bugün

anlaşılan bu sene 0-0 ların takımı olucaz. takım pozisyon üretemiyor. maçı 0 pozisyonla evet bildiğimiz
0 pozisyonla bitirdik. sene başında bas bas bağırdık iyi bir golcü ve oyunkurucu diye. koskoca transfer
sezonunu ıska geçtik. geçen seneki takımdan fark yaratacak tek oyuncu nihat. ama o da hazır değil. yıldırım
demirören'e selamlarımı iletirim. demek ki şampiyonluk bazı yanlışları örtmüş. maça resmen üç önlibero ile
çıktık. uğur beşiktaş'ın oyuncusu mu? erhan gidiyor geliyor ama iş yok. bugün santraforsuz takımda, nihat'a
habire top şişirdi. hepsi de dışarı. nihat hayatında kaç kere kafa golü atmış. ikinci yarı nobre girdi,
bir tek kanat atağımız yok. takımın geçen seneki havası gitmiş.
0-0 biten maç.

çok şey yazabilirim bu maçla ilgili, çok sinirliyim, çok kırgınım, ama yazmıyorum.

ben dahil tüm beşiktaşlılara şu bakınızı armağan etmekle yetiniyorum sadece:

(bkz: the güzel futbol that never comes)
şampiyonluk yarışının uzak ara galatasaray ile fenerbahçe arasında geçeceğinin sinyallerini veren maçlardan biri olmuştur. beşiktaş yönetimi ve teknik ekibi geçen sene kazanılan şampiyonluğa çok güvendiler, ancak ortada bir gerçek var ki geçen sene bu yarışta galatasaray ve fenerbahçe yoktu. ucuz bir şampiyonluk kazanmıştı beşiktaş. bu iki takım şampiyonluk için sezon öncesi ciddi transfer atılımları yaparken beşiktaşın mütevazi kadrosunu bir kaç orta düzey transferle güçlendirmesi onu ancak lig 3.lüğüne taşıyabilir. ahan da buraya yazıyorum.
beşiktaş'ın yaz boyunca yattıgını gosteren karsılasma.yaz donemi nedeniyle boyledir umarım cunku besiktas'ın eylule kadar kendisini toparlaması lazım sampiyonlar liginde basarıya ihtiyac vardır ulke puanı icin.
ben demiştim demek istemiyorum ama kendimi tutamıyorum işte bu bjk böyle devam ederse tüm maçlar alt veya 0 devam eder arkadaş yani taaa baştan beri söylüyorum.

geçen seneki şampiyonluğun etkisindeki bjk'nin bu sene şampiyonluk yarışına gs ve fb'nin katılmasıyla birlikte ligde pek şansı olmayacağını gösteren önemli maçlardan biriydi. yaratıcı bir orta saha veya forvet arkası transferi şart.
serdar özkan'dan biraz zolsun kurtulduk derken onun kontenjanını uğur inceman'ın aldığını gördüğümüz maç. yahu bu takımda illa bir çok kötü olmak zorunda mı arkadaş. zaten uyuz oynadığımız bu maçta nadir de olsa hızlı atağa kalakabilecekken uğur'un yavaşlığı, top kaptırmaları pas hataları sinir etti.
bir de beşiktaşımızda anlaşılamaz bir telaş var. ayarsız pasların haddi hesabı yok. pası alan önce bir zar zor kontrol etmek zorunda kalıyor. ya çok sert geliyor paslar, ya kafaya, ya ortaya kapabilirsen artık. gençler çok daha kontrollü, çok daha kaliteli paslar yaptı.
beşiktaş taraftarının 90 dakika uğur inceman'a maruz kaldığı karşılaşma, ben dahil.

ikinci yarı başlarken beklenen uğur-nobre değişikliği yerine fink-nobre değişikliği yapılınca ilk yarıda beşiktaş lehine olan topa sahip olma ve iyi pas trafiği bir anda gençlerbirliği lehine döndü.

oyunun geneline bakınca galibiyeti kaçıran gençlerbirliği diyebilirim.

ama demiycem.
denizliboy'un kaynayan kanı sayesinde delikanlılık damarlarında patlama yaşanınca ve buna mukabil macera aramaya başlayınca tüm beşiktaşlılar için eziyet haline gelen karşılaşma. ulan gençlerbirliği karşısına 3 önliberoyla çıkılır mı göz var izan var allahaşkına. hadi 2. yarı düzeltecek hatasını diyoruz, mr. topezici inceman yerine ilk yarı her yere koşan, top alan, en iyi pas yapan; kısacası takımın en iyisi olan fink'i çıkartıyor. diyorum ya kanı kaynıyor herhalde herifin. bir pozisyon bile yok maçta bu nasıl şampiyon takım? transfer yapılmazsa ve bu mantaliteyle devam edilirse denizli 12. haftada falan kovulur zaten. bu kadar olmaz ki canım deneme tahtası mı takım. madem kafanda belli oyun şablonları var, sezon başlamadan birkaç hazırlık maçı daha yapsaydın. böyle ezbere oyun mu olur? umarım birkaç haftaya takım toparlar yoksa işi çok zor. bu arada bahsetmeden geçemeyeceğim, bu rıdvanı biraz oynatsa iş var bu çocukta. 45 dakikada bile hissettirdi kendini. inceman da bu takımın topçusu değil.
berabere giden maçta sağ ve sol bek değişiklikleri ile skora etki etmeye çalışan mustafa denizli'nin bize saç baş yoldurduğu müsabakadır. ibrahim üzülmez'den sonra ilaç gibi gelen ismail köybaşı ile başlamıyorsun ama 75 ten sonra deliyi çıkarıp yerine ismail'i alıyorsun.

gençlerbirliği'nin ilk iki maçı berabere bitmiş ve katı savunma yapan bir takım. mustafa denizli'den daha iyi bildiğimi iddia etmiyorum ama bu maça holosko ile başlamak nasıl bir tercihtir, onu da anlamıyorum. holosko açık alan futbolcusu ve kapalı defansları açmakta zorlanıyor. ve aylardır konuşulduğu üzere beşiktaş'ın en büyük eksiği adam eksiltecek, araya paslar verebilecek bir "on numara".

vel hasıl kelam tatsız tuzsuz, zevksiz bir maçtı. oturduk arkadaşlarla sabrımızı sınadık izlerken.
90 dakikası 0-0 tamamlanan heyecan fırtınası.

beşiktaş'ın maçtaki en etkili pozisyonu, sakatlık sonrası tello'nun centilmenlik gereği kaleciye teslim ettiği toptu. topun kaleye doğru yönlendiği tek pozisyon olduğu için biz taraftarları kısa bir süre heyecanlandırmıştır.

ayrıca beşiktaş'ın maçtaki en etkili futbolcusu sakatlığı sebebiyle oynamayan bobo'dur.

umutsuz değilim, sadece kızgınım giden 600 tl yüzünden. eğer kuponum tutsaydı takıma 10buçuk numarayı ben transfer edecektim, kendileri kaybettiler. ayrıca bu maçı istisna tutuyorum çünkü erhan-üzülmez-sivok-hakan-inceman-fink bu sene bu takımda oynamayacaklar, sadece yedek olacaklar*. bobo-yusuf-toraman-delgado-ekrem-nobre-köybaşı-rüştü ve en az 1 transfer yapılacak. bu isimler ilk 11'de oynamaya başlayınca ve nihat-ferrari-ernst-tello form tutunca daha iyi bir görüntü olacağı nettir.
Beşiktaş'ın gerek futboluyla gerekse de aldığı sonuçla kimseyi şaşırtmadığı maçıdır. yıldız bir 10 numara alınmazsa bu takımın bu seneki en iyi yeri 3.lük olur. Beşiktaş yine yener yenilir, derbileri kazanır kaybeder ama şu açıkça görülüyor ki 34 haftalık uzun bir lig maratonunu, 6 maçlık şampiyonlar ligi ve bir o kadar da türkiye kupası maçlarını bu oyuncu topluluğuyla çıkaramaz. beşiktaşlılar geçen seneki şampiyonluğu kutlamaya devam etsinler, bu sene için ise boşa umutlanmasınlar.
maçın zevkli geçip geçmediği hakkında yorum yapamayacağım zira ben sadece erhan güven denen topçuyu izleyip, futbol anlayışını çözmeye çalıştım karşılaşma boyunca.
manyak bi topçu lan bu, öyle böyle değil tam manyak! futbolun diğer, daha önce hiç görülmemiş bir yüzünü gösteriyor adam izleyenlere.

herifçioğlu ceza sahasına orta yapıyor; top, takım arkadaşlarını siktir et rakip futbolcuların bile olmadığı yere gidiyor. garip bi futbol anlayışı valla. şizofreni falan olabilir. galatasaray doktorlarına bi göstersin kendini.
Sivok'un kırmızı kart görmekten hakem sayesinde yırttığı maç.
ligin orta sıralarını ilgilendiren kalitede bir maç olmuş ve sonuçtada golsüz beraberlik ile bitmiş karşılaşma .
herkes yıldız 10 numara istiyor ama 10 numara yada 10.5 numara beşiktaş'ın sorununu çözmez. sorun şu anda oynatılmak istenen sistemde. 4-3-3, yer yer 4-1-3-2 ye dönen beşiktaş'ın şu anki oynadığı sistem türk ligine uymuyor. geçen sezon 4-4-2 ile şampiyon olan beşiktaş bu sene takımı hücuma teşfik eden 4-3-3 sistemiyle oynuyor ama gol atamıyor. demekki burda büyük bir sorun var. sen 10 numara alsan da bu sorun çözülmez. senin 4-4-2 ye dönmen lazım. ek olarak canlı bomba halinde gezen sivok'un acilen defanstan uzaklaştırılması lazım.

-------------rüştü----------------

i.kaş---toroman--ferrari---i.üzülmez

ekrem----ernst-----tello------ismail---

--------nihat------nobre------------

bu sistem bence beşiktaşın eldeki ve evdeki imkanlarla oynaması gereken sistemdir. kesinlikle bir yaratıcı bir ortasaha oyuncusu alınmalıdır ancak sistem değişmeden pek bir şey değişmez.
beşiktaş'ın bu sene hiç bir şey yapamayacağının göstergesiydi adeta. daha pozisyona giremiyorlar.nihat'ın yararı yok sadece fazlalık. mustafa denizli'nin oyuna müdahalesi sıfır. gençlerbirliği'nin bu maçı vermesi sadece tecrübesizliğinden kaynaklanıyor. ayrıca sivok'a verilmeyen kırmızı kartta cabası. neyse bana düşmez beşiktaş'ın durumu. ama görülen köy klavuz istemiyor.
beşiktaş'ın yine kanser ettiği maç olmuştur.

3 oyuncu değişiliğinin 2'si sağ/sol bekler olmuştu ki bu durumun ne kadar vahim olduğunu göstermektedir. hele ki erhan güven denen çocuğun beşiktaş gibi bir takımın sağ kanadını kullanıyor olmasını ise aklım almıyor.

gönder anadoludan bir klübe adamı. pişsin ama burada değil. elinin altındaki takım bu sene şampiyonlar liginde mücadele edecek kendisinden 3 gömlek üstün takımlarla. bunu erhan güven'in süper(!) ortaları sayesinde mi başaracak?

lütfen biraz insaf edin, tranfer dönemi boyunca kan ağlattınız ses çıkartmadık, bari bu takımın varolan iskeletinin içine sıçmayın. çifte kupa gibi güzel ve gurur verici bir başarıya imza atmış takımın bu politikalarla yönetilmesi en az bi 5 yıla daha mal olur.

yanıbaşındaki takımlardan bari örnek al ulan yönetim.
maçı izleyip oynanan saçma sapan futbola ve hakeme sinir olma arası gidip gelmenin ardından, yazılan girileri ve haber sitelerindeki yorumları ayrıca rakip takım taraftarı arkadaşların fikirlerini duyunca hoşuma giden bir hale girmiş maçtır.

nitekim rakipler, çoktan şampiyonluk koltuğuna koltuk kapmaca oynayan iki koca popolu teyze misali sıkışmaya çalışıyorlar. artık beşiktaş'a da 3.lük düşermiş yani.

ha peki... oldu.

eğer ligin ilk haftalarının sonuçlarına göre şampiyon çıksaydı anadolu lig kupalarıyla dolu olurdu.
eğer ilk haftalarda oynanan maçların sonuçlarından şampiyon çıksaydı meşhur 2003-2004 sezonunda beşiktaş ilk yarı ezip geçmişti tüm takımları, her hafta 5er, 7şer atıyordu, sonuç ne mi oldu? açın bakalım o sezonun lig çizelgesine.
eğer ilk haftalardaki maçlara göre şampiyon çıksaydı geçen sene sanırım başkaları şampiyon olurdu.

geçen sene x'ler kötüymüş bu sene x'ler iyi. vah vah. geçen sene bu takım ligin ikinci yarısında tam 41 puan topladı. bunları nereden aldı sence? o x'lerle oynadığı 2 maçtan mı aldı yoksa geriye kalan 15 takımla oynadığı maçtan mı?

rahat olun, özellikle beşiktaş'lılar rahat olsun.
hatta rakipler de rahat olsun, nasılsa kadroları iyiymiş, rakipsizlermiş. tamam o zaman herkes mutlu işte.

bu takıma daha toraman, ekrem, delgado gelecek, nihat ve bobo form tutacak. takımın düzeni oturacak, oyuncular birbirine alışacak. bu böyle devam etmeyecek.

bu takım layik olduğu yere varacak,
pek çok kimsenin de yiyeceği çok söz olacak.