Leğende yikanmak
...
kocaman bir legen vardı bizim .küçükten büyüğe banyo yaptirirdi annem. Her gidenin kıyafetini çıkartıp legene koyardı ve elbiselerini üstüne oturdur yikardi basimizi. En son giden tahta otuururmus gibi olurdu kiyafetlerin üst üste birikmesiyle.
şimdi hiçbir çocuğun bilmediği oyunları oynamaktır.
gazoz kapaklarını mermer taşlarıyla ezip düzleştirdikten sonra taso gibi oynardık.
en çok bulunan içeceklerin kapakları değersizdi, en dikkat çeken schweppes'in kapaklarıydı.
bir de çivi oyunu vardı. eğer iki kişiyse nemli toprağa v harfi çizilir ve yere çivi saplatarak v'yi dönmeye çalışırdık.
deniz kabukları vardı bir de. deniz kabuklarını topladıktan sonra biri deniz kabuğunu yere koyar, diğer kişi deniz kabuğunun sırtını o yerdeki deniz kabuğuna dayar ve eliyle kırmaya çalışırdı.
Sokaklara çıktığımızda çocuk göremiyoruz artık. Hepsi teknoloji bağımlısı. mahalle maçları yapardık, akşam ezanı kavramı vardı ezanı geçirdiğimizde muhtemelen anne terliği yerdik. Sokaklarda oyun oynamaktan başka bir amacımız yoktu. Şuan baktığımızda sokakta bir tane oynayan çocuk yok, hepsi yalnız büyüyor. Sanal arkadaşlıklarla mutlu olabiliyorlar, sanal oyun oynayarak sabah akşam bilgisayar karşısında büyümeyi bekliyorlar. Yazık.
Sanal bebek, taso, misket, sek sek, annelerin balkondan uzun uzun ismimizi seslenmesi, komşu çocuklarla saatlerce dışarıda oynamak, seçenek çok olmadığı için arkadaşlarla kıyafet konusunda hep pişti olmak, azcık bide haylazsan mahallede seni tanımayan da yoktur. Arkadaşının babası farklı bir oyuncak bulup getirmiştir heycanla sana gösterdiğinde sanki uzay mekiği görmüş gibi tepki vermek. Annemizin babamızın hala genç olduğu zamanlar. Ah çocukluk sana geri dönmenin bir yolu yok mu?
Jetonla atari oynamak , telefon kartının siyah bant kısmına ruj sürüp sınırsız konuşmak , misket, tadı, sapan, leblebi tozu içerek üflemek. Ulan her şey güzeldi be.
sıcağın altında saatlerce top peşinde koştuktan sonra, kan ter içinde içilen kutu kolanın tadı, boğazımız yanana kadar kafaya diker, burnumuzdan asit atardık.
yıl olarak 90'lı yıllarda çocuk olmaktır ancak 90'lardan sonra 2000'ler gelir. 90'lı yıllarda çocuk olanlar 2000'li yıllarda da çocuk olmuş olabilirler.