ingilizce öğretmenliği bölümünde olduğum için beni etkilemeyecek olan sistem ancak sınıf öğretmenliği vs bölümlerdeki arkadaşlar adına üzücü olan durumdur. ancak sistemi dengede tutmak ve idareyi kolaylaştırmak için dördere bölünmesi mantıklıdır. eksileyeceklere şimdiden teşekkürler.
Fen liselerinin .mına koyacağı kesin olan yasadır. Tosbik düzeni(ankara fen lisesi) kökten etkileyeceğinden güzelim lisemde sert bi telaş vardır.olimpiyatçılara +30 puan yerine +17 puan verebilen bu sistem fen lisesinde çıkaçak dahilerin önünü kesmekte bunları köreltmektedir. yardım edin lan!!! üşüyoz... cümle bile yazamadım ???!!??
ülkede bu kadar genç nüfus varken ve bu nüfusun eğitimi ciddi bir görevken yüzeysel olmaktan öteye gidemeyen değişim.
okul çağındaki çocukların beyni çok basamaklı hafıza kartı değildir.
--spoiler--
Keşke eğitimle ilgili her şey yukarıdaki toplama işlemi kadar kolay olsaydı.
Eğitimin kökü eğ-(eğmek)ten geliyor ve eğitmek de eğip bükmeyi anlatıyor. Bu yüzden çocuklar, gençler okulların kapısından girdikleri andan itibaren eğilip bükülüyorlar ve istendik davranışlar geliştirmeye hazır hale getiriliyorlar. 1923ten beri, bakanlar değiştikte, müfredat sistemleri, uygulamalar, eğitim anlayışları da değişen ve bir türlü yolunu bulamayan bir eğitim sisteminde ırkçı, militarist, cinsiyetçi nesil yetişip duruyor. Eğilip bükülmek istemeyenler için de okul yerine cezaevleri inşa ediliyor.
Son MEB Bakanı, AKP Hükümetinin ustalık dönemi bakanlarından. Yandaş sendikalarıyla bir yıl önce Milli Eğitim Şurasından geçirdikleri kararı pedagojik anlamda işin muhataplarını da katarak konuşmak, tartışmak yerine paldır küldür, Meclisten geçirmeye çalışıyorlar. Gerçi insan hayatının değersiz olduğu bir yerde, sonuçlarını hemen görmediğimiz gençlerle ilgili kararlarda ayrıntılı düşünmeye, tartışmaya ne gerek var? Görünen, kendi dindar nesillerini yetiştirmek uğruna her yol mubahtır üzerinden çalışmalarını sürdürdükleri.
Getirmek istedikleri sistemle aslında 15 yıl önceki ilkokul, ortaokul ve lise düzeneğine tekrar dönüyoruz. Ama bu sefer 5 + 3 + 3 değil de 4 + 4 + 4 yıl. Öğrenci 6 yaşında okula başlayacağı için okul öncesini de böylelikle zorunlunun içine alıvermiş oldular. Yine 8 yıl zorunlu ve sözde parasız.
işin en kritik noktası ortaokul yani ikinci 4 yıllık aşama. Burada öğrenciler 10 yaşındayken başarı (kime göre ve neyin başarısı?) gibi soyut bir gerekçeyle akademik eğitime, mesleki eğitime ya da din eğitimine yönlendirilebilecek. Birçok öğrencinin kendi öznel tercihi olmayacak, tercihler aileler tarafından belirlenecek. Ailenin maddi durumuna, siyasi tercihine, toplumsal konumuna bağlı olarak çocuklar dini okullara, kız meslek, endüstri meslek okullarına yönlendirilecekler ve gelecekleri 10 yaşında belirlenerek eğitimle sosyal ve sınıfsal konumunu değiştirme ya da kadınlar için kendini güçlendirmenin de önü kapatılmış olacak. Zorunluluk 8 yıl olduğu ve genel lise de bırakmayacakları için önü erkenden kapatılan çocuğun, liseye devam etmek istediğinde bile (akademik ve mesleki lise) Anadolu liselerine, fen liselerine gidebilmesi hayal olacak. Çünkü meslek liselerinde stajlarda emekleri sömürülen çocuk işçilerin (motordan cilt bakımına kız-erkek öğrenci fark etmeden) diğer okullarda okuyan akranlarıyla aynı sınavda başarılı olmaları pek de inandırıcı olmasa gerek. Böylelikle özellikle kız çocuklarının fiili olarak önleri kesilmiş olacak. imam hatipler, kız meslek liseleri onları aynı zamanda dindar neslin kadınları olarak da hazırlayan okullar olacak.
Bu yasa böyle geçtiğinde, beş yıl sonra, anaokullarında çocuk anneler, kuaförlerde cilt bakım uzmanı çocuklar, çocuk aşçılar, özellikle de çocuk gelinleri daha çok görmeye başlayacağız demektir.
--spoiler--
türkiyenin laik eğitim sistemini dincileştirme operasyonu. yasa mhp ve akp' nin oylarıyla meclisten geçmiştir. türkiyede yürürlüğe konan, laik cumhuriyetin tasfiye operasyonunun yeni halkası. malum beyni dinle uyuştulurmuş kalabalıklar daha rahat sömürülür. ülkelerinin bağımsızlığının ortadan kaldırırmasına ses çıkarmazlar. yoksulluğa kader olarak bakallar. daha rahat güdülürler. ama bu ülkede çok güclü bir ilerici damar var. bu insanlar harekete geçerse, bu işbirlikçiler bakalım nereye kaçacak.
postal sevdalılarınca beğenilmeyen sistemdir.
bir klasik olarak gene kafalarından ürettikleri fantastik masallarla ülkeyi bölmüşler , parçalamışlar , yoketmişler ve gene "10 sene sonra cumhuriyet/mini etek özgürlüğü/başı açık vs. kalmayacak" diye saçmalayıp. gene kendilerini 15 sonra çocuklarına bu kötü günler hakkında bilgi veren süper postalcı hikayelerini anlatan kişi olarak betimlemişlerdir .
bir gün de bir postalcı çıkıp adam gibi eleştiri yapsa , ne bileyim şu 4 + 4 + 4 sistemini anüsten sallama senaryolarla ülkeyi yoketmedikleri bir eleştiri yapabilse utanmadan ağlayacağım.
arkadaş de ki şuna şuna zararı olur , şundan şundan ötürü halk zorlanır. ama yok. anca üfürük , ülke patlar , godaninyum potansları tepkimeye girer falan filan.
sırf muhalefet etmek için muhalefet eden sistem hala ıkınıyor anlaşılan. basur oldu , bağırsakları pörtledi ama hala ıkınıyor...
tamamen ideolojik gözle bakılan sistem. bu güne kadar iş yerime gelenlerden eğitimle alakalı işlerde çalışan herkese bu konuyu sordum ve en az 20 öğretmenin fikirlerini dinledim. 2 öğretmen karşı çıktı, 2 tanesinin fikirleri pek net değildi, gerisi ise olumlu olduğunu söyledi.
benim alanım eğitim değil, ben sağlık alanında ne olup bitiyorsa ona bakarım ancak eğitim tüm ülkenin geleceğiyle alakalı bir mesele olduğundan az veya çok beni de ilgilendirir. bu nedenle konuyu inceliyorum ama buradakilerin çoğu gibi kulağıma ne çalındıysa onun papağanlığını yapmıyorum.
tüm cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış okuldan daha fazla okul açan, tüm okullara bilgisayar ve bilgisayar dersi koyan (eskiden bizim okulda da 'var' densin diye bilgisayar sınıfı vardı, hani şu çok müthiş anadolu liselerinden birinde. bir ara kapı aralıkken içerideki bilgisayarları görebilmiştim), şimdi tablet bilgisayarları (işin ayrıntısında devlet kazık yemiştir, o ayrı) ve akıllı tahtayı yaygınlaştıran bir hükümetin eğitime zarar verdiğini söylemek cahilliğin ta kendisidir.
eğitimsizlerin eğitim konusunda konuşması abes. önce lise diplomanızı alın sonra bu işlere karışın.
tam anlamıyla saçmalık olan, eğitim sisteminden bir bok anlıyor gibi bir kaç yıla bir düzenli olarak sistem değiştiren düşünürlerin(!) yapmış olduğu yeni oyunu ve bizde ülkecek onların oyuncağı konumunda hababam oraya hababam buraya. arkadaşım sen ilk önce bu ülkenin gerek ekonomik, gerek eğitimsel altyapısını düzelttinde mi bu işlere kalkışıyorsun? bu ülkeyi yeterince mahvettikleri yetmezmiş gibi her gün yeni bir düzenle geliyorlar karşımıza. daha ne kadar batırabilirsin, ne kadar köreltebilirsin? etrafta oyuncaklarıyla, kafalarında hiç bir dert olmaksızın koşturan o küçücük çocuklar nasıl meslek seçebilir arkadaşım? hadi bunu senin mantığın almıyor ki almasını da beklemiyoruz zaten fakat diğer insanlarda mı bunları göremiyor anlamıyorum. okullarda seçmeli kur'an-ı kerim derslerinin ne işi var? ha bir de seçmeli evet seçme hakkı tanırlarsa eminim seçmeli olur. eğitim yuvasında "din" öğelerinin anlamı ne? gitsin öğrenmek isteyen başka yerde öğrensin bunun için yapılmış bir sürü kurs var. yok bu ülke, bu insanlar akıllanmaz o körelmiş beyinlerle her gün geriye doğru bir adım daha, bir adım daha ve en sonunda bizim hiç olmak istemediğimiz fakat onların tam da olmak istediği yerde olacağız. sizin yürüteceğiniz ülkeyi de, yapacağınız eğitim sisteminizi de sikeyim!
imam hatiplerin ortaokul bölümlerini kapattırabilmek için 5+3+3 sistemini zorunlu eğitim ayağına 8+3 yapınca iyi şimdi 4+4+4 12 yıl zorunlu yapınca kötü.
yürüyün gidin artık şu ülkenin istikrarına gölge düşürmekten arsız azınlık gurupları!!!
yıllar yıllar önce sırf imam hatipler işlevsel olmasın diye değişebiliyorsa eğitim sistemi bugün sırf bunun için değiştiği düşünülse bile yadırganmaması gereken durum.
artık alttan gelen yeni nesilin yavaş yavaş asalak hale gelmesine yol açacak bir sistemdir. büyük ihtimalle seçmeli kuran dersi gibi saçmalıkları seçmeyen öğrenciler dışlanacak, fişlenecek ve psikolojik baskı uygulanacaktır, ayrıca seçmeli kuran ve benzeri derslerde kızlar "dinin gereği" olarak türbanı takacak ve yavaş yavaş türban okullara ve çeşitli devlet makamlarına iyice oturacaktır, alttan yavaş yavaş sözde "dindar" olan tek düze düşünen koyun bir nesil türeyecektir. ayrıca da "kuran", "hz.peygamberimizin hayatı" gibi derslerin seçmeli bile olsa okulda öğretilmesine son derece karşıyım, çünkü herkes müslüman olmak veya bir dine inanmak zorunda değil. bugünlerde sözde "müslümanız" diyen adamlar günümüzde haram para yiyor, başkasının hakkını gaspediyor, vergi üstüne vergi ile devletini soyuyor ve dini kullanarak insanları uyutuyorlar. kaldı ki bugün "din" gibi bir kavramın öğrenilmesi okulda din dersleriyle değil de kişinin kendi isteği doğrultusunda kendi kendine öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. yeni nesilin ve türkiyenin ilerdeki durumuna gerçekten üzülüyorum.
edit: ayrıca o yaştaki çocuğa "gerçekten" din eğitimi verilecek ise bütün dinler(deizm,ateizm,agnostizm,hristiyanlık,islam,musevilik vb.) hakkında önce düzgünce bilgi verilmeli sonra bunlar arasından seçim yapması istenmelidir.
eğitim konusunu kimsenin sallamadığının göstergelerinden biridir. işin ehli (!) şahıslar bir araya gelmiş, taktik değiştirir gibi eğitim sistemi değiştirmiştir. hayırlı olsundur.
yalama olmuş eğitim sistemini iyice lağıma çevirecek sistemdir. eğitimciler tarafından da tepki ile karşılanmıştır. ama ileri demokrasilerde hak aramak böyle birşey...4+4+4 protestolarında öne çıkan şey, polisler tarafından gaz,cop,tazyikli suyla kovalanan o insanlar... belki de o polislerin çocuklarinin öğretmenleri...ve onlarin çocuklari için meydanlardalar...
kendisini 'demokrat' olarak tanımlayan akp'nin 'ileri demokrasisi'; eğitim sistemine yapılmak istenen dini müdahale ve bu müdahaleye karşı bilimsel, özgürlükçü, parasız ve eşit eğitimi isteyen yurttaşlara yönelen saldırı ile gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu.
akp hükümetinin eğitim sistemine yaptığı müdahale ile düşünsel ve inanç özgürlüklerinden yana olmadığını gösterdi, şu üstelik bu anlayış bir taraftan küresel sermayenin ucuz işgücü talepleri ile de bütünleşirken, diğer taraftan din savaşlarının, cadı avlarının yaşandığı orta çağ vesayetini, gaz+cop+dayak zoruyla ülkemize dayatmaktadır. yıllardır mağdur edebiyatı yapanlar, bugün iktidar gücüyle çok daha büyük mağduriyetlerin altına imza atmakta en ufak çekince göstermemekteler. akp hükümeti'nin demokrasisi sendikalar, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri gibi örgütlü yapılara değil, yalnızca cemaatlere ve tarikatlara kucak açmaktadır. tüm demokratik kurumlar üzerindeki baskı arttırılırken, işyerlerinde göstermelik demokrasinin kurumları olarak sarı sendikalar dayatılıyor. kamu emekçilerinin gerçek temsilcileri olan ve fikirlerini her şeye rağmen korkmadan söyleyen kamu emekçileri sendikaları konfederasyonu ise dayak ve gazla terbiye edilmek isteniyor.