günümüzde menfaate dayalı ilişkiler sebebiyle anlamını yitirmeye yüz tutmuş, hatta zaman zaman gövde gösterisi olarak kullanılan, saflığını kaybedince acıtan duygu.
bugün televizyonda izledim, şanlıurfa'da kadınlarla töre hakkında söyleşiyorlar.
muhabir soruyor;
- peki yakalanıp öleceğini bile bile neden kaçıyor kızlar?
+ seviyor çünkü, diyor kadın..
olduğuna inanmayanların olduğu, olduğuna inananların ise dünyasının kararmasıyla salak salak her şeye gülmek gibi uç noktalarda gezindiği, bulunca öpülüp koklanası, asla bırakılmaması gereken, sevgililer günü vs gibi anlamsız günlerle kutlanamayacak kadar önemli, değerli kavram.
-sevdiğini beklemektir.oradayken yanı başındayken bile sevdiğinin gelmesini beklemektir.
-özlemektir.hep bir aradayken bile garip biçimde özlem duygusunun sürmesidir.
-kaybederek kazanmaktır ve bu yönüyle eşşizdir.
-zirveye tırmandığın anda ölmek,en derine daldığın anda boğulmak,mutlu olduğun anda ebedi huzura veda etmektir...
-güvenliği tehdit eden ve fakat silahsız biricik cesarettir
o yüzden aşık mısın diye soruldu mu insan ürküyor
o yüzden bir gece vakti insan kendi kendine aşık mıyım diye sorduğunda,bu soruyu nasıl aklından kovacağını bilemiyor...*
Günümüz insanı aşka aşık, aşığa değil! Aşkların kısa dönem askerlik gibi kısa sürmesinin nedeni herhalde bu.
Zaplanan aşıklar dönemi bu dönem! Kanaldan kanala geçer gibi aşıktan aşığa geçiliyor.
Peki bu neden böyle oluyor?
Çünkü insan insana sevgisiz, insan insana tahammülsüz, insan insan için fedakarlık duygusunu yitirmiş, insan insana kendini adamaktan kaçıyor.
Oysa fedakarlık, adanmışlık varsa vardır aşk. Fedakarlığın, adanmışlığın yaşamadığı yerde yaşamaz aşk.
Ne yazık ki uğruna kendini adadığı ne bir ideali var günümüz insanının... Ne de uğruna kendini adadığı bir aşkı.
Nerde ideali, aşkı uğruna her şeyden vazgeçen dünün insanı... Nerde hiçbir şey için hiçbir şeyden vazgeçmeyen bugünün insanı.
Bugünün insanı aşkta da köşe dönmeci.
Emek harcamadan yaşamak istediği gibi, emek harcamadan aşk yaşamak istiyor.
Sevmeden sevilmek, vermeden almak istiyor.
Hiç değilse bir koyup üç almak istiyor.
Bir koyup üç alamadı mı ilişki bitiyor.
ilişkiler çıkar, menfaat üzerine kurulu.
Elektriklenmeler kısa devre. Bir günlük elektriklenmeler, bir gecelik sevişmeler aşk sanılıyor.
Sevgili bayanlar baylar, aşka ayıp oluyor!!!!!!
nasıl bişeydir bu aşk? onu hisededebilmek için ferhat gibi dağları mı delmek gerek? yoksa aslı'yı bulmak için çölleri aşan kerem'in içinde bulunduğu durum mu? galiba aşk gözlerini kapattığında onun kokusunu hissedebilmektir.
kesinlikle hormonal olan hadisedir. bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre: aşık olan insanlar da ''aşk'' hormonu adı verilen bir hormon salgılanıyormuş. bu hormonun salgılanma süresi ise en az 3 gün, en fazla 7 ay olarak bulunmuştur. *
herkes için farklı anlam barındıran sözcüktür. leyla ve mecnun için kavuşamamaktır, tarihin belli dönemlerinde gerçek sevgi ve tutkudur. günümüzde ise varmış gibi lanse edilen genellikle başlangıçta uyumlu gibi görünseler de sonra uyumsuzluklarını farkeden çiftlerin hissettiği sızıdır. gerçi nedense bu sızı daha çok pişmanlık olmaktadır. sevgi nedense yerini bir tür nefrete bırakır bazı bünyelerde. bunun en büyük nedeni de toplumun gerçek sevgiyi ve ilgiyi
unutmuş olmasıdır. yoksa bunca insan neden mutsuz olsun. şöyle bir toparlanmamız, silkinmemiz gerekiyor. sevginin değerini bilmek gerek. aşkınsa asilliği bir başka olmalı. içine işlemeli insanın. değerini hiçbir şey yitirmemeli. acı çekmek, kandırmak ya da oyun olmamalı.
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma...
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben
Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun
Dünya esen yel üstüne kuruldu..
Varlığımız iki yokluk arasındadır
Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin
Medresede söz vardır tekkede de hal
Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de
ister şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi
Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir
Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak
Yarını düşünmen beyhude bir heves
Bir çok kişiden arda kalanlar
Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin...