bugün

50 gündür hakkını arayan, ailesinden uzaklarda soğuklarda sabahlayan tekel işçilerin sendikalara karşı olan zaferidir bir nevi.
gerçi genel olarak ele alırsak işçi sınıfının zaferi, düşünen ve sorgulayan insanların zaferidir.
demek bu ülkede yılmayan, faşist bir yönetime karşı sesini sonuna kadar çıkarak cesur insanların olduğunu gösteren durumdur.

daha ilginç olanı uzun aradan sonra ilk defa tüm konfederasyonların ortak karar alıp, genel greve gitmesidir.
sabah tayyip hazretleri öfke saçıyordu bunlara.
yok yasal değilsiniz, yok yasal işlem yaparız, yok siyasiniz diye.
yok efem onlar bizi iktidar yapmadı, yok yetim hakkı hede hödö.
tüm konfederasyonların katılmasında etken olan sanırsam bu talihsiz ve korkunç açıklamalar olmuştur.
umuttur , bir şeylerin değişeceğine inanıştır , uyanıştır.
sendikasız köle gibi çalışanların hakları ne olacak grevine varım ama buna yokum.
akp'yi sandığa gömecek olan dalganın ilk kıyaya vuruşudur.
anayasal haktır ama iktidar bunun altında kalmaz.
gerçekleşirse buruk bir mutlulukla karşılayacağım, olmaması gereken fakat çalışanlarında bu eylemi yapmak zorunda bırakıldığını düşündüğüm grev. umarım bir şeyler değişir, işçi ve çalışan haklarına dikkat çekilmesi sağlanır.
akp hükümeti için "anlayana sivrisinek saz, anlamayana genel grev az" tarzında bir uyarı olacaktır.

asıl tehlikeli olan konu şu ki;
bu işçilerden bazıları birden bire(???), "aman efendim bu adamın amcasının oğlunun kayınçosunun küçük kardeşinin ilkokul arkadaşı veli küçük'ün kapıcısıymış" gibi çok mantıklı(!!!) sebeplerle karalanabilir.

4 şubat'tan sonra bazı işçi liderlerinin "ergenekoncu" diye tutuklanması muhtemeldir.
taraf'ın; " 4 şubat tekel eylem planı " diye başlıklar atarak " cuntacı tsk hükümeti devirmek için tekelcileri organize etti " diye manşetler ile süslemesini beklediğim genel grevdir.
ayrıca epeydir ergenekon dalgası olmuyordu. bu grev ile bir tsunami bekliyorum. malum seçim yaklaştı.
sağlıklı düşünen pek çok işçinin destek vermeyeceğini düşündüğüm grevdir.

şimdi başka bir devlet kurumunda çalışan işçisin. tekel den zaten 2 senedir çalışmayan işçi geliyor. aldığı para senin aldığının iki katı. neden destek versin ki.

madem öyle şimdi bütün işçilerin maaşı tekel işçilerininki kadar olsun diyenlerin sesini duyar gibiyim. ekmek bulamayan insanlar da pasta yesinler mi?
(bkz: uyanış)
ankara valiliği yarınki grev için tehtit vari bir açıklama ile bu greve katılacaklar hakkında yasal işlem yapacağını duyurmuş.
aynısını thy de söylemiş. eğer bünyesinde greve katılan olursa hukuki süreç başlatacakmış.

akp valileri ve akp'nin himayesine aldığı kurumlar şimdiden tehtitlerine başladı.
demokratik bir hak olan grevi bile hazmedemeyecek kadar faşist, zavallı bir zihniyet ile türkiye nerede gidiyor diye beni düşündüren durumdur.

şu olanlar akp'nin ülkeye saldığı dehşet ötesi sivil dikta, sivil vesayetin kanıtı olsa gerek.
zira tayyip de genel grev kararından önce kürsüden aynı tehtit vari söylemlerde bulunmuştu.

demokrasi diyenblerin demokratik hak kullanacakları böylesi faşizan bir şekilde susturmak istemesi utanç verici.
gerçi akp döneminde muhalifler, aykırı sesler hep türlü nedenler ile susturuldu ve sindirildi. * * * *
hukuki süreç, yasal işlem vs. düşünmeden, "darbe karşıtları"nın da katılacağı ve sonuna kadar desteklediği grev, mitingdir.

son olarak, belirtmek isterim ki; darbe karşıtı olmak ya da kürt açılımını desteklemek, fettoşçuluk, "akp"cilikten daha ziyade gündemi geçmişin geniş ve derin izleri üzerinden yorumlayacak ve gerekliliğini farkedecek kadar bilgi ve düzey sahibi olmaktır.

işçi yandaşı, liberal politikaları eleştirir. sosyal yandaşlıksa, ayrımlara çözüm bulan politikaları radikalleştirerek sokakta, iktidara baskı uygulamak ve onları adımı genişletmek zorunda bırakmaktır. yoksa, senin dediğin emek yandaşlığı "şeriat"tan korkup -planlar üzerinden- toprak savunuculuğu yapmak vb. günlüklerinden ilerlemiyor. kaldı ki, tekel işçileri de okuduklarınızı anlamasanız bile bir örnektir ki, "birleşen işçiler kazanır!" bu da işçiler arası herhangi ayrımcılığı ve genellersek; insanlar arası ırkçılığı -ki içine sadece topraklar değil, her türlü, "ben değilsen yok ol" menşeilli tavrı ve söylemi alır/beraberinde getirir- yok eder. böylelikle, işçiler güçlerini birbirleri üzerinde kullanmak yerine, gerçek düşmanları olan kapitalizm üzerinde yoğunlaştırarak, aslolan "hak" davalarını kazanmaya yönelebilir ve adım atabilirler.
yakın zamanda yapılması planlanan özelleştirmelerde (şeker, elektrik ve karayollarında) örnek teşkil etmesin diye, tekel çalışanlarının özlük haklarını vermeyen hükümete karşı yapılan eylem.

öyle ki; hükümet çizgisine yakın olan memursen ve hakiş sendikaları dahi bu eylemin dışında kalamayarak katılma kararı almışlardır. yani bu eylemin sağı, solu, altı, üstü yoktur.

düzeltme: memursen desteğini çekmiş ve eyleme katılmamıştır. (bkz: yanar döner)
desteklediğim grevdir.
ONLAR
Onlar ki toprakta karinca,
suda balik,
havada kus kadar
cokturlar;
korkak,
cesur,
cahil,
hakim
ve cocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardir,
destanimizda yalniz onlarin maceralari vardir.

Onlar ki uyup hainin igvasina
sancaklarini elden yere dusururler
ve dusmani meydanda koyup
kacarlar evlerine
ve onlar ki bir nice murtada hancer usururler
ve yesil bir agac gibi gulen
ve merasimsiz aglayan
ve ana avrat kufreden ki onlardir,
destanimizda yalniz onlarin maceralari vardir.
Demir,
komur
ve seker
ve kirmizi bakir
ve mensucat
ve sevda ve zulum ve hayat
ve bilcumle sanayi kollarinin
ve gokyuzu
ve sahra
ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarinin,
surulmus topragin ve sehirlerin bahti
bir safak vakti degismis olur,
bir safak vakti karanligin kenarindan
onlar agir ellerini topraga basip
dogrulduklari zaman.

En bilgin aynalara
en renkli sekilleri aksettiren onlardir.
Asirda onlar yendi, onlar yenildi.
Cok sozler edildi onlara dair
ve onlar icin:
zincirinden baska kaybedecek seyleri yoktur,
denildi.

Nazim Hikmet
izmirde de eshot şöforlerinin ve birçok resmi kurumun da katıldığı türk iş sendikasının önderliğinde yapılan eylem.
izmir de otobüsler yok diye herkesin arabası ile işe gitmesinden dolayı sahil yolu trafiği oldukça sıkışık.
yolda beni arabasına alan amca da çok sık şerit değiştiren araçlara kul hakkımı yiyorlar diye dert yanıyordu.
grevin amacı zaten bir şeyleri aksatıp dikkat çekmektir, bu anlamda başarılı sayılabilir. çalışmak zorunda olsam da, durakta beklemiş olsam da desteklediğim eylemdir.
bahane edip işe gitmediğim ve sonsuz desteklediğim eylemdir.
desteklemediğim eylemdir. tekel işçilerinin yerinde olsam gider 4c li sözleşmeleri imzalar sonra banka hesabımda yatan tazminatımı çeker keyfini çıkarırdım. muhtemelen grevden sonra da çoğu bunu yapacaktır.
haklıdırlar ama yaptıkları ayıptır senelerdir tomarla parayı yattıkları yerden kazanırken sesleri çıkmıyordu biz haketmedik demiyorlardı ama şuan yumurtanın anüse dayanması durumudur o güzelim paralı işleri tehlikededir.
akp iktidarina zararı işciye yararı olucaksa sonuna kadar desteklerim ama tekel işcileri için değil çünkü onlar hakları olmayan parayı senelerdir yiyorlar.
şu anda izmir konak'dan başlayıp gündoğdu meydanına ilerleyen yoğun bir katılım mevcut.
sonuna kadar desteklediğim eylem.
sen hakkı ver, sonra "aman canım sıkıldı geri alıyorum o hakkı" dersen; az bile bu eylem.
bir ay işe yürüyerek gitmeye razıyım ben.
ayrıca tekel işçilerine de helal diyorum.
Artık yeter denilecek grevdir. Türkiye' de özelleştirmedik yer bırakmayan en son tekel'i özelleştiren emekçi düşmanı akp'ye dur demek için bugün genel grev yapılacak.
Türkiye'nin farklı kurumsal yapılarından ve sosyal kesimlerinden destek alan haklı mücedele. Kazanılan hakkın müdafası, yarınların teminatı. sosyal devlet olma iddiasındaki bir devletin, Türkiye'nin, söyleminin iflası.
hürriyet yazarı özgür bolat'ın köşesinde desteklediği grevdir. yazısını tıkladığımızda karşımıza "grevdeyim" ifadesi çıkıyor.
http://www.hurriyet.com.t...sp?yazarid=313&gid=61