80 lerde doğanların yaşadığı olaydır.. futbolcu kartlarıyla,pokemonla büyümek, taso kavgası yapmaktır.. commodore64 ayrıcalığını yaşamak, ateri salonlarında ömür çürütmektir.. susam sokağı ile okumayı saymayı öğrenmek,kurabiye canavarını idol ilan etmek, kara şimşeki, hugoyu, matrak futbolu, heman'i *, tsubasa'yı, sevimli kahramanları, ninja kaplumbağaları, power rangersı izlemektir.. japonca yada arapça menüye rağmen tsubasa oynamaktır..
düşündükçe boğazı düğümlenir insanın.. güzeldir 90 larda çocuk olmak..
küçük arabalarla inşaat ya da park kumunda yollar yaparak oynamaktır. en büyük zevktir. ama en iyisi o kumdan köprü yapıp altından su geçirmektir.
not: şimdi onu yapanlardan biri mimarlıkta diğeri gemi mühendisliğinde okuyor. diğeri de benim zaten.*
şaşal'ın ne olduğunu bilmektir.. şaşal su o günlerde öyle sarsılmaz bir yer etmiştir ki hafızalarımızda, bu gün hala pet şişedeki tüm sulara "şaşal su" diyen bir jenerasyon vardır.. *
bisikletin arka lastiğiyle çamurluk arasına ezilip, pres yapılmış pet su şişesi sıkıştırılır. buradaki amaç lastik dönerken motorsiklet benzeri, kulak tırmalayıcı bir ses çıkarmaktır.. bu ses eşliğinde mahalle bir kaç kez tavaf edilir. bu esnada çocuğumuzun suratındaki ifade tekrar tekrar izlenesidir.. lastiğin kabaklaşması ve sürüşün zorlaşması gibi yan etkileri mevcuttur ancak o ses sürdüğünüzün bisiklet olduğu gerçeğini bir süreliğine de olsa unutturur.. insanların sese dönüp bakması aslında" evladım bu ne skik bi sestir, kulağımızın mına koydun, serseri misin" tavrıyla olsa da, elemanınımız bunu bir etkilenme ve "vay be" nidası olarak algılar.. bu gün mahalle aralarında görmeye hasret kaldığımız bu görüntü scooter çağının habercisidir..