bugün

görsel
6 yaşında kız çocuğunun annesinin topuklu kırmızı ayakkabısını giyip salonda yürümesi gibi durum olmakta, aykut kocamanın fb de teknik adamlığı.

on numara küçük geliyor aykut hoca.

not: tam olarak yılmaz vurallık maç idi.
ahhh ah! yılmaz hoca bu kadro ile bu maça hoca olarak çıkacaktı ki, gör bakalım fb böyle mi son dakikaları yaşar idi?
yine aykut kocamanın takımı katlettiği maç.ulan illa her avrupa maçında öne geçtiğimizde takımı geriye çekmemiz mi gerek? böyle bir şart mı var? bir de alex ile sowu alıp bienvenuyu sokması çok dahiyaneydi.bu korkak futbolla fenerin işi zor.
"kocaman" bir hayal kırıklığı...
yazacağım her şey doğrudur, galatasaray taraftarıyım arkadaşım da fenerbahçe taraftarı ikimiz de fanatik değiliz ama avrupa maçı kaçmaz diye dün galatasaray maçını izlemek için kahveye gittik gs üzdü, bugün fener sevindirir diye gittik kahveye maç şifresiz olmasına rağmen ortam olsun diye, fenerbahçe şahsen beni şaşırttı 60. dakikaya kadar ben maçın bu kadar kolay gideceğini düşünmüyordum şahsen ama caner akla zarar bir gol attıktan sonra ikinci yarıda alex in muhteşem kafa golü ile ben de dedim bu iş bitti ama bir baktık ki golden sonra ayküt( askerdeki kalas yazıcımıza sesleniş şeklimiz 5-7 den gelene 7-10 yazabilen adam) demek istiyorum hoca alexi çıkardı niye? neden? ne izleyen anladı ne de alex hatta bariz çıkmak istemiyordu zaten o bile şaşırdı, sonra fb li arkadaşım bak sana söylüyorum bu maç bu dakikadan sonra elden gider dedi ben de içimden git işine demek istedim ama haklı çıktı fener geri çekildi marsilya oynamaya başladı marsilya bastırdıkça fener açık alan buldu ama bienvenu sağ olsun pozisyonları piç etti ayküt de izledi orada, sonra gol resmen geliyorum diye diye 2-1 oldu maç, maçın son dakikaları arkadaş telefon çaldı ailesi çağırmış gitmem lazım dedi ya dedim 2 dk kaldı bekle kapıda kalmışlar anahtar ben de dedi gitti, son dk yı ayakta çıkmayı beklerken izledim son pozisyon da olmaz dedim olan oldu tüm kahve küfür kıyamet oldu bir anda, arkadaşın da olumsuz tahmini tuttu ne yazık ki(arayıp söyledim o da beklemiyordu tahmininin tutacağını 2 dakika önce galip bıraktığı takımı berabere bitirmişti maçı), bence aykut hoca alexsiz de yaparım inadından vazgeçmeli yoksa kendi kuyusunu kazacak, 3-0 bitebilecek bir maçtı 2-2 bitti sayesinde resmen yazık oldu.
demek ki neymiş?
old trafforda manchester'ı ezip, yenemeyen galatasaray'a laf yapmadan önce bir de kendinize bakmanız gerekiyormuş.

galatasaraylıyım ama üzüldüm bu beraberliğe. kendi ülkemizin takımına karşı elin fransızını tutacak değiliz ya amk bazı ibneler gibi...
yalnız dünkü maçtan sonra bu mahalle maçı gibi geldi amk.
dengimiz yok şu ligde be. 17 takımı topla galatasaray etmiyor.
2-ci yarı ortalarında değişiklikler, bienvenu gibi kendi gitmiş ruhu kalmış oyuncunun oyuna sokulması, alex filan bunları da geçelim, olabilir, büyük teknik direktörler de hatalı ve ya alakasız değişikliler yaparlar zaman zaman.

asıl olay bence şu: futbol bilgisi bile olmayanın görmemesi imkansız olan şeyi fener antrenörü her nedense görmezden geliyordu, 2-1 gibi tehlikeli bi skorun üzerine hemen hemen takımın tamamını geriye çekip yatarsan o zaman doğaldır ki oyunun kalan bölümü senin için tehlike çanları sürekli durmadan çalacak. rakip orta çaplı avrupa takımı olan marsilya son 15.dk 8-10 kişile öyle rahat rahat top sürüyordu ki fener yarı sahasında adeta gol yoldayım, rötarlı da olsa gelyom diyordu.

ulan artık golü düşünmüyorsan skoru tutayım diyorsan eyvv bu da kabul, ama hiç olmazssa orta sahayı elinde tut, karşındakı en üst sınıf avrupa takımı değil ki, ne 10 kişiyle geriye yaslanması bu? karşındaki takım marsilya, bırak bari hiç olmazssa 3-4 oyuncun orta sahada bassın da adamların 10 kişiyle senin kale civarına gelmesini bi nebze engellesinler. real, barcelona, ve ya b.münih değil ki karşındaki, öylemi yoksa? bizmi halüsinasyon gördük acaba?

kısaca son 15.dk dönen oyunda fener antrenörünün çok çekingen oyunu ve göremediği* yanlış oyun stratejisi feneri 3 puandan etmiştir. yazık olmuştur emeğe.
o değil, bu değil ne amk?

ne mi aga,

bu maç 2-0 dan verilmemeliydi.
Old trafford'da manchester united karşısında deplasmanda çift forvetle atak futbol oynatan fatih terimle, kendi evinde, mabedinde, şükrüsaraçoğlunda, hemde kendi evimizde oynamanın verdiği avantajı kullanacağız diye maç öncesi açıklama yapmışken tek forvetle takımını sakat bırakan aykut kocaman arasındaki tecrübe ve cesaret farkını ortaya koymuş olan maçtır.

keza yine hagi'li galatasaray zamanında ne olursa olsun hagi gibi maçın kaderini her an değiştirebilecek nitelikteki bir oyuncuyu asla oyundan almadı fatih terim. alex gibi değerli ve takımının en önemli, en klas, en istekli ve dakikalar önce gol atmış bir oyuncuyu neden oyundan aldığı sorusuna veremedeğimiz cevap da aykut kocamanın aklının karışıklığını ve fenerbahçeye fenerbahçeliye verdiği zararı gösteriyor.

şimdi aga fenerbahçeyi destekledik evelallah hasta galatasaraylı olduğumuz halde olmayınca olmuyor üzülmeyin ilk maçtır. amma'velakin manchester united'ı tutan fenerbahçeli kardeşlerimize şunu söylemek istiyorum (diğerleri alınmasın) ulan deyyuslar! ulan ingiliz mandası deyyuslar! dün iki kez gol diye bağırdık biz önce caner sonra alex, siz de marsilya diye bağırsaydınız keşke manchesterdan sonra bu yakışırdı ulan deyyuslar!
son 25 dakikalık bölümüyle alex'in fenerbahçe'nin bel kemiği olduğunu bir kez daha kanıtlayan maç olmuştur.
ülke puanını piç eden maç olmuştur.

fenerbahçe'nin 1 dakika daha dayanamadığı maç.
lilly, phizer ve novartis firmalarının fenerbahçelileri aykut kocaman mikrobundan korumak için güçlerini birliştirerek bir çalışma yapmaya karar verdiği maç.
önce üzüldüm sonra verdim kahkahanın gözüne. *
fenerin sadece alex'ten ibaret olduğunu bir kez daha bizlere gösteren maç. (bkz: güldüm ya la)
fenerbahçe'nin yine yanılttığı (aslında yanıltmadığı da) grup ilk maçı. adamlar şu anda en formda takım fransa'da, öyle ya da böyle.
şimdi arkadaşım çok çok iyi oynamadan, ki zaman zaman marsilya çok daha "komple" bir takım görüntüsü vererek üzerimize istediği gibi geldiği halde oyunu izlerken rahatlıkla öne geçeceğimizi biliyordum. yeterki defansif bir hata/sıçış yapmayalım diyordum bireysel olarak ve yapmadık zaten.
oyun bunu gösteriyordu.
yani bu takımın ölü hali bile içeride her takıma 2 gol atar, bu bariz belli. ve yaptık bunu.
ilk yarı bitti ve ikinci yarı ile birlikte golü yemiş marsilya yine aynı rahatlıkla oyun kuruyor ve yine aynı rahatlıkla da üzerimize baskı kuruyordu. ve aklımdan geçen şu idi:
bunları az biraz uyutur ve ara baskılar ile bir yerde pozisyonu yakalar 15 dk. içinde de golü atarız.
ve aynen dediğim gibi, bir ters top, tüm savunma düzeni altüst olan marsilya bir anda ters kanada giden topu takip edeyim derken kademeyi falan kaybetti "kedi" adam alex de souza da her zaman yaptığı gibi gelen asiste hayır demedi. gol ve 2-0.
ortalık bayram yeri ve diyorum, ki şimdi oyunu ele alırız ve 60 dk. yapamadığımız topa hakip olup, topu çevirme konusunda bir rahatlar ve adamları iyice düşürürüz. fakat nerdeeee?
şimdi kimse bana aykut demesin arkadaşım? ona sonra gelicem.
67 de alex çıktı, giren baroni. bir pozisyon hariç var mı bir adam geçme, top tutma, oyun rahatlatma! yok, sıfır!
adam jogging yapar gibi koşuyor! hırs sıfır! bu mu forma aşkı lan!
bienvenü bu takımdan gitmedi, ben kalıcam dedi, haliyle gönderemediler. Eee al arkadaş sana fırsat, çık kıçını yırt lan amk!
ama o ne, adam haplanmış gibi koşuyor sadece, bir tane top tuttu onda da pozisyonu yedi, dönüşte gol yedik!
stoch zaten kırılgan bir adam, ki o saatte (88 de) hiç girmemesi lazım, hadi girdin, bir top al sürükle, adam geç.
yok, haliye o da sıfır!
formayı sevsinler formayı, parayı değil amk!
şimdi sorarım size son 25 dakikaya 2-0 önde olan bir hoca 3 değişiklik yapıp bir tane yedek giren oyuncudan verim alamazsa ne yapacak?topu o mu tutacak ayağında, o mu 2 pas yaptıracak takıma.
takıma bakın bakalım. kaç tane adam ulusal ve uluslararası seviyede?
bizim zenci saatçi çocuk (bienvenü) hariç hepsi?
hadi bekir ve baroni'yi de ulusal/uluslararası saymayayım. tam 8 kişi.
evet 8 kişi devam etsek böyle 2 gol yenmez, yenmemeli arkadaş. nerede bu takımın sükuneti, sakinliği, herkes bir panik, herkes topu şişirme derdinde!! aklım sırrım almıyor amına koyayım lan, aklım sırrım almıyor be!
bana kimse aykut kocaman diye bahsetmesin, skerim onların ben fenerbahçe sevdasını, aşkını amk!
her yazılanın, her çizilenin, basının yazdıklarının gazına gelmesin kimse. bu takımda hocayı sevmeyen adamlar ve bundan ötürü "jogging" yapan adamlar gitsin, gidecek devre arasında. ben de buradayım.
ne aykut kocaman'mış be!

not: 90+4 te bakın bakalım baroni ne yapıyor kornerde. resmen sahte okey gibi duruyor lan adam!!

not2: bu sevda bitmez amk, alex'i mi tutuyorsunuz yoksa fenerbahçe'yi mi artık karar verin! alex'i tutanlar da onunla birlikte siktirsin gitsin brezilya'ya. verin teşekkür plaketini yollayın kardeşim devre arasında, adım gibi eminim bu takım şakır şakır top oynar.
taraftarın ''ı love you alex'' diye tezahürat yapmasından sonra aykut kocaman'ın alex'i oyundan çıkarması pek bi ironik olmuştur. bi galatasaraylı olarak aykut kocaman'ın alex'i kıskanıyo dediokdularına her ne kadar gülüp geçmiş olsam bile dün akşam ki maçta hocanın yaptıkları bunu doğrular türde idi. zaten daha sonra da fenerin düşüşe geçtiği 90+4 te ise kocaman bir yıkıma uğradığı maçtır.
aykut'un bizi fitil ettiği maçtır. bunu galatasaray'a karşı yapınca çok sempatik görünüyor doğrusu. ama gavurun takımına yapınca kimyamız bozuluyor.

dünkü maç 11'imde (#16933874) bekir'in yerine m. topal'ı koymuştum. ben bir galatasaray seyircisi olarak topal'ın orada bekir'den iyi olduğunu biliyorum, fenerin teknik direktörü bilmiyor. gerek ilk müdahalede gerekse de topla çıkmada topal mecbur kalındığında gönül rahatlığıyla stoper oynayabilir. özellikle evinde oynadığın ve defansını orta çizgiye kadar çıkardığın maçlarda ben olsam egemen'in yerine bile topal'ı tercih ederim. feneri yakın takip edemediğim için bir kuyt koymuşum maç 11'ine, sakatlıktan mı nedir oynayamamış. onu da caner'e sayarsınız.

fenerin yediği ikinci golde, rakip korner atarken direk paylaşımlarına bakın. son hollanda maçında van persie'nin attığı golde de bizim arka direk boş, ön direk doluydu. marsilya'nın kornerinde de aynı şekilde yerleştik. gerçi vuruş kale ortasına geldi, ancak oradaki doğru vuruş da arka direktir. direkleri öyle paylaşırsan, rakip oyuncu boş direğe vuruşu yapar. çok gol yersin öyle. aykut bunları anlat takıma artık.

alex meselesi karmakarışık. aykut maçtan sonra topun bizde kalma süresini uzatmak ve takımımızın uçları arasındaki mesafeyi kısaltmak istedik dedi. oyuncu değişikliği tercihlerini bu şekillendirmiş. alex çıkıp baroni, sow çıkıp bienvenu girince topun bizde kalma süresi uzadı mı? bunun böyle olmayacağını aykut daha önce tecrübe etmedi mi?

olay şuydu, top bizdeydi, rahat rahat da oynuyorduk. alex bir ara gidip tribünlere imza dağıtsaydı bile sahadaki ortak akıl onda birleşiyordu. üstelik dün hırslıydı, kaptırılan topta en azından ilk müdahalesini yapıyor, defansı yerleşince rölantiye alıyordu. sonra aykut ekşın dedi. top marsilya'ya geçti. duvara çarpan top geri geldi ve sahada bir ortak akıl kalmadı.

demedi demeyin ki, bu aykut kocaman, gider fransa'da marsilya'ya karşı kontra taktiği uygular. terim'in old trafford'taki yüreğinin 10 da 1'i aykut'ta olsun, fener gruptan açık ara birinci çıkar. yine de inşallah öyle olur.
maç 2-0 olunca "fener aldı bu maçı, helal olsun" dedim, uykum geldiydi yattım, sabah kalktım bir de ne göreyim 2-2 olmuş.

fenerbahçe nin kaderi midir, nedir? ilginç.
sakinleşmem için uyumam gerekti, öyle sinirliydim maçtan sonra. sakinleştiğimize göre maç yazısı vakti.

benim anlamadığım bir nokta var. hoca doğru kadrolar seçiyor olabilir, ama bu kadrolar doğru oyunları oynamıyor. temiz, net bir 4-4-1-1 vardı sahada. alex'in merkezinde olduğu, caner ve topuz'un pres yapıp kenarlardan ortayı doldurduğu, beklerin çıkmasına müsait, sow'un önüne atılacak toplarda tehlike yaratabileceği, ve son zamanlardaki en büyük sıkıntılardan olan doğru orta ikilinin baştan sona sahada olduğu bir maç kadrosu.

raul meireles'le başlamak istiyorum. kısa ve net söylenmesi gereken bir şey var ki, bu adam eğer kaldığı süreç içerisinde bize benzemezse, bu takımın seviyesini çok ileri çekecektir. öyle böyle değil. adamda her şey var. topa basıyor, top kesiyor, doğru top kullanıyor, asist girişiminde bulunuyor, yeri geliyor şut deniyor. hani fm/cm fetişleri ağızlarından salyalar saçarak box to box lazım yeaaa diyorlardı ya; alın box to box.

doğru kadronun yanlış oyunundan bahsettik. sahadaki takım pas takımıydı kesinlikle ve doğru oyunu da 2-0'dan alex çıkana kadarki süre içerisinde oynadı. yani 10 dakika bile değil.

rakip önde basıyor, tipik 4-3-3 takımı, sen böyle takımları daha önce doğru kadro seçimiyle alt etmişsin, sahada da doğru kadro var, e peki niye doğru oyun yok?

iki kez adamların kalesine organize gidip gol atmışsın, ki gol organizasyonları şahane. topa sahip olup dikine oynaman gereken ortadayken, üstüne üstük 2-0 öndeyken neden savunmaya çekilirsin?

alex neden çıkar tantanası yapmayacağım. ama iyi oynayan oyuncu, fizik durumu da elveriyorken 65 dakikadan fazla sahada kalır bu bir. ikinci kısım da eğer alex çıkıyorsa yerine girecek oyuncu forvet özellikli olmalıdır bunu hâla anlamadık mı? normal şartlarda dirk kuyt olurdu ama tamam o sakat, anladık. o zaman ya miroslav stoch girecek, ya henri bienvenu ama moussa sow çık-ma-ya-cak. ha illa 4-3-3 mü oynamak istiyoruz kontratak yapacakken? bu formsuz cristian'la olmaz. çekersin mehmet topuz'u ortaya, stoch'u sürersin oyuna, caner de sağa geçer, öyle olur.

savunma sadece topun arkasına geçilerek mi yapılır? kesinlikle hayır. savunma rakibin tüm hatlarıyla senin sahana gelmesini engelleyerek yapılır. ileride oyunu tutan, doğru oynayan oyuncuların varsa, çok güzel savunma yaparsın. herkesin arkasından ağlayıp ağıtlar yaktığı zico'nun takımı çok mu müthiş savunma takımıydı? hayır oyunu ileride tutan çok iyi oyuncuları vardı, tek fark burada. yoksa şimdiki kadro kalitesi onun 10 katı.

öne geçip maç verme hastalığımız beni çıldırtıyor ve bu sefer sorumlu olarak direk hocayı göstermekten çekinmiyorum. böyle kenar yönetim basiretsizliği olmaz. olmamalı. sen gruptan çıkarsak kupayı alabiliriz diyorsan, buna yakışır top oynatmalısın.

oyunu tutmak diyor hoca hep. oyun karşı sahada tutulur hocam. biz savunma takımı değiliz. biz topa sahip olan, pas yapan, rakibi yoran, sonra da zafiyeti gördüğünde karşı kaleye gidip golü atan takımız. sen yerleştirmeye çalışmadın mı bu mentaliteyi en başta?

alper öçal'ın maç yazısı okumaya değer. olaylara farklı bir şekilde bakabilecek bir danışman gerekebilir, zira ben hocanın maç sonrasında sorumluluğu üstüne almasını beklerdim, zira galibiyetin uçup gitmesinin sorumlusu kendisiydi. şayet bir danışman vs olacaksa, benim aklıma zeki önder özen geldi ilk, ama sanmıyorum böyle bir uygulamanın yapılabileceğini.

eleştirdik, ama hakkını verelim. bu takım her maç daha iyi oynuyor, oyuncular birbirlerine alışıyor ve uzun vadede getirileri olacaktır. ancak hocanın kafasını toparlaması ve ciddi şekilde yanlışlarından ders alması gerekiyor. olan bitenden ders alınmamış olması kenar yönetimin basiretsizliğidir.

aykut istifa diyenlerle bitirelim. bu kulüp son 10 yıldır teknik direktör göndermiş mi sezon ortasında? göndermemiş. cevabı burada.
berabere kaldığımıza değil 2-0 dan maçı verdiğimize üzüldüğümüz maçtır.
aykut kocaman'ı eleştirmek haksızlık! marsilya gibi bir takıma karşı 2-0 öne geçmişken tabii ki takım geriye çekilir savunma ağırlıklı oyuna geçilir. bunu hangi takım hangi hoca yapmıyor ki? aykut kocaman'ı eleştirmek yerine kötü oynayan futbolcuları neden kimse ağzına almıyor? son saniyede o gol yenmese aykut kocaman vezir olacaktı. gol yenildi rezil oldu. bu mu kıstas, bu mudur sizin eleştiri eşiğiniz?
aykut kocaman ın mallığı yüzünden fenerbahçem in 3 puandan olduğu maçtır aykut istifa!
ne maçtı be. futbolcular koşuyor, taraftarlar bağırıyor, hakem zor kararlar veriyor, taraftarlar hop oturup hop kalkıyordu.

lan aslında çok sıradan bir maçmış heaaa.