90 larda çocuk olmak

entry2063 galeri154
    1990.
  1. 1995 doğumlu olup 2000'lerde çocuk olarak kaçırdığım durum.
    6 ...
  2. 1991.
  3. Mahalle maçları, 500 metre açık taso müsabakaları...
    2 ...
  4. 1992.
  5. Treni son vagonda yakalamaktır. Milenyum çocukları ne yazık ki o treni kaçırdılar. Ve, bir daha geri gelmeyecek o tren. Sokakta oynamak, düşmek, kalkmak, topumuzun kaçtığı balkonun sahibinin topumuzla beraber elimize koskoca bir içi patlıcan kızartmalı ekmek tutuşturması vs. Bunlardı işte 90'larda çocukluk. iyi ki yakalamışım o treni son vagonda...
    2 ...
  6. 1993.
  7. Yaşamayan bilemez denilen durum. Asla. Biz ne kırlarda gezdik. Ne cine 5 lerde Afedersin am görürüz diye bekledik. Şimdilerde böyle bir dert yok. Aç google görsellerde her türlüsü var.
    2 ...
  8. 1994.
  9. bir 80'lerde çocuk olmak değildir.
    0 ...
  10. 1995.
  11. ansızın akla gelendir.
    durumu olmayıp okumadım diyecekler ve özet geç piç diyecekler şimdiden bıraksın okumayı.

    kalanlar için bir günü anlatmaya çalışayım mesela.

    sabah kalkınca telefona bakma mecburiyetin yoktu. kim mesaj atmı? ayça kimleri beğenmiş? deniz kaçta onlineymiş derdin yoktu. anneler o günde aynı olan nadir şeylerdendir.* '' kalk oğlum okula geç kalacaksın''.

    güzel bir kahvaltı ve akşamdan hazır olan okul çantası alınır önlük giyilir ve evden çıkılırdı.
    hele ki 2 ya da 3 arkadaşın varsa aynı sokaktan onlarla gidilirdi okula.
    servis neymiş ki? okul yolu o sohbetle, hayallerle belki dün akşamdan izlenmiş filmi heyecanla birbirine anlatırken olduğu kadar hızlı mı gidermiş. peh.
    zil çalınır andımızla beraber sınıflara girilirdi.

    öğretmenlere ve öğrenci arkadaşlara saygılı olmaktı bize düşen.
    nasıl olmasın ki? daha kaydolurken '' eti senin kemiği benim'' sözleriyle yazılmıştık okula ama iyi ki de öyleydi.
    tenefüs oldu mu kim tutacaktı seni? merdivenler beşer beşer inilir bahçeye koşulurdu. ne olsa son gelen ebe olacaktı yakalamacılık ya da saklambaçta.
    belki de kol kola girilip '' önümüze gelene bir tekme'' sözleriyle yaramazlıkla yapacaktık.

    hele ki ortaokuldaysan belki de sevdiğine not gönderecektin küçük kağıtta ve en güvendiğin arkadaşınla.
    bilirdin ki arkadaşın ihanet etmez o notu okumaz direkt sahibine ulaştırırdı. şanslıysan sana cevabını getirirdi.
    tenefüs bile güzeldi o zamanlar. sana da selam olsun hoşlandığım, notlaştığım sevim.*
    son dersin zili çaldığı zaman senin günün daha yeni başlardı.

    çantayı eve götürmezdin bile. hemen takımlar kurulur sokakta başlardı maç. bazen de zengin çocuğu bir arkadaşın tetrisiyle oynamak için sıraya girilirdi. ''olum benim rekorumu geçemezsin'' der ve geçmesinler diye de dua ederdin.
    sevilen bir mahalle büyüğünün yolu gözlenirdi bazen, fruko ısmarlasa da içsek diye.
    en çok misketi olan en çok arkadaşa sahip olurdu. hele ki bir de tutbol topu varsa.* kralıydı mahallenin.
    tusubasa ismi onundu maç yaparken. çıkar menfaat ilişkisi bile bu kadar masumdu.

    ev yakınsa balkondan sesini duyardın annenin '' yemek hazır. baban gelecek şimdi eve gel.''
    ya da küçük kardeşin gelip çağırırdı seni. mesaj da neymiş?
    vedalaşırdın arkadaşlarla '' olum akşam kara şimşeğin tekrarı var lan'' diyerek güncel tv bilgin olduğunu da belirtirdin.
    boru mu lan! karaşimşek bu. haberi ben verdim eğer izlerse yarın tetris sırasını bana verebilirlerdi.* bencilliğinde en saf hali buydu galiba. oysa '' ben oynasam mı'' dese kıramayacaktın bile.

    eve girilirdi el yüz yıkanır sofraya oturulurdu.
    yemek yenir ve kitap defter çıkardı. zorlandığın bir soru mu var? ya da araştırılıması gereken? google mi? kimin umrunda.
    ansiklopedi setin varsa kraldın yine.* yoksa yan komşunun kızı neslihan'da vardı. ya da kafa dengin tarık'ta.
    akşam ne dizisi izlesek? behlül yengesine kayacak mı? lise de okuyan bilmem kim çocuğun evine taşınacak mı? babası ne diyecek? bize neydi... akşam misafirliğe gidilecekti.
    yapılamayan ödev orada bitirilip salonda ya da odası varsa orada arkadaşınla oyunlar oynayacaktın.
    pc mi? o da ne.* kızma biraderi vardı arkadaşının. ya da futbolcu kartları. belki de misketleri vardı.
    arkadaşının burnu çizilse farkederdin çünkü yüzüne bakardın oynarken. saçları diken diken, yüzünde çil olurdu. ve sen bütün ayrıntıları bilirdin ve hala bile hatırlardın. çünkü yüzüne bakardın arkadaşının.
    ''lan selim'in babası bisiklet alacakmış karne hediyesi haberin var mı?'' diyerek selim adına mutlu olurdun. azıcık kıskanırdın ama yine de mutlu olurdun. belki biz de öğrenir süreriz diye düşünürdün.

    ''haydi gidiyoruz'' sözü geldi mi yıkılırdın. hayal kırıklığı bile bu kadardı o zamanlar.
    arkadaşla vedalaşılır, sanki yarın tekrar görmeyecekmişsin gibi hüzünlenir özlemeye başlardın. keşke bütün özlemler o kadar sürseydi.
    eve doğru yola çıkılırdı. ev de genelde yan apartmandı.*
    yatağa girilir, günün kritiği yapılır ve kendi kendine '' benim bisikletim olur mu acaba'' diye düşünülürdü sessiz ve içten.
    gözler kapanırdı anne öpücüğüyle.

    sabah yine aynı ses.
    '' kalk oğlum okula geç kalacaksın''.
    bir mutlu güne daha uyanırdın doksanlarda.....

    edit: bu ruh haliyle imla diye geleni terslerim.
    25 ...
  12. 1996.
  13. yukardaki uzun yazıyı 33 yaşında olmam ve tam belirtilen tarihlerde çocukluğumu yaşamış olmam hasebiyle okudum ve altına imzamı atıyorum.

    gogıla koyim meydan larusumuz vardı lan bizim. her şeyi ordan bulurduk biz.
    1 ...
  14. 1997.
  15. 1998.
  16. misketler hep çekyatın altına kaçardı amk.
    0 ...
  17. 1999.
  18. Camdan 1 litre Pepsi cola şişesi diyorum...
    2 ...
  19. 2000.
  20. sitede ya da mahallede nerede oturuyorduysanız oradaki arkadaşlarınızla çete şeklinde dolaşma olayı. bisikletle, patenle ya da bir dönemin popisi scooter ile.
    mesela bizim sitede 2 tane yokuş vardı. biri normaldi, diğeri çok dikti. çok araba da olmazdı ama yokuşun hemen ucunda yol hemen sola kıvrılıyordu.
    oradan patenle kaymıştım. kayarken dizleri kırıp hafif çömelir pozisyona gelmelisin ki rüzgar hızını kesmesin, jilet gibi inebil aşağı. tabii ben de öyle yaptım. fakat keşke yapmasaydım. sola dönmem lazım diye düşünüp kendimi yönlendirmeye çalıştığımı hatırlıyorum. sonrası karanlık.
    patenle arama mesafe koymama sebep olmuş elim bir olaydır kendisi.
    1 ...
  21. 2001.
  22. Samimi, doğal, gerçek bir çocukluk geçiren son nesil olmaktır. Yokluğun ne oldugunu bilen, yeni ayakkabı almak için üst üste birkaç kez bir dahaki ayı bekleyen, şapşik çocuklardır. Koltuk minderlerinden yapılan evlerin altında ezilir, salçalı ekmeklerle kapı önüne pikniğe çıkar, çamurdan köfte yapar, evde civciv besleyip çoğu zaman ölümlerine sebep olurduk...
    5 ...
  23. 2002.
  24. Winning eleven yani o zamanların tabiriyle gostrom oynamak tekken 3 ile jetonlar harcamak misketler gazoz kapaklari oyuncu kartları tasolar hey gidi günler hey bu cümleleri sarfedecek kadar büyüdük mü yaaa...
    0 ...
  25. 2003.
  26. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1371670/+

    şimdiki aypetli notpetli çocuklar bu ikisi arasındaki bağlantıyı çözemeyecekler maalesef.
    2 ...
  27. 2004.
  28. 90 larda yetişen nesil kafası karışık bir nesildir.
    1 ...
  29. 2005.
  30. 90larda çocuk olmayı 90larda doğmak sanan varsa kalabalık etmesin bize yetecek kadar hava kaldı çünkü.
    3 ...
  31. 2006.
  32. ipad miş telefonmuş hiç bilmemek günü hep sokakta oyunlar oynayarak geçirip terli terli su içip anneden azar işitmektir. velhasıl çok güzel günlerdir.
    2 ...
  33. 2007.
  34. Sağ yada sol işaret parmağından en az birinde yara izine sahip olmaktır. Karıştırmayı seven çocuklardık.
    0 ...
  35. 2008.
  36. 2009.
  37. Arkadaslarla ortak para biriktirip futbol topu almak ve o topu olan zengin çocuğu dislamaktir.
    1 ...
  38. 2010.
  39. Sene 90 yada 91 siyah beyaz bir televizyonumuz vardı hafta içi izler hafta sonuda tamirciye yollardık evde sıkılmasın diye.
    Sonra cartel vardı 90'ların ortasında adamlar o dönem müziği bırakıp siyasete girse iktidat olurdu. Herkesin cartel yazılı bi giysisi mutlaka vardı ben hariç. :(
    0 ...
  40. 2011.
  41. inşaat kumunda oynamaktır benim için.
    1 ...
  42. 2012.
  43. tarihin en şanslı çocukları olarak büyüdük,

    tarihin en şanssız gençleri olarak yaşlanıyoruz.
    2 ...
  44. 2013.
  45. 80 lerdeki sokak oyunlarından 2000 lerdeki bilgisayar çagına atari ile geçen bir geçiş dönemine sahip çocuklardır. tasolardan marioya çember çevirmekten saklambaca kadar bunun gibi birçok şeye şahit olmuş belki de en güzel çocukluk yıllarında anlamıını bile bilmediği siyasi devrim niteliğindeki olayları duymuş nesildir. şahsıma munhasırdır. özeldir. saygılar...
    1 ...
  46. 2014.
  47. En güzel pop şarkıları dinleyebildiğimiz, sokakta güneş batana kadar oynayabildiğimiz (parkta çocuklara taciz eden adamlar olmadan), anneler çağırmadan eve girmediğimiz bir dönemdir.
    Komşuluğun tadına vardığımız, apartmana biri taşındığında biraz da meraktan da olsa hemen çay çörek yapılıp hoşgeldin deyip yabancı kalmamasını sağladığımız, insanin insana saygılı davrandığı, en güzel anılarımızın olduğu dönemdir.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük