türkiye'nin çoğu ilini gezmiş, görmüş biri olarak diyebilirim ki diğer tüm şehirlerden farklı, fantastik bir yer. eski adana bildiğiniz 70'lerin filmlerinden fırlamayken yeni adana bağdat caddesi'nden farksızdır. hem eskiyi hem de yeniyi sonuna kadar yaşabileceğiniz türkiye'deki tek yer adana'dır.
kendini adanalı olmayanlara karşı delikanlı, mert, kaba, sert, vahşi gösterme çabasında olan insanların çopunlukta olduğu il.
bu çaba, kasıntı hal net bir şekilde var çoğu adanalıda. hele bunların başka ilde üniversite okuyanlarını görmeyin. yüzde 80i "bizim oralar teksas biliüün nü" havasındadır. siklemeyin efenim.
gerçek tanım: türkiye'nin en modern, gelişmiş şehirlerinin başındadır.
sıcağından dolayı ''adanalı bu dünyada yandığından cehenneme gitmeyecek'' gibi sözlerin duyulduğu şehirdir. Allaha, kitaba en çok söven insanların olmasına karşın adanalıyık allahın adamıyık gibi bir sözün çıkmış olması önemli bir ironidir. Bu şehrin insanları güzel havayı görür görmez kendini dışarıya atar ve hemen mangallar çıkar ve şehrin üstünü bir duman bulutu kaplar.
şimdilerde her yerinde otel inşaatı yükselen, bir rivayete göre kumar merkezi haline getirileceği söylenen,20 yıl bir başkan tarafından sömürülen bu nedenle gelişim konusunda gaziantep' in gerisinde kalan,ortasından nehir geçen nadir kentlerden biridir.birde takımları birleşse ne iyi olurdu.
hiç gitmedim görmedim bilmem ama bir arkadaşım var ki ne olursa adanaya bağlıyor her şeyi. daha şehri görmeden soğuttu vala. yine de güzel bi memlekettir herhalde.
eğer daha önce hiç uğramadıysanız belir bir ön yargıyla gidilir adana ya daha tanınır. görülür ki gereksiz ön yargıların beslendiği sonraları iyice şehre alışırsınız. resmen benimsemişsiniz şehri ve ayrılık vakti gelir ayrılırsınız. bu anlattıklarım özetin özetidir. kısacası gidin görün sevecek siniz adanayı.
otel üstüne otel yapılan şehir. evet adana'nın otel sorunu vardı. ama bu kadar da değildi hacı. her yere otel yapılıyor. kumarhane söylentilerine inanmaya başladım.
türkiyenin en bonkör insanlarının yaşadığı şehirdir. asla elleri sıkı değildir.
kaçak malların ucuza satıldığı pazarın adı amerikan pazarıdır.
evlerine, memleketlerine o kadar düşkünlerdir ki evet en uzak tatillerini mersinde geçirirler.
oteller ve kumarhane iddialari dogrudur.kibris ve batuma giden para yurt icinde kalsin dusuncesiyle hali hazirda onyedi insaat vardir.bu arada yuzde kirklik dilimdeyim.
işim gereği bir dergi röportajı için kırsal kesimdeki bir çerçinin yanına gittim. Geleceğimi biliyorlar. Kurban olsunlar çerçi amcamın hanımı üşenmemiş yapmış da yapmış. Bizde de iştah var maşallah.
Neyse yemeğimizi yedik. Dayıyı durduramıyoruz ki. Bizi de iştahlı görünce hoşuna gitti herhal. Sıkma denen mucizevi buluştan kaç tane yedim yanında kaç bardak buz gibi ayran götürdüm anımsamıyorum.
Röportaj mı? Sıçtım ne olacak. O kadar yiyip o ayranı içtikten sonra göz kapaklarımı açamadım. Ne soracağımı uçakta not almıştım ama o kadar uykum geldi ki baktığımı göremiyorum. Utanmadım dedim ki; "Dayı allah razı olsun sen yedirdin içirdin, ha babam ısrar da ettin. benim uykum geldi ne olacak?" Babanın cevabı; "Arka bahçede çekyat var aslanım, geç biraz kestir. Sonra yazarsın. Kaçmıyoruz ya!"
Bunu okuyamayacağını biliyorum ama burdan sana selam ediyorum adamın hası.
problem ve husumetlerini adliye'ye iş çıkmasın diye kendileri çözen vatandaşlar diyarı. adliyedeki dayak fasılları da " oğlum neden devleti meşgul ediyon " kabilindendir.