bugün

Binlerce insanın beyazıd meydanında darbe anayasasının öğrencilere dayattığı yök'e hayır dediği eylemdir. Düşüncelerimizi kısıtlayan, bu baskı kurumunun kaldırılması için sadece üniversite öğrencileri dökülmedi alanlara, tersane işçileri ve liseli devrimci öğrenciler de destek verdi. Buyrun atılan sloganlar;

Ne AKP Ne yök üniversiteler bizimle özgürleşecek!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Biji Bratiya Gelan!
Katil polis üniversiteden defol!
Polis, Medya, Yök bu abluka dağılacak!
Eşit, Parasız, bilimsel Anadilde eğitim!
(bkz: Katil polis üniversiteden defol)

yürü bee. ne vatan sevgisiymiş ellaam.
penguen dergisinin geçen yılki kapağındaki karikatür, sayı değiştirilerek kullanılabilirdi aslında;
yok, bu ışık 26 yıldır hayatımızı karartmakta.
yemekhane den başlamış operasyondur.***
bütün kavramlar birbirine karıştırılıp öyle tartışılmış konu, yürüyüş.
öncelikle şunu söylemek gerekir ki, yök, 12 eylül rejiminin en karakteristik kurumlarından biridir. yök'ün kuruluşu ve icraatlarıyla birlikte üniversitelerdeki pek çok muhalif akademisyen akademilerden uzaklaştırılmıştır. pek çok akademisyen özlük haklarından mahrum edilmiştir. yök, şuan pek çoğumuzun beğenmediği, sosyal ve politik konularla hiç ilgilenmeyen gençliğin yaratıcısıdır. yök, kenan evren'i alkışlayan, "paşam paşam" diye dibinde dolanan öğrencilerin yaratıcısıdır. yök, üniversitelerin bugünkü haline gelmesinin müsebbibidir. tabii böyle anlatınca pek değeri olmuyor, şöyle söyleyelim. yök, dünyanın en iyi 500 üniversitesi içinde türkiye'den 1-2 tane üniversite olmasının sebebidir. hani işinize gelince türban yasağını lanetliyorsunuz ya, işte o da, özgür düşünce olmamasının sonuçlarından biridir. 28 şubat rejimiyle, 12 eylül rejimi ve yök arasında hiçbir fark yoktur. ve öğrenciler, 6 kasımlarda bu kurumu, bu kurumun kurulmuş olmasını, hala çalışıyor olmasını protesto ederler.
atılan sloganların bazıları pek beğenilmemiş. "katil polis üniversiteden defol", türkiye'nin bölünmesini istiyorum demek değildir. polis'in dizginlenmesi gerektiğinin dile getirilmesidir. polisin katil olmadığını söylemek istiyorsanız, şu arkadaşların mezarlarına gidip anlatabilirsiniz; uğur kaymaz, metin göktepe, festus okey, mizgin özbek... 12 eylül'de binelrce gencin öldürülmesine göz yummalarını filan geçiyoruz. polis'in dizginlenmesini istemek, bu ülkenin daha yaşanılır hale gelmesini isetmektir. bunun aksi, ya sev ya terk et oluyor haliyle. tabii siz asla faşist değilsiniz, haşaa.
bir diğer slogan da biji biratiya gelan'mış. efendim bu slogan sizin zannettiğiniz gibi "kahrolsun türkiye, şehitler şerefsizdir" demek değildir. yine işinize geldiğnizde görmekten zevk duyduğunuz "bakın kürtçe ağıt yakan şehit anası" imajının aynısıdır. kürtçe ağıt yakan şehit anasıyla, yaşasın halkların kardeşliği düşüncesini kürtçe ifade eden insan arasında fark yoktur. ayrıca, halkların kardeşliği düşüncesini savunmak, 12 eylül zihniyetinin emrinde üniversitelerde bu düşüncelerin savunulmasını, dile getirilmesini yasaklayan yök'e karşı olmaktır. yani o slogan tam da atılması gereken yerde atılmıştır. insanlar olaylara sizin kadar sığ yaklaşmıyorlar, konuyu irdeliyorlar, analiz ediyorlar ve bu sloganları atıyor. siz zinhar faşist değilsiniz ama sizin mantığınızla hareket eden insanlar gidip, türkiye'ye sövmüşler deyip adam öldürüyor, vatan kurtarıyor. fethullah'ın okullarından bihaber denyolar misyoner kesiyor, dini kurtarıyor. mantık olarak onlardan ilerde değilsiniz, sadece onların yaptığını yapıp tetik, bıçak çekmiyorsunuz.
6 kasım'da protesto yapanlar, 12 eylül rejiminie karşı çıkanlar da bu ülkeyi seviyorlar. ama bu ülkenin çok kötü yönetildiğini düşünüyorlar ve düzeltilmesi için eylem yapıyorlar. koyun gibi oturduğun yerde bağırmayla olmaz, meydana çıkıp bağırıyorlar. ama amerika'nın ırak'ı işgalini protesto edenleri "vatan haini" diye gösteren medya sağolsun, size bu insanları da hain gibi gösteriyor. başka hiçbir kaynaktan bilgi edinmeyenleriniz de, kurtlar vadisi mantığı ve emin çölaşan hayal gücüyle insanları yaftalıyor. yazıktır.