aşk

entry15848 galeri789
    1572.
  1. dizelerdeki ayrıntıları yakalamaktır..
    Ve gönül Tanrısına der ki:
    - Pervam yok verdiğin elemden;
    Her mihnet kabulüm, yeter ki
    Gün eksilmesin penceremden!
    Cahit Sıtkı Tarancı*
    2 ...
  2. 1573.
  3. sevgiyle, dostlukla, mantıkla, akılla, elde etme hırsıyla, ilişkiyle ve en önemlisi alışkanlıkla asla karıştırılmaması gerekilen..
    2 ...
  4. 1574.
  5. insanoğlunun yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği ve yaşarken tat aldığı en büyük ahlaksızlık.
    2 ...
  6. 1575.
  7. bir kişinin dünyanın geri kalanından daha önemli olmasıdır.
    4 ...
  8. 1576.
  9. aşk kimsenin tarifini koyamadığı ve kendini ondan alamadığı bir duygudur.
    1 ...
  10. 1577.
  11. el yazısıyla günlük yazmaktır...
    1 ...
  12. 1578.
  13. tarihte bir çok hikaye şarkı ve şiire konu olmuş hormonsal olay.
    1 ...
  14. 1579.
  15. "aşka uçma kanatların yanar" *
    biten aşkın sonunda başa gelendir. dinlenip kanatları yenilemek gerekir.
    mevlana'nın dedği gibi

    "Aşka uçmadıktan sonra kanat neye yarar."
    1 ...
  16. 1580.
  17. sen kendine aşık ol,
    ki ışığına tüm yaradılanlar aşık olsun... *
    0 ...
  18. 1581.
  19. aşk çiğ köfte gibidir, acıdır ama tatlı gelir, yersin güzel gelir, bir daha bir daha istersin... çıkarken inletir, çıkmaz yine inletir.
    3 ...
  20. 1582.
  21. 1583.
  22. 25 yaşına kadar yaşanabilen daha sonra duyguların körelmesiyle son bulan olgudur.
    25 ten sonra aşk yakalamak çıplak elle balık tutmak kadar zor...
    2 ...
  23. 1584.
  24. bir gün sonra başka yönlere yelken açacak kadar ayağa düşmüş olan duygudur. aslında aşkın suçu yoktur, bunu kullananların suçu vardır. aşkı kendi çirkin emellerine alet ederler. aşkla filan alakalı yoktur, dertlerin ve niyetleri apaçık bellidir. böylelerinden uzak durmak lazımdır.
    1 ...
  25. 1585.
  26. Ey insanoğlu, doğaya geri dönüşünde, hemen
    öncesinde, belki son nefesinde her şeyi unutacaksın birden
    yaşamın anlamını anlayacaksın:

    AŞK

    diyeceksin, suların tersine aktığı yıl sekizinci günde yarattığı
    şey insanın, denizin birden dalgalandığı, cırcırların birden
    sustuğu anda her kör laternacıdan kuşkulanmayı artık
    kimseye miras bırakmayacaksın, yıldızın kaydığı gökte bir
    buluta yepyeni isim bulduğun zaman uykusunda döner
    dünya, uykusuzluğunda ay. Sen yağmurun sınırını bulmak
    için yıllardır yerkürede koşarken yatağında sayıklıyor dünya,
    güneş özenle örtüyor evladının uykusunda açılmış üstünü. e
    ne de olsa dünyasının uyurgezer sarsaklığını kolluyor
    güneş. O sıra bir ana gözyaşı döküyor dağda kurşunlanmış
    oğluna benim diyemeden. Bir sanık sanıyor ki hiç adaletin
    terazisinde çiçek açıp dengeyi bozmaz, son idamlık son
    görevini yapıyor savcıya, avukata, cellada: teselli ediyor
    onları ve barışı biraz daha hak ediyor insanlık, bu denli yakın
    o denli uzakken ona, sen yaşamın anlamını anladım derken

    AŞK

    burcundan demir alıyor dünya, sular korkuyla çekiliyor, bir
    balık gümüşlükte yatıyor, birisi güzelliğin peşinde yüzgeç,
    unutulmuş fundalıklar oğlakları ağırlıyor, yazık artık kimse
    aşk mektubu almıyor, Leyla mecnun’a bakmıyor, herkes
    sevdiğini sahipleniyor, öldürüyor aşkı. Herkes her aradığını
    nasıl oluyorsa bir kişide buluyor, ne ne aradığından
    kuşkulanıyor ne de tükettiği hazinesinden. Ellerin yara bere
    yine de hep güller içindesin: hepsini de seviyorsun, hepsi
    birbirinden öte çağlı. Sizlere uzun ömür diliyorum de,
    bilemiyorum iyiliğinize mi, ki olup bitene tanık olun şu
    dünyada, olun ve isterseniz bir gün ayağa kalkın de,
    dengeyi bozmuş olsun terazide açan o çiçek:

    AŞK

    burcun demir atsın sevdiği sevildiği limanlara
    sen doğaya, bana geri dönmeden.

    i. mısırlıoğlu

    kafa karıştırıcı, beyni zorlayıcı, ayın hiç görmediğimiz karanlık yüzünü anlatan ilginç şiir için bakınız:

    http://www.izmirizmir.net...lari/yazi.php?yazi_no=182
    2 ...
  27. 1586.
  28. aşk ki, şiirde su kasidesi, mimaride selimiye, musikide ferahfezadır. aşk, haddehanelerden dökülen ateş, nağmeye gebe sözdür. aşk, meşktir...

    bir şeyin aşk olabilmesi için tutkulu olması, platonik olması, anormal olması gerekir zannımca. aşk bir bedeni hastalık olsaydı yalnızca hastahanelerde tedavi ederlerdi onu; oysa bimarhanelerde tımara çekilir aşk son ucunda..

    iştahla yemek yerken hatırlayıp sevileni, yemek boğazında düğümleniyorsa, derin uykularda görülen rüyadan sonra bir daha uyku girmiyorsa gözlere, şen bir mecliste adı anıldığında onun, inziva engin bir boyut kazanıyorsa; hamasi bir söylevin tam ortasındaki bir kelime, bir cümle ne dediğini bilmezleştiriyorsa insanı, işte odur aşk.

    aşk şiirdir. "şiir gibi"ye çıkar yolu.mahlas seçerken aşki *sıfatını tercih edenler bilir aşkı. hak aşığı diye eline bağlamayı alıp yürek yaralarını çığıranlar bilir..

    sevgi üzerine kullanılabilecek bütün mecazları üstüne alınmadır aşk..aşk acıdır, hasrettir. hicran ve hayrettir, firkat ve gurbettir. gözyaşı ve ahtır; tazarru ve münacattır. aşk ölümdür, can vermedir, kurban olmadır..

    (bkz: iskender pala)
    2 ...
  29. 1587.
  30. 3 harfli kelimeden çıkıp adını en güzel şarkılara yazdıran kelime.
    1 ...
  31. 1588.
  32. aşk, aynı inançlar gibidir; aslında var olmadığı halde sistemin bizi daha kolay ele gecirebilmesi için ortaya attığı bir oyun hamurudur. o oyun hamuruyla oynadıktan sonra şeklini verip fırına süreriz. önemli olan şeklini nekadar koruyabildiğidir.
    1 ...
  33. 1589.
  34. Bir önyargı biçimidir aşk. ihtiyaç duyduğun şeyi seversin, sana iyi bir duygu veren şeyi, işine geleni. Dünyada tanıyabilsen daha çok seveceğin on kişi varken birine aşık olduğunu nasıl söyleyebilirsin? Ama asla tanımayacaksın o insanları.

    charles bukowski
    1 ...
  35. 1590.
  36. hakkında pek çok şiir yazılan ve şarkı bestelenen organizma faaliyeti. bir beyin ifrazatı olarak diğer beyin aktivitelerini alabora edebildiği için sakınılmasına rağmen uzak durmanın mümkün olmadığı egzotik olduğu kadar ekzantrik ve bir o kadar da otistik vakalar zinciri.
    misal:
    (bkz: aşk nedir nasıldır bilen var mı)
    2 ...
  37. 1591.
  38. (A)cıya (Ş)ikayetsik (K)atlanmak.
    2 ...
  39. 1592.
  40. platonik bile olsa sizi mutlu eden, onu her gördüğünüz de yüzünüzü güldüren yüce duygu.
    2 ...
  41. 1593.
  42. bazen, burnumuzun dibindeyken görmediğimiz, elimizin tersiyle ittiğimiz duygu. bize karşı bu duyguyu taşıyana inanmadığımız, sahibini kırdığımız, yalancılıkla itham ettiğimiz o güzel his. bir şekilde kendini ispatlayan, gerçek aşksa, eninde sonunda kendini belli eden ve gerçekten aşık olana yaptıklarımızdan utandıran, gerçeği az bulunan his. sevgisine inanmayıp, yerden yere vurduğumuz bir insanı, göklere çıkarmamız gerektiğini anladığımız an, gözyaşlarına boğan, özür dileyip belimizi kırdıran, havaya kalkmış burnumuzu saygıyla indirecek kadar hürmet ettiğimiz, duyguların kralı.
    1 ...
  43. 1594.
  44. 1595.
  45. keşke yerine iyi ki diyebilmektir.
    3 ...
  46. 1596.
  47. her sabaha onla uyanmak uzaklığa inat..her gece iyi olsun diye isyan edilen tanrının önünde yalvarmak gözyaşlarıyla boyun eğmek,sadece gözlerini hayal etmek en umutsuz ve kırılgan anlarda..gülmek için de bağıra bağıra ağlamak için de varlığına ihtiyaç duymak..çocuklar gibi kıyafet seçmek buluşmaya giderken "ne giysem" diye uykusuz kalmak,heyecandan hafif pembe yanakla öpmek..aşk çocukça yaşamak tüm duyguları;saf,samimi,içten geldiği gibi..
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük