sorun atatürk hakkında düşündükleri değildir. zira kendisi beş para etmeyen bir insanın düşüncelerinin ne önemi olabilir ki?
esas sorun böylesine düşüncelerin böylesine rahatlıkla söylenebilip üzerine bir de destekçi bulabildiği bir hale gelmiş olmasıdır ülkemizin. esas sorun böylesine düşünebilen bir çok insanın varlığı, bir çok cahil, yobaz veledi zinanın etrafta dolaşıyor olmasıdır.
atatürk ilkesizmiş...pekiii, israil'e atıp tutup, ardından milyar dolarlık silah ihaleleri vermek, hatay'da türkiye'nin en verimli, iki kıbrıs büyüklüğündeki mayınlı araziyi isaril'e 49 yıllığına kiralamak isteyip de mahkemeden dönmek(her halde tarihte bir ilktir başka bir ülkeye kendi ülkesinin topraklarını kiralamayı istemek), amerika'ya sallıyor gözüküp, iktidar olmadan önce gidip icazet almak, sınır ötesi harekat yapılıp yapılmayacağını amerika'ya gidip sormak....
bunlar hep ilkeli hareketler, çok güzel hareketler he mi?
delikanlı adamsan, gerçeklerse tek derdin, türkiye'nin çağına uygun bir ülke olmasıysa, yani birilerinin kanişi değilsen, bunları da yaz.
şimdi bu adam atatürk'e diktatör demeye getirmiş! bunu hep yaptığını biliyoruz!
Kabul etsek de rahatsızlığımıza neden olan yerlerimize batsa da kurulmasına önderlik ettiği herhangi ülkenin kurucu önderine diktatör demek eleştirinin en yüzeysel yoludur.
şimdi bu zat-ı şahane bir diktatörün ülkesinde, diktatörlere diktatör demenin suç olduğunu biliyor mu? -ki bilemeyenlere şaşarım!- Buna rağmen bunca yıldır öyle ya da böyle bu adama kimse bir şey yapamıyor. nedense bu ülkede atatürkçü olduğunu bilinen insanların başına sağır sultanların duyduğu, salakların bile anladığı olmayacak işler geliyor ama bu adam hala saksağan gibi ötüyorsa şapka varsa şapkayı yoksa türbanı önümüze koyup düşünmek lazım.
rahatlığının kaynağı nedir? ülkeyi yöneten atatürk severlere sormak gerek.
zamanında "vatanı bir çift memeye satarım" demesinin rahatlığı analarını da satma raddesine gelmiş olanlar da bile yok zira.
ciddiye alınacak tarafları da var elbet söylersem "anasının memeleri sızlar."
sevgili ahmet altan'ın atatürk düşmanı olduğunu sanmıyorum.
o sadece , vizyonu olmayan kemalistlerin ölü sevicisi sapıklığı ile "atatürk ilke ve inkilapları" adına millete yağlı kazık sokmasına karşı.
atatürk, ilkesi olan bir insan değidi, pragmatikti. savaş yıllarında meclisi imam duaları ile açtı. yine savaş yıllarında kürtlere özerklik sözü verdi. ama iktidar olunca devleti rakı masasından yöneten diktatör oldu.
satılmış kalem. ama burhan pazarlama bile bundan çok daha kalitelilerini satmıştır. çetin altan mezarında fırıl fırıl dönüyor diyeceğim ama daha ölmedi ki. suratında nuru piri kalmamış, tabağına kakasını yapıp sonra da ordan yiyen insanımsı. en hafif anlatımıyla bu. hakkında, aklımda geçenlerse yazdığım, x1000.
memleketime fazla gelecek şekilde liberal demokrat olan özellikle son dönemlerde özgür ve demokratikleşme sözcüklerini ağzından düşürmeyen taraf gazetesi genel yayın yönetmeni ve yazarı
Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.
Rüyalarınız, içinizdeki o gizli,
esrarını ele vermez büyücü,
siz çarşaflarınızın arasında,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
birer birer ateşleyiveriyor.
infilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kıvranırken
buluveriyorsunuz kendinizi...
Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor...
bugünkü yazısıyla kendisine pkklı diyenleri yerin dibine geçirecek taraf gazetesi yazarıdır. eh onu diyorsunuz çıkmıyor, bunu diyorsunuz çıkmıyor. nasıl yaftalayacaksınız bakalım artık bu adamı...
Bugünkü yazısıyla kürtlerin ezilmesi konusu ve pkk'nın kürtlere olan yaklaşımını çok kısa ve net bir şekilde özetleyen yazar.
pkk'ya şu soruyu yöneltmiştir :
--spoiler--
"Kürtleri Türkler ezmesin, Kürtler ezsin" mi diyorsunuz?
--spoiler--
kürtler, pkk'nın kendilerine nasıl yaklaştığını artık görmeli. pkk, onlar için özgürlüğe açılan bir kapı değil aksine baskıya, zorbalığa giden bir yol.
30 Kasım günü "utan pkk" isimli bir yazıyla gazete yazarlarından orhan miroğlu'na yönelik tehdidi protesto etmiş yiğit yazardır. aynı tepkiyi önder aytaç mevzuunda göstermemiştir. bu derece öfkelenmesinden çıkardığım sonuç sanırım bugüne kadar pkk'yı izci grubu sanmasıdır. geçen haftaya kadar apoya teşekkürler barışı sağlayacak falan diyordu.
onun dünya görüşünü algılayamayacak kadar zehirlenmiş dimağların öfke duyacağı üst basamaktaki yazar, gazeteci. ona bok atanların onu anlamasındaki en büyük sorun ahmet altan'ın evirmeden çevirmeden yazmasıdır. laf ebeliği yapmaz olanı yazar. gerçekle yüzleşmenin ağır geldiği her tipte öfke yaratır. ahmet altan ölüm gibidir uzun süre kafa yorduğunuzda sizi mutsuz eder. sizin körelmiş saflığını yitirmiş algınıza seslenmemesinden dolayı duyduğunuz öfkeyi yaratan gerçek, varlığınıza uygun yaşayamamaktan kaynaklanmaktadır. ideolojik saplantılar içerisinde olmanız algınızı kilitlemiş ve insan olgusundan sizi uzaklaştırmıştır. insanlık bir heyula değildir meraklısına bir hazinedir. ama sizde ilk öldürülen şey merak duygusu olduğu için bahsettiklerimden hiçbir şey anlamamaktasınız. zaten dediğimin farkında olana söylenecek kelam mı var ?
Öncelikle şunu belirteyim ki Ahmet Altanı savunan ve onu beğenen insanlar, ona karşı hoş duygular beslemeyen (misal ben) kişilere, onu anlayacak kadar ufkunuz geniş değil, onu algılamak yürek ister gibi zırvalıkların arkasına saklanmayın, oldukça saçma.
Ahmet Altan efendi, Atatürkün yaptığı devrimleri, onun uygulamış olduğu ilkeleri küçümser, beğenmez, o ilkeler aleyhinde yazılabilecek ne varsa yazar, ayrıca o ilkeleri savunan chp'ye de karşı çıkıp "bırak bunları kardeşim bu yüzyıl 6 ok ilkesini kabul etmez" gibi zırvaları tekrar edip durur. Açıkçası cumhuriyetle bir hesaplaşma içerisindedir kendileri. Atatürk tarafından kurdurulan ve idam mercileri olan istiklal mahkemeleri, onun okuyucuya sunduğu en büyük kozdur, ahmet beyin burada ki mesajı açık ve nettir, "atatürk insan öldürüyor bunun neresini beğeniyorsunuz" imajıdır. mesele bu isyanları çıkaran zihniyeti ve yapabileceklerini önceden kestirmektir.
Laiklik adam olmaktır, cumhuriyetçilik demokrasidir, halkçılık sosyal devlettir, milliyetçilik vatan sevgisidir, devrimcilik değişimdir, devletçilik bağımsız ekonomidir... Ahmet bey söylermisiniz bu 6 ok'tan hangisi sizin nerenize batıyor? ne diye saldırıyorsunuz bu ilkelere? sizin demokrasi kavramınızda ulus kimliği olmadıktan sonra bunları söylemekte boş ya gerçi.
Son olarak ahmet altan ve türevlerine şunu söylüyorum, Atatürk, kişiliği ve yaptığı işlerle öylesine şahsına münasır bir insan idi ki onu anlamak sizin sınırlarınızı zorlamıştır, zorluyordur, zorlayacaktır.
nedense siyasi iktidarı eleştirmesi için; iktidarın kuyruğuna basmasını bekleyen yazarlardan biridir. Halkın ve ücretli çalışanların bir derdini son zamanlarda (akp iktidarı boyunca) dillendirdiği görülmemiş-duyulmamıştır.
Gelir dağılımındaki eşitsizlik için söylemlerini dinlerseniz; yürütmenin başı olarak, gelir dağılımını bölen iktidar değil sanırsınız. Aynı şekilde son zamanlarda cereyan eden hukuk-yargılama-dinleme skandallarına, bakımevlerindeki çocuk tacizlerine, eğitimdeki yap-boz sistemsizliği ve kopya skandalları vb. çeşitli rezilliklerde, toplum tarafından gösterilen (gösterilemeyen) tepkilere hiç değinmemektedir.
Bazı yazarların, k.ırak politikalarında abd-hükümet tarafında olmasının nedeni o' bölgede iş yapan şirketlerde hissedar olması+ab süreci ile bazı fonlardan yazarların beslenmesinin, hükümete muhalefet etmeme nedeni olabilirmi??.