19 yaşında, evlilik dışı , üstüne bir de öğrenci iken hamile kalıp şiddet gösterilerine katılmayı "kişisel tercih" olarak yutturmaya çalışan , buna saygı duyulması gerektiğinden bahseden ergenlerin varlığını ortaya döken kızdır.
enteresan olan şudur ki 30 yılı aşkın bir süredir yürürlükte bulunan yürüyüş , miting vs gibi durumlarda izin alınmasını öngören kanuna 10 gram bile saygı duymaz bu ergenler.
sonra da dayak atınca polis kötü olur.
kapı gibi yasa var değil mi? izin iste? " olmaz, yoksa kavga çıkaramayız"
peki sen şu kanuna saygı duysaydın , adam gibi iznini alsaydın bildirimi ne okuyacaksan onu okurdun dayak da yemezdin. ama ne oldu? saygısızlık ettin dayağını yedin değil mi? sen kanuna saygı duymazsan , devlete saygı duymazsan devlet sana niye saygı duysun? kaldıki hamile olduğunu polis nereden bilecek?
"kızlara vurulurmuymuş hiç " diyorsan sen vurmaktan beterini yapmışsın korunmadan ilişkiye girip hamile bırakmışsın kızı?
hadi onu da geçtik hani eşitlik? erkekleri dövüp kızlara çiçekmi vericek polisimiz?
hani eşitlik yasası? kadın - erkek eşittir. birisi gibi diğeri de anarşi çıkarıyorsa aynı muameleyi gayet güzel görür.
bu ülkede 13-14 yaşında zorla kocaya verilmiş belki de satılmış kızların varlığı bilindiğinden çokta ilginç ya da şaşırtıcı gelmeyen durumdur. başlık yazarının hangi ülkede yaşadığı ise ayrıca bir merak konusu olmuştur.
henüz 19 undayken bir erkek tarafından cinsel munasebet sırasında içine boşalınmış, milyarlarca sperm hücresinden bir ya da bir kaçı yumurtalıklarına isabet etmiş, akabinde gebe kalmış olan hatun modelidir.
varoşlarda ya da köylerde hemen her gün başa gelen hadisedir.
yanlış yapmış olan kızdır gençliğini tam yaşayabileceği zamanda bebek bakmayı seçmiştir kendi tercihidir saygı duymak gerekir nede olsa 18 yaşının üstünde.
yüzyıllardır anadolu topraklarında sıkça görülen kızdır. özellikle doğuda, kürt aşiretlerinde kızlar 13-14 yaşında evlendirilmektedir, daha doğrusu başlık parası karşılığında kocasına satılmaktadır. ve muhtemelen 19 yaşında 3ncü çocuğuna hamile kalmaktadır bu zavallılar.
türkiyenin her yerinde "mal" olarak adlandırılabilecek kızdır. bazı yerlerde genç oluşundan bu söz kullanılır. bazı yerlerde ise bu yaş evde kalma yaşı olduğundan orda da aynı şekilde bu gözle bakılır.
20 tane bakınız arasından ısrarla ve bir tek benimkini 'amaç ve format dışı' görüp silmeyi milli spor haline getiren moderasyonun "tanım manım yok lan, formata bir, size iki a.q" tadında entrylere de bir şey yapamadığını anlamamıza yardımcı olmuş olan kızdır.
protesto eylemine katıldığı ve polisin yardımıyla(!) çocuğunu düşürdüğü için hamileliği "mallık" olarak değerlendirilen kızdır.
pek çok köyde babası, hatta dedesi yaşındaki adamlara imam nikahıyla verilip de 13-14 yaşında hamile kalan kızlar için "mal" tabirini kullanmak; protestoculara saldırarak tatlısu vatanseverliği yapan malları zorlar biraz...
(pardon, o kızlar için "cennet anaların ayakları altındadır" diye vecize uydurulmuştu, değil mi?)
yaradan insanın kınadığını yaşamadan ölmeyeceğini söylüyor. sahiplenmeye gelince elimizde tapusu varmışcasına sahiplendiğimiz yunus emre
iki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise
yüz kez hacca vardın ise yüz kez kaza kıldın ise
bir kez gönül yıktın ise gerektir çekesin âhı
sorun bana aklı eren gönül mü yeğ kâbe mi yeğ
ben eydürem gönül yeğdir gönüldür hakkın durağı
demiyor mu? eeee o zaman nedir senin demek istediğin?? linç mi edilmeli bu çocuk yahut hoyratça sövülmeli mi yüzüne bakarak. sen deyilmisin ki hoş görüsüyle dünya yı 600 sene yönettiğini övünerek söyleyen osmanlı torunu. yahut yine bizler değilmiyiz ki cezanın da mükafatın da yaradan tarafından verileceğine inanan. tavsiye ederim susmanı çaresiz insan, susmanı ve önce kimseyi ayıplamadan kendi günahlarını düşünüp af dilemeni. ya da konuş, çünkü kolaydır konuşmak, bir günahkar belirleyip onu ayıplamak, sakın bir an olsun susma. susma ki gelmesin aklına asıl kendi çaresizliğin.
