bugün

Hayatimda Nb. Ceylan kadar overrated bir yonetmen gormedim ya yonetmenlik sadece tarkovksy ve French new wave filmerini izleyip ikisini birbirine vurmakla olacak is degil zaten duzgun bir sentez de yapamiyor herif ne sinematografisi guzel ne de hikayesi ahmet umit elif safak gibi sisirilmis birinden baskasi degildir.
görsel

'aslında başka şeyler hayal etmiştim tabii ama.. olsun. var mı öyle pat diye hayale ulaşmak? neler yaşadım, ne insanlar tanıdım. çoğunu unutmuş olsam da, unutuşun bile bir cazibesi var bence. insan, biraz da zamanın içinde süzülmeli, iyi ve kötü anıları birbirine karışıp belirsizleşmeli ve silinip gitmeli. silinmeyecek olanlar da var tabii. zamana bir çentik atmak..'

nuri bilge ceylan, 2018.
Özellikle bazı konuşmalar insanı düşünmeye itiyor.
görsel

'Zaman dediğin, sessiz bir testere demişler.. kime dost, kime düşman olacağı belli olmaz.'

Nuri bilge ceylan, 2018.
daha fraganını izlerken sıkıldığım film. Sıkıntı anında açıp izlenecek film değil bu onu anladım. Sıkı bir güdülenme gerekiyor, içimdeki sanat ateşimin harlanmış olması falan lazım bu filmi izlemem için.
izlenesi bir film, Beğenerek izledim...
iki imam ile başrol oyuncusunun bütün köyü gezerek felsefik tartışmasını izlemek bile büyük bir keyif bu filmde.
görsel

'Zaman dediğin, sessiz bir testere demişler. kime dost, kime düşman olacağı belli olmaz.'
umudun filmidir.
görsel

'aslında o kadar da önemli biri olmadığımız ortaya çıktığında, neden üzülüyoruz ki hemen?'

nuri bilge ceylan, 2018.
görsel

'insan, biraz da zamanın içinde süzülmeli. iyi ve kötü anıları birbirine karışıp, belirsizleşmeli ve silinip gitmeli.'

nuri bilge ceylan, 2018.
Sadece bir kez izledim. Görüntü için ayrı, diyaloglar için ayrıca izlemek gerekli.

Murat CEMCiR i zaten severdim, Dram diyebileceğim bir rolde oynamış. Hatta filmdeki adam Murat Cemcir e benziyor sadece. Rol filan değil sanki. Tamer Yiğit de döktürmüş yine..

yan rollerde imam ve Ekibi o kadar güzel anlatılmış ki, Dinden soğumamızın nedeni her mahallede camisinde görülecek tipleri abartmadan özetlemişler..
görsel

'aslında o kadar da önemli biri olmadığımız ortaya çıktığında, neden üzülüyoruz ki? bunu temel bir aydınlama hali olarak ele alabilsek daha iyi olmaz mı? inanmak dediğimiz şey, sonuçta insanın içinde başlattığı bir eylemdir. ve güzelliğe, aşka inanmak kadar ayrılığa da inanmak, hazır olmak gerekir. yani her güzelliğin sonunda bir kopuş, ayrılık pusuda bekler. madem öyle, başımıza gelen bu gibi tatsızlıklara bizi kendi bilinmeyenlerimizle yüzleştiren hayırlı felaketler gözüyle bakmamız gerekmez mi?'

nuri bilge ceylan, 2018.
Ahlat Ağacı, yönetmenliğini Nuri Bilge Ceylan'ın gerçekleştirdiği dram türündeki 2018 çıkışlı sinema filmidir.
iç ses, diye söylendim.
Gel!
Ahlar ağacından sen de biraz meyve topla.Vasiyetimdir:
Bin ahımın hakkı toprağa kalsın...
“ Aslında başka şeyler hayal etmiştim ama olsun, var mı öyle pat diye hayale ulaşmak? Neler yaşadım ne insanlar tanıdım, çoğunu unutmuş olsam da unutuşun bile bir cazibesi var bence. insan biraz da zamanın içinde süzülmeli, iyi ve kötü anıları birbirine karışıp belirsizleşmeli ve silinip gitmeli. Silinmeyecek olanlar da var tabii onlar da zamana bir çentik atmak...”
görsel

Üstedit; entry güncellendi, eksik yerler düzeltildi. filmi tekrar izlediğimde, gözüme çarpan bir kaç detayı daha yazdım.

bir nuri bilge ceylan filmi.

sanılanın aksine, uzunca diyalogların, sekansların içinde aslında gizemli bir hava gizli değil. bildiğimiz, klasik bir senaryo örneğidir ahlat ağacı filmi. hatırlayalım: sinema, sıkıcı yerleri makaslanmış hayattır diyordu bay hitchcock. tam da bu tanıma uygun ahlat ağacı. geçen gün bu konuyu bir arkadaş ile konuştuk, filmin genelini ilgilendirmeyen tek bir sahne yok filmde. şundan bahsediyorum, aslında gördüğünüz her plan, her sahne senaryoyu bir adım öteye taşıyor. 'sıkıcı yerleri makaslanmış hayat' tanımına uyduğunu bu yüzden dile getirdim.

bir diğer düşüncem ise, ahlat ağacı filmi, nuri bilge ceylan'ın ustalık eseri tam anlamıyla. bir zamanlar anadolu'da filmi derdini farklı yollarla anlatmayı seçiyordu, keza kış uykusu filmi de öyle. bir zamanlar anadolu'da pek konuşkan bir film değilken dayanağı o harika fotoğraflardı mesela. kış uykusu ise zaten aklımıza aydın karakterinin o uzun tiradlari ile kazınmış.. tam anlamıyla bunun ortasındaydı ahlat ağacı filmi.

bir diğer konu, bence diğer nuri bilge ceylan filmlerine kıyasla net bir sonu vardı filmin. bir zamanlar anadolu'da filmini hatırlayalım: gündelik hayat devam ederken doktor pencereden bakar, çocuklar top oynamaya devam ediyordur, uzun bir gecenin ardından savcı ankara'ya dönmüştür, komiser ve askerler ise uzunca bir uyku için evine çekilmiştir.. hayat devam ediyordur. keza kış uykusu filmi de öyle.

bir de ahlat ağacı filmine bakalım: tokat gibi bir son. yıllardır kendine en uzak bildiğin kişinin, sana en yakın kişi olduğunu anlıyorsun bir anda. şaka yapmıyorum, gerçekten tokat gibi bir son. her ne kadar filmin ikinci yarısının başları baba-oğul çatışması ile beni boğsa da, filmin son 45 dakikası inanılmazdı. geçen 2 buçuk saatin, o son 45 dakikanın hazırlığı olduğu bariz. Filmi güzel yapan detay ise, tam anlamıyla nu.

Murat cemcir'e ise ayrı parantez açmak lazım, belki de kariyerinin zirvesiydi. idris hoca karakterine ondan başka kim bu kadar yakışırdı bilemiyorum.
ogretmen intiharlarina guzel bir vurgu. ayrica son bi dip not... sondan bir onceki sahnede sinanin kendini asmasi aslinda filmin son sahnesi. yani sinanin yanina gelen babasi sinani kuyu kazarken gorunce artik evladinin kaderini kabullendigini su cikarmak icin yardima geldigini dusundu. ama daha sonra uykuya daldi. uyaninca oglunun kendini o dipsiz kuyuya kendini astigini gordu.

aslinda cift tarafli secimlik son. izleyiciye birakilmis. ama bana sorarsaniz bu berbat egitim sistemine yakisan da intihar.
Şu anda trt1 de verilen müthiş filmdir.
iki imam ve sinanın sohbeti her defasında insanı derin düşüncelere sokuyor.
(bkz: sıkışınca karanlık çekim yapan yönetmen)
2. Defa izlendiğinde etkileyiciliğinden bir şey kaybetmeyen film. Hatta ilk kez izlediğimde ruhum bu kadar daralmamıştı.

Edit: alttaki yazar adamın memlektinde çektiği film için hiç bilmediği yerde çekti demiş troll müsün kardeş
yeni izledim.
puanım 8/10.

murat cemcir sadece komedi oyuncusu olmadığını göstermiş.
kum ocağını işleten adam iyi oyuncu.
gözden kaçmasın.
izlerken daralmanın aksine içinde kaybolduğum nadir filmlerden. Filmin çekildiği yerlere son derece hakim olmamın da bunda payı vardır muhtemelen ama abartısız oyunculuklar, filmin altında verilmeye çalışan mesajlarla 3 saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım.
Filmde “ diktatör olsam buraya sevabına atom bombası atardım” sahnesi de bölge halkından tepki çekmiştir bu ayrıntı beni hep gülümsetir.
Defalarca izlediğim, dönem dönem izlemeye de devam edeceğim filmlerden biri. Film hakkında başka şeyler öğrendikçe daha da ilgisi artıyor insanın ve bir de bunları bilerek izlemek istiyor.

http://www.seyirlistesi.c.../03/ahlat-agaci-inceleme/