90 larda çocuk olmak

entry2067 galeri155
    1462.
  1. teknolojinin müthiş bir hızla gelişmesiyle şu anki nesil, yani milenyum çocukları(2000 ve sonrası) malesef bilgisayar, cep telefonu, i pad, play-station vs. ile büyümekte; saklambaç, yakar top, simiiit, taso vb. gibi biz 90 neslinin en büyük zevklerinden mahrum kalmakta ve bence çoook eksik büyümektedirler.
    0 ...
  2. 1461.
  3. uzaktan kumanda görevini yerine getirmektir.
    0 ...
  4. 1460.
  5. çocuktuk olm işte. daha ne olsun. en mutluyduk. en çirkindik. en kirliydik. ama en temizdik. güzeldik. pazar akşamları banyo yapan bir nesil kalmadı artık.
    2 ...
  6. 1459.
  7. en buyuk mutluluklari yumiyum ve tipitip le yasamaktir.
    0 ...
  8. 1458.
  9. --spoiler--

    Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir
    açardık, dünyayı kucaklardık. Güzeldik biz
    küçükken. Arkadaşlarımızla beraber bir gece
    uyuyabilirsek eğer velinimetti bizim için, lükstü,
    zenginlikti. Ailelerimiz en az beş kez arardı ev
    e beş

    dakika geç kaldığımızda. Otobüsteyim bile diyemezdik, otobüsle bir yere gidemezdik. Otobüs
    lükstü, zenginlikti. Koşa koşa eve varana dek nefes
    almazdık ve ner
    desin sen sorusunu duymadan cevabı verirdik. Biz
    bir gülerdik küçükken, kalbimiz kahkahalar atardı.
    Biz küçükken öğretmenimiz en yakın arkadaşımızla sıralarımızı ayırmasın diye, teneffüse kadar
    konuşmazdık. Not yazardık birbirlerimize. Biz
    diyorum küçükken bizdik böyle bayağı bir
    kalabalıktık. Yani biz diyebileceğim kadar çok. Biz
    küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak
    sığmazdı eni boyu. Sonra mı? Büyüdük… Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale
    geldik. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük
    yani. Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk.
    Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa
    büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük
    --spoiler--
    2 ...
  10. 1457.
  11. Ortaklığın ne olduğunu taso ve cilli ile öğrenmek.
    1 ...
  12. 1456.
  13. - arkadaş gurubu olarak bakkaldan leblebi tozu almak, yedikten sonra ıslık çalma yarışı yapmak, çalamayınca gülmek.

    - mahallede arkadaşlarla misket oynamak.

    - renkli olan güzel misketleri boş bir mintax deterjan kutusunda saklamak.

    - tabancacılık oynamak (günümüzün her şeyi bilen ergenleri bilmez açıklayayım: böyle erkek çocukları bir araya geldiğinde kendi aralarında bir çeşit savaş oyunu kurgulardı. Oyunda herkesin silahı olmak zorundaydı. Oyuncak tabancası olanlar tabancasıyla, olmayanlar yerine göre kumaş mendili üçgen yapıp onunla oyuna katılırdı. Ama gende çok eğlenirdik.

    - bmx bisiklet sahibi olma hayaliyle yatıp kalmak.

    - dönemde çok trend olan karate filmlerinde etkilenip boş bir çuvaldan evde kum torbası yapmaya çalışmak.

    - ıslak mendil yerine cepte, annenin ütüleyip katlayarak koyduğu rengarenk mendiller taşımak.

    - çekmeyen televizyonun antenine alüminyum tencere kapağı monte etmek.

    - televizyon olarak sadece trt'yi bilirken özel kanalların açılışına bir bir şahit olmak.

    edit: çok şanslıydık Allah'a şükür, son nesildik çocukluğunu çocuk gibi yaşayan...
    2 ...
  14. 1455.
  15. cuma günleri tatil sevinciyle süper baba'yı izlemek gibi muhteşem bir gün geçiren kuşaktır.
    0 ...
  16. 1454.
  17. sinek ilacı aracının arkasından koşturmaktır.
    1 ...
  18. 1453.
  19. özlemle 90'lı yılları anma nedenidir.
    0 ...
  20. 1452.
  21. 1451.
  22. Bücür cadı izlerdik. Ayda bir televizyonda verilen keloğlan filmleri çok değerliydi. Ateride mario, tank, adventure ısland, tetris falan oynardık. Güzeldi be.
    0 ...
  23. 1450.
  24. nutellaların aslında şokella olmasıdır. yeni nesil şokella bilmez, nutella candır onlara ama bizde öylemiydi bee? eeyy gidi eyy. tüplü çikolatalar falan, öğlen arası yarım ekmeğin içini alırdık, sonra sıkardık o tüplerden, ekmeği bastırırdık iyice, mustafa vardı bizim ilk okulda, arap derdik, en güzel o yapardı.
    "mustafa la bize de şokellalı ekmek yapsana" derdik. kırmazdı bizi, o bizden de fakirdi amk. severdi böyle onun gibi yediğimiz zaman, hoşuna giderdi, hatta hiç unutmam annesi demişti ki, " giymek istemiyo ayakkabılarını, plastık botlarla okula gelmekten utanıyor" çok garibime gitmişti lan, babama dedim ki babama; " bana plastik botlardan alsana siyah olanlarından"

    adam ne şaşırmıştı, hoşuna da gitti, bir gariban öğretmen, elde yok avuçta yok. "alalım oğlum" dedi, "hayırdır sen giymezsin ama nedir olay?" dedim "mustafa'nın da varmış ondan, annesi utanıyo dedi, bende alayım giyeriz" işte dedim beraber. aldık falan, nasıl bi trend yarattıysak amk mustafa ile, resmen bir ay sonra herkeste o botlardan var. *
    sulara giriyoruz, gölet, çamur, ne ki kolera için müsait birikinti var biz orda..
    hakket nasıl bi ayakkabıydıysa abi, içi yünlü, dışı bildiğin plastik, yani kara lastik. off road yapıyoduk resmen. *

    yıllar sonra üniverstieyi kazandığımda kız arkadaşımla gezerken gördüm bi dükkanda, çok hoşuna gidince alayım dedim bende o botlardan.

    neyse baktım "bu bizim mustafa ile giydiğimiz bot lan" dedim.
    hatun mala bağladı; "ne mustafa sı imam, bunlar bayanlar için" dedi. sadece bizim giydiklerimizden daha uzun ve "polo" idi.

    yani markalı. ve hiç unutmuyorum "279 tl" dedi adam. bir an durdum böyle, uzun uzun baktım ayakkabıya,

    çocuğuna ayakkabı seçerken sağına soluna bakıp, vereceği paranın değip değmeyeceğini kestirmeye çalışan, memur maaşlı baba gibi aldım elime ayakkabıyı. bi oyana çevirdim bir bu yana çevirdim. sonra aklıma;


    --spoiler--
    "bizim dağda yokluktan kesemediğimiz sakallarımız, şeherde moda olmuş"
    --spoiler--

    diyen bir ünlü düşünür geldi. sonra mustafa'nın hatrına alıyorum amk, yoksa bu para verilmez. dedim aldım gitti. *

    o değil buraya nerden geldim ben ya. doksanlardaaan, nerelere kadar geldik arkadaş...
    5 ...
  25. 1449.
  26. sokakta istop oynarken, yoldan geçen tanımadığınız bir insan üzerinden bulduum bulduuum diye anırarak renk tutmaktır..
    0 ...
  27. 1448.
  28. 1447.
  29. babam bir sürü fiş toplardı evde onları geçirirdi vergi zarfına. Bir de hayat cok guzeldi. Doya doya oynardım. Zenci gibiydim güneşin altında oynamaktan. 5 tl ile bir cok seyi alabildiğim zamanlardı. Şimdi 1 cips 1 çikolata ile bitiyor o para.
    0 ...
  30. 1446.
  31. 1445.
  32. 80'lerde çocuk olmak başlıkları altında geçen muhabbetlere yıllarca yabancı olduktan sonra artık 90'ları gören hafiften yaşlandığını fark eden insandır.
    0 ...
  33. 1444.
  34. O zamanlar bilgisayarda zaman geçirmek yerine arkadaşlarıyla dışarıda gece 1'lere kadar oyun oynamak, her durumda kendine gülünebilecek bir pay çıkarmak, yeni tanışmış oldukları ''lades'' oyunuyla bayağı bir eğlenen, ablaları sayesinde Thalia'nın hiçbir dizisini kaçırmadan izleyen,en önemlisi bütün sevdiklerinin yanında olduğu unutulamayacak anlardır.
    1 ...
  35. 1443.
  36. vergi iade zarflarının baba ile birlikte doldurulduğu dönemdir.

    --spoiler--
    erdal abi fiş var mı fiş? gıda olur, temizlik olur.
    --spoiler--
    1 ...
  37. 1442.
  38. Çizgi film izlemek, top oynamak, bahçeye dalmaktır.
    0 ...
  39. 1441.
  40. Sokaklarda maç yapmaktır şimdilerde evden çıkmıyolar pc var diye .
    0 ...
  41. 1440.
  42. Toto veya Kinder sürpriz yumurtayı pahalalılıktan dolayı alamamak , Atari kasetlerindeki saçma oyunları dünyanın en mutlu çocuğu olurmuşcasına oynamak , Capri sun içtikten sonra paketi patlatmak , Misket ve taso gibi oyunları oynamak , mahalle maçları yapmak , bizimkiler dizisini izlemek ve şimdiki çocukların yaşayamadığı o güzelim günleri özlemle anmak...
    2 ...
  43. 1439.
  44. 1438.
  45. muhabbetin tıkandığı anda sağlam bir malzemedir.

    yıllardır bitmeyen geyiktir. biz de çocuk olduk, biz de leblebi tozu yiyip gazoz içtik, biz de tsubasa izledik ama artık bitin. şu geyiği her gün görmek zorunda mıyız yahu?

    tükettiniz çocukluğumun en güzel günlerini her gün dillendirerek!
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük