abdullah gul un cumhurbaskani olmasi

entry192 galeri0
    117.
  1. ortalığı bulandırmaya gerek yoktur. sonuçta oraya akp'nin istediği birisi geçecektir. adullah gül de geçse, rte de geçse değişen birşey olmayacaktır. her cumhurbaşkanlığı seçiminde bu tür tartışmalar yaşanmıştır. suni gerginlikten başka bir anlam ifade etmemektedir.
    1 ...
  2. 116.
  3. türkiye'ye hayırlı uğurlu olmasını temenni ettiğim olay..
    1 ...
  4. 115.
  5. Bir zamanlar Dünya ya "Bü Ülke Artık Hiç Kimsenin Kontrolünde Değildir" diyen bir Ülkede,ILımlı islam Projesinin başarıya ulaşmışlığının resmini en muhteşem şekliyle çizen,bu resimi çizerken de ülkesini Avrupa'ya şikayet eden bir eşe sahip olmaktan geri kalmayan,Tayyip Erdoğan'ın Ruh ikizi 11.Cumhurbaşkanımız...
    1 ...
  6. 114.
  7. yurt dışına çıkdığında "gelen türkü siksinler" dedirtecek vaka.

    ayrıca türkiyenin ilk resmi sitesi olan cumhurbaşkanı adayı http://www.abdullahgul.gen.tr/TR/news.asp?201
    1 ...
  8. 113.
  9. zamaninda basbakanligi gonullu olarak rte'ye birakan gul'un baskanlik sistemine gecisi onaylayip, makamini yine rte'ye birakmasi surpriz olmaz.
    2 ...
  10. 112.
  11. ilk cumhurbaşkanımız mustafa kemal atatürk'ten sonra eşi başörtülü olan ikinci muhtemel cumhurbaşkanımızdır.

    bu tamamen gerçek bir bilgidir; nokta!
    2 ...
  12. 111.
  13. solcularla faşistler dışında fazla kişiyi rahatsız etmeyen gelişme. keşke kadın bir aday gösterselerdi ama olmadı. sonuçta ajdar'ı bile aday göstersen sezer'den iyidir. buna da şükür.
    4 ...
  14. 110.
  15. kendisine ve ülkemize yakışacağını düşündüğüm makama gelmesidir. kendisi hakkında pek boşluk bulamayınca eşi hakkında polemikler gündemi işgal etmektedir. ulan biride çıkıp, gül'ün eşi ''ahlaksızdır, kocasını, ailesini aldatmıştır, iyi bir anne ve eş değildir, bir türk kadına yakışacak hasnetlere ve edebe sahip değildir'' diyemez. neymiş, başı örtülüymüş. mesele bu. diyelim ki, kadının başı açık olsa, bu seferde ''gül'ün babasının sakalı var'' diyecekler. işte insanların karınları ve dünya görüşleri bu kadar dardır.
    3 ...
  16. 109.
  17. 108.
  18. kötünün iyisi durumudur. ama zamanında fazilet partisi genel başkanlığına koltuğuna, recai kutan adı verilen zat ile beraber aday olmuş kişinin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasıdır. ne yapacağı şimdiden belli bir kişinin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasıdır. zira yasama-yürütme-yargı ile adı verilen güçler birliği tek partinin eline geçecektir, sancılı günler yakındır. hem de çok sancılı.
    2 ...
  19. 107.
  20. "Bilindiği gibi Atatürk, Serbest Fırkanın kurulmasına giden yolda hükümetin halk ile arasında oluşan kopukluğu gidermek ve muhalefet kanalıyla yukarıya yansımayan bazı gerçeklere uyanabilmek için kurdurmuştu. işte Serbest Fırkanın izmir ve Balıkesir mitinglerinde halkın meydanları doldurması ve inönü aleyhine, hatta bazı yerlerde Atatürk aleyhine sözler sarf edilmesi ve resimlerinin yırtılması karşısında Gazi harekete geçmiş ve iki etaptan oluşan bir yurt gezisine çıkmıştı.

    Kasım 1930'da başlayıp Mart 1931'de biten bu yurt gezisi Gazi için çok öğretici ve hatta hayret uyandırıcı olmuşa benzemektedir. ideolojik ve kültürel devrimlerle büyük şehirlere egemen olmaya çalışan Kemalist inkılabın henüz halka inemediğini bu gezi sırasında öğrenmiş olmalıdır.

    Mesela Atatürk şöyle yazıyor gezi defterine:Hükümeti ve fırkayı (CHP) zayıf düşüren mühim sebeplerden birisi de halk şikayetlerinin ve fırka teşkilat temennilerinin kayıtsızlığa maruz kalmasıdır. Halktan gelen müracaat ve şikayet tali memurların değil, bizzat Vekilin [Bakanın] (veya mahallinde valinin) imzalayacağı (müsbet veya menfi olsun) esbab-ı mucibeli [gerekçeli] bir cevapla karşılanmalıdır.

    Atatürk uyarıyor, inönü dinliyor. Dinliyor mu acaba? Devam ediyor Atatürk:

    "Bu seyahattaki temaslar bize büyük halk tabakalarının hangi ıstıraplarla mahmûl [yüklü] olduğunu gösteriyor."

    Daha ne desin? Üstelik Ege Bölgesi ormanlarından elde edilen kitre, çiçek soğanı, mazı ve harup ihracatının 1914 yılına oranla çok fazla düştüğünü (bazı kalemlerde yüzde 99'dur oran) gözlemleyen Gazi, Ziraat Bankası'nın esasının bozuk olduğunu, boşu boşuna binalar yaptırıldığını, bu binalara saplanan sermayeyi uygun şekilde işletmesinin daha faydalı olacağı uyarısını yapmaktan da alamaz kendisini. Gezi sırasında Atatürk'ün önüne atılıp;"Açız" diyenler de cabası.

    Nitekim yakınlarından Hasan Rıza Soyak'a söylediği şu sözler 1930'ların başlarında Türkiye'yi de içine alan 1929 dünya ekonomik bunalımının Atatürk'ü ne kadar bunalttığının göstergesidir:

    "Bunalıyorum çocuk, büyük bir ıstırap içinde bunalıyorum! Görüyorsun ya, her gittiğimiz yerde mütemadiyen (sürekli olarak) dert, şikayet dinliyoruz. Her taraf derin bir yokluk, maddî manevî perişanlık içinde"

    Kim söylüyor bu sözleri? Atatürk. Ne zaman söylüyor? 1930'da. Peki nasıl oluyor da bu bunalımı yaşamış bir Türkiye Altın Çağ ilan edilebiliyor?

    Bu gerçeği ısırıcı bir dille yakalayanlardan Yakup Kadri'nin sözlerine kulak verelim şimdi de. Kendisi Atatürk'ün de, inönü'nün de yakınıdır. Politikada 45 Yıl adlı hatıralarında 1925lerdeki durum hakkında şunları söyler:"O sıralarda bence bu hâdiselerin en önemlisini teşkil eden dünkü Millî Mücadeleciler ve o günkü devrimciler kadrosunun bir kazanç ve menfaat şirketi karakterini taşımaya başlamasıydı. Bunlardan kimi arsa spekülasyonları, kimi idare meclisi azalıkları, kimi taahhüt işleri, kimi de türlü türlü şekillerde komisyonculuklar peşine düşmüş bulunuyorlardı. Hiçbirini durdurmak kabil [mümkün] olmuyordu."

    Demek ki neymiş? CHP kadrosu devlete sırtını dayayan bir rant ekonomisine startı vermiş ve halktan koparak bir avuç devletin palazlandırdığı zenginle Türkiye'yi idare etmeye kalkmıştır. Ancak Atatürk'ün bu kötü gidişe son vermek üzere kurdurduğu Serbest Fırka'nın eleştirilerine tahammül edemeyen kesim de, o zamanın deyişiyle;yiyici kesimdi. Muhalefet istemiyorlar ve her muhalefet kımıldanışını, irtica olarak damgalıyorlardı. Neden? Çünkü irtica, yani eskiye dönmek demek, ellerinden hortumlarının alınması anlamına gelecekti. Eğer 1920-1924 arasındaki serbestlik geri gelirse avantalar ellerinden gidecekti de ondan. 1935 yılı il idare Kurulu üyelerinin meslekî dağılımına bakarsak, bu seçkin zümrenin nasıl kemikleştiğini daha iyi görürüz: 90 tüccar, 31 varlıklı çiftçi, 10 fabrikatör, 24 avukat, 17 doktor ve eczacı, 7 banka müdürü, 14 emekli general ve subay, 4 öğretmen. 44 il ve belediye genel meclis üyesi.

    Halk nerede, görebiliyor musunuz? O Açız! diye Atatürk'ün önüne atılanlar?

    Çankaya savaşlarının özü, özeti budur vesselam."

    MUSTAFA ARMAĞAN

    Yazı fazla söze gerek bırakmıyor.Yeni cumhurbaşkanımız ülkemize hayırlı olsun...
    5 ...
  21. 106.
  22. bu muymuş sürpriz dedirten durum..**
    2 ...
  23. 105.
  24. o koltuğa en çok yakışacak olan birisinin cumhurbaşkanı olmasıdır. hem karakter olarak ılmlı biri, hem başbakanlık ve dışişleri bakanlığı yapmış, hem halkın içinde hem de birçok grubun tepki göstermeyeceği biri.

    allah mahçup etmesin diyorum.
    -eleştiriler de umarım sınırlı olur, bir artı oy alacam diye lütfen aşırıya kaçmayın.-
    6 ...
  25. 104.
  26. her ülkenin hak edildiği gibi yönetildiğine inandığım için hayırlısı olsun dediğim seçimdir. tepki göstermek için geç kalınmıştır, 4 yıl önce sandığa koşalım diye bağırırken kulak arkası edildi şimdi gül'ün cumhur'un reisi seçilip, seçilmeme şansını mumcu'nun adamlarının seçime katılıp, katılmamasına bırakırsınız böyle olur işte ağaların düğünü..
    4 ...
  27. 103.
  28. Gördüğüm kadarıyla, uludağ sözlük yazarlarının çoğunun memnun olduğu durum.
    1 ...
  29. 102.
  30. 101.
  31. rte'nin zeki bi adam olduğunun bir kanıtıdır. rakibi olabilecek güçte birisini devredışı bırakmıştır.
    abdullah gül bu biçimde partideki yerini kendisi kadar zeki ve liyakat sahibi olmayan birilerine bırakacak. akp'de çıkacak olası ayrılık hareketleri de böylece önlenmiş olacak.
    cumhurbaşkanlığından sonra, zannımca abdullah gül bir partide görev almayı tercih etmeyeceğinden aynı zamanda bu hamleyle siyaset perdesinden birilerinin eliyle çekilmiş oldu. ölmez de akp ayakta kalırsa -ki kalacak gibi görünüyor- rte, 7 yıl sonra yine ve zaten cumhurbaşkanı olacaktır.
    2 ...
  32. 100.
  33. anlamsız, manalı bir değerlendirme yapmak için gereken verilerden yoksun, analitik düşünüş kalıplarından fersah fersah uzak, akıl kırıntısından bile uzak, sloganik ve ucuz söylemler, cümleler vs vs vs...

    yok kukla, yok ılımlı islam kıyafetinin giydirilmesi, yok toplumsal uzlaşıdan uzak, yok kıl, yok tüy, yok püsür.efendim kirli pazarlıkları bir kenara bırakalım, hangi cumhurbaşkanlığı seçimi toplumsal uzlaşı denen şey gözetilerek yapılmış?cumhurbaşkanını halk seçmeli diyenler neden ahmet necdet sezer cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmadan önce böylesi ateşli tartışmaların içine girmediler.ne zamandan beri partizanların kanaatlarının kural olması gerekiyor.

    asıl sorun insanların kendi kişisel ya da parti içi kanaatlarının kural olarak görülüp dayatılmaya çalışılmasındadır.toplumsal uzlaşma denip duruyor.nedir toplumsal uzlaşma? meclis çoğunluğunu elinde bulunduran bir partiye kendi adayını seçtirmemek midir?bu mudur toplumsal uzlaşma?allah aşkına bu kadar iki yüzlü olmayalım.

    deniyorki oyların % 30'unu alarak meclisin %60'ına sahip oldular.birazcık dürüst olalım ak parti'nin kendi mi oluşturdu bu seçim sistemini ki bunun sorumlusu olarak bu parti görülüyor.hatta aksine bu sistem ak parti ya da dtp gibi sistem dışına itilmek istenen partilerin meclisten uzak tutulması için konulmuş bir sistemdir.

    ortada ciddi bir halk desteği var.ha recep tayyip erdoğan'ın adaylığına, ha bu partiden herhangi başka birinin adaylığına.ancak kabul edilmeyen şey her ne kadar postmodern darbelerle engellenmeye çalışılsa da, böyle bir halk hareketinin, artık kendini yönetenleri de seçmeye muktedir olduğudur.

    bir irticadır, dinciliktir gidiyor.asıl katlanılamayan şey, köyden kente göç ve şehirleşme oranının artmasıyla, günlük hayata katılım gösteren muhafazakar anadolunun hazmedilememesidir.bağlamdan kopmamak kaydıyla not düşmek gerekir ki: başörtüsü denen şeyin de türbana evrilmesi, modernleşen muhafazakar kesmin kendini sosyal hayata entegre etme süreci içerisinde, kıyafetlerin de görsel anlamda daha şık bir görünüme bürünmesinden başka bir şey değildir.

    fikir denen şey bir namus gerektiriyorsa, aynı sistemle "x" partiler hükmetmeye muktedir olurken ağzını kımıldatmayan güruhların, "y" partisi de aynı oyunun kurallarıyla hükmetmeye kalkışırken bunu demokratik bir hak olaraktan görmesinden geçer.işte aksi durumlar böyle fasa fiso kıl tüy yün olmaktan öte gidemiyor.

    sevgiler.....!
    5 ...
  34. 99.
  35. abdullah gül'ün rte'nin jokeri olduğu iddialarını güçlendirmiştir.
    (bkz: joker)
    2 ...
  36. 98.
  37. 97.
  38. hem başbakan olduğu kısa dönemde, hem de dışişleri olarak çalıştığı yaklaşık olarak 4 yılda cumhurbaşkanından çok daha fazla çaba göstermiş, çalışmış ve görevini layığıyla yapmış ve bu mizacını, çalışkanlığını cumhurbaşkanlığı görevi sırasında da koruyacak, bağımsız, demokrat ve uyumlu kişiliğiyle gerek tbmm ile gerekse kabine ile uyumlu çalışabilecek karakter ve kapasitede bir insanın cumhurbaşkanı olması hadisesidir.

    ans ile kıyaslandığında daha siyasetçi bir rol oynayacağı kesindir. ans gibi eline tutuşturulan bir kağıdı baştan sona bakarak okuyarak liderlik yapmayacak bir liderdir. sorulan sorulara keskin-net cevaplar verip sonuçta uzlaşmacı ve uyumlu, her ne kadar beğenmesem de demirel gibi gerek iç gerekse ve özellikle de dış politikada her yere koşturacak, türkiye' yi daha uluslararası bir toplum haline getirmeye çalışacak bir liderdir. koltuğundayken, sık sık basın toplantıları ve konferanslarda boy gösterecek, şimdiye kadar görevi sırf kanunları kabul etme ya da geri göndermekten ibaret olan ans gibi pasif rol oynamayacak bir lider olacaktır. basın toplantılarında gazetecilerin soracağı kıvrak sorulara yine kıvrak cevaplar verip, görüş ve düşüncesini, çizgisini bizimle her zaman paylaşacak bir lider olacaktır. kendisine soru sorulmasını dahi kabul etmeyen, asık surata sahip ans gibi olmayacak, adam gibi bir cumhurbaşkanı olacaktır.

    kendisinden demokrasi konusunda şüphe edilmesi, yaygaralar üretilmesi, laiklik ve şeriattan dem vurulması şaşılacak derecede aptallık gerektiren ve beyin hücrelerinin * gereksiz yere yorulması anlamına gelmektedir. çünkü abdullah gül' ün günümüze kadarki icraatlarından bu çeşit korkulara kapılmak, boş yere havlamak afaki şeylerdir. bu zaten mümkün değildir ve asla mümkün olamayacaktır. eğer sorun akp den bir adayın cumhurbaşkanı oluyor olması ise chp' nin adayını da pistlerde görmek isterdik. koskoca chp' den bir ersönmez yarbay bile çıkmıyorsa yazıklar olsun yaptığınız siyasete, yazıklar olsun oturduğunuz koltuklara, yaptığınız mesaiye!
    2 ...
  39. 96.
  40. 95.
  41. sevincimden yerimde duramadığım bi haberdir.gerek ailesi gerek şahsı olsun mütevaziliklerini her yerde koruyan,başarılı,mecliste ingilizceyi bu denli iyi konuşabilen makama nede güzel yakıştı diyebileceğim kayserili başarılı bir yöneticidir.daha iyisi olamazdı.hayırlı olsun
    2 ...
  42. 94.
  43. yeter be yeter! nedir yani? birileri zorla darbe yaparak mı cumhurbaşkanı oluyor? nedir canlarım, kuziciklerim sizi sıkan şey? bu insanları kim seçti? halk'ın büyük çoğunluğu sizin halka saygınız yok lan... Bu adam cumhurbaskanı oluyor evet ama anayasa buna müsade ediyor değil mi? sanki birileri zorla gasp etmiş gibi bu hava civa nedir? nedir sizi sıkan şey? azınlık olmak mı canınızı sıktı? herkes şapkasını önüne koysun..

    Önce halkın seçimine saygılı olun ve diyin ki evet kardeşim bunu halk seçmiştir.Demokrasi sistemide halkın seçimleriyle yürüyen bir sistemdir o halde eğer bende demokrat isem "saygılı olmak" zorundayım.diyeceksiniz.

    Siz kimsiniz ki halkın tercihine ve bu tercihin sonuçlarına bok atıyorsunuz? Halk sokaktaki rüstem amcayı cumhurbaskanı bile seçse buna saygı duymak zorundasınız.Sizin özgürlüğünüz, bir başkasının özgürlük sınırına kadardır.haddinizi bilin!

    Sizin ufak kafalarınız ancak cumhurbaskanı'nın eşinin saç telleriyle ilgilenir.Sizin vizyonunuz budur.Sonra da çıkar eyvahhh iran olucaz şeriat gelecek diye çığırtkanlık yaparsınız.

    Tek derdiniz bok atma kültürü, rahat oturduğunuz koltuktan beyninizle klavyelerinizi seviştirip durursunuz.At gözlüklü bakarsınız hayata, bir insan eğer sizin gibi değilse sizin düşüncenizden farklıysa sizin için vatan hainidir, salaktır, aptaldır, örümcek kafalıdır.

    siz, bir başkasına bok attıkça nefes alırsınız.Sizin yaşam formulunuz bu.Miting yaparsınız savunduğunuz seylere katılmayanları vatan haini, irticacı, gerici ilan ederseniz.Atatürk'ü sevmek sizin tekelinizdedir.Sadece siz ona değer verir ve sadece sizin gibi düşünenler onu sevebilir.

    Yaşadığınız ülkedeki insanların tercihi budur.Olay bitmiştir.o insanların tercihlerinden dolayı onları aptal, salak veya cahil ilan edemezsiniz.Böyle bir hakkınız yok sizin.

    Hukuka saygılıyız diye bağırıp durursunuz, hukuka aykırı olmayan bir seçim canınızı sıktığında bile potansiyel dönekliğiniz devreye girer ve anayasada yazıyor ama anayasa yanlış aslında diye gülünç duruma düşersiniz.

    Siz böyle renk değiştirdikçe bu halk size her zaman tokatını sandıkta atacaktır.
    7 ...
  44. 93.
  45. cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu andan itibaren akp ile olan bağlantılarını bir kez daha gözden geçirmek zorundadır. birçok kararı verirken daha ehemmiyetli davranmalıdır.

    kendisini bu ülkede; oturduğu koltuğa görevi sonuna dek sahip çıkarak, aklı başında kararlar alarak görmek isteriz, rte nin bir piyonu olarak değil!!!
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük