onu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz;
ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla,
o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz;
ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin;
onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain;
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor,
ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor,
mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve o her durduğunuz yerde duruyor,
her baktığınız yerden size bakıyor,
siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa;
dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer,
en güzel kokusu bedenindeki ter,
en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse;
hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse;
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar;
her şiirde anlatılan oysa; her filmin kahramanı o;
her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa&;
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor
ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa;
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa;
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire onu tuşluyor,
dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız;
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor,
vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor,
konuşan birini dinlerken ;keşke o anlatsa; diye iç geçiriyorsanız;
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü;
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu;
hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız;
dışarıda yer yerinden oynuyor ve ;içeri;de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız
ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa
ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim;
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa;
her gidişte ayaklarınız ;geri dön; diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız,
sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla;
o halde bugün sizin gününüz!..
çok yaşa;yın ve de ;siz de görün;üz.
en sevdiğimdir ve bundan daha iyi bir açıklama varsa yazarlığı bırakırım.
Yasadiklarimdan yola cikarsak,
- Heyecan duyuyorum
- Ondan bir soz duyunca elim ayagim titriyor.
- Hayallerimde surekli o var,
- Midemde kelebekler sevisiyor.
o değil de insanı en yaralayan şey ne biliyor musunuz?
böylesine garip, komik ve farklı belirtiler yaşadıktan sonra o bir zamanlar dokunmaya kıyamadığınız, görünce heyecandan öleceğinizi sandığınız, saçlarındaki rüzgardan bile kıskandığınız o insanın,
nasıl desem,
yitip gitmesi değil de,
anlatamadım derdimi işte, garip ama boğazımda düğümlendi kelimeler, yazamadım, söyleyemedim,
eskisi gibi olmayışı...
aslında tam da olduğu gibi kalıp sizin gözünüzdeki o kalp desenli pembe perdenin yavaşça savrulup uçması...
onu seviyorsunuz, onu hala eskisi gibi seviyorsunuz.
ama ona gösterdiğiniz tolerans mı desem, romantizm mi desem, birşeyler canlılığını yitiriyor gün geçtikçe.
ilişkinin olgunlaşması ya da sizin olgunlaşmanız olabilir bu.
çocukça çırpınışlar, ufak telaşlardan arınmak da olabilir.bilemiyorum, çözemiyorum.
bu kaçınılmaz son mu yoksa kendi belirlediğimiz çizgi mi ona da karar veremiyorum işte.
erkeklerde ve kızlarda farklı olan belirtilerdir. kızlarda göt deliğinde bir ağrı hissetme baş gösterebilir. aşık olunan kişiyi düşünüp mastürbasyon yaparken parmaklanan deliği şaşırma sonucu oluşabilir bu. erkeklerde ise penis kırılması görülebilir. mastürbasyon yaparken elini kullanmayıp sokacak delik arayan ergen gençlerde olur bu durum. öyle her deliğe sokmayınız efenim, ne öyle elektrikli süpürgenin borusuna sokup gaza gelip süpürgeyi çalıştırmalar. (oha amk ne attım...)
onu gördüğünde kalp ritiminde dalgalanmalar oluşur.akabinde onu gördüğünde yüzünde bir tebessüm oluşur,konuşurken saçmalarsın;böyle elini ayağını nereye koyacağını bilemezsin,onu etkilemek için türlü türlü şaklabanlıklar yaparsın,sırf sesini duymak için yerli yersiz saçma sapan sorular sorarsın.yeri gelir kendinden ödün verirsin,yeri gelir gururunu hiçe sayarsın.
(bkz: off çok dertliyim sözlük)
sevdiğin kişiyi gördüğünde yerinde duramazsın. onun bir gülümsemesiyle gün boyu enerji dolu olursun. en önemlisi de hep aklına gelir ve hep onun yanında olmak istersin.