ne babadan yenen kemerin acısına benzer, ne cin biberin acısına ne de bir kamyon dayağın acısına. tuhaf bir şey aşk acısı sanki boğazınızın ortasına birisi oturup nefes almanızı bile engelliyor öyle can alıcı aşk acısı. bu acıdan kurtulma yolu mu? beş yıldır ben de onu arıyorum. . .
Gece geç saatlereke kadar oturup yastığa sarılarak uyumak ve elin telefona aşık olmuşçasına sarılmasıdır.
Sağlam iradeli birinin 3-7 günde aklından silebileceği duygudur.
Facebook illetiyle her paylaşımda akla gelir. Sevgiliyle konuşuyormuş gibi hissedilir.
Bu aşk acısı gereğinden fazla çekilmemelidir.
bu öyle bir acıdır ki insanı hayattan soğutur şöyle ki hiçbirşeye konsantre olamaz olursunuz ve bu acıyı çektiren kişi sizin her gün görmek zorunda olduğunuz biriyse acıdan kurtulma gibi bir şansınızn da olmaz maalesef ki.
acı çekerek, zorlukları engellemeleri geçerek ulaşabiliriz gerçek aşka yoksa acı çekmeden ulaşılan aşklar geçiçici olmuştur. gerçek aşka ulaşmak acı, gam, kederdir. bunlar güzel zorluklardır aşkı gerçekten isteyene.
böyle bir acı daha yok. iliklerine kadar yaşıyor insan hissedince. sanki kanın çekiliyor gibi oluyor. ne gözünün yaşı diniyor ne de yüreğinin sancısı. hele de karşıdaki umarsızca artık sana karşı bir şey hissetmiyorum diyorsa. o zaman daha da katlanıyor acın. nefes alamıyorsun sanki. gurur mu. öyle bir şeyin lafını bile edemiyorsun.
bu sözler şimdiye kadar tüm aşk acısı çekenlere asla anlam verememiş, ötelemiş ve gururunu her şeyin önünde tutan biri tarafından yazıldı. üzgünüm dostlar. böyle de bir gerçek var.
hiçbir şeye benzemeyen bir acıdır. insanın hayatından bir kaç yıl götürür. o birkaç yıl içinde hiçbir şeyden zevk alamazsın. uyku problemleri yaşarsın. bi unuttum dersin, bi bir daha hatırlarsın. rüyalarına girer, sabahları küfür ederek uyanırsın. unutmak için başkalarıyla olursun, ama başkalarında ondakini bulamazsın. bu sefer onu daha çok ararsın. sanıldığı gibi soyut değil somuttur da. kalbine ciddi anlamda ağrılar girer. bir şarkı duyarsın, o an kalp krizi de geçirebilirsin felç de. ciddiyim. şakası yoktur. günler geçer, aylar geçer, yıllar geçer, zannedersin ki lanetlenmişsin. hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. sonra bir gün bir bakarsın ki bitmiş ama o bitene kadar sen de bitmişsindir. artık başka birisisindir.
aynadan bakan benim
küçük gotamacık
duvarlardan karşına çıkan
aynalardan hayalini çalan
muhabbet olup vücudunu saran
küçük câriyen
nigâr-ı çîn
nigâr-i çîn
bin bir aynada oynar
ayna ayna içindedir
nigâr-i çîn
nigâr-ı çînin içinde
ve zaman
zamanın dışında
uzat ellerini küçük gotamacık
hayal hayal içinde
dünya bir hayal dolabıdır
aynalardan geçer
küçük gotamacık
çok sürmeden hayallerimiz
aynaların arkasından geçer
aynaya bakan benim
hayal annemin oğlu
bodhista gotama
dünyada en güzel şey
seni buldum
artık hiç bir şey istemem
küçük câriyem nigâr-ı çîn
uzat ellerini
aynaların dışına çıkalım
Platonik bir aşka kıyasla koymaz bir acıdır, bu tespit ile söylenmiştir. Biraz değerlendirme yapıldığında dediğimin idrak edilmesi daha bir anlayışla karşılanabilir.
aşık olmak iş değildir. acısı olsun olmasın. insanı kör eder. olmayanı gösterir. şeytanı melek görürsün alimallah. aşkın toz pembe silüeti kaybolduğunda ise işte o zaman sevdiğin insanın aslında sıradan, herkes gibi biri olduğunu görürsün. diğerlerinden çok farklı gördüğün, yücelttiğin kişi aslında o kadar da yüce değilmiş değil mi?