Lokantalarında bulunan Adanalıyık Allahın adamıyık Kebap yiyerek Şalgam suyu içerek ayrıca coca cola da bulunur yazısıyla hem ne kadar yöresel hem de ne kadar modern olduklarını bana anlatan Akdeniz Şehri.
"adanalıyık allah'ın adamıyık yani ?" sorusunu adanalıyım dediğin anda marifetmiş gibi yüzüne çarpmalarına sebep olan şehirdir. taş köprüsü vardır. çok tarihidir, sırf bu yüzden trafiğe kapalıdır. ama gel gör ki üstüne doluşan seyyar satıcısından çökme tehlikesi yaşayabilicek durumdadır. insanları kabadır, mantığını elli yıl öncesinde bırakamıyorlar. zira insanları normal konuşur. kabalık kibarlık bir şehre mal edilmemelidir. kendinin kebaplar şehri, şalgamlar beach'i, kırolar mekanı olarak bilinmesinden yorulan nacizane şehirlerimizdendir.
18 sene yaşadığım şehirdir kendileri tam pamukkale üniversitesini kazandım oh kurtuldum şu derimde tabaka oluşturan nemden,formula 1 pilotlarının 67 turda kaybettiği suyu bana 2sokak yürümede kaybettiren sıcaktan diyordumki 2senedir bu maharetlerin denizli'dede olduğunu gördüm yeter gari nedir bu eziyet!!
ayrıca adana yemek konusunda aşmıştır yeryüzündeki tüm gastrologların deneysel çalışma yapması gereken bir memlekettir.şırdandan mumbara kelle paçadan işkembeye tabiki adana kebabıyla tam bir yağlı yemek cennetidir.zaten şöyle bir söz vardır adana'ya koyun girer tırnağı çıkar.*
memleketimdir,sevilir ama aynı anda nefret edilir. asla aç kalmayacağınız bir şehirdir. kebapçıya gidip de abi sonra versem bana bi buçuk acılı adana getirsene deyince "hemenyeenim canın saolsun" denir.
şehirdeki otobüs muavinlerinin işportacı gibi barajyoluu balcalı çarşı çarşı ve sonunda da geliyo musun apla şeklinde bağırıştığı, yol iz sormak ya da şuraya hangi otobüs gidiyor diye bir dolmuşçuyu durdurmamanız gerektiğini bileceğiniz (aksi halde çok sinirli olabiliyorlar), otobüs şoförlerinin genelde cep telefonunda kavga ettiği ve "delikanlı adam ol, sana güzel bi çay içiririm ben" dediği, sizin acelenizin olduğu bir gün bindiğiniz dolmuşun saatini geçirmesi için 20yle gidip 3er durak arayla durup molalar verdiği, insanlarının genellikle yürümek için kaldırım yerine yolu tercih ettiği ve kornoya bastığınızda size dönüp ters bir bakış atıp aynen yola devam ettiği, kuralların olmadığı ama o kuralsızlığın bile bir kural olduğu ama bunların yanında daha sıcakkanlı ve yardımsever insanlar tanıyamayacağınız, dükkanlarına veya evlerine adım attığınızda en güzel şekilde yardımcı olan ve ağırlayan insanların yaşadığı, sokakta rahatça dolaşabileceğiniz ve daha güvenlisi olmayan; zira şu aralar yaşamakta olduğum şehirde göremediğim saygıyı görebileceğiniz yolda yürürken insanların saygılı bir şekilde yürüdüğü birbirlerine pat pat vurarak geçmek yerine yol verdiği, yemekten tutup giyimine, ev kiralarına kadar her şeyin çok çok ucuz olduğu, şırdan gibi ilk görüşte şok olabileceğiniz enteresan bir yiyeceğe sahip, şalgam ve kebabıyla ünlü olan şehir.