hafta sonu aile bireylerinin pikniğe gittiklerinde yaptıkları eylem, evde yenilince ilkellik diye nitelendirilen durumsa piknikte ne diye nitelendirdikleri merak edilen yemek yeme türü.
yenen yemeğin yerle arasındaki mesafe, onu yiyen insanın modernliğine ivme kazandırmaz.yemeğin konduğu zeminin sofra ya da masa olması da yiyene bir gelişmişlik payesi sağlamaz.modernlik, tabakların değil zihnin irtifasıyla ilişkilidir.zira yemek yerken götün yerde ya da sandalyede olması o yemeğin muhtevasını zenginleştirmez.ama yemeğin muhtevası boşaltım sürecinde götün işlevine etki eder.
hadi bunları bir kenara koyalım da masada yemek yemek/modernizm eşleşmesi neticesinde elde edilen katma değerle hareket edelim,yani yemeği masada yemeyi sahici bir modernite vesilesi sayalım, aynı eylem benzeşmesiyle modernliğini yakaldığımız amerikan ordusu bir düğmeyle bölgeleri nakavt ederken biz otuz kiloluk yüklerle dağ bayır dolanıyorsak bu hala o masadan kalkamamamızla alakalıdır.
ayrıca çöpten ekmek toplarsa belki o sofraya daha insancıl yaklaşacak olan yemekteyiz eşrafının ekran karşısında yemek masasından verdikleri vahşi ilerlemişlik pozları o masum masaların ne kadar seviyeli bir atmosferin parçaları olduğunu kusuyor bize..sofra edepsizliğini tetikleyen öge masadır demiyorum ama bir yer sofrasında karnını doyurma mücadelesine girişmiş bir 4 kişilik grubun ayyy bu etin içi pembe pembe duruyooo,sofra düzeni hiç alışık olmadığım bir tarzdaaaa dediğini görmedim duymadım.
aslında toplumsal gündelik alışkanlıklar dünyanın neresinde olduğumuz konusunda ipuçları vermeye hazır bir sunum gücündedir fakat bu sıradan davranış biçimleriyle kategorize edilen belirli gelir grubuna dahil insanlar ilerlemeyi her öğünde karınlarının esaslı bir doyumla sofrayı terketmek olduğunu iyi bildikleri halde, onlara modernizm; karnınızın doymasından ziyade sofranızın masanın üzerinde olması gerektiğidir tavsiyesine mindere gömülü götleriyle gülerler.çünkü doğal seleksiyonu anlatmadan evrilmelisin,taksonomiyi izah etmeden türleşmelisin dendiği için bu millet modernizmi,modern olanın yaptığını taklit etmek olarak algılamadı mı?şapka tak avrupalı gibi ilerlemiş ol,harfini değiş harfini benzettiklerin gibi büyük olmuş ol mantığıyla, kendini bırak başkası ol denen bir halk devlet eliyle modernleştirilmeye bırakıldıysa şimdi masada yemek yediği için asli modernizmi yakaladığını zannedip, yaklaşık 80 cm daha aşağıda yemek yiyeni kara cahil ilan eden insanın sol eline bıçak sağ eline çatal verin gerçeği gördüğünde elindeki modern yeme araçlarıyla kafayı yer ama o sofradan da aç kalkar.
masada sandalyede insan gibi yemek yemek varken , yerde yemek yemeyi ilkellik saymayan insnalar göçebe hayattan yerleşik yaşama henüz tam geçememiş , şehirlileşmekte direnen köylülerdir.
zaten şehirlerimizin bu kadar berbat olmasının sebebi de bu göçebe kafadır.
bu insanlar çatak bıçak kullanmasa da olur. eskiden çatal bıçak mı varmış. çorbayı da araplar gibi elleriyle içsinler. hatta küvet de yaptırmasınlar evlerine leğende yıkansınlar.
piknik alanlarında, yıllanmış bir çınarın altına serilmiş ya da çam ormanında beyaz bir örtünün üzerine, binbir emek ve hevesle hazırlanmış yiyecekleri koyduğumuzda; kene sorununu bile unuttuğumuz zaman, yanımızda ailemiz ya da dostlarımız varken 21. yy kavramını dahi hatırlamadığımız olaydır. önemli olan paylaşmaktır sevgiyi, emeği ve heyecanı...
bu yüzyılda yemek yemek kadar yanlış bir davranıştır. mesela artık belirli tatların/yiyeceklerin kapsülleri var. doğrudan onlar kullanılmalıdır. yemek yemek te neymiş. ekmek felan çok itici. yahu pes. kime ne kardeşim kim nerde yerse yer. bir bu kalmıştı karışılmadık. bari oturulacak masanın köşeli mi, yuvarlak mı vs. bilgi verilseymiş. bu çağa hangisi gidiyorsa artık.
biz öğrencilerin masa alcak parası olmadığı için sokaktan topladığı gazete kağıtlarını yere serip, üzerinde makarna, patates kızartması vs yedikleri durumdur yerde yemek. Yüzyıl sayısı 21de olsa 38de olsa öğrencinin masaya vercek parası yoktur.
21. yüzyıla gelip hala başkalarının tercihlerini sırf kendi *mantığına uymuyor diye ilkellik ve göçebe kafa olarak nitelendirenlerin aksine insanın kendi tercihi doğrultusunda evinin içinde istediği gibi yemek yiyebileceğini hesaba katarsak çok normal bir durumdur. icabında ekmeğin arasına birşeyi doldurup koltukta yemek gibi. masa alacak parası yoksa, evde masa koyacak yeri yoksa, yahut yerde oturmayı seviyorsa bir insan sırf modern!!! * çağa uymak için mi sevdiği yahut yapmak zorunda olduğu şeyi değiştirecek. parası yokken gibip evkurdan masa mı alcak? iki ekmeği zor alan insanlardan bahsediyorum ben burada. adam karnına giren ekmeğin hesabını yaparken yemeğini nerede yediğinin ne önemi var ki? yerde yemek de masada yemek gibi bir tercihtir. icabında sandalyede de yerim. icabında tepside de. ilkellik bunu ilkellik olarak görenin kafa yapısındadır. asıl ilkellik 21. yüzyılda insan tercihlerine saygı duymamaktır. **
böyle ailecek ya da arkadaşlarla , hemde öyle üç beş çeşit değil, bi çeşit yemeğin olduğu, bu tava veya tencere ile artık ne olursa ortaya konduğu, yiyenlerin masadan ziyade niyeyse daha bir lezzetli yemek yediği kendi açımdan defalarca denenmiştir.. çünkü bu samimiyetin, birliğin , rahatlığın daha bir hissedildiği aktivitedir yer sofrası..arkadaşım öyle rahat ediyordur belki adam.. bunun ilkellikle ne ilgisi var? eskiden masamı varmış gibi bir söz kullanmak istemiyorum ama, değil 21. yüzyılda 50. yüzyılda da devam ettirliyorsa bu iş , ne mutlu ki hala özümüzü unutmamışız demektir.
biz masada yemek yemeyide biliriz, yerde bağdaş kurup yemeyide. biz türküz arkadaşım..
kap ordan bir çiğköfte bakalım ?
masada yemek yemekle uygar olunmadığı gibi yerde yemek yemenin de ilkel olmadığını gösteren durumdur. yerde yemek yemek rahattır. ayaklarını aşağıya sallamak zorunda değilsindir.
bunu yapan insanlara ilkel demek doğru değildir hala anadolunun bir çok yerinde yapılmaktadır. ve gayet doğaldır sanane adamların (bkz: keyfinin kahyası) mısın.
21. yüzyıla kadar devam etmiş olan ve bunlar sonraki yüzyıllarda da devam edecek olan, halkımızın büyük bir çoğunluğunun gerek maddi imkansızlıklar ve gerekse yaşanılan yerin kültürel yapısı nedeniyle devam ettirmekte olduğu, Peygamber Efendimizin (s.a.v) sünneti olan eylemdir.
21. yüzyılda nasıl halen hepimizin lüks araçları yoksa ve işimize yürüyerek gidiyorsak bu da o kadar normal olan bir şeydir nitekim.
(bkz: milletin derdi seni mi gerdi)