haruki murakami nin yeni romanı çıktığından bu yana 1 milyonun üzerinde japon 2 milyon çinli ve korelinin
satın aldığı kitap avrupa da yok satıyor.
1256 sayfalık, orwell'ın 1984'üne gönderme yapan ve dilimize hüseyin can erkin (kendisi japon dili üzerine bir profesördür) tarafından çevrilmiştir. kitabevlerindeki raflarda yerini almıştır bu eser. fiyatı 48 tl civarında.
Okudum bitti.murakaminin daha güzel hikayelerini okumuştum.bu kitap bir şaheser değil.sonlara doğru
verdiği heyecan dalgası azalıyor.aynı şeyleri tekrar tekrar anlatmasına bir anlam veremedim.hikayenin içindeki aşk empati yapamadığımdan çok saçma geldi.romanın sonuda beni tatmin etmedi.
bugün alıp okumaya başladığım haruki murakami eseri.
kalınlığını görenler "o ne ya" tepkisi verse de bu hızla gidersem 1 ayda bitip beni tekrar yanlızlığa bırakacağa benziyor.
romanda, uzun uzun baş karakterlerden tengo'nun yaptığı yemekler anlatılır.
özellikle bir karides tarifi vardı hoşuma gitti. not aldım.
tarif kitapta anlatıldığı şekliyle şöyle:

--spoiler--
Tengo bir sürü zencefili incecik olana kadar kıydı. sonra biraz kereviz ve mantarı ufak ufak doğradı. çin maydanozunu da incecik kıydı. karidesleri soyup evyede yıkadı. bir kağıt havlunun üzerine, sanki askeri bir birlikmişlercesine düzenli sıralar oluşturarak yaydı.
daha sonra büyük bir kızartma tavasını ocakta ısıtıp, üzerine damlattığı susam yağını kenarlara doğru iyice yaydı. önce kıyılmış zencefili kısık ateşte ağır ağır kızarttı.

daha sonra doğranmış kereviz ve mantarları ekledi. ateşi yükseğe alarak ve tavayı hafifçe çevirerek üzerlerine biraz tuz ve kara biber eklediği sebzeleri dikkatlice bambu bir spatulayla karıştırdı. sebzeler henüz pişmeye başlamışken, suyu süzülmüş karidesleri de tavaya attı. biraz daha tuz ve biber ekledikten sonra,tavaya küçük bir bardak da sake kattı. sonra azıcık soya sosu ve son olarak da üzerine gezdirdiği ufalanmış çin maydanozuyla servis yaptı.

--spoiler--

yıllar oldu kitabı okuyalı. daha pişirmeye fırsat olmadı şu tarifi.
ilginç bir şekilde, okuduğum süre boyunca depresif bir ruh haline büründüğüm kitaptır. sadece bende mi böyle oldu bilmiyorum ama kitabı okurken pink floyd' un division bell, ummagumma ve animals albümlerini dinlemiş olmamdan da kaynaklanmış olabilir.

Tuğla gibi bir kitap olmasının yanında (sonradan 3 ayrı cilt haline getirmişlerdi- onları endinmeniz daha iyi olabilir) sıkmayan, kolay okunan ve kalınlığıyla ters orantılı şekilde hızlı biten bir kitaptır.

Kitap bitti, depresyon bitti.

Not: Kitap özellikle depresif falan değildir, güvenle okuyabilirsiniz.
3 cilt halinde okuduğum enfes bir roman. sanırım bir kaç gizemli detay içeriyor fakat o kadar dikkatimi veremediğim için pek çakamadım. yine de çok güzeldi.
--spoiler--
''Çark döndükçe değerler ve duygular azalıp artar. Bir pırıl pırıl parlar, bir karanlığa gömülür. Fakat gerçek aşk, çarkın merkezinde kımıldamadan kalır.''
--spoiler--
haruki murakami' nin yeni okumaya başladığım kitabı. insanı içine çekiyor.
En hızlı bitirdiğim kitap olmakla beraber okurken çoğu zaman kendinizi karakterlerin yerine koyup, o heyecanı ve empatiyi yaşayabilirsiniz.çok güzel bir olay örgüsü verilmiş. Ciddi anlamda düşündüren ince işlenmiş bir kurgusu var. Bir tık üstü (bkz: 1984)
21. yüzyılın en çok zevk alarak okuduğum kitaplarından biri.
okuduğum ilk harukami kitabıydı.
popüler kültür öğelerini japon kültürüyle harmanlayıp detaylı detaylı anlatması, post modernizmden büyülü gerçekciliğe farklı akımları kullanması hoşuma gitti.
ben ingilizce çevirisini okudum. bazı romanların türkçe çevirisini başarılı bulmuyorum. yani beğenmeyenlerden imkanı olanlar farklı dillerde de deneyip bir şans vermeli.
çok katmanlı, bol göndermeli, takip etmesi beyni çalıştıran, bir miktar fantastik öğe ve bir miktar polisiyeye ek olarak hoş bir romantizm de içeren okumaya değer bir eser.