bir gün yolda duran adama sormuşlar
niçin geçmez buradan otobüsler dolmuşlar
ve cevap vermemiş adam, deli sanmışlar
delirir insan, diğer insanlar da bunu alkışlar
arayanlar onu hep aynı yerde bulmuşlar
adını ondan değil başkasından duymuşlar
ve yemek yemezmiş adam, zorla doyurmuşlar
doyarken insan, diğer insanlar da bunu alkışlar.
"dam" "çatı" kategorisinin a serisi... a-dam. üst kısımlarda yer alan, kendisi de, gözü de aşağılarda olmayan, yukarılarda gezen ve yukarıları kendisine mesken tutunanların başında gelen şahıs...
Karısını, çocuklarını kimseye muhtaç etmeyip onların hem dünya hayatının güzel geçmesi dolayısıyla yokluk çekmeden güzel bir hayat sunup onlara sadakatle bağlı kalan hemde ahirette rahat etmelerini sağlayacak davranışlara onları itmektir adam olmak.
Gecenin bir yarısı telefon açıp kardeşim biraları,çerezi,cipsi aldım sana geliyorum bi film bakta izlelim ha bide gelirken istedğin birşey varmı ? diye soran adamdır.
Kalkar oturduğu yerden yavaşça
ihtişamlı kocaman kalıbıyla
Zar zor geçer kapıdan
Aydınlık bir bahçeye atar adımını,
Papatyalarla dolu bir bahçe gözlerinin önünde,
Lakin sevemez o papatyaları, okşayamaz.
Erkek adam okşar mı hiç çiçekleri?
Okşar okşar da kalbiyle okşar.
Uzunca koca üç adımda çıkar bahçeden,
Bu defa karşısına bir çocuk çıkar.
Çocuk kafasını kaldırıp adama bakınca,
içinden çocuğu öpmek gelir.
Ancak öpemez, hiç olur mu?
O, erkek adam...
şöyle de bir replik vardır filmde.
- Açlığı, öfkeyi ya da umutsuzluğu anlamak için islam hakkında aşırı bilgi sahibi olmaya gerek yok, Troy.
- O insanların kim olduklarını ya da ne düşündüklerini anlamıyoruz ki.
ikindi vakti, evinin yanındaki parkta, çimenlerin üstünde boş adımlarla yürüyordu. sonra sözlüğe girip 15 dakikalık serüvenini betimleyici anlatımla edebiyat parçalayarak yazarsa beğenileceğini umuyordu. fakat yazarların parası yoktu okuyamamıştı.