bu tarz insan bile diyemediğim yaratıkların ki yaratık demek bile lütuftur bunlara. hadım ettikden sonra aynı şeyleri onlara yaşatmak gerekir kanımca. bu nasıl bir zihniyettir çözemiyorum. ee be o.ç. hiç mi vicdan yoktur sende allahından bu emi. sallandıraksın bunları ibreti alem olsun diye.
akıl almayan hadise. böyle bir olayı bir insan nasıl yapar ki? ya da eğer bu hadiseyi bir insan gerçekleştirebiliyorsa insan nasıl bir yaratıktır? bu adamlar yakalandıklarında ceza evine girecekler ve bir şekilde yine bir 'siyasi eşi' affı sayesinde dışarı çıkacaklar. hapishaneler topluma uyum gösteremeyen insanların ıslahı için yapılmışsa bu adamları içerde tutmanın anlamı yok ki. bu adamlar 17 aylık bir bebeğe cinsel obje gibi bakabiliyorlarsa zaten ıslah olmaları mümkün değildir. bence direkman asılmaları lazım.. tamam ülkende insan hakları mı var, başka ülkeler izin vermiyor diye bu tip yaratıkları öldüremiyorsan sok hapse bir hafta içinde 'kim vurdu' ya gönder. arkadaşlar bir tek sözlüğümüz var sesimizi duyurabildiğimiz. bu tip toplumsal travmalara sessiz kalmamamız gerekiyor. o bebek hayatı boyunca normal bir insan olamayacak..
idamın işkencenin cehennemin yetersiz kaldığı durumdur. gayet te sulanmışımdır haberi okuyunca lanet olsun yazıklar olsun ya da herhangibi söylenecek durum yoktur ortada bilinmeyen daha keşfedilmemiş yeni küfürler vs lazımdır...
"sapıklık"la açıklanmasına imkan görmediğim bu durumun çaresi linç olabilir gerçekten ama ben parmağımı kıpırdatmam. sakat doğan çocukları uçurumdan atarak topluma yük olmalarını engelleyen antik roma anlayışını da tartışmam.
yaşanan şey "düşünmekten kaçmaya itecek" kadar ağır, kabul. ancak bunu basit bir suç olarak görmek ve cezayı "kendi elleriyle" vermek duygusu da ancak nispeten daha az hastalıklı bir durum bence. hatta belki daha fazla.
doğru-yanlış ayırımı yapmayı becerebildiğini düşünen "sağlıklı" ne kadar çok insanın -ne kadar suçlu olursa olsun- bir insanı öldürmek istemesi normal mi sence?
o adamlar ve o kadın hasta belli ki; bencil ve konformist biri olarak sebepleriyle falan ilgilenmek istemeyeceğim kadar hastalar hem de. parası-vakti az, insanı çok bir ülkede gözden çıkarılmaları bile gerekebilir. ama duyarlı ve sağlıklı olduğunu düşünen "linç, linç!" çığlıkları atanlar için de aynı şeyi düşünüyorum ben. (duygularım insancıllıktan uzak, rasyonalliğe yakın. ama olsun küfrü hakettiğimi biliyorum)
shçek'e bağlı karşıyaka çocuk yuvasına yerleştirildi küçük bebecik.
orada olup onu bağrıma basmak isterdim, saatlerce, sıkıca, hiç bırakmadan, öpüp koklayarak.
ayrıca, shçek'e verildiğini okuduğumda, birden malatya'da yaşanan yuva skandalı geldi aklıma.
bir insanın kaderi, yazılıdır derler. bazen şanssızlıklar hiç bırakmaz peşini.
birçok paranoya geçiyor kafamdan şimşek hızıyla...
ya bu bebeğin kaderi de şanssızlıklarla doluysa?
bu bebecik bir de shçek'lerde yaşanan skandalların başkahramanı olursa ve birgün başka haberlerde okursak bu bebeciğin adını?
onu orada bağrına basacak birileri ya yoksa?
orada da tecavüzcü pisliklerler varsa ve bu pislikler tarafından, zaten tecavüze uğramış düşüncesinden nasibini alarak, defalarca yine tecavüze uğrarsa?
.......
çok kaliteli shçek'ler var. yöneticileri eğitimli, ahlaklı, insan gibi insan olan. umarım onu seven koklayan, onu insan yerine koyan kişilerin olduğu bir shçek'tedir. çocuk yuvasına verdik, şimdi güvende demekle iş bitmiyor. neresi güvenli ki bu türkiye'nin. ana evinde tecavüz edilen bebeciğe bakın da görün!
aslında aklımad öyle iğrenç öyle ıııyyyykkkk denilesi işgenceler var ki burada anlatmam hem benim kalitemi düşürür hem siz sevgili sözlük okurlarının midesinin kaldırırım.
aslında yapılacak tek şey bu insanların ellerini kollarını bağlayıp bir sandayleye oturtup göz kapaklarını da sonuna kadar açtırarak bir eylemi gerçekleştirmek gözleri önünde. ama eylemin ne olacağını saöylerek sizlerinde midesini kaldırmayacağım.
fakat sevgili uuserler insanın dikkat tmesi gereken bir olay olmuştur artık bu. 3 kişi annesi yanında 17 aylık bebeğe tecavüz.
umarım içerde size de tecavüz ederler de aklınız başınıza gelir denilesi ve daha fazla bişey yapılamamamsı olay.
bu ve bu gibi kan donduran, ülkemizde maalesef sık yaşanan olayların tartışması; eğitimden tutun da aile olgusuna, toplumsal davranışlardan ekonomik şartlara, türkiye'de cinselliğe bakışa kadar uzanabilir, annenin durumu için de hayat şartlarından dem vurulabilir belki. fakat bu olayı okuyup üzerine çok düşünmeme rağmen halen mantığımı kazanamayacak kadar şaşkınım. kendi s.kiyle defalarca tecavüze uğraması gereken bu tanımsız yaratığı da, el kadar çocuğu ne olursa olsun o kadar zaman yalnız bırakan anneyi de.....hayal gücüm süper çalışıyor ama yazamıyorum!
böyle hayvanların insanız diye ortada dolaşmasını anlıyamıyorum hayvanlar bile yapmaz bunu. 17 aylık bebekten nasıl tahrik olursun bu nasıl sapıklıktır yuh diyorum.
(bkz: idam geri gelsin kampanyası)
bir kız çocuğu babası olarak bu haberi okuduğumda ellerim ayaklarım buz kesti. 1-2 gündür de bu konu hakkında ne düşündüğümü yazmıyayım diyorum. hala da yazmamakta da kararlıyım. buna ister sözlük formatı de, ister bayan yazar ve okurlara saygı de, ama yine de yazmıyacağım..
17 aylık bebeğe tecavüz eden hasta ve sapkın o üç kişinin yanında olaylara göz yuman ve ses çıkartmayan annenin nasıl bir anne olduğunu düşündüren başlık.
ağzımdan çok içten bir allah belanızı versin bedduası çıkartan olay. bu tip yaratıklarla aynı gezegeni paylaşıyor olma düşüncesi bile insanı fazlasıyla geriyor.
yok, yazacak kelime yok, söylenecek küfür yok, uygulanacak bir işkence yok, adalet yok, insanlık yok, allahtan korku yok, eyy yüce allahım yarattıkların korkmaz oldu senden, ne zaman kadar bekleyeceksin, ya kopsun artık bu kıyamet, ya da düşsün artık bir felaket. kimsenin yaptığını kimsenin yanına kalmasın, amin.
size dokunmayan yılan bin yıl yaşamasın, başkasına dokunan bir gün gelir size de dokunur, yılan her yerde yılandır, yılanın başı ezilmelidir, allah korusun bir sevdiğimizin, çocuğumuzun, kardeşimizin, başına gelmesini istemiyorsak, yaşamasın bu yılanlar aramızda, bu şerefsizlerle beraber aldığım her nefesin vebalini, bu orosbu çoçuklarını yaşatanlardan sorarım ahirette.
evet linç propagandası yapıyorum, çünkü linç edilmelerini öldürülmelerini, yaşamamalarını istiyorum, o çocuk benim çocuğummuş gibi hissediyorum, eğer o hissetdiğimi yaşadığım durum başıma gelse idi, o piçlerin bütün ailesini toplar demir bir kafesin içine kor, üstlerine benzin döküp yanmalarını seyrederdim, bir cd ye çekip cezaevine gönderir onlara da seyrettirirdim.
bazı yerlerde bazı kuşbeyinlilerce " e ama onlar da insan canım tedavi şart, ceza vermeyelim eğitelim ikna edlim vs" gibi sapına kadar art niyetli olan şeylerin (kimse kusura bakmasın ama bunu diyen insanda ben hümanizm falan aramam, direkman potansiyel ararım!) denildiğini duyunca aşşağıdaki bkz ları örnek vermem gereken haber
hapse girince muhtemelen, makatlarında birer çizik çekilecek,sonra yaklaşık 25 kişinin defalarca tecavüzüne uğrayacak, 50 babalı o.ç lerdir bunu yapanlar
insanın kanını donduran olay. Bunu yapan insanların insanı insan yapan değerlerden mahrum oldukları açıktır. Zira idam cezasına karşı oluşumu etkilememelidir bu olay. Ama insanın içinde intikam duygusuda vardır, ne yazık ki bunu her zaman devre dışı bırakamıyoruz. Ne zaman ki hukuk sistemini insani duygulardan arındırırız, o zaman adalet yerini bulur. Bu kişiler için verilmesi gereken ceza, toplumdan izole edilip bir kişilik hücrelerde hapsedilmesidir. ileride birgün, yaptıklarının ne anlama geldiğini anlayacak kadar islah olursa, işte o zaman gerçek cezasını çekmeye başlar: ömrünün sonuna kadar vicdan muhasebesi yapmak. Eğer islah olamayacak birisiyse, zaten ölümden de birşey anlamaz. Onu öldürmek kişiyi cezalandırmak yerine kendi intikam duygularımızı tatmin etmek içindir. Oysa hukuk adaleti sağlamak için olmalıdır, insanlığı yatıştırmak ve intikam duygularını bastırmak için değil. Burada tartışılması gereken Omur boyu hapis cezasının caydırıcılığıdır. Benim fikrimce ömür boyu hapis cezası sosyal ve özgür bir varlık olan insanın alabileceği en büyük ve en kötü cezadır. (bkz: idam cezası)
bu gece televizyonda izlememle dehşete düştüğüm olay.. kanımı dondurmuştur... böyle yaratıklar da yaşıyor ne yazık ki aramızda... bunu yapanları taksim meydanına çıkartıp, gelene geçene s.ktirtmek gerekir ; bu bile az gelir bu yaratığımsı varlıklara...
