bugün

başbakan,spor bakanı,spor idarecileri.
çok fazla cevabı olan soru. yalnız benim anlayamadığım bir şey var kaybeden ya da başarısız olan her sporcu verdiği ropörtajda "kendimde değildim ne oldu nasıl oldu anlamadım" diyor. herkesin bahanesi aynı. bir suat kılıç kendinde galiba bizim kafilede. bir umutla hergün sevgi kelebeği gibi toz pembe tablolar çiziyor, millete yalanlar söylüyor "dün alamadık ama bugün kesin" gibi şeyler söylüyor. hakikaten çok ilginç, ne kadar kendinde olmayan sporcu varsa hepsi bizim kafileye doluşmuş.
(bkz: olimpiyatlardaki başarısızlığın sorumlusu kim)
sporcuları sadece ve sadece "kazanmaya" odaklayan zihniyet. spordan zevk almayı keşfettiğimiz anda başarı da beraberinde gelecektir.
kemal kılıçdaroğluna sordular erzurumda neden yağmur yağmıyor diye o da dediki tabiki akp,havanın suyun bereketi kalmadı

ee bununda sorumlusu akp dir büyük ihtimalle,çünkü myneti okuyorum geçen gün yorumları,california da görülen ufonun nedenide akp imiş...
(bkz: bunların hepsi amerikanın oyunu)*
bu işin suçunu da cumhuriyet halk partisi ve kemal kılıçdaroğlu na yüklerlerse pes artık derim.
dünkü hürriyet'de, abbas güçlü'nün kendince bir sebep getirdiği olaydır. ona göre bu başarısızlıkların sebebi, bütün gençlerin spor yapmak yerine dersaneye gitmesidir. kısacası gençlerin ve ailelerin türkiye'de hayatı garantiye alan şeyin spor değil de eğitim olduğunu kabul ettiklerinin göstergesi.
ruhsuzluktur.
sadece madalya ya endekslenen olimpiyat oyununun getirdiği bir sonuçtur ve sorumlusu aç gözlü federasyon başkanlarıdır. sırf başbakan bize daha fazla bütçe ayırsın da bizde daha rahat yolumuzu bulalım düşüncesine sahiptirler. ne spordan anlarlar nede psikolojisinden.
göbekli, takım elbiseli adamlar siyasette yükselmek için sporu kullandıkları sürece ne alınan madalya madalyadır nede nede kazanılan başarı.
özet:allah belanızı versin federasyonun ibneleri
tabi ki hersene birşeyler değiştirdiğimiz eğitim sistemi.

çocuklar ve aileler bu belirsizliklerle dolu ortamda çocuklarını spordan önce iyi eğitim görebilecekleri okullara gitmesi için motive ediyor ve o yönde beklentiler oluyor.

çocuk maçtan sonra eve gelmiş heyecanlı heyecanlı anlatıyor

- baba bi goller atmışım bugun hiç sorma offff offff

+ [çatttt ....] seni eşeğoğlu bende diyorum ne çabuk ayakkabı yırtıyor bu adam

+ ulan bi günde şu sınavdan bu puanı aldım diye gel yanımıza
(bkz: trt spor)
tek tek şu bu diye suçlayarak içinden çıkılamaz bu durumun.
bir kere bizim insanımızda spor diye bir olay en azından çoğunlukta yok.
bundan ötürü profesyonel olarakta bu işle uğraşanlar az, ilgi az, altyapı neredeyse yok,
sonrada 4 yılda bir televizyonu açıp aman biz böyleyiz işte gidip rezil olup geliriz dememek lazım.
belki de kaç tane yetenekli insan spora profesyonel anlamda yönelemiyor bu ülkede bunları da düşünmek lazım.
acaba kaç aile ciddi anlamda çocuğunun bu işlerle uğraşmasını, her şeyi geri plana atıp
kendini spora vermesini istiyor bu da ayrı bir mesele. elin avrupalısı kurmuş akademileri antrenör fazlalığı var adamlarda
başka ülkelerden gelen sporcuları da eğitiyorlar. yok hocam bizim insanların zihniyeti farklı baştan kaybediyoruz,
bundan dolayı öyle pek birşey beklememek lazım olimpiyatlarda falan.
Londra'daki hava durumu. insanın içini karartmaya yeter de artar.
(bkz: günah keçisi)
eğitimsizlik ve ilgisizlik.
ben değilim.
dört yılda bir olimpik sporlarla ilgilenirsek daha çook başarısızlık yaşarız.
tek suçlusu herkestir. suçlu aramanın anlamı yoktur.
orta dereceli okullardaki beden eğitimi öğretmenleridir.

evet...

75 milyonluk ülkemizde 80 milyon kişinin beden eğitimi dersi 5 üzerinden 5 gelmiştir. madem tablo böyle en az 25 altın madalya almamız gerekmez miydi olimpiyatlarda?

5 vermeye devam edin öğrencilere.

güvercin takla bile atamayan lavukları geçirin, turnike bile beceremeyen ibişleri, manşet nedir bilmeyen dangozları mezun edin okullardan aferin...
2016'da da tartışırız biz bunu 2020'de de.

ne de olsa üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede olup, donla şamrelle denize giren utanç abideleri ile aynı havayı soluyoruz...
ilk taşı en günahsızı... oha ne diyorum lan ben!
tanım: ayıp etmiştir.
ergenekon diye düşünüyorum.
verilen ödüllerdir. teşvik ödülünde dünya dördüncüsü olmuşuz. fakir miyiz lan biz!?? culsuz muyuz amk biz? nasıl 4. oluruz!
mantık dışı düşüncelerle bir yere varılmaz spor deyip geçtiğiniz alay konu ettiğiniz durum için insanlar yıllarca ter döküyor ve bu kadar küçümsemesek ülkemizde biraz daha önem verilse spora mesela parklara yapılan basketbol sahalarında içmek yerine bir basketbol oynaya bilirsiniz.