancak böyle kurgulanır ve böyle bitirilir diye akıllara şaşkınlık vermiştir.
    0 ...
  44. 42.
  45. "ne içindeyim zamanın,
    ne de büsbütün dışında;
    yekpare, geniş bir anın
    parçalanmaz akışında.
    "

    klasik türk edebiyatı namına bahsi çok geçen ama ansiklopedik kaygılar dışında yeterince anlaşılmadığını düğündüğüm güzel insan. ne devrimciler ne de gericiler hakettiği kıymeti göstermemişlerdir kendisine. olsun, edebiyat tarihçilerinin bilimsel ilgisinden çok daha büyük bir telaşla merak edilecek, okunacak, hatırlanacak bir gün.
    1 ...
  46. 41.
  47. 'huzur' romanındaki başkahraman mümtaz'ın ta kendisi olduğunu düşündüğüm yazar.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük