şu anda türkiye'de kimsenin beşiktaşımın kaybetmesini istemediği maç. beşiktaşımın iyi oynaması gerekmiyor sadece maçı kazanması gerekiyor ve sanırım ertuğrul sağlam ve futbolcular bunun bilincinde olarak çıkacaklar sahaya. delgado'nun yine takımı sırtlamasını bekliyoruz.
beşiktaşımızın sadece portoya karşı değil 2004 ten beri kötü giden kadare, yanlı medyaya, taraftarını herşeyin altına sokmaya çalışanlara,avrupadaki kötü kadere karşı vericeği maç da olucaktır.
bizler sonuna kadar inanıyoruz takımımıza. http://forum.forzabesiktas.com/ adresindeki resime bakıyorum çalan o etkileyici, duygu yüklü şarkıyı* dinliyorum gözümde nedenini bilemediğim damla damla yaşlarla. forumdaki 70 sayfaya yakın maç yorumlarına bakıyorum, sadece inanmışlık ve dualar görüyorum çünkü bu maçın bir taktiği, bir tekniği yok. çünkü bu maç normal bir cl* maçı, normal bir tur atlama maçı değil. bu maç yensek de yenilsek de bir dönüm noktası bizim için. o yanlı medya tarafından sanki ahlaksız birşey yapmış gibi gözlerine bant çekilenlerin akşamı bu akşam. yıllardır semtten, köyiçinden dolmabahçeden, tüm türkiyeden inönü stadına akan ruhun akşamı bu akşam. kazansak da bizim akşamımız kaybetsekte.
(bkz: http://forum.forzabesiktas.com/)
çocucklar inanın inanın çocuklar
güzel günler göreceğiz güneşli günler
11 aralıkta portoyu yeneceğiz
şampiyonluk şarkıları söyleyeceğiz
ve ne olursa olsun...
Başın öne eğilmesin aldırma kartal aldırma
Başın öne eğilmesin aldırma kartal aldırma
En büyük sen değil misin
Aldırma kartal aldırma
Aldırma kartal aldırma
Kartal aldırma
Dışarda yüz bin taraftar
Bir gün ağlar bir gün coşar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma kartal aldırma
Aldırma kartal aldırma
(bkz:
marsilya maçı öncesi yaptığı açıklamaları copy paste tadında tekrar dile getirmi$ ertuğrul saglam' ın korkuttuğu maçtır. zira, ordaki maçtada saldırıcaz, galibiyet alıcaz gibi açıklamalardan sonra takımı yedek klubesinden izlemekle yetinmi$, fatih terim vari el kol hareketlerine bile girmeye tenezzül etmemi$, takımı pasif oynatarak yenilgiye zemin hazırlamı$tır.
bugünkü dileğim, takımımın canavar gibi saldırması, 3 yese bile maç berabereymi$ gibi saldırması, 90 dakika tempolu bir $ekilde üstlerine gitmeleridir. zaman zaman seet futbolla rakip yıldırılmalıdır. daha önceki maçlarda gördüğümüz üzere özellikle $ampiyonlar liginde sertliğe ülkemizden daha adil bir $ekilde izin var.
liverpool kar$ısında oynadığımız gibi oynarsak bir 8 daha gol yememiz i$ten bile değilken, bütün dualar ertuğrul sağlam' ın sağlam bir kadro çıkarmasına bağlıdır. ali tandoğan gibi 2.lig topçusunun yerine mehmet sedef gibi kendini kanıtlamak isteyen birine yer verilmesi daha mantıklı gibi gelmektedir bana. bunun yerine higuain isimli $ahsın kesinlikle kazanılması için oynatılmaması gerekli olan maçtır.
maötan önce nasıl söylenir, nasıl yapılır bilmem ama feci bir gaz verilmesi ve futbolcuların bu gazdan sonra canla ba$la oynamaları, gol ve goller aramaları gerekmektedir. 1-0' ın üzerine yatılmadan, 2 hatta 3 aranmalıdır. ilk gol onlardan gelicekse bile en azından burdaki maç gibi, maçın sonunda gelmemesi duamızdır. gelecekse bile maçın ba$larında gelsin, belki takım kendini daha çabuk toparlar.
bunların yanında neden bir chelsea maçı oynanmasın bugun portekizde? yeterki, bizi küçül gören $u portekizlilere kar$ı adam gibi top oynayalım. gerisi zaten gelir..
mutlak galip gelmesi gereken beşiktaş'ın gol atmak adına hiç bir şey yapmadığı maç. kendi yarı sahasında kabul ettiği ve cılız kontra ataklarla gol aradığı bir ilk yarı. yahu 1-1-8 taktiğiyle oynamaman için ne sebep var ? son maç, mutlaka kazanman gerekiyor ya 1-0 alırsın ya 5-0 mağlup olursun. kaybedeceğin ne var ki ? biraz cesur oynayın lan. ne teknik yönetim, ne futbolcular ne de taraftar inanmamış ki deplasmanda porto'yu yenip tur atlanacağına... ayrıca bir de şu var:
(bkz: burak kim lan)
rüştü'nün arkasındaki ali tandoğan'ı unutarak, pozisyona hakim olmaya çalışmak yerine, ofsayt kararı peşinde koşmasının sonunda, 2 iyi kurtarışın akabinde bir çuval inciri berbat ettiği maçtır.
oysa ki, ne kadar güzel gidiyordu, oyunu sıkıştırarak, sürpriz gol peşinde koşmak, ikinci yarıda daha fazla baskı kurmak için gücü ekonomik kullanmak.
gol yemeden 2 gol mü? neden olmasın? 2003 yılında sparta'nın lazio'ya son saniyede 70 metreden gol atıp, ikinci tura çıkamamamızın diyeti için, adaletin yerine gelip, ikinci tura çıkmak hakkımız değil mi ha futbol tanrıları?
edit: hakkımız değilmiş, iş bu entry'ye de maç bittikten sonra "ahahaha salağa bak atamadılar 2 gol" diyerek eksi oy veren bünyelerin kıllı g.tlerini, şansa 2 gol atsaydık görürdüm.
ayrıca, bu kıllı g.tlülerin de o kılları diken diken olmuş, g.tleri göğe ermiştir.
ilginç bir ilk yarıya sahip karsılasmadır. ilk yarıda porto'nun kaliteli ve teknik ayakları skoru degiştirmek adına cabalasa da rüştü ve baki'nin zamanında mudahaleleri skorun gelişimine engel olmuştur. ta ki 44. dakika gelene kadar. rezilligin diz boyu oldugu bu dakikada ali tandogan'nın yaklaşık 2,5 m kadar bozdugu ofsaytı rüştü kestiremeyince, amator küme takımlarının bile yiyemeyecegi türden bir gol yedik. yazıktır, günahtır. en azından kazanmak için biraz daha mücadale etmelidir bu takım. neyse daha önümüzde bir ikinci yarı var. hiçbir sey belli degil. bizden bir gömlek üstün bir takım oldukları belli ama mucadele güçlerinin bizim kadar oldugunu dusunmuyorum. ikinci yarı biraz daha sert ve ayaga paslarla beşiktaş'ım skora gitmelidir. aksi bir sonuc zaten eve dönüş demektir.
besiktasin ilk yarinin sonlarinda alabildigine geriye yaslanmasiyla en nihayetinde golu yedigi mactir, tadimiz tuzumuz kacmistir, zira besiktas bu sene sampiyonlar liginde iki gol arka arkaya atabilmis degildir.
mac bitiminden once not: eger mac bu sekilde biterse iki gun sonra unutulup gidecektir, fakat eger futbolun anrilari duruma bir el atip da skoru degistirirse besiktas tarih yazmis olacaktir. bizler inandik.
